1.H““â katli | Taydudun hdek kaflsı İ uu Rözeteleri sayesinde m.hzbbet hapis nlıılYetlnden edildi , 1828 de müsbhed KÜrek oezazına mah Küt Glan, meşhur Köorsikalı haydut Ro Maneffinin karısı Madlen — Mançininin. Bütün Pransız gaze. telerinin teşebbünleri Sayeninde nihayet af fedildii haber veril. Mektedir. Harbiymumi niha. Yetinde, Madlen Kor. Sikada, babazile be. Faber ikamet ediyor. ©i Bir gün Romanaf fi evlerine — gelerek. E60tYİ orada geçirme tine mümaade lerini istedi etme. Mancüni FEni Römanefilyi sene. lerdenberi i"'ıııy_, e Jandar. KB bi Fakat Korsikada, mi. Slursa olsun —— yüzüne Gdeğildir. İ Ar, Çok genç almasını i ©V kadınıydı. ve bütün - Romanaffi onu bağendi a Böylelikle hem — güzel tem de di Büseni Onun zenginliğin XÜL Kızm babası — evveli :» de, her sözünü yerine g Bilünden korkarak ni. Ü genç kızda, — büna #ti c Kürvetyi OÖ Çünkü gayet yakışık. l"“"—::ı “:eıazı_ okumuş bir er, n » Oğüna gitmişti. düüberi her gece muz Bilm utta. *uı. nı': Bündüzleri dahildek! izi ) *ft başladı. Bir gün, Üzerinde olduklarını- gö. Uzn hmw İhbar ettiğini zan. iğ İ RUnA bağlayarak ona İK yağyış ı Birkaç gün — sonra, Yara A MA Adeta harbetti Va 18 Kişi öldürdük. T y F? !3— iğ'l!iıi!l i!iîl’ğiğ;_î!gğ 4 * T Sit :h, :. N.:::,dum Güşmanları, bu e ::*ıtu:u ve Madlenin, k üe Romaneffinin tn. #ürdüler. Diğer ta. NÜ Müdlenin, — Borkoliyle aa Mi evinde gizlediği de nn a Mi Mahk, e lediği AnlA. ğ J»,_ Üküm çe Ohu müebbad kürek Üüaş Btrine, bi ""t:“"u. m.;::” bermen bütün Fran. Bit Fütüne kimasler. Korsikada, Ka 1 tğ, Sükki 127" kapamanım en büyük SEr ça M'inde KAĞCBİn) ve — Madlenin üç 4 Alemmesinin, onl n , onlarla suç ör q."' Birgok ATEU etmiyeceğini leri Vadnaz, —:;ş:'— G*lü ve tabatlar göster. İ teh $ Hüçüy %.d:;.hkâ:njyr&l!n sonra, S8T anlaşılarak affedli. Tayy Üü p. Fi <i »"'q,:ıkı ;:::tlkl:ıblınmn her bi. S Mülâkatı Mg' ;“hıunowç. vüreyla görüştü t ZT Oslavya başvekili 5 da bulunan ailesi- Te Adaya gelmiş ş s:;dlk'"l Bonra dün aV. *tada ;dmf“'i': Korfuda bu p, Man kralmı da zi- ki T günü adaya git- hı.,._k'lıı_ll*nvmı Metaksasla n K " sîü)“dınnviç ara . ";:’"“mılır yapıl - htgı:: hava içinde kağar lkan Antantile :dî“bümn mese- i Dte wh“lü: ş birliği ol. u“'kı K 8 ve Boyt : B £ $ m Winlhle Mahallesinde türü kilçük bir odada in an, “Delesinden 42 k Odasından çık- Sükma y DA vürülmüştür. a “arat kapı açılarak öldüğü — görülmüş. baledi - PP TTELE ÜN ü Zîkt”.r" tarafından Ümü süpheli gö. lştir a A b Memlekette tetkikler Dersimlinin sırrı Munzur nedir ? “Hicaza helva yollayan çoban,, Dersimlinin mabududur ? Yazan : Niyazi Ahmet Eski Dersimin tapmdığı, har şeyi ondan beklediği Munzur kimdir? İşte bu yazımda Dersim kadar en- teresan Munzur efsanesini bir masal gibi anlatacağım. Zengin ağanın biri bir gün Hicaza gitmiş ve h zmetçisi, çobanı Munzuru evde bırakmış. Ağanın gidişinden uzun bir müddet sonra bir gün Munzur eve gelmiş ve hanıma: — Hanım, demiş, ben bir şey - için geldim, . — Niçin geldin? — Beni ağa gönderdi. — Ağa nereden gönderdi? Kadın bu sözü söyledikten sonra piş - man ol Munzuru yüzüne karşı yalancı çıkarmak İstememiş. Derhal sormuş: — Niçin gönderdi* Munzür ezile büzüle cevab vermiş: — Helva istiyor! Kadım Munzurun