x- UPÇORÜR Reear ee D FGLA na YASDONDA Na VOŞT SAŞOYARENRA Uro APEZOCULLALE GEKAY ÜDUYT EEEÇ HOŞ YÖYROMNC DEMET — T Şuopunyı DSRSEMLREYZ SEp demasLı Sap Suyog op oçp 'uadumr sep PUlg — * aytay 9p we UayremM ÖNŞ — (07 *07 “10-) yYoşyönzLcA HRRLIG - AZNALIĞ * USNRLAR — (2)) * TTEjeneresez sap "(T0£8s0)) HAnE St Suğldyorı U 384 IA — yfür adunp Jap 181 3M — © 19198590 90796 Puns ars WPN — armutyd SSLNNYOP Öee purusynuu uapuny ywuuyo e daysuuljayY Y999U9)19923 *admRLI ÇPpuYE TP aç O)SANET 197 9p L YADIN & YONUdUK,, Consga pun Jupif yamu Avatı şywu) UŞLA BAVSUY LKULUĞ UOZA'T aaf PPDEDY OSHYT B EWUYIP ON Ç190DL 4IP UD PZ $T WİLDEF) g0888y Jap Hu 9))ta O1S Uaryuz ZFUYAYŞARIİ. AKIĞYARI, *öpo Arioj Çi YAUpK < İEdağ “Göz yuLıyfi aş Tonaoyufi bo9,, *İEgorspunyum z YAUIN TAMZ TOUUT *(fmmaj) SadyuLKk OLTER) S9 sBureyıK dug uatf UL2(BEL HOÇU IA YO — 130 gat Oçp “uayEM SEM — £ arpreyumur söyayı Teyo YBDOLAAİ 9 gIAŞ — © am93 Ho g zitis) ÇPLUr 'untudağ — $ np TNz — 4218 USY3İ UTYOM — T “UÇEAs KA NPARN Â YOnNYARIK ŞUSgOLUN HOP AFK UNYOM SEM — açaoyorumma "urt 3a lumusuasa dwup sep pu 2p TUşsLdsOK TULMeyİes Uruos “uypo Ge. Opuszus YURGAATOJ Üreçesaemye (480p JymNU Tafın FUAĞ BöçuUP “DA) vwodoa , fdoy ) “İrzucaAzpunyuni)J suyo : HoyoseMıdoy anaapa İTpıyoso) “YOASI #ing sofdek 1epoiyou fusuapa anaryoĞ9) “H90a,, YONYAIY <e H3 UYO EDu) DA MUSAY İDE,, Cöone hj sufio 2wsos pun HopfiruĞ Apıy) *(yraay) WES CLTER) aa :8eri SA *İyeyunıj suyo Tusdarsey pum TOPPUYİULEH ÇS yuDAas; pun Juf PUU juUnSassaa VU i tuuTeuda Si ARDAYANIN OĞLU Büşü a bi Pati ' düşü Ötle Saegşa , İünceler bir yıldırım sü- | koşarak Jana gelinc " zihninden geçti. Mek Niyetin; © Sacttayla hiç de döğüş Pğkaı Sa a Slmadığı anlaşılıyordu. hfyük bir ge alcını gekmiş ve gayet î'ıxam.leyh rh Stile vaziyet — almıştı. Bttin. sıq;.,m içinde iki kılıç yek- Ona, ::' '“di;;'i Temiyei YAdan biri KA u n" birkaç ders aldığını söy ;:Yuınk * kadar Saetta kondi (a. * ediyordu, palle emindi. Şimdi şüp kî'—. Tam öldü. t Onun için esas olan iî"'" değil Takat sadece ümiş ( Olduğundan, muvaffak 1t “'Yordu_ ıh- biran evvel işi bitirmek rağç * vakti gelmişti. Kon- "nîı — Saçttanın burada tüy « Tîekıll isbat ediyordu zaniye Ghlıkedeyrii. Kaybedilen lm'iıg.'“î kıza meş'um ola- a geçti v-yh Jan derhal şiddetle & yıldırım süratile indir » Elin, T'hlden sonra, Saettanın etta ç ç yarak yere düştü. Börünüyordu.. Jan, azanm b at dıhve kılıcınr yerden kaldrı t ha N vetan Areket yaptı. Fakat Jan ğ vı._nnıın boğazına dayaya- -. RBük bir tavırla: Bin, Tinden | . dedi, *n kımıldarsan —mahvolür da, B Kolların ı göğl aai ÇN göğkünde kavuştür- Rvırla bız.