Tarihi tetkikler: Bizde hafiyeliği kuran Abdülhamit değildir ! bekemaş İkinci Abeülhımld idare makinesi. he kurmuştü: 8 — Hafi, ıc' ik. Bu üç kelimeyi, şuunun fezleke l mak üzere, otuz üç yılın Üstüne yapış., tırabiliriz. Zulümle, retaletle ve — jurnalcılıkla Reçen o uğursuz yılları bilenlerimiz, bimiyenlerimizden çoktur. O yıllar, ne yıllardı! Evler göz altında, sokaklar hafiyelerle dolu, her köşede, her bu. cakta, mabedde ve mektepte bile ta. kip ve tarassud, söylemek, düşünmek, yazmak, üç beş arkadaş bir araya top. lanmak, memleket işlerinden bahset- mek, düğün, cenaze alayı, hepsi, hepai yasaktı. İstanbul adetâ dövülmenin, hapsin, sürülmenin, zulmün, rezaletin mahalli İcrasıydı. Bu şeni hallere kargı Yıldı. zın mütemadiyen aldırış etmemesi, a- lâkasız davranması, oradan verilen hususi talimatların genişletilmekte ol. duğunu gösteriyordu. Filhakika, ikinci Abdülhamld yara. dılış itibariyle pür evham, hör şeyden nem kapan bir padişahtı. Fakat ya. kınları, hafiyeler ve şunlar bunlar fm dik kabuğunu dofdurmryacak bir şeyi telleyip pullıyarak ve bin bir korkunç şekil vererek, echemmiyetsiz bir vak. ayı büyük ve sonu tehlikeli bir şekilde anlatıp göstererek vehmini arttırıyor- lardı. Abdülhamidin en çok korktuğu, çe. kindiği şey, saltanatından uzaklaştırı!. mak, hal'edilmek keyfiyetiydi. Padi. şahm bu zaafını bilen jurnalcılar, kö. tü dalkavuklar, bir gazete İbaresinden, bir kitap sayfasından, bir şiirin bir mısramdan, bir kelimesinden, tram. vayda, vapurda kontışulan havaf Jâf. lardan bin bir mana çıkarıp, bunları tezvir, iftira ve yalan ipliğiyle doku- duktan sonra “velinimeti tacıdariye,, sunuyorlar, Allahtan korkmadan, vic. danlarından utanmadan birçok zaval. rların canlarmı yakmıya, ocaklarını söndürmeye sebep oluyorlardı. Bunun için, en ufak bir ihbardan, en ehemmiyetsiz bir geyden bile kuşkula. nan Abdülhamidi, sadrazam Kâmil Ppaşanın dediği gibi — “galebel vehim. Je zihnine tebadür eden Teyden dön. dürmek kabil,, olmuyor, hatırma ne gelirse hemencecik yapılmasınt “emit ve irade,, ediyordu. Ostmanlı tahtmi otuz bu kadar yıl işgal eden Abdülhamidin fikri ve ru- hi ahvalini, malümatının derecesini göstermesi atibarile, gu veka ibret ve dikkatle tetkike lâyıktır: Sadrazam — Bait paşa valilere tam salâhiyet verilmesi taraftarı olduğu i. gin — “Vilâyat zamnames', esasa göre hazır, Tamiıştı. — Nizam - namede nal kilâ'tıma dalr ni. ni bu Mit soruyor: — Nahiye ne demektir?. Sait paşa . türkçe ko sızca tab'rler kullarıma; renlerden olacak ki . nahiyenin ne muvafık gö demek olduğunu anlatırken muüne" tabirini kullanıyor. Pad'gahin, amcası Abtülüzizle Avru pada dolaşırken, siyasi akideleri, pr>. “com. gramları hakkında — kulakdolğunluğu | olan “Paris eommunadları” hatırma gelmiş, bakmış “commune” “commu. nard” ikisi de birbirine uygun, kuşku- lanmış, bu işten bir tehlike tevehhilm “Kızıl sılııı, bu menhus ıdııi beşinci Mırıı ıııııpııdm devralmıştır. Ve işin garibi hafiyeliği tesi: emir çıkarıldığı zaman “Hürriyet babüsı,, Mithat paşanın reisi bulunduğu devlet şürasının tasvibinden geçmiştir! eden ı verkarsam basdereeaceerecA DerEEERLeEKLAREDeLAE ee AA KA KA YAK KA AA BeA KA AAA AAA YAY YEEİYEYER YN e eee bek eee he cenenecAcEk Yaıan Hüsegin Rüştü Müthat Paşa etmiş,, vilâyat nizamnamesinden soğu muş. / Sait pağâ diyor ki: “ Bu nizam her ne vakit arzolunduysa bir komisyon. da tetkiki iradesiyle avdet etmişti Merhum Cevdet paşa bu komisyonun azasındandı. Nahiyeyi “ dairel kuru. ye" diye taskih eyledi. Lâkin mazar. ratı mündefi olduğuna kanaat gelme. diğinden