Tarihi macera ve aşk r>r-- Ömrümün yarısını düşman gemilerinde kürek çekmekle geçirdim. Beni kimse mağlüp edemezl!,, dediği halde, sülün boylu, ince endamlı genç kadına mağlüp oldu : İsyan bu suretle bastırılmış — oldu. | Zabitler, kimi yaralı, kimi ölü, kimi diri sintineye, bizim yerimze nakledil- di. Osman: — Mucize! , diye mırıldandı. Ayda, beyaz dişlörini göstererek güldü: — Evet... Mucize! Bu da benim mu. cizem!,, Görek kaptan, gerek geminin isyana iştirak etmiyen diğer mensupları, hay. retle sorüyorlardı: — Fakat siz?.. Bu kadar kuvvetli misiniz? Siz, bir kadın.. Bakınca o de. rece çelimsiz, çalımsız duran bir ka. din... Ayda: — İki zabiti birden yere sermem, herhâlde kuru bir tesadüfi'n neticesi değildi! - dedi. - Kuvvetli olduğum muhakkak... Güvertenin demir çubukları vardı. Bunların birini yakaladı. Yüzünde asla bir zorlama ifadesi hüsıl olma. dan, bunu burdu, burdu... Tayfalar, etrafımızda halka olmuş. lar, bakıyorlardı. İçlerinde ayı gibi vü cudu -olan biri vardı: — Bunu ben bile beceremem! Aş . kolsun yahu! . diye hamurdandı. — Tabil beceremezsin. Çünkü be. nim kadar kuvvetli değilsin! — Amma da yaptın ha... Dev cüsseli adam, bizim Ayda'yı şöyle bir istihfafla süzdü: — Ben, o deminki zabitlerden deği. lim; Ömrümün yarısı, düşman gemile- | rinde kürekgekmekle geçti. Bak pazu larıma... Kollarını şişirdi. e Bu kollar, boa yılanı kalınlığında vardı. Tayfalar: — Kadın sana karşı moydan okuyor, Hotin! , diye alay ediyorlardı. Ayda: — Evet, meydan okuyorum! Kim is. terse karşıma çıksın... Kim' isterse ta. Hini bir igre denesin. O zaman bize karşı durulmıyacağını hetkes anlar... Hotin, güreş vaziyeti slmiışti bil, Ayda, sirtindaki al renkli barmaniye. yi attı. Hiçbir yerinde adale görünmi. yen, çevik, tendürüst, zarif ve İnce vü- cudiyle ortaya çıktı... — Yümrük, tekme, atılma, sarılma, her şey, her şey serbest değil mi? Dev, haykırdı: — Her gşey serbest, Eski Romanın Gladyatörleri gibi... Istırmak, boğmak da var, £ — Peki, kabul. Ömrümde böyle bir manzara görme diğimi itirâf ederim. İnsan değil, rüz- gürdı, kayaları döğen kudurmuş bir dalgaydı bu Ayda... . Gemici öona bir darbe bile indirmeye muvaffak olamı. yordu. Salladığı yumruklar, tekmeler boşa gidiyordu. Isırmak için çeneşini habire kapıyor, açıyordu. Fakat, Ây, üü —ii vazan: (Vâ- Nü) da, büyük bir moharetlo kölüunu, baca. ğını ondan kaçırıyor, dev adamın diş. leri boşlukta, büyük bir çatırtı hâsıl e. derek kaparıyordu. Ağzından köpük- let; gözlerinden yıldırımlar, şimşekler saçılıyordu. Arada sırada, vahşi hayvan gibi ho- murdanıyordu, ahlıyor, üflüyordu: —— Ah, baş edemiyorum, şeytan mı, dır? Cin midir, peri midir, nedir bu. Ayda, ona yumruk atmıyordu, ha. yır! Zira, böyle ağır cüssell bir heri. fe, yumruğunun pek hafif geleceğini anlıyordu. Sıçrıyor, / sıçrıyor, bütün vücüdiyle, kâh diziyle, kân omuzuyla, herifin çenesine, alnıma, burnuna vu. ruyordu. Hani yolda bir manda gider, mini. mini çalâk bir köpek ona saldırır, ba- zan sağ bacağını, bazan solunu kapar, onu İz'aç eder, deliye, divaneye çevi- rir. İşte, vaziyet ayniydi. Nih Hetin'in kuvveti, takati kesilı Sendeledi. Bundan