“TOCOY Ş SERLDA GAYEKEKLENE BAALİPEZ. ÇCysapr op ga Şd ZEPĞİ TÇSOP DU FU AW aP0 Merfodişa #NURİ re YK spyas “anpuajsl urm | ŞF sdAEYE gokmyey apyrtuunyo © ZzıapeA yapııa) , dmo,, BO VULTM YO #SEy — YPOP :34Ss0p yULmyo NF3Log — PN zamo 03 Buz) dOtsay ÖvE — JDYAŞIY ' INOATTY u0o4sor — tf7 :00çJOL ayb 4Of0 )9 9 9999 1U9|4307 Spryodangtu — poolipıgo : padrıgo SPUPLOZN) döJDUNSY TUSA f a & 3 ğ : g e & t 8 | a ğ 8 ğ 5 E K,, ( repeyou tmnarog “izyk yuruşyo NEĞ40A HSG WLDİOM AUPDA SN v /1 99 NABYI — XH — (3nA 9 Ao np Sir aviıy) zNOK EMO T ÖP YANI AKOPE & % ! | $ İ $ 3 £ & $ ? B ğ ğ ğ ğ UYPOULOĞİ MSEPK'EI HOSH Yezyuouroz Viş dey DUDA THUYdDA YOĞ WuzDYUu j $ İ j vi iş H ”i ü | : go çedom :puod iyçe wp Bezş Yuztyü )9 Suş puu ynzarey 9y) 10z (İuyrys v) e bi kapısı — civarında da, T düvarın arkasında Kiz- S adım ötesinde, eğerli ğ ı;’:v; Saetta da, tıpkt Rava- İyan, DDE yola dikmişti, #ehrin h“"' çektiği güzel bir a- . biren unndan bütün süratile < M içinde Rüyi yolunda u- tt Üadeaş ;:,',ı“h'eııı-.a. çılgın bir sevinç —Rajj Y munldandı: ©hi Virla iu:u:“*_l"hindu endişeli bir ta- B : &! Ali,ı,l:;ı"" de'lan da vaktinde ge- Müyke Onu! Mçini beni-le alay et İ süveçç AYT İşte o da geliyor! hi *Te İ-pr s.ğq'"h"’ kovalr * ** — Nes 4 Tağmen şüvarilerin her L'“ğl—'mı İyide kotalarırı d, çün AU sfrî!ıyı hayrette bı- aYni şekilde mantosuna ten, erin yalağılan, herşeye rağmen bü- Olduklarını derhal — tanı- | dişlerin! gıcırdattı ve da- S Giş 'nçle murıldandı: koşt u :'[’"hm Jan! kaklerine doğra P' Pt ;[îı:mk. seni hiçbir kuvvet hd')'ln hiıç-“u yanındaki — baban hl'q:zı BEçti ve tekri '“"nu. _h'ıhdı. GUD a trliyen 'krar dikkatle yola B.ırkıç dakika sonra, bir tüvari grupu gör- *hal, " :h"rıı hu:ğ:" Göğru koştu, ve atma Süratile oradan uraklaş | n'y“'“lhınxmdıknuıhı% TIMO “evog Te gpse *U0 IAVYE OY TUMUDANDİ MOUE YANLI 08 S,HH VOK — “sA009reğ 99T 09 SUYOZ Kotuyı SöğREM VO — V 2,299dvg ay3 ÖT 03 T 'DUO4 ye JSKW You DAVYE Y ATUY UT LOYM ü BK — oSt yeRıNOK aatıs noK aeoddna | — £ “dözer Krempao y daypıd 1 — tuzisula Bözlüyomsl KUZ nönpyo opsoyoanu zağıp vpeamg) Amunyo 9 &p 9 prepaog oK9 NuUNİNPUNYO 9 UNO 99 *(2yu0ş *OM) SKUN ON — “ayıyıgops İÂISARL Fa2oyuo gaa GAÂYETNI OZMMDUMUZ UKLETPOP YNU MA (Çva3p pusuLcorA YOJOP UZAŞ ÂAD) (10 40 pnb çuğ yu WWP JHAVY Â9P Puo) TT ve PooR Kw auz su0p 1,HSÂLI AÂdyı purr *(PELDage PADUI AŞ MO) *TE3sAaAS Pporm) SALU | "akey tupopo mıpyodaL Yamanyyadoş D, 'Nmasuma MOZLULONL a190) UN ZOĞT “YOĞNA ÜyüYAPO DAYLDOJ HBA PC bir evin önünde durdu. Evin duvarı an kasında, Konçini, Ravayak, — Eynos ve Lonval duruyordu. Yanlarında yirmi kadar müsellâh adam vardı. Konçini, Saettayı görür görmez italk yanca sorklu? — Ne haber? — Arabayla geçti. Janla