Dış Siyasa: Irak Umumi erkânı harbiye reisinin ölümü ... Yazan: Şekip Gündüz Irak Umumi Erkânıharbiye Reisi | bir tezat teşkil etmektedir. y General Sıtkının ve İrak Hava Kuv - vetleri kumandanı binBaşı Cevadın Musul tayyare karargâhında kahbe br suikaste kurban olup öldükleri haver veriliyor. Dost ve müttelik Ivakın — vatandaş- Yarı arasmdaki kin ve nefreti tarfiye etmek azmini gösteren iç politikayını ve bu politikanın müsbet inkişaflarını sevgi ve takdir ile takip etmekte olan Türkiye efkârı umumiyesinde bu elim hâdiseden doğan mateme çok hususi bir samimiyetle iştirak edildiğine inan malıdır. Ferdi suikast taunundan salim ol « mak gibi büyük bir içtimai sıhhata sa- hip bulunan memleketimizde bu gibi hâdiselere, temayüllere ve temayül göstermiş olanlara karşı duyulan de - rin ve umumMi nefreti burada bir daha | tekrarlamak mevkündeyiz. Irak Umumi Erkânıharbiye Reisi Generâl Sıtkı geçen 1936 yılı ilkteşrin ayının son haftasi içinde iktidar mev - küine yükselmiş olan Süleyman Hik- met kabinesinin büyük taraftarların - dandı ve bugün de İrakı idare etmekte büyük bir liyakat gösteren bu kabine- nin giriştiği kölde İçledin öağldin (bir müzahiri idi. Irvak Umumi Erkâmharbiye Reisi General Sıtkının şahsi meziyetleri, si- | yasi ve askeri hüviyetindeki bu kıy - met ve muhtelif fırsatlarda memleketi. mize karşı izhar ettiği dostluklar, müt- tefikimiz Irakın, gönderdiği heyetin başkanlığına böyle ehemmiyetli bir ku- mandanını seçmekle — Trakya manev « valarimiza kârşi gösterdiği nazik — ve hassas dikkati tamamiyle tebarüz et - tirmekte di . Türkiye Umumi Erkânıharbiye Rei. si Mareşal Fevzi Çakmak'ın misafiri olmak üzere memleketimize mütevec- cihen Bağdattan hareket eden general Sıtkının Iraktaki son merhalede uğra- dığı bu feci âkibetten Türk ordusu ku- mandanlarının. ve yüksek kumanda heyetimizin ve bütün askeri bünyemi- xzin insani bir azap duyduğuna şüphe edilemez. Gençliğinin bir çok güözel yıllarını aramızda yaşamış ve İrak or- dusuna intisabından — sonra siyasi se: beplerden dolayı memleketinden ayrıl- mağa mecbur olunca, epi uzun süren ihtiyari menla hayatını yine aramız - 'da geçirmiş olan general Sıtlı. bu bek- Tenilmiyen, istenmiyen ve umulmıyan talihsizliğiyle dost ve müttefik Irakı ileri bir düşünceden, modern bir ku - mandandan, zeki ve azimkâr bir va - tandaştan mahrum etmiş oluyor. —Bu hal, Irak harp ve inzibat kuvvetlerinin müttefik ve dost bir devlete Jâyık yük- sekliğe ulaşmasını bir dostluk temcani- «i halinde daima izhar etmiş ve bu te - menniyi daima muhafaza etmiş bulu - nan memleketimizin hissiyatiyle tam Irak Umumi Erkânıharbiye Roisi ile birlikte Musulda bayata veda eden İrak hava kumandanı binbaşı Cevadin as- keri tayyarecilikteki büyük — şöhretini Ve bilhassa memleketindeki kırymetini burada tebarüz ettirmemek hata