istifade e. derek, Ayda, ona bir iki darbe İndir. di. Ejder: — Yapamıyorum.. Başa çıkamıyo . Tum, sen kimsin? Bu kuvyeti nereden, kimden alıyorsun? . diyerek yere yarı baygın bir halde yuvarlandı. Ayda, onun göğsüne çıkıp olurdu. İki eliyle boğazını yakalıyarak sıkmı. ya başladı: — Sıkayım mı? Boğayim mı? e. — İsler sık, istersen boğ. Zaten dün yada-$tref Ve'haysiyetirm kalmadi ;Zi. ra, kadın kuvvetine Mağlüp oldum. Ayda, esrarengiz bir surette: — Kadın kuvveti değildir bendeki, — Nedir ya?.. Söyle Allah aşkına da, ondan sonra, istersen boğ, öldür. — Bendeki manevi bir kuvvettir. Nâhi bir tavır takındı, Kendi kendime: — Oğmandan sonra bir de başıtmıza BÖY- ç A A A D A —e | bu çıktı. Kend'nin ermişliği ile iftihar edecek! . dedim. Ayda, devam etti: — Ben bütün kuvvetimi işte bun. | dan alıyorum, O bana bü küvveti ver, | di: Osmanı göl(er!yn;"du. (Devamı var) 500 Liraya Satılık Ford Otomobili 500 lira Ford markalı spor . bir otomobil acele satılıktır. Talip o- lanların — arabayı görmek üzere 214 numaralı posta kutusuna “FORD" işaretiyle bir kart yaz malatı kâfidir. Büçlükle yorganın altından çıkararak hade, mayo uzattı ve onun elini uzun uzun sıktı. 116 — Kırık bacağı onu uzun müddet yatakta kalmağa mecbur ettiği için Herber bazırlamakta olduğu romana devam elmeği düşündü ve bir daktilo getirterek ona metin. keri yazdırmağa başladı. Bu sıralarda, Ket. HABER - Şikâyetler temeımiler 1 Bu da * ucuzlatılmalıdır Ortaköyde Karakaş - sokağında 4 nümarada oturan okuyucularımız dan Bay A, Refik bize yolladığı bir mektupta otomobil, otobüs ve tram- vay ücretleri indirilirken, hiç akla gelmiyen bir mevzüa temas ediyor. Okuyucumuzun bu hatırlatışını çok yerinde ve nazarı dikkate almarak tetkike değer buluduğumuz için ay- nen neşrediyoruz: “Gazetenizin halkım dertleri ile çok yakından ve candan alâkadar ol. dugunu şukranlı görüyoruz. Ben de size geniş bir semtin derdinden bah- sedeceğim. Tramhvay ücretleri ko- misyon karariyle ucuzladı. Benzin fiyatları indirillince otomobil taksi ücretleri de ucuzladı. Otobüsler de esasen pek pahalt değil... Yalnız bu arada akla gelmiyen tramvay ııxln-ti. nin Beşiktaşla Taksim arasında İş- lettiği otobüs ücretleridir. En uzun sefer için tramvay 7,50 ve gene en uzun sefer için (Emirgân — Emin- önü) otobüs 15 kuruş alırken Beşik taştan Taksime kadar olan mesafe için bu şirket otobüslerinin |4 kuruş alması doğru mudur? Bu vaziyet na- sıl oluyor da alâkadarların nazarı dik katlerini çekmiyor? Hem bu yağlı kuyruk şirketin elinde bulundukça, onun mukavele ile yapmağa mecbur olduğu Beşiktaş — Maçka tramvay hattını hiç bir zaman yapmıyacağına inanmak İâzımdır. En kalabalık iki semti kestirme yoldan biribirine bağ. lryan bu hat üzerinde gidip gelmek mecburiyetinde bulunan halkın fazla soyulmasına meydan verilme- melidir. Bunun için benim aklıma gelen tedbir şudur: Şirket ya Maçka — Beşiktaş tramvay hattını derhal başlıyarak süratle inşa eder ve yahut bu otobüs ücretlerini hiç değilse en uzun tramvay seferi ücreti olan 7,50 kuruşa indirir. Aksi halde bu otohüs seferleri derhal menedilmeli ve bu- nün Yyerine birçoğu işsiz