nizam mevkii icraya geleme- di.” ( Hatırat, sayfa 208 ) Herkes bilir ki * Commune de Pa. ris” 9 ağustos 1792 de kurulmuş bir ihtilâl hükümeti idi. İkinci Abdiliha. mit bu hükfümetin o sıralarda Fran. ııyıdıh.aıı_lın terrorlatlere kuv. vetli bir yardımcı olduğunu galiba kafa sında iyiden iyiye saklamış olacak ki “Commune "” le “Commune de Paris” yi birbirine karıştırmış ve bunun için memleketin tarakkisine, halkm raha. tma faydası ve yardımı olacak olan bir nizamnamenin tetkikine müsaade etmemiş tatbik sahasına çıkmasıma mani olmuştur. W eyü Yukardanberi saydığım vakıalardan Aptülhamidin ne karakterde bir adam olduğu anlaşılmıştır. Bu derece veh. ham, bu derecede cahil bir padişahin elbette bir casus teşkilâtı kuracağı, halkın arasma taraf taraf hafiyeler saklıracağı muhakkaktı. Nitekim böyle de oldu. Onun dev- rinde bafiyelik 'Türk illerini baştanba şa kavurdu. İşte bunun içindir ki, her kes hafiyeliği Aptülhamidin tesis et. tiği bir eser zanneder. Ve bu hususta ilk başkâtibi Sait paşanın efendisine ber olduğunu iddia edenler de çoktur Bu rivayet istiptat yılları içinde hü riyet severlerin ağızlarında bir sakiz gibi gevelenip durduğu gibi, Avrupa. daki Jontürkler de bütün neşriyatla. rında bu iddiayı ortaya attılar, 324 te Tivayet o kadar tekrar edildi ki nihayet doğruluğuna, Aptilihamidin vehmiyle ve himmetiyle başkâtibi Sait paşanın “ dehâ” sından döğduğuna herkes kani oldu. Halbuki bu uğursuz müesseseyi ku. ranlar ne Aptülhamid ve ne de Sait elime geçen bir “ rezmi" bu kanaatlarır iddiaları çürü- | için * taraf taraf hafiyeler" tayiniyle ten Bir vesikadır. 293 hiçret yılt recebinin on İklsin. 9 temmuz 1870 çarşamba) İstan- ilk sayfalarında neş rolunan bu tebliğde: harp zamanım- da ordu düşman karşısında uğraşır. ken ve hlülkümetin başında bu kadar gâlle varken bazı kimselerin işin ha. kikatini bilmeden dedikylu yaptıkla. rı ve böylece halkın zihnini karıştır. dıkları bild'rilerek bu gibi dedikodu. larm badema yasak olduğu ilân olun maktadır. bu yasağı yerine getirmek akıl hocalığı ettiğini, nılirgit ve reh- | pnş.ıdr— Geçen gün notlarımı tasnif e. İ işin gizli veya aleni tahkik olunacağı mütecasirlerin - cezalandırılacağı ilâ . nan sonunda bildirilmektedir. Bu resmi tehditname bir kanun kud siyetiyle neşrolunurken ikinci Abdül. hamid henüz Osman oğullarının tah. tıma oturmamıştı. Padişah beşinci Mu rattı, O akıl muvazenesizliğine mübte. 1â, kendinden bihaber tahtında oturu yor, vükelâ onu kukla gibi aynatıyor- du Resmi ilânı hazırlıyan ve vükelâ meclisinde müdaf,aa ede n sadrıazam mü im Rüştü paşa idi. Paşa bu ilâ nile hususj meclislerdeki konuşmalara ahpap ve eş dost aralerindaki müsa- babelere kadar teftiş ve murakabe e. sasını koyuyor, siyasi işlere devlet u- muruna dair söz söylemeği menedi. yordu. bunun için de taraf taraf hafi. yeler tayin edildiğini ilân etmekten çekinmiyordu. Ağızlara kilit vuran bu reami ilân neşir ve ilân olunurken, devlet meka- nizması içinde bir de “Şurayı Devlet,, | vardı. Orası, kanunlar ve - nizamlarla bu mahiyetteki kararların - ilânından evvel tetkik mercii idi. Tarihin ve ta, Hin gu elim istihzasıma bakmız ki, Şü. rayı Devlet reisi de Mithat paşaydı. G Zamanın — bir takım icapları in . sanlara ve hükü. PS metlere çok defa M gedid, amansız, ba- zan da tuhaf, biri. birine aykırı ka - rarlar verdirir. Bü yük, küçük her in. kılâpta fevkalâde ve idarenin mer'i kaideleri — dışında Sadrasam mütercim işler yapmak, a Rüştü Paşa dımlar atmak za . ruridir. Fakat daha iki &y evvel ferdi saltanatı yıkmıya karar Vermiş ve on beş yıldanberi “nefaji mütekelilmi vah. he,, olan bir padişahı kendi kaniında boğmuş olan inkılâpçı bir heyetin ta. raf taraf hafiyeler tayin ederek, mem lekette casusluğun, hafiyeliğin İlk to, humlarmı ekmesi pek garibdir. ha l Günler ve aylar geçti. Zaman de- ğişti. “Kanunu esasi” ilân olundu. Mit Tet meclisi açıldı. 