HABER — LSim sanatında bir yenilik 9 buudlu tablolar k Yapan ressam İSte açtığı sergi ile büyük me, Dir şöhret kazandı Ka blirdi Açtkerinde yeni birres- Batatkâr Hİ Jakoben ismini taşıyan Tüyeç vmı::?"u Tessam olmakla kal. B AAT Son inde heykeltraşlıkda yap ü A"“Pın,"d"' Pariste açtığı bir ser Müyerey y ” Fabiliyetli artistlerini T içinde bırakmıştir. Ve *T Yöyledir: Meselâ “gece Tihculuk ııı.,,u!“-'vın tabloda bir soy- Bi Zenini *t görülmektedir. Res- ü Vimı,..:,â: &u boyadır. Tuval üzerie &da; K ;"h' Fakat hızsızlığı yapan Bitle bu “m':ğ“"_ovınıd.r, Diğer bir Vsüda yakl CAT Üç buudlü. bir eser Yt tutahar PST ki, hayatin faciası l ki, olasınır | K *T Köllde göstermektedir. Bu Fesl; Bü du; » klm, z a::: Hapka ve palto, ayni | vı_.. Piltaaşter * aynıtahtadan çer- | bi a 6, d’_hw—... '2"'"! ve heykeltraşı Ja- ç önceleri "i îrçrveıcn hakkında da y Ş & . | e .ynhmix_' leı.. 'Çı:;ıve resim. j çe tir, i)'ol e&min esasından bir * . j *btanıni aç xî:_h'vk— i, çerçe- | y n ”»E:ım:? vla resme ilh :'nı ı.,,_::”'"'ıdcn birisi de, “arzu, h n ti 2 M ea j İstiyn ı':'"- Masadan - bir balık İ * ve diğ diyi gösteriyor. ğ tığı tab Rez y ti : _: : al" Beyler yağlı boya e (— ssamın Yapiü tolardan Birle. VP Şamen A kedi e çeveere | Filistinde Arap İ Tüldüğü H Madır, Öbür resimlerde S | oykorkusu İ e Tçası olarak telâkki | İtindir 1 « olarak telâkki ! n hıe.: Kİ kedişt e ;;“'v Müfrit siyonistler | 'erTİ Ki y | ha J'lekn Hrik ilderinin beyanatı z Ja tüle ttakit g “_hvn. Bevildiği gibi, şid- ÜY a Sedilmektedir. Fakat Dün, Höm " Fessafi, hein hey. iş iyle Sayranı oluyor $ llmler, Hüi ” Ş SHİ ile Müne . İttabi, resmin, hey. , Ölar) ol ” İ gitmediğini ddi ,4! Yerle ç O Kadar ki, bu ıî; aEGi P atn 'aktini kaybetm H , İYe edenler a €Mesini ressa. 4 B . * Nütedi çi m*"ın zekite ı: Münekkitler, “ bu e- ş M Sek tanat y:"—Wı Olduğunu, fakat Yorl > y _'-ir. 'Acağını,, ileri sü- y l.,b" ae a :' Cr—: Belir, gi ada mesele olmaması ['ı * Bemç ı Sti —M(en; Jakoben de, mo. Übir iş :.md' Sök büyük e- ka SPrnış olduğu iddla- Tesimle heykel. TIŞtırabilmiş olma, ' .. Vi & :; ı.îş:m_“k' değer bir şey Mektedir. Bu noktakla Filistini Yahudilerle Araplar arasın. ; da taksimi plârımın Arap ve Yahtkdi dün ; m yasında şiddetli itirazları mucip olduğu f al kutb | malümdür. , unda Bu işin gündelik gazetelere geçme - miş yeni bir safhasını ha'talık İngiliz gazetelerinden (News) bildiriyor. Bu gâazeteye göre, (mülrit siyonist - ler) lideri Japotinski İngiliz parlâmen. Z geldi de yapııl!Tin Üstün- Bi to azalarının hususi bir toplantısında / r.q:“k' ılııı derece “Yahudilere Araplardan gelecek zarar,, Yüti ,, TRmakta Si *Yyar buzlar üze. | bakkında bir nutuk söylemiştir. tah, Un Slan Sovyet ilim he | — JaPotinski demiştir ki: ş'ilı &doroy Moskayeye ça “— Bu yeni taksim plânıma göre, ya- Tei Küt *Tmiştir; n hudiler de bir devlet teşkil edecekler değil mi? Pek güzel., Fakat bu yahudi devleti küçük bir devlet olmakla bera- ber, o kadat zengin olacak ki kapı kom. şu Arap devlet, onu zaptetmeğe kalka cakatır, binaenaleyhi bu tehlikeyi göz önünde tutmalıdır. ,, Almanların itirazı Diğer taraftan Daily Telegraph ga- zetesi, Filistirin taksimi plânma, Al . man siyasi mahafilinin de alâka göster- meğe başladığını yazıyor: Yahudi meseleleri karşısında büy bir alâka gösteren bugünkü Alman' Filistinin de ikiye bölünmesi ihtimali karşısında oradaki Almanlardan bazı. Talle gey ? b“kıı.: .'