ve ekmek- siz kalan ve hepsi de Türk olan sef? best otobüs nhip!eriuc buhat üze- rinde asgari tarife dahilinde seyrü” sefer müsaadesi verilmelidir. Bu iş üzerine alâkadarlarıı ehemmiyetle nazarı dikkatlerini celbetmenizi rti- ca ederim.., Okuyucumuzun ileri sürdüğü bu fikir vetemenniye Nafıa Vekâletiy. le belediyemizin lâyık olduğu ehem- miyeti vererek bu sethtler halkını da. ha fazla zarara girmekten kurtara- caklarını ümit ediyoruz. HABER AKŞAM POSTASI İDARE EVİ: Istanbul Ankara Caddesi Pusta kelunu 1 z44 Telgrat adresi: istanbul HABER Yazı lsleri telefonu: 23878 idare ilân « 1 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Kenebi Senelik — VAO0 Kır. — 2700 K, Söeylik — 740 « LAŞ0 3 00 ÇÜ Yüi 130 « 300 , Sahibi ve Nefbiyat Müdürü: Hasan Rasim Us Barıldığı yer (VABIT) Nalbaası, disini yatakta alıkoyan kkzanın, dostlarına Viyama tarafından, ustalıklı bir şekilde an. lağıdığını öğrendi. YTT — Hademe şüyle izah etti: *Otomo bilinizle devrikdiğinizi ve neticede Dir barı. Şınızm kırddığını, Üstelik motörün ateş al. müsi Üzeride ellerinizin yandığını anlattım. DA ELİRİRU. — ea AĞN A e D MAT am ü EE aN Dd Şiş aa dee t Üti 4 Bundan sınra geriye dört meçhul şâ! kalıyor. Delbo onları da yakalamağ? yeemin elti. Yazan: Morlis Löblan Bize kimseden bit yaklım — gelemez, Kendi kendimizden gayri, kimseden yardım istemeyiz, Vakia papaza gi * dip 'günah çıkarmak akla gilmedi de . Bil.. Sen de samimi bir meslektaşına gidip ondan bir tavsiye isteyebilirdin Lâkin bunu yapamazdık. Bu sır aramız- da kalmalıdır. —Rişar ile Antuan bu ivhemizden haberdar değillerdir, ve asla da haberdar olamıyacaklardır. Bu mel'ün gece biribirimizden ayrılmış ol. mamızı tasavvur bile edemezler. Ara . mızdaki bu şüphe bizi kâfi derecede ce- ralandırıyor, bu ceza da aramızda kal. malı, hiçbir zaman aleniyete dökülerek hakketmediğimiz bir rezalet doğurma . malıdır.. Ve emin ol ki, bu da hiç bir zaman olmiyacaktır. Dominik bunları alçak sesle, ağır ağır fakat metanetle ve gururla şöylemişti. Patris karısına baktı, onun ne kuvvetli, ne azimli olduğunu her şeye, hattâ ö- Türe bile razr olduğunu anladı. Ve bir. Hdenbire, menhus gecedenberi onu sar - mış olan nahvetskayboldu, kendi - istı - raplarırı unuttu, karısının kimbilir. ne kadar ıştırap çektiğini düşündü. Onun kusurlarını bir tarafa bırakarak kendi haksız' “larını hatırladı ve murıldandı: — Alfet beni Dominik, bu işte bir suçlu var. ÖO da benim. Bir çocuk gibi kendimi kapıp koyuverdim. Yalnız ken. dimi hislerime karşı müdafaa edeme - mekle kalmadım, seni de başkalarına karşı müdafaa edemedim, İşte asıl beni utandıran da bul!.. Her şey benim ka- bahatim.. Beni affet.. Patris başımı önüte eğdi Dominik cevap vermedi. Hafif yaşarmış gözle « rinden gayri hiç bir hareketi içindeki müthiş istırabı göstermiyordu. Bi G4 Romen Delbo düşünüyor, Otomobili ile yanında muavinlerden Anderımmat ve daha “iç sivil polis olduğu halde polis müdüriyetinden ayrilıyor. Böyle zaman larda olduğu gibi Delbo hep çocuklu . Kunu, ava çıktığı zamanları hatırlıyor. Bu işi eline alkdığındanberi iki güver- cin yakaladı. Bunlar mühim parçalar.. Bir saat