babası, onu yakından takip ediyorlar. — Fakat geç kalacaklar. Jandarma — kumandanı de yola koyuldu. Janı yakalamak için tamm vaktinde yetişecektir. Konçini düşünceli ve meşgul görü- nüyordu, boğuk bir sesle söylendi: — Kimbilir, belki de onu serbest br rakmakla büyük hir hata işledim, onu öyle mükemmel bir surette ele — geçin miştla ki! Saetta sevinçle: — Metak etmeyin, canrm, delli. Mu- vakkaten serbest kalması çok daha iyvi oldu. Bu defa işi tamamdır.. Kurtulı. maz. Konçini itiraz etmedi. Sadece: — Bekliyelim dedi. İntizar uzun sürmedi. Birkaç dakiks sonra, bir adam dörtnala, yanlarına yak laşarak, atından indi ve Konçiniye hita. ben bağırdı: — Herşey — oldu bitti, monsenyör! Adam vuruldu. Bir tek darbe kâfi gel- di! Yol açıktır! Bu sözleri söyliyen adam, Konçininin tuttuğu adamlardan biriydi. Katledildi- ğini gördüğü adamın kral olduğunu bil miyordu. Esasen Konçininin etralında- ki adamlardan hiçbiri — Saetta müstes na — korkunç hakikati hilmiyorlardı. Herkes, öldürülmek istenen ve — şimdi öldürüldüğü haber verilen atlamın yiğit Jan olduğunu zannediyordu. Konçini, izahat istedi. Adam — fazla ati hi aa ae edeleki ll SÜİ z aai İNGİLİZCE DERELERT ök — âalın take a seat; tök ö sif Yalnız, bazı karışık fiil tasrifleri ve Labirler var, Onları görelim: 'To have: fu höv — (birisinin bir geyi) olmak “alın bir oturacak yer,, Buyurün, oturun, you have a book: yu hev & buk 'To take: fu tök «« almak you take: yu tök —- alırsınız “sizin var bir kitad.,, Bir kitabınız var, you have to wait: yu hoöv bu udt “sizin var beklemek” take: İNGİLİZCE DERSELERİ Baçlarınızı kıvırmak veya şampuanla yıkamak isle. mez misiniz, efendim? “sizin saç dır daha siyade kuru siz biliyorsunuz.., Biliyor muşunuz, saçlarınız kuru (sert), “bir şampuanla yıkama yapacak onu bir çok miktarda iyinin.,, Your hair ia rather dry you know,« (yur hör iz vad'er dray yu mo...) 'A shampoo will do it a lot of good. (8 şampu wil du it & Iot av gul) Şampuanla yıkarsak çok iyi olur, - PARDAYANIN OĞLU puştim. Bugün görüyorum ki, ancak hapishane değiştirmişim. Hissediyo . rum ve görüyorum ki, burada sizin emrinizle mahptüsum ve sizin elinizde bulunuyorum. Gözlerinizden anladım ki, bana karşı müthiş bir kin besliyor- sunuz. Niçin? Size ne yaptım? Siz kimsiniz? Leonora cevab vermeden, sandalye. lerden birisini aldı ve oturdu. Sonra, nazik bir tavırla Bertiy'e de diğer sandalyeyi işaret etti. Bertiy, genç kadının çehresindeki ta havvül karşısında hayretler içinde kalmıştı. Filhakika, Leonora tanınmıyacak bir hale gelmişti. Biraz evvel müthiş bir tehdit ifade eden çehresi bu defa hüzünlü ve acıklı bir hal almıştı. Bit. kin, fakat ayni zamanda tatlr ve okga. yıcı ve mahcub bir tavırla şöyle