İZILSIIGEL0 IPÇYH “İNYDNYO YD TUĞOP YUAD TRUMSUNLDU ZAR,, 1909 Ze UĞT TU W APWOL THDOP., ÇOOROASD veş U) TUDASULLĞ UNT IYDINI ÇEMGEY ŞUSA KOĞ UDO 12) USgEY 39201 UOYAS HAĞZÇUK 215 Şrvr uzparkt ç4t Lreyded (Caştaa o2 YPfDE aP 384) AAYDAL 06 YözPKIS 1AP 181 “çmsbop 2sşfiog BU Suz p, ÇYUAA eKvSELIA IKUT YOWT “apoeoy VOf TIS zMUN9PO,, Cosmy aap we oyja İz Wa9pEL) — ASSEY ZAP UU AYA AYS AAYYEZ — damdasassa ON g9 ofidoii sPpoyat,, Çdsop gymu gıha) Çsep TuptLI TOŞAAŞM “IBA mns Sesi Ng ppuruamyumr aprıg Treş SüysetilıiPyOP İK Çgasya BOf P EPYYU UaYOA 12) “ECUERESEYO UPEŞİ YAY SPULMAG UNUNT JUSEaM UOKAP TİYOÇİK YAYOM SS “ŞUNSYDODO WOUĞLA BfAP AYA DAHOS DYUP KY9 D15,, Çushorsa yıru ufT sazodi TYRONİ 89 UpuDA 3z) “gynunı vapunA KB AGÖYY TMUNSLOİYEY FK,, “aanazağ gemluyo Zağede TuOçAylara B9 UOPJAM 9K AANHOESALANAEI A YOLUZAĞE güNMRAŞ “ULKAĞ M 9KO9 418 mi istiyorsun? İniltiyi koparan, yiğit Janı tanıyarak, dehşetinden dona kalan Ravayaktı. Ravayak, faltaşı gibi açılmış olan gözlerile, arabanın içinde, boşu boşuna kralı aradı.. Fakat kolunu mengete ıü :l:l_' olan Pardayandan, bakan yiğit Jandan ve lahmı- Mdan başka kimseyi göremedi. Bunun üzerine tekrar inliyerek: — Mösyö Jan, dedi, ben cthennemlik eldum! Pardayan, onun artık bir tek hareket bile yapamıyacak kadar şaşırmış oldu- Runu gördü. Ve, kolunu biraktı. Filha- kika Ravayak yerinden kımıldamadı.. Bu esnada, Saettanın, — yiğit Jan ve babası zannetmiş olduğu iki süvari, a- Tabanın yanma gelerek durdular.. Run- lar, Pardayan ve Jarın şapkasile manto sunu giymiş olan Karkan ve Grengay- di. Grerigay Jana döğrü yaklaştı vet — Şef, dedi, Jandâarma kumandanı ve adamları b'zi takip ediyorlar, biraz sön- Ya buradilar. — — Jan haşmı satlavarak cevan verdi ve hpyı açtı, üçü birden ırıbıdııı Cindi. der. R3vayak fni!edl fakat kacmata te. gebbüs etmedi. Adeta cıldıracak bir va zivete velmisti. Ümitsizlik içinde bir © defa daha inledi: — İkinej defadır, bana dünyada en fazla iyilik eden bir #dama kama kealdı- | - şıyorum! Cehennemlik oldum! Jan sakin bir kesle sordu: — Demek beni öldürmek istiyorsun. öyle miz - — * Ravayak şaşkın gözlerini büsbütün açtı. Hiçi ıey anlamıyordu. Fakat sa- : hareketi yaptı. Jan yak ZUKRAAPANIKI “EPUYELIDO MAD 298 TSDU,, *UAĞUNA J7 Yd SUSYARUMAN 9S 3LMA “nunğo oöyAr “yorufo 30 sağema YAY Tuazorsemen S yyomn “MKeyLA Hürlei “abodğ vung zır zwwafioiyıdi,, (dOY aP Apa 17 MabDa) *jdoy Göp açuı drg vARpEuM İusisusu VON KCIN YOKYEY ZIRDAYON. “DUGAP JOĞYDA DPİLDU,, *(tojsnm <40y uBOB AS0N AD SAYYENEZLOİ UİD AşY HDU AYA) "TETEMTH Modağ asSvALIVURY — SOYORİNTİDA U INY HOĞUY AAA AOUN YP İDE 3104 nlüne des gonamayıı 199 VPDANG SPYIPDUL. 29A),, z0 Kypo turaap TÖPOK — ZUMİĞPAEN 995009 — H0S0İ BUTUURDŞ TUÜNUYA 1HGISUHU VONVEİV PARDAYANIN OĞLU — Kralı, zaten bir defa daha öldür. den adamlar, beni öldürmek istiyorlar. Öyle ki, eğer tekrar kralı öldürmeğe te- şebbüs edersen ve muvaffak — olursan, beni mahvetmiş olacaksın. Ravayak boğuk bir sesle bağırdı: »— Buna imkân var mı? Hayır! Bü- tün hakikati söylerim! Herşeyi anlatı- rıml. Jan sert bir hareketle sözünü kesti: — Hakikati söyledin mi, seni yakatı yacak ve ölünceye kadar bir hücreye kapatacaklardır.. Ve bu, beni gene de ölümden kurtaramaz. Va tatlı bir tavırla ilâve etti: — Beni kurtarmak için yegâne çare, bu alçakça suikasttan — vazgeçmendir. Bu ana kadar hakikati bilmiyordun. Lı:n şimdi herşeyi öğrendin, — hunun sana soruyorum: Ne yapmağa niye -tin var, Ravayak?. Bunda tsrar edecek- misin, müteaddit defalar seni kurtarmış olan bir adamın ölümüne sebebiyet ve. recek ve ayni zamanda, krala suikast« Ravayak başını öne — doğru eğdi ve tekrar murıldandı: — Başımda felâket — dolaşıyor! Ce. hennemlik