yalanını vurmamış: “Adamcağız helva yemek istiyor galiba...,, diye düşünerek güzel bir hel va yapıp Munzura vermiş... Aradan günler, haftalar geçmiş ve hanım helva meselesini unutmuş bi. le... Bir gün: — Ağa geliyor... Haberi duyulmuş. Bütün köylü onu karşılamak için yola çıkmış. Rasladık. Jarr yerde hepsi yerlete Kkâpânarak Hacdan gelen ağanm elini öpmek iste mişler. Fakat ağa buna bir türlü mü. saade etmemiş: — Olmaz! demi Siz benim elimi değil, Munzurun elini öpün! Sormuşlar: — Munzurun elini mi öpelim? münasebet? O, bir çoban parçası. , yüzüne Ne Yerli mallar İlstanbu sergisi ı Dün akşam kapandı 9 uncu yerli mallar sergisi, dün — akşam SAAt 21 de kapanmıştır. Bu — münasebetle dün saat 16 da sergide merasiım — yapılmıy ve teçhir ve dekor birinciliklerile ikincilikle. rini kazanan firmalara kupalar verilmiştir. Miit Sanayt Birliği reisi — doktor. Halti Sezer bir nutuk söyliyerek milli sanaylimizin yükmliş hareketinden kısaca bahs ve mu. vaffakiyet gösteren firmaları tebrik etmiş. tir. Bümer bankın kazandığı güzel dekar teş, hir birinciliği kupası, bu pariyonu — kuran sanatkâr Ekreme, sergi bahçesinde — böşhir birinciliği kupası da İnhisarlar neştiyat gefi Memduha verilmiştir. Dekoraayon birinciliği kananan İş bunka. amın kupast ikinci müdüre ve Resasüransın kupaar da Reassürans mümessiline verilmiş. tir, Morasimin sarunda hazır bulunanlara İn. hisartar paviyonu tarafından yeni çıkarılan sodalı llkörden ikram edilmiştir. Nafıa Vekilimizin ziyareli Şehrimizde bulunan Nafia vekili Ali Ça, | tinkaya dün yerli mallar sergisini — ziyaret etmiştir. Nafla vekilimiz, sergide bir Kalmış, bühassa İzmit kAğıt fabrikaaı ma. mulAtila, Nazfili hasmalarmı ve yerli derile. ri tetkik etmiştir. Izmir belediye reisi sergide 1amir belediye reisi Behçet Salih dün ser. Biyi ziyâret etmiştir. Teşekkür İçinde yirmi üç liram ve muhtelif evrak bulunan cüzdanımt düşürmüş. tüm. Bunu bularak bana veren Tek Kollu Cemale teşekkür ederim. Beyoğlunda Kumbanacı yokuşum- da 21 numarada Osman oğlu Mustafa buçük aat BWunzur — Peki, © halde eve kadar gidelim. Bunun sebehini orada söylerim. Kafile eve geldiği vakit ağa karısı- na sormuş: 4 — Sen helva yaprp Munzura verdin mi? — Verdim. Ağa derhal heybesinden bir tabak çı karıp uzatımı! — Bu sahanla mı verdin? — Evet... Kadin şaşırmış: Munzura — verdiği tabağı geri almadığını hatırlamış, Demek Munzur: — Helvayı ağa istiyor... derken ya- lan söylememiş!... Ağa, hazır bulunanlara dönerek an. Jatmış: — Ben Hicazdayken Helva canım istedi. Bir gün sonra baktım ki Mun- zar bu tabakla bana istediğim helva- yı getirip verdi. Helvayı aldıktan son. Ta etrafa baktım, Munzur yok... İşte bunun için şimdi benim elimi değil, Müunzurun elini öpün! Tabil bütün köylü derhal Munzu- (Baştarafı $ üncüde) nin göğsünden çıkardığı memecini yavrusuna verdi. Ağlama sesi bir an içinde kesildi. Sonra, kadın tekrar bize dön — Bunu doyurmak kölay amma, ö- bürleri artık büyüdüler, yemek, ekmek istiyorlar, diye söylendi. Bu hakiki sefalet manzarasının rey. rine daha çok dayanamadım. Bulundu- ğumuz sokağın bozuk - yollarından a- cele acele yürüyerek caddeye fırladım. Buraya ayak basar basmaz, önünde bah çesi bulunan bembeyaz ve iki