H ükp ::ı ne;q[:v"b"ur, İ b azla, p Soksa sıcaklar da o 't—:ı""lh ai &ebeple bütün memur. y Atinda işe başlıyor, ve B Akşama kadar isti. Kes sabahları erken Sa; ben de hemen Bünl Z dthîh"ldlmm görmek ha gi H tayapeleTdeki daireleri do- m_,&_î et hi fCssiz, fakat hüm. H"*tı *Ün memurlarda bir | ha ti Yi Te Zhi gustos — dt aç " 8 Üç hl’l!v:aın_m yanında sıra. Tke tikey n pencerele- b Yazı makinelerinin şı:"“ııf lBdikleri duyuluyor; ),___k y ;ıı bir işim varmış Vı_%ı;h% b:;kurılîardnn bakı. h #linde ti ©; kimi yazıyor, U YUğü evrakı karış- İüme ç lik hakkında başka üzere şehri %'*Gen y..(;"m' acele —Vâzım, ; _:“bu %'_' ben de tatil yap. Yi ÇAM ni EtM, dg,ğ:s" Yüksekçe bir ha- bol pi, erledim; buna bir üfettin t öğütüyor; bizim bildiği. iniyor; meğer ı_ bundan ileri ge. *kym"q &i bir şey; fakat MA kaldırıp indiren derken koca “Arşi. K nasıl olur? n d":ı küvvetli bir a ğ Uıqh başladı. Bu e buz k gördüm ki “kar” yok değil; İZ saatte 4,000 kara o kadar İ bi € 'n"*fdığ, d iÇin belei, ğ h"ll.uh Nin iken şimdi Di. Olan hbr'"k ânonim şirke. ika birkâç saatlik ki ğ ! bagale x_m"'“L-r y Siy, ada 0007 1 iradır. Yeti 'ı,:"*'::'“'r Kh'h:?" teklir N Komiy Bi Gon, Alplarmı çık. . l 4 çıkarıp Kbat Mmı kabları sürü. | b 3, h"kı e Sinop vilâyetinde Sinop SÖprüsü inşaatrur. Diyarbekirde âkrep efsanedir! üşeratsız yer olurmu? elbette olmaz. Asıl *P, böyle mübaleğalı propağanda yapanlardır! Yazan: Hüseyin Rifat mesafedeki , Sıvasta olduğu gibi . su. dan elde edilen elektrikle işliyor; şeh- ri nurlara boğan elektriği de bu fab. rika temin ediyor; yalnız Srvasta elek triğin kilovatı on iki kuruşken etraf- tan yükselen itirazlara karşı on kuru. şa indirilmiş; Diyarbekirdeyse ön beş kuruş; acaba bu yüzde elli fark ne. den olsa gerek? ... Mardin kapısından kale ile Diçle arasındaki bağlık, bahçeliği seyreder. ken nehrin kargı sahiline ve ta kena- rıma kurulmuş yepyeni bir. göçmen köyünün manzarasma doyum yok... Biribirine amud Üç kol üzerine kuru. Jan köyün ortası geniş bir park; ağaç. lar yeni dikilmiş olacak ki daha o ka- dar büyüyememişler; muntazam bir şekilde sıralanfnış evcikler birkaç se. ne sonra . Diclenin beri sahilinde ol. duğu gibi - yeşilliklere bürünecek. Sokaklara mütemadiyen, dala, çıka geniş bir meydanlığa gelmişim; çitleş. miş ağaçlar arasında parmaklıkla çev. rilmiş, ortasındaki havuzdan harıl ha- ril sular fışkıran bir meydan kahvesi, Oturduğum masanın yakınında bu. lunan bir zatla hemen ahbab oluver. dim; görülecek yerleri ben sormadan kargımızdaki umumi kütüphaneyi, ya. nındaki Türk “Arnok” — oğullarından kalma cami ve teferriüalını, onların karşısındaki Hasan paşa hanını tavsi- ye etti. Kütüphaneyi gezdiğim zaman binasını pek mazbut bulmadımsa da gördüğü hizmeti öğrenerek sevindim ve elbette buna da bir bina yaparlar dedim. Dört bin kadar eseri yerliler. den ve eski mabeyn başkâtiplerinden İsmail Hakkr namımda biri hediye et. miş; sonra buna Doktor İshak Sükü- tininkiler ilâve edilmiş, Bu iki zatın reszimlerini duvarda yan yana görünce Diyarbekirli Sait paşayı, Süleyman Nazifi, Ziya Gökal. pı neden böyle bir iltifattan mahrum bırakmışlar demez mi insan? ... Arnok oğullarının bırakmış olduğu eserler hakikaten görülecek bedayi. den; Arnok oğlu Selçukilerden Melek. şahın âdi bir kölesi, Alpaslanın ordu- sunda sıra neferiyken Türklüğe has olan celâdet ve kahramanlıkla birden. Betonarme köprü inşaatı la Vekâletinden —Ayancık yolu Üüze « ade Dt Mi ööte ye ÇA7 tarihine müvadif çarşamda günü saat on birde Nafia Ek%&:imıığıkîî:“ıtî relsliği eksiltme komisyonu odasında kapalı hâz DN tartaanı, , Vai Bleğyi te Ve #Desi ve buna müteferri diğer evrak (170) kuruş hedel üğe ü Ç, Deye urt:!