ı"“mır:; Mevsimi artık ta. kih bı,""'"' 'rquau hâraret, sılırın iş 4 Sebakayı ĞT Gök yüzü, ka, &p tte . ile kapalıdır. Hava b Raktadır A“uh““dır. Rutubet Ra k.“;";:' Mlaktır zın altında Mevkkeij, Büzlarış Kİ çadırlarımızın “Mapı, Teiye, Sözülmesi devreles eee gi Helerimizi, e birikintileri var. l’q.lı Polarım; ’ım ’Ef—ihşmısı ve yi Te yaçı Sin, & " İYi bir halde mü- ik k bazy *tnde h]dmh'dı oturmak n Üzlükü e ve larının Yahudi idaresi altına düşmesin- I':,%’ler__ SİĞik. Buz parçasının | i ea ŞN BÜÇT Ve eç Slintilar varı den endişe ediyor. YSlyele ardır. Çadır. | — Resmi statistiklere göre FPilistinde " bugün 2200 Atman bulunduğu ilân e - TİMİZİ ©: 'as) ralara naki- dilmektedir , Memlekette İğtkikler Dersimli kadın En azılı ağaya bile Istediğini yaptırabilir Fakat bunun için baş örtüsünü yere atması lâzımdır Niyazi Ahmet Yazan : Dersimin Hozat kazasına gece gir- miştim. Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra bir genç yanıma yaklaştı. Kendi- sini takdim etti — Halkevi kâtibi Kemal... Büyük bir nezaketle bir kahvesini içmemi rica etti. Kazanın bu en mü- nevvet genci o kadar sempatikti ki, bir kaç dakika içinde kaynaşmıştık. İntiba- larımı sordu. Ve sonra harikulâde nik- bin bir görüşle Dersimin alacağı veçheyi hararetle anlatmağa başladı. (1) — — Burada eski ağalardan var mı? Görüşmek istiyordum.. dedim. — İstediğiniz kadar ağa bulayım! Cevabını veren Kemal bana bir iki saat sonra “Aşağı Abbas uşağı., aşiretinden Hüseyin ağayı getirdi. —- İşte size bir ağa ki, Dersimin he- men hemen en münevver ağalarından- dır. Bir meseleden dolayı mahpustu. Bir ay evvel hapishaneden çıktı . Buna hayret etmiştim. — Mahpus muydu? diye torldum. * Hüseyin ağa gülümsüyordu: — Evet, dedi. Ben haklıydım ama hakkımı hükümete anlatamadım. Vakti geçirdim. O vakit de hükümet baklı olarak beni mahiküm etti. Hüseyin ağanın bu sözleri, Dersim ağalarının ötedenberi devam eden ser- güzeştleri ve düşüncelerine hiç benze. miyordu. Her yerde ve dalma ağanın ast bir baş olduğunu dinlemiştim. Hüseyin ağa bir müddet düşündü. Sonra devam etti: — Benim babam ilk meclisi mebu- sanda Dersim mebusluğunu yapan Mus, tafadır. Şimdi doksan yaşındadır. De- mek istiyorum ki hükümete boyun eğ- mek,, onun emri dışına çıkmamak lâ. zım geldiğini anlamış bulunuyoruz. Öyl olmasaydı Seyit Rızadan farkı- mız ne olur?.. Sözü Seyit Rızaya kendisi intikal ettirdiğinden sordum: — Seyit Rıza hakkınllaki fikriniz nedir? — İşte buna cevap veremem. Çünkü Seyit Rıza du;mınmdır. Ne söylersem doğru olmaz. Düşman hakkında arka- sından söz söylemeyiz.. — Yüzüne karşı? — Yüzüne karşı başka İş yapılır, çünkü düşmandır. Eğer düşmanım ol. masaydı onun hakkında çok şeyler söy. lerdim. Benim kadar bilen İde azdır, — Rıza ile düşmanlığınız nereden çıktı? — Yukarı Abbas uşağı ile biz aşağı Abbas uşağı amca zadeleriz. Tarla yü- zünden amimin (2) oğlunu katlettiler. Biz de onların reisi topal Ahmedin ba başsını vurduk, Aramıza bu süretle düş- manlık girince biz hükümete müracaat ettik. Onlar hükümete müracaat et. meden Seyit Rızaya iltica ettiler. 