olur. Binbaşı Cevat, bundan kısa bir müd. det evvel Bağdat hükümeti tarafından tayyare satın âlmağa memur — edilmiş ve İtalyayı, Almanyayı dolaştıktan *on- ra yeni aldığı bir tayyare ile şehrimiz- den geçerek vatanma” dönmüştü. O sırada kendisini İstanbulda tanımış - lan bavacılarımız için bu elim âkibet elbette acı bir sürpriz olmuştur. Maalesef, pek yüksek bir menfi bi » Tünçosu olan kanlı Musul vak'asının na- sıl bir haydut plânının eseri olduğu benüz meçhuldür. Bununla beraber biz, bir erkânıbarbiye reisine karşı yapılan bu suikastin bir neferin işi olacağına inanmamak vaziyelindeyiz. Tayyereci Cevadı ve general Sıtkıyı öldüren kur- şunların mürettep bir siyasi hâdise ol - duğunu ve generalin tayyaresine ko - | laylıkla yaklaşabilmek için suiksatçi - lerin askeri üniforma giymiş bulunduk. ların tahmin etmek daha doğru olur. ... Petrol sahibi olmak bir türlü belâ, petrol sahibi olmamak bir başka türlü belâ... Traktaki dabili mücadelelerin, mevzii haydutlukların ve zaman zarnan | Beliren emniyetsizliklerin petrol mü - endelesine girişmiş yabancı menfastle. vin eseri olduğunu iddia edenlere inan malı ma bilmem.. Şekip GÜNDÜZ Bi z ai BK bŞ “Üsküda adliyesi yangını Tabhkikat devam ediyor Üsküdar adliyesi dün öğleden sonra Üsküdar kaymakamlığı yanındaki eski tahakkuk memurluğu binasına taşınma. da başlamıştır. Dün ankaz altından sulh hukuk, as- liye ceza ve tebligat dairelerine ait bir gok evrak çıkarılmıştır. Fakâat bunların ne derece işe yarayacakları henürz malüm değildir. Kasalar henüz açılmamıştır. Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu, dün öğleden sonra yanında İstanbul müddei umumisi Hikmet Onat olduğu halde yanan Üsküdar adliye binasına giderek tetkikatta bulunmüş ve Üsküdar müd. deiumumisi Tahsinden izahat almıştır. Üsküdar jandarma kumandanlığın. dan telefonla öğrendiğimize göre gece bekçisi Ali dün tevkif edilmiştir. Fakat müddeijumumi Hikmet Onat bu tevkif. ten malümattar olmadığını söylemiştir. Üstad Ubeydullah ile son mülâkat “Maltaya kavuşmak için kendi kendimi jurnal etmiştim !,, Dostuüm şair Hüseyin Kıfat, Übeyduüllalı etendiden bahsederken — Bir gün gidelim, ben önu — söylelirim, Ben de not alırtan. Çok enteresan hatıraları vardır, demişti.. Sözleştiğliniz gün, yanımıza bir de foltoğ, Tafçı arkaslaş aldık, otobüse atladık, Maçka, da indik. Dağ yolunu tuttuük. Güneş Hemli toprağı — öpüyor, ve toprak boydan boya bir buhurdan gibi tütüyor Bir yokuş indik. Bir buyir çıklık.. Ve tü. yük bir konağım kapısında durduk. Bu eşikte kalbim çarpıyor, birax çanlı bir Larih karşaında bulunmak heyocu, zinm verdiği veediçinde gimdiden seviniyor ve helecan duyuyorum. Manevt evlâtları bizi he candan bir teha. lükle karşıladılar, Hilseyin Rafatın #0rgus'i. na “Şermteti Şerife,, vekili Esat — efendinin büyük kızr münla bir sesle