î:_ı_" taril edilemiyecek bir Grengava bir lt $ sesle bazi şeyler ira ._"mıı Olme ai tik, — Sacttayla fazla dan Pardayanla beraber, vdan ayrıldı ve âyni zamanda bağırdı: — Bertiye!,.. Bertiye! geliyorsum ! XLII Bu esnada Bertiy, zehir şişesini ağzı- na götürüyotdu. Saniyenin yüzde biri daha ve artık geç olacaktı. Janın sesini duyünca, hareketini ikmal etmedi, Sert bir hareketle Konçininin elinden kurtu- larak geriledi ve ölüme dokunmuş olan dudaklarından şu ses fıykırdı: — Buradayın Jan!.. Jan!.. Janm sesi daha yakından cevap ver. diz — Geliyorum! Konçini de Janın sesini — duymuş ve tanımıştı. Hayret içinde mırıldandı: — Cehennemt haydut!.. — Demek ki onu yakalamamışlar!.. Ve Beştiyi yalnız brrakarak kılıcını çekti ve kapılları fırladı: Etrafında, küfürler lânetler savrulu- yor, iniltiler, feryatlar — yükseliyordu.. Bu vaziyet karşısında, kapıdan ayrılma- sına imkân yoktu. Bunun — Üzerine ku- durmuş bir vaziyette kapıda düurarak, büyük bir acz içinde önünde eden şayanı hayret başladı. Pardayanla Jan, kat'l ve sert adımlar- la ilerliyorlardı. Her ikisinin elinde de cereyan mücadeleyi seyre " kılıçları vatdı; fakat, bü . kluçları tert taraflarından tutuyor ve kapralarile ra- kiplerinin kafalarına müthiş — darbeler indiriyorlardı. Ve her darbede bir adam düşüyordu. Bu iki adamın, kılıçlarının hücum etmeğe tenezzül — etmemeleri, Konçininin adamlarını âdeta kudurtu- yordu. Maamafih bu hiddetleri uzun sürme- di, çünkü tam bu sırada Grengay, Es- ucuyla — hi < Oğmak . Oğuyore tecrübe etmek « - saç kesme toplan e, muvaffakıyet, , ler * azageblioben rte »- masslert müdür, , ler p birden, . probierte . probiert - oğulmuş massleren . masslı der Direktor, . en mak . kalıyordu . » du der Erfolg, . c ausbleiben - blleb massenhaf€ sehon ALMANCA DERESLER Mittel ç$ ği ! İş & iş j! g $ 8 € fakat ben bu gibi ilâçların hepsini tecrübe ettim, aber ich habe derartige und der Erfolg blieb immer aus, (und der erfolk blib imer avs.) “ve netice daima hariçte kalıyor... ve hiçbir neticoye varmadım, traş olma, traş etme dasş Kopfwaschen (ez) daş Rasieren (cz) Kölnizeli elinfacli mi€ Wiaschen Sle mir den Kopf inde üzer — baş yıkama Yeni kelimeler Sie wollon nichts davon wizsen ? (3 möyn şon reht habn.) Herr Direktor? K” İyi siz bana başı basit ile İkolonya suğyu., Başımı yalnız kolonya suyu ile yıkayınız, 4 mir den kopf aynfah mit kölmiş vasor.) g masaleren! fühtik masiral iyice oğunuz, e oğmal “nasıl siz arsu edersiniz.,, Emredersiniz; (ist der şaytl 20 reht, her direktor?) Wic Sie wünsehen: vi zi vünge. “yakayına: Ist der Seheitel so rec (vaşen PARDAYANIN OĞLU ——— ——— bir şey bilmiyordu? Arabanın şato ö- nünde durduğunu görmüştü. Tam hu! sırada nereden çıktığı belli olmayan bir adam, arabanın kapısına doğru atılarak müthiş bir darbe bir tek darbe indir- mişt. Bu darbeyi müteakip — bir inilti duymuştu. Bunun üzerine derhal atına | atlanuş ve haberi getirmiğti. İzahat