S Yazan : Şarlol Prim ınl"utedcn tercüme kalb ve his romanı A -(| Ka —.. 25 Biram, * Bötün üş, YAda Vaktini -& 'üktini Leydi Lilyes. * Bütün dert ve endi, 4 Genç ©Ç kız her zamanıkin Rörünü Üyord Ünütay öY H, Ü. TÜCSİ g; tabah Dük Repâfortla buk ! sırada hem _nkir’“_—!ı;cak Dükle kar- falmıyacaktı : Hemşiresiy- !k karar vermişti. z son g ayrılacakt 'Yısınida, ağaçlar ve a beraberce kaldı- tının en tatlı da- k. Hütindi _:";"u"'u—nnı feda et- lazzep olduğun Nler içinde geçir t. Sonra 'e bakarak: a demişti. Hani tiç bahsetmiyecek, Veyi ? Meşe yaprağı- Ytrerek suxa at Kabilin da çi kli ( *Feyada seyrederek a sıl teşrik ede- n nra bayanlar ”4 Mütalca veya İ irlerdi k ' Dünu tasvip et- Sıktı. p, Ş ya €nceresin- ae N'in bahi “—lkî :;F'—îrıhnn doğruldu- Otuculardan biri 'aha doğrusu Uzadıya dü- Kendi ken & " güzel ani N Çiçekler. Sarı da Veyn'e fından bir takım sesler gel ca doğru yürüdü. Sonra birdenbire, taş kesilmiş gibi olduğu yerde kaldı. Yüzü- nün gül rengi, gözlerindeki saadet parıl Meşe ağacının diğer ya- nin en mağ- bir yara aç- tısı kaybold nındaki manzara, İngilte zının kalbinde de: mesti Ağasın — dalları altında görmüştü. Kendisini sevgilisi Veyn'i istiyenler arasındar atın: birleştirmek için söz nç, güzel bir kızla konuşu da söylediği gi bu gi Kızın ciddi bir tavr sözleri dinlerken derin bir riyordu. Kızın da kendisine sevgi dolu gözlerle baktığı muhakkaktı. yordu. sevgi göste- Veyn, kızı muhabbetle öptü. İki eli- ni birlden tutarak Bıktı ve teklifsiz bir tavrrl söyledi. Leydi yesin kalbi neredeyse duracaktı. Ağaç a bir şeyler altındaki kız azıcık hareket edip de yü- rünü Leydi Lilyese gösterince çiftlikte görüp beğendiği güzel kız ol- duğunu anlamakta güçlük çekmedi. O zaman bunun olup bitenleri — keşfettiği ğe niçin gir- işti? Hem o zaman çok ga: zannına düştü. Veyn çi mek İstemi rip bir şekilde hareket etmiş, birdenbire anmış gibi görünmüştü. Şim: hıyordu. Bu güzel, kata gözlü kızı şüp> 2 seviyordu. Kendi kendine: an- he — Demek ki beni servetim için ala- caktı, dedi, Nasıl aldatıldım ve -tahkir edildim. Fakat Odli ailesine mensup bir ferdi iki defa tahkir etmiye imkân yok tur. Burada kendisini bekliyecek ebedi sürette ayrılacağım. Varsın köy güzelini alsın, Büyük bir infial içindeydi. O kadar kızmıştı ki bu saniyede ne ıstırap, ne de merhamet duymuyordu. Veyn'in kızı bir daha öptüğünü görünte yüzü bir kat Gaha $irüüg) Gözleşl-deki mana merha Ynetsizleşti” Gene İçinden: — Bu dudaklar dün beni öpüyordu dedi. Erkeklerin hepsi hain ve alçak... ve Yola açılan kapıya kadar elele gitti- ler. Kızı orada tekrar öptü.O, yol üs- tünde gözden kayboluncaya kadar ar- kasından yürümeğe başladığı sırada dudaklarında sevinçli bir tebes- süm vardı, Şen bir aşk şarkısı mırıldanı du, Birdenbire Leydi yesi görünce ssüm de şarkı da kesildi. Kız büyük lıkla duruyordu, Veyn için topladığı çiçekler hâlâ elindeydi. Veyn: — Lilyes! diye bağırdı. Sonra bir- denbire derin bir endişeye düştü. Bir sa- ktılar. di n