cevap verdi * Babam biraz rahalsız.. Akşam hiç u. yumadı. Haber vereyim. Gelen cevap şu cidur — Bugün pek rahatsızım, affetsinler. Hü. seyin Kıfat darilmasın. Gazeteci oğlumun da telefon NÜMACASINİ alın, birkaç gün — içinle kendisine telefon eder, bir zahmet rica edv. rim. O zaman uzün uzün könüşür, süalleri. nin cevaplarını vermeğe çalışırım. Esat efendinin değerli kızlarile konuşur. ken, sözlerimiz bep Übeydullah efendiye in. Ukal ediyor, hayatı hakkında bazı malümat toplamaya çalışIıyordum. Maalesef şimdi i. simlerini hatırlayamadığım ve — notlarımın arasma kaydetmemek günalımı işlediğim bu nazik, zarif ve çok zeki gözlerinin içinde ze. kâ işıkları parlayan kızların en büyükleri: — Güzeteleri okumayı hiç Ihmal etmen, giye Söze başladı. Her sabah — muntazaman okur. Yalnız pek titizleşti. Hafırzası pek kuv vetli. Altmış, yetmiş yıllık vakaları, hâdise, deri bügünkü gibi hatırlıyor. Denilebilir. ki, binlerce insanm hafızalart bir araya toplan. mışta onun dArmağına solrulmuş... Sopra han l bar vakağı >a ilifükkâk V Yakaya uygun bir fıkra, ibretâmiz bir hikâye anlat. Madan duramaz. Nerede bulunsa, nerede ya. rım saat, bir saat otursa muhakkak — sekiz ©a fıkra söyler. Bugün size, birçok insanlar içinde söylemiş olduğu bir fıkrayı mümkün değil, xiz varken tekrar etmezdi. 'Ta elli yıl, belki de daha fazla. Allemizle dost almüş, odür, buduür, bizümle oturur. O gündenberi evimizde bir köşesi vardır. Bir bakarsınız kaybolür, üç, Gözt yil güzükmez, sonra birdanbire meydana çıkar. Burada bu. Tunmadığı günler odası dalma kapalı duzur. Gu.. sanra HL0 Üç, öbet gün sonra, bir telefan daveti ba ni Üstat Übeydullahın — Kkargısma — çıkardı. Bu ziyaretim © kdar ani oldu ki, ne Hüseyin Rufata haber verebildim, ne de Deraberime bir fotoğrafçı arkadaş alabildim. Bu hatıra bir yıl evveline sittir, Mülâkatrmı, o gündenberi neşretmek nâsip otmadı. Çünkü, onu yatağında, — odasında, mahevi kızlarının arasında güsteren birkaç Tesimden mahrumdum. BirkaÇ PO£ çektir>. memiştim. Ne zaman bir fotoğraf yolladıy, sam, Üstat ya hastaydı, YA YOTKUN veyahut uykuda... Sinirli ve titiz olduğu günler onun. la hiç kanuşulamıyordu. . Dün, sabah gazetelerinde, önlün öldüğünü okuduğfum zaman, sonsuz bİr #ımı içinde kal. bim Yandı ve kanadı Talisiz TöPOrtajı tatır. dadım. Onun sağlığında bastıramadığım bu yazı, yı, bir esine dökunmadan ölümünden sonra neşrediyorum. ... İpek gibi yumuşak ve parlâk bir ak gçer. çive içinde seksen yilim izlerini taşıyan ter, emiz bir yüz: Übeydiullak... Beyaz sakalta. rin satırladığı, buruşukların noklaladığı bir tarih sayfasına bakıyorüm. Nkx sorguma hiraz düşündükten sonra; Amerikaya git. mek eden Fransız vapı atladım. Mart ayında ve *alr günüydü. Diye cevkp vetiyor, ve tarih gibi İltiyar, tarih gibi ancak uzaktan işidilebilen bir ses. ve devam ediyor: Ben daha gitmezder. evvel 6 sene İstan. 