dedi: — Beni affedin, fena bir düşünceye kapılmıştım. Sizi bu kadar güzel, genç taze ve kendimi bu kadar çirkin, adetâ bir ucube görünce, size karşı gayriih- tiyari kin ve kıskançlığa benziyen bhir his duydum. Bunun için tokrar tekrar affınımı iatirham ederim. Ve bu o kadar mütevazı, o kadar canhıraş bir tavırla söylenmişti ki, Bertiy son derece müleessir ve müte. hasais oldu. Leonora devam etti: — Bu fena his niçin bir an için içi- me girdi? Bunu anlıyacaksmız. Kar. gınızdaki kadın sizi kaba bir hırsla takib cden adamım, yani Konçininin karısıdır! Bertiy Ürperdi ve bir sevkitabifyle geriledi. (beklemek mecburiyetinde- ihtiyacinda olmuk, islemek yur hör kat şort?) e: tu Tayk —— seymek, İstemek woulân't you like & shampoo? Beklemiye mecbur olmıyacaksınız (beklemek mecbu. you will not (veya: won't) have to wait. riyetinde kalmıyacaksınız), (yu wil nat (uğnt) Köv tu uet,) *“sizin olmuyacak beklemek.,, Beklemeye mecbursunuz do you want your hair cut short? To want; lu wont tuZ.) t tw tray van av avr Vâ, sevmek tecrübe etmek biri Disini Tosa siz — Your hair is getting rather thin on top. (yur hör iz götünğ vad'er tin an tap.) O! hayır, teşekkür ederim, bugün istemet, “8! hayır, töşekkür sis, değil bugün.,, — Oh, no, thank you, not to-day... (8, no, tenk yu, nat tudâ). 413 Siz bu kadar güzelseniz ve Konçini si. ze bu kadar üşıksa, bu sizin kabahati. 'niz değil. Onu sevmediğinizi biliyorum. Siz kalbinizi başka birisine verdiniz ve eğer yanılmıyorsam, siz o kadınlar. dansınız ki, hayatlarında ancak bir defa severler. Bunun için sise kızmıyo. Tum. Biliyorum ki, Konçini sizde deh- gettan başka bir his uyandırmıyor, Ve ağır ağır ilâve etti: — Öyle dehşet ki, onun bir tek bu. sesiyle ölüm arasında birisini tercih etmek icah etse hiç tereddüd etmeden. Berty bir isyan çığlığıyla sözünü kesti: — Bin defa ölümü tercih ederim. Leonora hafifçe gülümsedi ve başı ile tasdik etti ve kendi kendine söylü. yormuş gibi: — Evet, diye mrrildandr. Bu asll kız hakkında Iyi hüküm vermişim!... Ve ondan bir an bile nefret ödecek ka, dar âdilik gösterdim! Berty, âlicenab bir tavırla: — Rica ederim, madam, dedi. Esa. sen haklir olan bu şaşkınlık ânmı ar. tık unutun. Leonora tekrar ayni tavırla mırıl. Gandı: — İyi kalpli ve güzel olduğu kadar dt Alicenab. Ve heyecanmı gidererek devam ct- : — Konçiniyi sevmiyorsunuz. Ban ise ancak onu sevdim, onu Beviyorum ve #mrümlin sonuna kadar onu sevece. ğim. Konçini benim güneşim, benim Tanrım, benim hayatım ve her şeyim. dir.'Onun bir tek tebessümü için ha . yatımı feda etmekten çekinmem. Bu. fa rağmen o, her geyden daha kor, kunçtur. Beni hiçbir zaman sevmedi ve asla sevmiyecektir!... k İstemez misi, I can thoroughiy recommend them,