gayet kısa ve gayri vazih ol- makla berâber Konçiniye — kâfi geldi. Çohresinde müthiş bir gurur — ifadesi belirdi bütün vücudile doğruldu ve i- çinden çılgın bir sevinçle bağrıdı: | — Nihayet! Bütün memleket avucum içindedir!. Ve yüksek sesle emir verdi: — Haydi bakalım!, Hareket!. Ve kestirme yoldan bütün süratile, adamlarının” baştnda, şato istikametine yollandı. Birkaç dakika sonra, sabahleyin Ga. Higayın girmiş olduğu arka kapıya ge- mişti Atları gözetlemek üzere dışarıda beş kişi bıraktı ve diğer adamlarile bera | ber içeriye daldı. Sactta müstehzi bir lâubalilikle: * — Monsenyör, dedi, siz yuvaya gide- rek bülbülü yakalatken, ben de şöyle bir dolaşayım. Janm ne yaacağını gör- mem lâzım! Beni alâkadar eden yegâ- ne şey budur! Kuleye gelmişlerdi. Konçini başiyle cevap verdi ve Saetta seri adımlarla ya nından uzaklaşırken, heyecandan - ti: riyen bir elle kapının sürmesini çekti ve içeriye girdi Leonoranın, yanından ayrıldığı an: Han itibaren, Bertiy sarsılmayan bir kararın verdiği müthiş bir soğuk kan- Idıkla bu âni bekledi. Binaenaleyb hiç şaşırmadı ve İderhal ayağa kalktı. Eli- ni elbisesine sokarak küçük zehir şişe- sini çıkardı ve hazırlarıdı. Konçini kapıyı kilitlemedi, sadece a« yağile iterek kapadı.. Dşarda kalmış o- lan adamları gülüyor, şakalaşıyor, ken- di evlerindelermiş gibi gürültü ediyor. lardı. Binanenaleyli Konçini kızı — elin- den kaçırmıyacağına tamamiyle eminlli, Genç kazın karşısına geçti ve bütün tehritlerden daha korkunç olan müthiş kahkahalarla gülmeğe başladı. Birdenbire kahkaha durdu ve Kon« çini elini onun omurzuna dayayarak, vah Şi bir ihtiras ve sevincile bağırdı: — Artık benimsin! Bertiy hiç soğuk kanlılığını bozmadı ve çok yavaş bir sesle mirıldandı: — Elveda Jan!.. Elveda hayat! Elve» da aşki.. Ve bunları söyler söylemez, Konçi- ninin bir tek hareket — yapmasına bile meydan bırakmadan, bir yıldırım sür'e atile şişeyi dudaklarına götürdü. B L A A A Kralın arabası, şatonun — y çıkmaz sokağa girerek ka durmuştu, Ravayak gizlendiği yerden çıkarak arabanın basamağmna atladı ve açık İduran kapıdan, kamalı elini uzata- rak bir yıldırtm «üratile indirdi. Bu ha- reketi müteakip müthiş bir inilti yük- seldi. Konçininin adamı İşte bu sahneyi gör müş ve derhal atına atlayarak efendisi. ne haber, götürmüştü. Halbuki kadar acele etmeseydi hâs kikati anlayacaktı. Hakikat şuydu: Ravayakın büyük bir — süratle inen kolu havada çelik bir el tarafından ko- laylıkla yakalardı.. Ayni zamarlda ga- yet sakin bir ses, acı fakat sakin bir şe- kilde'şöyle dedi: — Nasıl, Jan Fransua, beni öldürmek ru malik olmak.a “dir saç ayrığı böyleve doğru, bay müdür?,, Bay müdür, saçlarınızı iyi ayırdım mı? niz. Haklı olabilirsi BAD ömer avd. blieb immer aus: Ja, danke sehön; wieviel macht das?