îl'»ile- Reisliğincen almabilir , Te ÜYU gibi , Dilmek için taliplerin (2550) Rralık Mmuvakkat teminat İşler; » n "nnı,e'l"' yapabileceklerine dair vekâletimizden alınmış mütcah N Vesikasiyle ticaret ve sanayi odası sicil varakası ibraz etm Mi tmr!:tııı:ılıır:vu ikinei maddede yazılı saatten bir saat evve - M:“ıhiuıe makbuz mukabilinde vermeleri muktazidir. Pos- Kabul edilmez. (2620) “5s090,, bire parlamış, sonra sarasker, niha. yette buralarının hükimi olmuştu. Maveranünnehirde bir köyde doğmuş, Anadolunun ortasında bir yıldız gibi parlamış olan bu köle, sahibi olduğu Diyarbekir kalelerini çelikleştirirken öte taraftan da ne ziynetli medreseler, ne zengin kütüphaneler yaptırmamış? Öyle bir zaman gelmiş ki bu kütüpha. nede bir milyon cilt kitap toplanmış; kütüphanenin büyüklüğü milyon riva. yetini sağlamlaştıran en aprlak şahit. Böyle elden- ele geçen Diyarbekir nihayet Timurun eline, ondan sonra tekrar Osmanlı Türklerine nasib ol. müuğtu. B NL Sayılamıyacak kadar çok olan eski eserler için ayrıca ve uzun yazılar yazmak istediğimden burada — şehrin umumi ve şimdiki hayatından bahset- mek isterim, Cumhuriyet devrimize kadar gelen valilerin hemen hepsi de burasımnı ol. duğu yerde süslemiye, daha doğrusu seksenlik bir ihtiyarı pudra ve krem. lerle bezemeye çalışmışlar, Meselâ bir az eskilerden Hasan paşa kendi adı İ- le © güne göre büyük bir han yaptır. maş, Sonrakilerden Cevad paşa gehri ve yolları bir dereceye kadar yoluna koymıya çalışmış; fakat işte o kadar. Bugünkü vaziyete göre şehirden is. tasyona doğru adetâ medeni ve umu. mi bir göç var. Kale kapısından çıkar çıkmaz yeni yapılan “Halkevi" eski binaları arasındaki Orduevinin geniş ve temiz bahçesi aksam üzerleri kadın erkek yüzlerce kiginin güle, oynıya toplandıkları en nezih ve en eğlenceli bir teferrüç mahall le ucuz ki, ne | yersen, ne içersen “beş” kuruş! Bunla- rım arkasındaki Halkevi bahçesinin bir kısmında alaturka saz, ötekinde de bir tiyatro. Saza rağbet oluyorsa da tiyatroya da ha ziyade; seyirciler -arasında iş için Köylerden gelenler de pek çok. Şarkı- Jardan, düetolardan sonra “Kızıl sul. tan” diye iki perdelik bir oyun oyna. dılar; bu oyunun en ziyade o köylüler tarafından alkışlandığına dikkat et- tim. i Şehir şehir dolaşgan bu kumpanya. lar hakkında da ilerde ayrıca, hem u. Zunca yazacaksam da Muhterem İç Bakanlığı matbuat müdürlüğünün hal. ka mahsus kitaplar ve piyesler hazır, latmak bususundaki kararmı şimdi . den alkışlamaktan kendimi alamıyo- *rum. Çünkü: o gece gördüm KI, yurda Muhabbet, istibdada nefret hisleri köylülerde adetâ coşkun bir halde; e. ğer bu seyyar truplar himaye edilir ve kendilerine bu yolda yazılmış derli. toplu eserler verilirse kök atmıs, dal budak salmış olan cumhuriyet ve hür. riyet sevgisi daha çabuk şahlanacak. Sahhenin, ginemanın kitaptan fayda, Ir olduğu da şüphesiz değil mi? Hem | köylüyü şehirlere - taşıyamayız ama, | bunları her köye, kasabaya göndere. biliriz, Yeni “Halkevi” ufaktefek eksiklik- leri tamamlanınca kendi temsil koluy. Ta kış mevsiminde de bu yoldaki hiz. metlerine devam edecektir; ne de ol- sa bugünkü mevcutlardan da çok isti. fade edilebilir ve edilmelidir, Yan yana sıralarımış olan bu güzel esorler arasındaki diğer bir bahçe için de büyük bir “ser” ile nümunelik arı kovanları yapılmış; “ser” bahar mev. siminde yetiştirip dağıttığı