yüzlerine Sükütu genç kız bozdu. Veyn'in k sine yaklaşmak istediğini görünce el le durmasımı işaret etti — Bir tek kelime söyleme, Bir tek lime istemem, dedi! — Lilyes! stemem. Her şeyi biliyorum. Beni yeniden alda- tamaz ve tahkir edemezsiniz. Kızın kim — Susunuz ! Hiç bir kelim: olduğunu ve niçin kendisini öptüğünü- zü biliyorum. Beni aldatmıya nasıl cür- Veyn “her şeyi biliyorum:. . kelime- esi olduğu- bildiğini nce Kayt'in hemı nu, hayatının bütün sırlarını ve bu gekilde aldatılmış olmasından bah | settiğini sandı. Halbuki Leydi Tilyes hakikati gu kadarcık olsun bile bilr O Keyt'i sevdiğini — sanıyordu. alvararak sortdu; - Lilyes lütfen beni dinleyin? (Devamı var) bir | HABER — Akşam postset NÜ 367 sene evvel bugün Papa Beşinci Pi Ti'ır!u)r aleyhinde muazzam bir sefer açtı Bu harbe Donkişot mülelliji de iştirak elmişti Pı, Türk İkâi hat e&i hakkında dördüncü Sözü hatırlatlı. İkinci Papa beşinci kargşı harp açacaktı. ederek berhangi bir imparatorluğuna 1 Filibe müracaat vukuunda — 100 * yardıma gele vermiş olduğu Fülp, vkadedilmiş olân kuvvetin ancak ya. rısını verebileceğini büdirerek eli gali gön. Bundan başka Napoli ve Sicilya filolarma mensup 37 gali daha bu kuyvvete ilâve edil - . Bunlardan başka Papanım donanmaya ku. mandan tayin ettiği Palyano Venedik tersa. aesinde 12 gali dahâ techiz etti. Haplahane, lerde ne kadar mahküm varsa hepsi bu ge. milere kürekçi alındı, Aakerler, kura ile ay. rıdarak gemilere yerleştirilmekle idi. Bu harbe “Don Kişot adındaki,, yazan Mişel k iştirak ediyon meşhur Serventex de gönüllü ola, Hazırlanan herbi: Bsker bulunuyordu. gülide 200 kürekçi, 100 Antuvaz Kolona donanmayı adıktan sonra Ankona limi ıktı. tamamile ha. ndan denize Bu kuvvete Ti galisa, 18 gali, 14 kalyon. Ja Jerotimojan kumandasındaki Venedik ve | Ispanyol ve Papa folirları Giridin Sovva l. manında iltihak edecekti. Fakat — Venedik| donanması Suda — limanında diğer kuvvı leri tam bekledi gelen, ne de giden O sena makerler ara üç ay . Ne tifo ba Hastalık #z zamanda 3000 nakarin sebep oldu. Bu Vasiyet yeniden asker toplan. masınt icap ettirdi Türk kumandanr Piyale paşa, Süda ilma, nıhda balunaş düşman üzerine hücum edil mesini istiyordu. Diğer kumandanlar, bunun doğru olmayacağını ileri sürerek Piyale pa. şaya mani oldular. Kğer bu hücum — yapıl. günÜ 767 aene evvei rugün Mislaa Hmanında toplanmış bulunan İvmfu':'l filosu değize çıkarak Otranto lima nında bekliyen Antüyan Koloma ie birlegti Düşmazın mecmu kuvveti şu idi:; 1AT gali, İl galis, 8 kalyon, olmak üzere 206 gemi, ada 1300 top, 16000 | bulunüyordu. taker — ve Fakat buna rağmen hareket etmeğe cesa. Tet edilemiyordu. Harp meclisi bir türlü ka. rar veremiyor, telâş, korku, gün, — geçtikçe lar kuvvetimize kargı Türkler ne diyenlere kar fakat sessirce hareketsiz | — Türkler hiç belli olmaz. Bizim batün| küvvetimizi birkaç kalyosla dağıtabdir, be, | Pimizi ahvedebilir. yrlardı. SA ni yet harekete karar verildi. Müsalt bir rüzgürla Meyis