katlı bir binayı karşımda buldum. Burası Verem Dispanseri idi, — Ne temiz, ne güzel şey, derken iğrenç bir manzara yüzünden tam bir sukutu hayale uğramam Mmukaddermiş.. Dispanserin beyaz duvarları üzerinde takdirle dolaşan gözlerimin önünde bir denbire pis bir çöp kutusu belirmiş - ti. İş, dispanserin hemen köşesine yer - leştirilen bu umumi çöplükle kalsa yi- ne “neyse, deyip göçecektim. Fakat iş bukadarla kalmadı. Siyah elbiseli bir taze ceviz satıcısı, elinde tablası oldu - ğu halde bu mikrop yuvasının yanına sokuldu. Arkasını sokağa döndükten, ve elindeki ceviz tablasını çöp sandığı- ni üzerine bıraktıktan sonra, dispan- ser duvarının dibine rahat rahat abdest bozdu. Bu pisliği bitirdikten sonra bir kere de sümkürüp parmaklariyle bur - nundaki sümükleri sildi ve ellerini pan- talonunun arkasında temizledi. Ceviz tablasını çöp kutusunun üzerinden a3l - dı. Biraz evvel sümüğünü silip panta- lonunda temizlediği parmaklariyle tep- eteklerinde run etrafını sarıp elini öpmek iste- mişler. Munzur bir türlü buna razı ol. mıyarak dağlara doğru kaçmıya baş- lamış. Halk mütemadiyen takip edi « yor, onun mübarek elini öpmek isti. yormuş. Munzur bir aralık karlı dağların ö- nüne gelmiş, Burada * yakalanacağını anlamış Derhal dağa dalmış, dağ açı- larak Munzuru içeri almış! Arkasından gelenler ayni yerden gi. rip Munzuru yakalamak istemişler. Fakat içeri girmek istedikleri yerden muazzam bir su fışkırmıya başlamış. Köylüler, başka bir menfez bulup içe- ri girmek istemişler; oradan da su fışkırmaya başlamış... İşte “Munzur baba” efsanesi budür. Filhakika Munzur dağının birkaç ye - rinde dağın içinden muazzam su sü. turnları fışkırmakta, yanlarından da birçok su gözleri bulunmaktadır. Munzur dağı kadar Munzur nehri de Dersimde en mukaddes şeydir. Onun için Munzurun başına yapılan yemin en büyük yemin sayılır. Niyazi Ahmet | konuşuyor sideki cevizlere bir başka biçim verme- ğ€ uğraşarak, yanımızdarı yavaş yavaş uzaklaştı, gitti. Köşesi, çöplük ve âaptesane yapılan Verem Dispanserinin haline mi kıza - yıra? Bu pis satıcının rezaletine mi nirleneyim? diye çaşırmıştım | Bundan sonra caddenin Yerehatan mahzenlerine doğru birdenbire daclaş- tığını, buraların istimlâk edilerek yo - lun tamamen muntazam bir şekil alma- sr Jâzımgeldiğini filân gezerek görüllm, öğrendim. Amma aklım hep Verem Dis panserinin köşesine yerleştirilen — pis çöp kutusiyle, pantalonuna sürerek te. mizlediği! iğrenç parmaklariyle satılık cevizlerini düzeltmiye çalışan satısıda idi, Hele sonucu manzarayı bir türlü u: nutamıyorduk - Bu satırları yazarken bile, vaziyet şözlerimin önünde tekrar canlardı ve midem bulanıyor . YARINA: Salacık Plâjı... HABERC! Ayılamıyarak ölen bir sarhoş Fenerde Yumuk sokağında 26 nu- maralı evde oturan marangoz Hamdi evvelki gece Beyoğlunda rakı içmiş, e. vine dönmüştür. Hamdi pek fazla sarhoş olduğundan hemen yatağıma girmiş, dün saat on gekize kadar ayılmamıştır. Hamdinin ifade veremediği de gö. rülünce kendisi Cerrahpaşa hastane- gine kaldırılmış, birkaç saat sonra öl. müştür, Hamdinin zehirlendiği zanne. dilmektedir. Cesedi morga kaldırılmış tır. Ubeydullah Dün Hâmidin yanına defnedildi Dün vefatını büyük bir teeasürle haber