oldum!. İçinde müthiş bir mücadele olduğa besbelliydi. Janın ölümünü tevlit etme- «i ihtimali onu kudurtuyordu. Fakat teşehbüsünden vazgeçmek, cehennemin alevleri içinde ebediyyen yanmak de- K ilş ALMANCA DERSİ devam- ettiğimiz 20 nci mesimi — 1(Berberde) üzerindeki çalışmalarımıza b udersle de devam — edeceğiz. San üç derstenberi ALMANCA DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile DERS: 68 (80 No, lu “Berberde" resmile takip edileceldir) (Her Hakkı Haber Gazetesine aittir) ALMANCA DEORSLERİ Spâter cinmal werden Sie ©s vielleicht berewemn. — Lisber Meister, ich habe derartıge Mittel schon massenhalt probiert, we rvem, neln, dena, nichts davon wissen, 2 — Aber warum dent, Hoer Direktor? — Nicht im geringaten! 4 — Dann wüsche ich Thnen den Kopf mit Kölnisch Wasser, 3 — Hatten sie keinen Erflog? — Tüchtig massieren! Çevrilecek elan almanca cümlelerin türkçeleri şun. Evvelâ, geçen dersin sonunda almancadan türkçeye — lardır: ve türkçeden simanerya çevrilmek üzere verdiğimiz va, — zifelerin yapılmış şekillerini görelim: Geçen dersteki vazifefer 1 — Merhaba, Bay Müdür! B Si MA çeviriniz 1 — BSaçlarmızı (Seheltal) ortadan mr yana mu ayırı. 3 — Saçlarınızı iyi uyundun mnt? (Sohcitel). — Evet, fakat çok az! . 2 — Saçlarınıza saç yağı (briyanlin) süreyim mi? (fetten), —Meâıhth'w,gdkw—,!vhğy P — Kvot, teşekkür ederim, Ne vereceğim? hi PARDAYANIN OĞLU Ka mek değil miydi? Kendi kendine sordu Bu korkunç sual işte buydu. — Nihayet karazını verdi ve mırıldandız — Herne yapsam, cehennemlik olma ğa mahkümum!.. Şu hâlde? ——— Nihayet kafasını doğrulttu, çehresin- de muztarip bir fedakârlık ifadesi belir di ve gözlerinden çıkan iki damla s:cak yaş, solgun yanaklarını yaktı. Yavaşça şöyle dedi: — Pekâlâ derkal hareket ediyorum. Arkama bakmadan doğru — Angüleme gidiyorum ! Elveda!.. Ve bir tek kelime ilâve etmeden, söy Temiş olduğu veçhile, arkasma bakma- dan yürüdü. Pardayan birkaç seri adımda ona ye- tişti ve eline küçük bir kese sokuştu- rarak: — Yolda lâzım olur, dedi. — Ravayak, bu Alicenah hareketin far- kında değilmiş gibiydi. Beli bükülmüş bir vaziyette sıçkırarak, ağır'adımlarla Sarânton kapısı istikametinde uzaklaş- v A Jan derin bir nefes alarak mırıldandı: - — Ok! Nihayet gitti! Pardayan ilâve ettit * — Allah verede, yolda Fikrini Weğiş- tirmese, geyi yaptık, artık üst mh onun hilece. ği bir şeydir. Ve gülümsiyerek ilâve etti: i — Mademki ktala — müteallik işlesi hallettik, zannederim ki, biraz da kendi Pınlıyın cevap vermedi. Sadece, şa- tonun kapısına doğru yürüdü ve elini kapıya uzattı. Kapı kendi kendine açıl- (di ve Saetta göründü. — ——— | Pardayan alaycı bir tavırla: S ye — Hele bak, dedi, sinyor Guid? piniymiş! Jındıhuyuu:uaıhwlı olamıyacağını zaten biliyordum Böylece konuşurlarken, Janla P!'i' t yan, hayretler içinde kalan &UM kapıyı kapamasına meydan bırakıt 4 dan eşiği aşmışlardı. | Konçininin adamları, onunla beret küulede bulunuyozlardı. Kapıde cereyan ettiğini görmelerine imkön V tu. Saetta bunu pekâlâ biliyardı! dadına koşmaları için bağırması KAfİF” di .Fakat Saetta cesur bir adamdı. 'yütmüş olduğu Janı ve ılııımrl mi ğini duyduğu Pardayanı tanıyordu- —| Saetta beş Ü.lnin karşısında N"' yordu. Fakat bu beş kişinin ken' hep beraber hücum etmiyecekle! Niyordu. Binacnaleyh İzlic: bir ıî:w.'» lıçla karşılaşacaktı. İşte, ]ınx defalar ihbar etmiş olan ve bu 'defü M ne, bin bir dolap çevirerek — jan' KŞAKE kumandanımı Janın aleybine 'den Saetta, büoıkHııyhhM ıınıuwilıçın.lulııçııuııl! | »e yediremedi. Saetta hiç ses wmı&' Mv::umîpıımkmdıh"'" /| mne göyle dedi. yâfik — İki dakika mukavemet etsem Ü Jandarma kumandanı yetişir. O eğer kral ölmüşse — ki hiç zannt” SN K