timanına gelindi. Burada Tüzgâr şidı koşişleme sameğe baş. Tamıştı. Gemiler mütemadiyen bocalıyorlar. d, Kaptanlar — Limana girmekten başka — Çare yok, deniz gemileri #ürükler, parçalar.. diyorlar, d Fakat kumandan Jan Andre — Limana girmek deliliktir. Gemilere ra hat ettiretim diye kendimizi ateşe mi atalım diye ayak diriyor, bir türlü Nmana girmeğe | Hiçbir. makul at onu ikna edemediler ve iki yüz gemi açık denizde Bocalayarak günler geçirmeğe başladı TAZI olamıyordu. Jan Andrenin korkusuna sebep, gene böy. | € bir gün Hmana girmişken Türk wemileri, | nin hücumuna uğrayarak canmı güç kurtarabilmesi Büyük seler, kumandanlarının halle| vai, Ümitlerle hazırlanan bu na, Mmuazz ven — Türü T yüzünden £ müt Gonanmasrından korkmal bir mağlübiyete uğradı. Hiçtir muvaffaki yet Bösteremi Niyasi Ahmet Tonton amca plâjda bakmayın! HF ÇZ Geçen kısımların hülâsası Merhum Tahir Pasanın karısı Aliye Hanımı & kü. dtandar. Kendisinin Fahriye isminde ek şatafatlı bir sosye: ümcesi var. Bu kadın ovvsice kilikleyken yaş gönç bir mimur- birdenbire koendisinden la evleniyor, Avrupa seyah kayor ve fevkalüde şıklaş Baktım. Hayret içindeydim. Bu son derece eksantrik ktaki kadın, salona girdiği zaman da esasen dikkatimi cel- baktığını iş, fakat kim olduğunu bir tür- Hü anlıyamamıştım. Fevkalâde bükle bükle kır saçlar.. Başı bizimli ol- duğu için gayet hoş duruyordu. Yaşını gizlemeğe çalışmıyor. Yüzünde ne bo- ya, ne kırmızılık, ne pudra. Bu hal ken kadınlardan kadının betmişti. Bana samimiyetle kısa, disini mevcut olan bütün ayırıyor. Otuz yaşındaki bir ar edeceği kadar güzel bir dekolte Üstünde ne garip bir elbise, bu kadar ş kimsede görülmüş şey | i. Sarı ile siyah karışık diz paklarında biseler modaydı. bir elbise. (O zaman kısa el Müthiş dekolte. Ade- ta karnaval kılığı, Başka bir kadın böyle fında skandal uyandırırı. riyede bu kılık dahi boş Bu eksantrikliği tebarüz ettirmek için boy- nunda siyah kördele ile sallanan bir de monoklu vardı, Hayretle: — Bu mu görümceniz? . dedim. Aliye hanım, soğuk bir sesle: — Evet! . dedi. O sırada, Fa konuşuyordu. Et- rafındakiler mütebasbıs bir eda ile ona doğru eğiliyor, sözlerini içer gibi din. liyor, sonra iskemlelerine — dayanarak kabkahalarla gülüyorlardı. Büyük memürlardan birf, masanın öbür tarafından Aliye hanıma seslendi: — Görümceniz gene espriler yapı yor. Tahir paşanın hanımı tebesslüm etti. Adam devam etti: — Çok şayanı takdir bir hanımefen. di, değil mi? Ben hâlâ kendime — gelememiştim. Şarap kadehimi boşalttım. Ve tellişla Aliye hanıma : giyince etra. Lâkin Fah- yordu. — Aman, bana şu işi anlatın! . de- dim. Karı koca seyahate çıktıktan sonra Dosdoğru Parise gitmişler, Cevdet, ka. Tısmna, elbise modellerini kendinin çize- i söylemiş. İfk zamanlarda * ifrata varmamış, Fakat bol eteklerden vazgeç, mesine kadınm birçok tereddütlerinden sonra muvaffak olmuş. Fahriyenin yanı- na güyet usta bir Fransız famidöşambr tutmuş, ikisi birden: — İnsanın bu kadar güzel gerdanı varken