fide ve çi çeklerle sulak ve fakat kuru olan mem lekete pek kıymetli bir zevk — aşıla. maktadır. Buraya geldiğ'm gün Aka Gündüz yaptığı teftişlerden geri dönmüş; ken- | disinin Halkevinin kıymetli ve genç başkanı Tahsin Cevadın çıkarmakta olduğu Diyarbekir gazetesindeki beya, l natını okudum; Aka Gündüz “Dıyar. bekirde on beş, yirim gün kaldım. Diyarbekirde Artok oğulları | Çokluğu, büyüklüğü ile kulaklarımı- zı dolduran akreplerden bir tanesine bile raslamadım,, diyor; ben kuyruk. suzuna, iki ayaklısına rasgeldim; yer. de sürünenine tesadüf etmedim; arka- daşım Akaya sorarım: Diyarbekirde akrep çoktur diyenlerin kendileri ak. repten başka nedirler ki? İstanbulun akrebi yok mu ki? Ben İzmirliyim; İzmirin güzel sayfiyesi o. lan Karşıyakada kaç akrep gördüm ve elimle öldürdüm! Sonra İzmirdeki “Şifa” — eczanesini Jptida ben tesis etmiştim; cezaneyi aç- tıktan Üç, dört ay sonra bir gün sa. bahleyin bir buçuk metroluk - bir yı. lanla kapıyı açar açmaz karsılaştım ; yılan beni görünce yerdeki yol keçe- sinin —altıta girdi; — koçenin ka- baran kısmının evvelâ ortasına, sonra eserlerinden Ulu cami sütunları iki uçlarına basarak başını ezdim; bu yılan hâlâ cezanenin bir köşesinde al. Hiç böyle haşaratsız memleket © mu? Elbette olmaz. Bence asıl ak böyle mübalâğalı propaganda yap: lardır. Hüseyin Rifat Teşekkür Avrupa turnesine çıklığım sıra Lstanbula da uğradı her tarafında büyük bir gördüm Bu münasabetle, bühaaşa, seyyahları yük Bir kolaylık 'Ooda vermek nezüketinde bulunan, Beyoğlun. daki *Ankarapalas, öteli sahibi Cliristo 8. (Monte Kristo)'ya teşekkür etmeği bhir va. zife bilirim. ve bana steren parasız Romanyalı gazeteci Jak Ostfekd de Vestiniana Bugünkü radyo İSTANBUL: 18,30 plâkla dans musikisi, 19,30 radyofo. nik komedi (Doğru söyliyen), 20 faml saz heyeti, 2030 Ömer Rıza tarafından arapça Baz heyeti, asat — ayarı, 21,15 15 ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı, 22,30 plâkla sololar, 23,00 komedi, sonra dans musikisi, istirahat lerde haberler ve salre. Nöbetçi eezaneler Bu akşam şehrin muhtalif nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Eminönünde (Bensason), Beyazıtta (Bel. semtlerinde epera Ve öperet parçaları, 23, sön PEŞTE: 18,35 çingene orkestrası, 10,20 konlerans, gramofon, 2085 piyes, haberler, 22,55 çinge ne örkestrası, 23,56 haberler, M, konseri, 1,10 san haberler. BELGRAD: 14,2$ saksofoj konseri, konser, 19,45 halk meloğileri, ulusal yayın, 21,05 Zagrebden na. Kü, haberler vesaire, 23,35 gramofon. LONDRA: 19,05 orkestra ve şan konseri, 19,55 musl 2LAS kanuşma, ki, haberler, varyate vez 22,06 dans orkestrası, orkestras,, 16,20 oda munikisi, 19,55 karışık musiki, 22.0 orkestra 0 piyez, 23,35 danı 35 haberler, gramofon vesal. karışık yayın, nekeri d kda), Küçükpazarda (H. Hulüsü, ninde (Hamdi), K (Hikmet A Karagümrükte (Fuat), Samatyada (Teoti 108), Aksarayda (Ktem Perter), — Fenerde (Eâmiyadi), Alemdarda (Ksat), Bakırkü (Merkez) | Bayaoğlu cihelindekiler İstiklâl caddesinde (Galatasaray) başında (Matkoviç), Galatada — O caddesinde (Yeniyol), Findıklı £ dezinde (Mustafa Nail), T caddesinde (Kü (Zafiropulos), Firuzağada (Ertu Halâskârgazi emddesinde (Asım) K da (Müeyyet), Hasköyde (Nesim Asev Şiktaşta ÇAlI Rıza erde ÇOnman) Dsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler Üsküderde İakelede (Merkez), Kadık eskliskele caddesinde (Bötiryadis). Yeldeğir meninde (Üçler). Büyükadada (Şinasi Rıza ) (Heybelide (Halk), gee D idimeiz ELRAAİ a ANKA'ZI Biriktiren rahat eder