verdiğimiz Beyazıd mebusu fa- zılı muhterem Ubeydullah'ın cenazesi büyük merasimle gömülmüştür. Canaza merasiminde şehrimizde bu. lunan Büyük Millet Meclisi azaları, Cumhuriyet Halk partisi, vilüyet ve belediye erkânı, Beşiktaş spor teşki. lâtına mensub gençler, merhumun es: ki talebeleri, kendisini seven dostları, bir askeri kıt'a ve bir polis müfreze- Bi iştirak etmiştir. Cenaze, saat 15,30 da Yıldızda, Ye, nimahallede Yıldız Posta caddesinde, ki merhumun evinden kaldırılmış, Yıl- dız caddesini takiben Beşiktaşta Si- nanpaşa camisine nakledilmiştir. Mer. humun namazı bu camide kılındıktan gsonra cenaza el üstünde Akaretler cad desine kadar nakledilmiş, orada cena- ze otomobiline konularak, Dahiliye Vekâletinden verilen emir Üzerine Zin. cirlikuyuda yeni tesis edilmekte olan mezarlıkta, büyük $air Abdülhak Hâ. midin yanına defnedilmiştir. 100 metre irtifadan düştü Fakat mucize kabi- linden kurtuldu Franaanın Grenoble gşehrinde çok garib bir kaza olmuş ve yüz metro yükseklikten düşen bir genç, pek ha- fif bir yarayla kurtulmuştur. Hidise şgöyle cereyan etmiştir: Bu gehirde tahsilde bulunan Hollan dalı bir talebe, birçok arkadaşlarıyla beraber dağa çıktığı bir sırada, kız arkadaşlarmdan birisinin ayağı kay- mıiş ve yere düşmüştür. Bunu gören talebe onun imdadıma koşmuşsa da, kendi ayağı da kaymış ve zavallı ta. lebe yüz metro yükseklikten aşağıya yuvarlanmıştır. Arkadaşları, heyecan ve dehşet i- çinde aşağıya İnmişler Ve önü, kolla- rından ve ayaklarından yaralı olarak canlı bir halde bulmuşlardır. Delinin zoru imamlıkmış ! Boluda garip bir hâdise oldu Boluda garib bir vaka olmuştur. Yahya paşa camiinde sabah namazr için cemaat hazırlanırken - içeriye 25 yaşlarında bir genç girmiş, doğruca mihraba geçip oturmuştur. Biraz s0n. ra namaz zamanı gelince cemant ha- zırlanmış, o vakit genç ayağakalka- rak imama: — Sen müezzinlik yap, ben namaz kıldıracağım, demiştir. İmam buna muhalefet edince, deli olduğu sonradan anlaşılan genç, ima, mın sakalma yapışıp belinin ortasma bir tekme vurmuş ve camlin kapısın. dan dışarı atmıştır. Bunun Üzerine mihraba geçen deli halkın da kaçtığı- nı görünce onlara da saldırmış. Ah. met isimli bu deli güçlükle yakalan- mıştır. Maaşları artan muallimler Bu sene şehrimiz muallimlerinden maaş. ları bir Gerece arttırılarak terfi edenlerin bir kısmı şunlardır: Erenköy lisesinden Fadiye, — Münevver,, ver, Melâhat, Zebra, Macide, Gülizar, Mü. nevver, Galatasaraydan — Mazhar, — Recai, Cavit, Satt, Türkân, Hikmet, Halit, Jorjet, Hedros, Hüsameddin, Osman, Cihat, — Nurt, Haydarpaşadan Marko, Necati, Behoet. Ah. dülkadir, Hüsnü HAmit, Celâlettin. Kâmil, İstanbul kız tisesinden Mebrure, Hayrünni, sa, Büleyman Saffet, Makbule, Şüküfa Ni, bal, Râalfe, Ratibe, Semiha, Mediha, Makbu. le, Latanbul erkek Hessinden İhsan, — Hakta, Agâh, Oğuz, Tahir, Malik, Kabataştan Ha. sip, Nihat, Samih, AN, Halim, Kandilli kız lsesinden Faika, Hatice, Müeyyet, Behire, Kemal, Pertevniyalden Bekir, Tevfik, Hüz. nü, Vefadan, Nimet, Rahmi, Mehmet, Os, man, İstanbul kır —muallim — maktebindea Süleyman, Ahdi, Ayge, Erkek — munllimden Celâi, Yusuf, Zekâi, Cevdet. Bakırköy orta. dan Etem Ruhi, Cumhuriyet ortadaa Sabiha, Fatma, İlhami.