açmaz mı? diye ısrar etmişler, Aliye hanım içini çekerek : — Bu yaşta bu kadar çıplak dolaşı- yor da nasıl soğuktan ölmüyor, hay- Gözlük yüzünün manasmı bozduğu h buna bir çare aramışlar. Evvelâ A- merikanvâri gözlük takmış. Bonra, C irmişler le değiştirdikten sonra otelin salonuna ilk ramanlar çekine ce #rariyle n diğer kadgnların kendisini ünü, hatta — bazılarının yanma enizi kopye ettirebilir ü gözünce — Fahriye . de müthiş bir cesaret uyanmış — Kocam müsaade etmez. giyiniste orijinal ve yekta olmamı ka. | cevap verirmiş Keridi halde bilâkis le alay edeceklerini sandı rerkes: Cidden şahit olm — Hakkı var " hali, alâkadar etmiş. İşte o gür adın salonların modası hükmüne t eden edene! Her söyle- kâ... Her lâfr kahkahalar yandırıyormuş. Ve nihâyet gördüğümüz manzara Aradan bir müdde geçti, Aliye ha- nım gene bir sabah bana telefon - etti te derhal gelmemi — söyledi. köş- Helecanla — Haberiniz var mı? Fahriye yor. keş lanım! Aliye hanım, müstehzi bir kahkaha atarak: — Nesi zavallı?... Cevdeti o yor, İlk zamanlar, talak: akı- , sebebini ben de Cevdette sanmıştım. Hatta delikanlı ayrılmak arzusunu nezaketen Fahriye- ye atfediyor sanmı Meğer deli divaneymiş. Fah: — O kalde neye ayrıliyorlar? — Çexx) bankasının direktöri racak. oğlan 'eyi seviyormuş. Bu işi niçin yaptığı- nı kendisine sordum. “Ben Cevidete za- ten âşık değildim. Çok genç. Kendi şumda bir adam istiyorum. Bu bim de beni pek seviyor. Cevdetle bap kalacağız, Hatta adadaki köşkümü. ze bile onu davet edeceğiz, Yeni koca- mın yetişmiş bir var, Belki de gn- lazı evlendiririz!,, dedi — SON — Nakleden: Hatice SÜREYYA ah- Amerikada Zenci düşmanlığı Yegâne bahriye zabiti istifa etti Bir zenci, Amerikan harp masın donan - da zabit olabilir mi?. Amerik: ğidir. Buna rağmen; kanunarı buna mâni d« . şimdiye dar böye bir şey de vuku bumamı ci mebus Oskar Pristin, Zen- yardımı saye- sinde bahriye mektebine girmiş - olan bir çok zabit büny zenci namzedi mi - yopluk veya diğ vi noksanları ta, imtihanda muvaf- ileri sürülerek, za - olduğu ve yahut fak — olamadıkları bit çıkamamışlardır. Nihayet mektebe giren Corc Tivers adında genç bir zenci, mektebin en güzel vücutlu, en sağlam ve en çalış kan talebesi olduğu için mektep ida - zesi ona bir kulp takamamış, ancak bi tün derşlerden halde, onu birinciliği — kazantığı onuncular arasında göner- mekle Adeta hınç almıştır. Böylelikle, bütün şiddet ve cebirlere gmen Corc Trivers bahriye tır Taviti kını Fakat bu zabitlik uzun sürme zavallı delikanlı bir hafta sonra istifa 14 ve ederek, siyah hâmisine bu — istifanın sebebini şöyle izah etmiştir : “— Hiç kimse bana lâf söylemivor ve: (Kara herif, sakım yaklaşma!) di » ve bağırıyorlar hattâ askerler bile.. Üye ku uyuyamıyorum. Çünkü uy sında kafama binbir türl Talim esnasında yanımdı eyna- ya İniyor. iler bana iğ- Can bu ne batırıyor, âyağıma basryorlar acısiyle yerimden kımıldadım m defa da kumandanlarımdan azar »i yorum! Artı için istifa ettim.,, hammülüm kalmadı