93 savaşı bir Ülkeye nekadar felâket, belâ, acı, musibet sokmak kabilse hepsini doldurdu. Ab. dülhamid kanunu esasİyi akim ve ye. tim bıraktı. Selefinin sadrazamımdar tevarüs ettiği resmi ilânın bir harfine "dokunmadı. Kudsf bir. buyruk gibi tazim ettiği bu ilân ve ilâmla saltana. tanmn sonuna kadar âmil oldu. Onun devrinde hafiyelik o kadar i. lerlemişti ki, muzır bir evrak, Avru- pada basılan bir gazete bulmak için yalnız evler, köşkler basılmaz, yazıha neler, kitapçı dükkâÂnları aranıp ta. ranmaz, mel'un hafiyeler insanların a. gızlarının içine bile bakarlardı. (*) itün bu rezaletlere, şenaetlere, lme, kahra ve söylemek, ve duy. ak iImkânlarının daralmasına tağ. men, hafiyeliği memleketimizde ne Ab dülhamid, ihdas etmiş ve ne de bu Sa. it paşanın kafasından doğmuştur. Tür kiyede hafiyeliği resmen tesiz eden sadrazam mütercim Rüştil paşadır. Abdülhamidin bu işte * oymadığı Tol büsbütün başkadır. O, bu menhus mü esseseyi kökünden kaldıracağı yerde bilâkis himaye etmiş, — kuvvetlendir- miş, genişletmiş, ordu ve donanma. dan ziyade hafiyelerine güvenerek ya- Şşamıştır. Hüseyin Rüştü (*) Andelip merhumun, - belki bir verakai muzarra saklamıştır diye eğ. gnn içimi sim, iki hatırat üç gal.aytt) Karı koca arasında — O yaktıkların ne? — Seninle evlenmeden evvel aldığım aşk mektupları... — Ne insafsızsın? O kadar kıymet. siz miydi benim aşkım? — Sus, sus... Bu mektupları bilhas. sa yakıyorum, Çünkü yarm öldüğüm —e Pıpağnıı tlcâcg,l — Nasil, bari bu sanatla ptf na biliyor musunuz? —Elbette.. ş.maı;ıkıy"*' dum. — Nerede çalışıyorsunuz? — Armonikasını yuttu da, oıdııı hanımteyze! Kayıp lira aranıyor ! Mordohay bir lira kaybetmişti. Bir gazetenin ilân dairesine girdi. Kay. bettiği lira için ilân verecağini söyle. di. Memur, bir lira için, ne gibi bir 1||ll!ll:|ıul'mmırülıhekhyuıdıı. “Bir lira kaybolmuştur. Manevi kıy. meti düyüktür, Bulup aşağıki adrese getirene ilâh...., — Affedorsiniz kocamın üstüne o. turdunuz! Fırsat bu fırsat ! Hâkim sordu: — Karımna niçin vurdun? Suçlu cevab verdi: — Arkası bana dönüktü. Tava eli - min altında duruyordu. Kapı da açık- tı. Bu fırsatı kaçırmıyayım dedim, in. dim! Berber — Kravatınız kırmizı mt? Müştert — Hayır! Berber — © hâlde boynumusu — kes. | miş olacağım! Roldık! — No yapalım, kaideya çok para sarfedildiği için aü bile aradılar!,, (Ahmet Ra | Un heykelini at üzerinde yapmaktan vazgeçerek bir büst fle iktif tü" | k )e Evinden taşınan adam l”“: | Balondaki aynayı unutmadı ti İ l Hamal — Hayır. Işte vW Romatizma Yaşlıca adam, doktorun mua)' sine girdi: — Merhaba doktor, dedi. gö beş sene evvel benim romat! davi etmiştiniz ve rütubettef korummı'söykmiştlnil. pelki M yacaksınız? j Doktor tabif nımımmW' müşterisini tanımamış IİN — Evet, hatırlryorum. 1'”“ günkü gibi hatırlryorum. veni b hatsızlığınız mı var? iş cök€ e KU ÇrsAp 2p 40 HL EILL) TÇGOP DiŞE GU LÜĞ ATYILI — Doktor, gunu sormak düm: acaba baş senedan # yıkanmaklığıma müsaade niz? — Çuduk karar vermelisi"” öğleden sonra nereye gideli" Jübile Büyük üstad için yapılan b:;/f i 'hıuhbn'buwknı.ııı.r*” | başladı ve kendis'nin üstadin P vest oldğüzrdüka * Birisi, merasim bittiktef ki; — Üntadin' bir tek vusuru * OŞLIÇIAAŞTINR HOISIDAR EPAURNUOR LAĞŞAUA n ğlodıya