1 hir kaş oldu. H 98 yılında İlk defa tstanbuldan Marsilyaya hareket bulda büyük, &i g, Calatadan Tatanbain, İstanbuldar tava denizrlen yürüyerek kediler yecti, Sa. bahleyin güneşin bulülle buzlar gözülürken Köprüden seyredenler arasında ben de bulun dum, Hürriyet mücadelesine nasıl karıştınız © zaman kaç yaşındaydımız * — Çocukluğumdanberi zatme kargı isyan. kâr bir ruh taşıyordum. 'Tıbbiye mektebine Yazan: Hüseyin Rüştü TZırpan aS Rahmetli Ubeydullah — Amorikadan döndüğü sıralarda,.. Kirdiğim zaman, lstipdada karşı sonsuz bir kin duymaya başladım. İşte hürriyet müca. delesine başlangıç tarihi... Altmış yür ga. çen bir başlangıç... İşte bunun için memle, ket memleket dolaştım. Debimde- — on para olmadığı halde Amerikaya, Fransaya, şura. ya buraya gittim, Bir serseri gibi dolaştım. Marsilyaya giderken srrtrma Üç kat çamaşır Biymiş, elime şemsiyemi almış, — yola öyle gIikmıştım. Beni derbederllğe ve serseriliğe sevkeden memleketimde hürriyet olmaması idi. — Ben Zülme ve istibdada dayan ettiğim için hapis. banelere atılıyordum, menfalara — gönderi'i. vordun ; Ve onum panasi lutumdap b tulmak için diyar diyar — dolaşıyordum. hatır ve hayale gelmez mahrumiyetlere kat. tanıyordum. — Kaç here tevkif olundun. Hangi ha. pishanelerde yattınız? Kimler vardı yanınız dat.. — Bunun sayısını Allah bilir! Yatmadığım zindan, hapishane kalmadı. Yanımda kimae, Ter yoktu. Çünkü bLecrit edilmiştim. “Hfkârı muzirra eshabından,, kaydile, yanrmdakileri de izlal ederim diye yanıma kimseyi koymu yorlardı. Hüseyin Rüştü Tırpan (Sonu yarın) Süçimeem0 Gümüş takımların çalınması ! Bu bir polia bilmecenldir. Ev sahibesile polia komiseri arasında böy. ye bir mükâleme cereyan etli. — Kocamla beraber, Tesmi geçidi seyret | Ülkten sonra, öğleye doğru eve dönödük ve bütün gümüş takımlarımızın bu (ki saallık| gaybubetimiz esnasında çalımmış — olduğunu hayretle gördük. Kormiser sordu; — Yülniz gümüş Yakımları mrr — BEvek — Anladım. “Gümüş Hasan. m işi olacak böyle Mıraizlıkları hep o yapar. Onu bir bu. talım da, Üt tarafı kolay, İki gün sönra “gümüş Hasan. celbediliyor ve komiser göyle diyöri Boa hadisede senin parmağın var, Ha, karakola zsan! — Ne demek istediğinizi komlcar. — Cantm, pekâtâ billyormuz ki. hir hayli gümüş tahımr çalımmış bundan henür hir kimseye bahsetmedim ; — Yanılıyorsunuz bay komiser. Benlm bu anlamıyarım, işten katiye haberim yok, — Esasan pazar| günü ben resmi geçitteydim ve tam Takzim | âbidesinin önündeydim. İsterseniz arkadaşta. ra Borun. — Mükemmel! Şu halde seni tevkif edi. yorum. Çünkü hırsızlığı sanin yaotığın veya hiç ölmazsa bu işte parmağın olduğu mey, dana cikti. Komisar "etimile Hasan.. mm müuhakkak, sürti oldudumu nes-dan anladı” Bunun cevnhent Afsünüğ hekalım hutahila. gekv mirtimiz, Belamaraanız. Biz