'Topal Ahmet Seyit Rızanın dama- [ ağaya, Dersim kadınları hakkında duy. Aıdır. Oğlunu öldürdüğümüz için inti- duğum ve bir türlü Dersimlilerden tev- kam almağa karar verdi. Halbuki biz, sik edemediğim bazı malümat istedim ve onlar bir adamımızı öldürdükleri için | tordum: Ni biz de bir adamlarınır öldürerek intikam | — — Eğer söylemekte mahzur görü- almığtık. Bir gün Topal Ahmet dört | Yortanız söylemeyiniz. Aksi takldirde be yüz kişi kaklar toplryarak köyümüze hü. | ** malümatımın sıhhatine inandırmış o- " ça e & Tursunuz, dedim, Cu metti. Bizim evde bir jandarma yüz d başttı ile sekiz'on jandarma vardı. Hü- — Sorunuz.. 'C'cvıp verilecek suale a i j e€lbette cevap veririm... kümet memurlarıtı da dinlemediler, Ev- . Bir âök'tac deli Wldürt lerimizi yağma ettiler, yaktılar, ğ Di pamdr e vali ğ — Bu ağanın zenginliğine bakar. İşte bunları Seyit Rıza - yaptırdığı | Yalgız ikinci vey üçüncü dela evlenir. için onun en koyu düşmanıyım. Onun | ken evvelki karısının rızasını alır. Eğer için bir şey söyliyemem, Yalnız diyebi. | çocuğu olmuyorsa karısı kocasını bizrat Jerim ki, hükümet yür seksen bin tane kendisi evlendirir.. Seyit Rıza çıksa kargı duramaz.,, — Ağa nasıl evlenir? — Kuzı ya rizasiyle âlır, yahut ka- Çırır. , yan yana Hüseyin Ağa Her şeyi açıkça söyliyen Hüseyin görünüş — Hângisi daha çok olur? — Kız kaçırmak çok olur. Düşman. lıkların çoğu da bu yüzdendir. Hüseyin ağaya ertnazik sualimi sor. dum: — Bazı meselelerde erkek kadının emrinden çıkamazmış.. Doğru mudur? Hüseyin ağa sualimi anlamamış gö- rünldü. İzah ettim: — Bir vaka dinledim, dedim. Bir aşi- Tet reisi bundan bir müddet evvel bir jandarma yüzbaşısı ile birkaç jandarma. yı esir etmiş, Dersimin en vahşi reisi olan bu adam Türk askerlerini öldür. mek İstemiş, Karısı başındaki “puşu,, (3) yu çıkarıp ortaya atmış, Bunuün ü- zerine reis bu puşunun Üstünden geçe, memiş ve bu suretle esir edilenler ser- bestçe dönmlülşler... — Doğrudur. — O halde Dersimli erkekli idine ların sözünden dreşarı çıkamryorlar de. mek? İtiraz etti: — Hayır! Böyle bir şey yok — Ama puşusunu atını — O zaman dinlenir, — Peki bunun manası nedir? — Bunun manası kadın puşusunu “bu benim namusumdur,, diyerek orta- ya atar. Erkek de karısının numusunu giğneyemez. — Sirin karınız böyle yapsa siz? Hüseyin ağa sözümü tamamladı: — Geçmem, dedi ve ilâve etti: — Dersimile kadınların yalnız bu kareketleri dinleniz. Başka hiç bir kıy- metleri yoktur! Niyazi AHMET €) — Bu iyi kalpli münevver — çocuğun Elâzize döndüğüm vakit bir kaza ve bulran neticesinde öldüğünü derin bir tocaslirle öğ- rendim. İki defa görüştüğüm Kemalin gü. len yüzü Ve zeki bakışlarını bir türtü unuta, Tatyorum, (2) Amecamın (3) Puşu, Deralmli kadınların örttükleri bir nevi yaşmaktır. Askeri marş- larla dans Avusturyada yasak edildi Avusturya askeri marşlarına ayak uydurarak dans edenler için en çoğu altı hafta hapis cezası veren yeni bir ka. nün çıkmıştır. Avusturyada askeri marşlarla foks. trot ve polka yapmak çok yayılmış bir adetti. Bu kanunün neşrine seben eski tari başlarınt £ marşlarla dans etmenin orduya bir hakaret ve yaşlı askerlerin hissi. yatına dokunmakta olmasıdır.