vASA Vaza, o* Acaib bir taksim Tamamile 7 rakamlarından mürekkep bir 13 AĞUSTOS — Gi %WMaâ%; Çöl şairl EÇEN gün bay M- ? G yeni yetişeni ”"“'“f: yazamadığını - bir edebiylt .: minden naklen diye » $Ö v aczin sebebini gcncl"'ı_n'hd cuklarının eski wirll’"w* yılların serbest nazımdi w malarında buluyor. Öyle M cak böyle eşerler çıkâr yor, İ ye anlatıyordu: Arab hükw ’uî den birinin huzuruna bif ',l'ı gelip kasidesini okunm!i'a“ kümdafı, köpeğe, Atü, d;ı,ı! miş. Etraftakiler adam M,' bir belâ gelmesinden KOY MM melikte gazab asarı değik vl’w daklarında bir tebessilmi Bw,â İre gehirde bir ev verilip mesini buyurmuş. BİT İ ÇA "e yeni bir kaside ıımurllm:;ı Vd şair, hlikimdarı teşbil nİ' daha münasib şeyler PÜT A Bf lik: “Şair beni, çölde gÖT Mf metli şeylere bmmtmil”;wüğı sayınca onlardan çok ÜSt M j rüp Öğrendi, şimdi onlart İ; yor” demiş, 'nw K,c Bu hikâye cok hosumâa ,J;ı önu bir kere'de *"'d'”',.:ı:z VYÇ zusuna dayanamadım. n " karmak | Turhan Tan'ın bundan © e eski . tediği neticeyi kabul aei şairlik heveslisi gençlere gerlerini okutacak olursak "y ları veya Edebiyatı-' daha iyi örnekler edinip Manzumeler yınb[lr(t"'rw Ben ise, ne yalan Muydv Şalrlerimiz arasında . ni ile, gerek serbest arasında — eskilerden bulunduğuna kanlim. nun Deniz feneri adlı uuf" gencin eserinde ;örülıı“i 5 kusurlara rağmen — eski l An hanS mı(_z;:ım(:(ı î'r"î:;;.'î.'ı” Sitki 'E bir Ahmağ Muhib Dranas'n zümelerini bilirim ki dide'nin bütün “evraki * avrek Öz zenginliği, F“"kı mizliği ile . kat kat üstüt © da hiç şüphem yoktur. Divan gairlerimiz, Onıar?:d"’ gelenler çöllerde yasamıs Wi u?v' ğildi: fukat sırf onları ee f# dilerine örnek edinmek '5!”,_ 5“'(' ler, çölde yaşamışa dı'i"frî"'!î; duürgün — bir su, sairin bir hıv' çe miş hazineyi istismara adam olduğunu zannedi methedecekleri kimseyi & - deveye benzetmek Wü'oqf:ne mezler; fakat teşbihlerini FD kitablar çölünden almağf hayti Si Halbuki şiir'daima ge-:e"rp, şadığımız hayattadır. D“G.n öf dir, dalma değişii Şeyh e a Ö &#çtim o genci, ben tüket” _/ yani taklid etmediğini d * sonra kendisinin de taki” doğrü olmryacağını ınll“’îın';: Bugünün genci eskileri rli'( a mir?... Bizim divan ”M:”"r ; masa da olur; onlardal .» çekeceği zahmete ya değ“",o’ı’ mez, Okuyabilirse okusUl: © ggt . manımızın şairlerini yisili w"'d# » ün ğ sını da - okumalıdır, € ııf'"“ ğ n Berlerinde geçmekte olaf v rini Bulâtak. Şiirin, ııl"f,,n y hağının kitahlarda değil: de olduğunu anlıyacaktır" B. M., Ali'ye: —Rt“;;:,ı € settiğiniz manzumede #g" yazılması, bir tertib Y'd ı’)' kışıyor, hatta başka DİF "j mal verilemiyor. Maâ' Hürmetler. — N. A, adet 190 sayısile kabili taysteedi” / y sön dört rakamını bulabilir ’;_,,,î’ Bu bulmacamızın cevabifi rek. Çünkü orada etc: W başka. tabılarından tastiP Hesap ameliyesini y-v"”w Ha mızda bildireceğiz.