sonra da en büyük parçayı, a. sıl canavarı, şoför Jüloyu elde edecek.. Bu müthiş, ele geçmeyen, tehlikeli bir adamdır. Delamare ailesi ile Fifilagos namı diğer La Piyeröz'ün katilidir. Bundan sonra geriye dört meçhul şa hıs kalıyor. Belbo onları da yakalamağa yemin etti, muhakkak yakalayacak.. Avukat Patris Martile giderek yanlış bir ıe;eblz'hıe bulunduğunu — zannedi . | yor. Önün ile görüşürken tehlikeyi sez- di, geri döndü. Fakat aldandığına ta - mamen emin değil.. Zira, niçin avukat kendinden şüphe edildiğini anlar anla . maâz kızıp onu kapt dışarı atmadı? Ni - çin hemen isbat olarak şampanya kasa. sını İnip göstermek zahmetine katları - dı? Ne diye emrine âmade olduğunu bu kadar nezaketle söyledi?. Delbo düşünüyor ve kendi kendine mırıldanıyor : — Bir hata ettim. Evet, hata ettim. Lâkin avukatta bir şey var.. Gizli, da - lâvereli bir şey var, Tekcar onunla meş gul olmamız üzım gelecek eliyor bana! Gerdanlıklı güzel kadın ile üç ar. Klbar l'ıırsız -— Sıyah centllmen Tedbir olmak Üzere, bu-hikâyeyi Kara göl, genin mözyö Mayerin evindeki serçüzeştle. rTinden bir hayli evvel anlattım..., 118 — Bu tedbir o kadar işe yaramış. ti kl. Bütün Lotdra halkı, vaka mahal'inde bulunan meşhur gözeteci Cincerberdin biz y g - L #alüzeeir Üi zi Ze A eei ae Bd el aai öi ll el e mik ” A0 İi aei ai CAZİIR.Dİ banın yoluna sapmıştı.. — Delbü Tü şoföre: ; — Kasabadan çıkarken, soldak sapacaksın ! Otomobil yüz metre kadar dahat a yince Delbo: b — Dur. Bü Dedi ve yanındaki muavinint lıi bir meyhaneyi işaret ederek ŞU verdi: m Nakledeni İt kadaşı Yahat rahat uyumağa “Mv p sa vay hallerine! Zira karşılarındi varım, benim elimden, ancak W ye düşmek — suretiyle kurtu! o&' Jüloyu yakalayınca, esrarengiz 0 bilin numarasını da elde edecti gizlendiği yeri bulmak İçin 0' bb” mesai sarfettiğini hatırladı. kl“' dan gurür düydü, yanındaki 4T biraz bundan bahsetmek ıı:rdl-o/ — Kendimi methetmek le ,.d amma Andermatt halkı söylet y yardımını temin etmek - için azdır. Jüloyu bulmak için het ııf’ î başladım, hem de adamlarımı geçirdim.. Kırlarda, ötede. laşmağa başladım, Aile hıhn* '“. yemeğe çıkanlarla, işsiz kil'”'!o’ lerle, işçi kızlarla ahbap oldum.- La Piyerözden bahsettim. T! okdu. Bir kaçr, önu şoför kılı'kı-' y damla da görmüşlerdi. “Nasil .M* rı:] rif edin,, dediğim zaman Ju!o'ı kâlini tarif ettiler. Buıklnl:M vı. larmış. Birisi, onları “Yeşil cıy"" ı.. *?ır rında görmüş.. Saat yediye doğrU w; *». girmişler. Girdikleri zamati bisik w İüp tada yokmuş. Demek, gece, cinâ' 'j ?lı sonra Jülo gidip bisikleti ..klıd'l". * den çıkarıp onunla kaçmış ol f". Ti reye gidebilir? Sen Jermen'e mi ';ı 'î zon Lafit'e mi? Hayır, hayır- İar kalabalıktır. Görünmek mtd" gp ladır. Jülo aptal değildir. O w.- 4 dip baktım.. Menil — lö — Bua Fi k ne giden bir patika var.. Ben d:îl :" gittim.. İyi ki gitmişim. O H, emlâki olan Maks isimli birisi, ; h günü, Bujval — Lö Pek ,olundl ü mobille giderken, az kalsm bisikl' " rini deviriyormuş.. — Tahkikata * ettim, Bujivajde bir şey bulam? * Lö Pek'te de bulamadım. Fakat * — ö — Rua'da, Jülo isimli bıf altı haftadır bir garajda çalışti ’ İ rendim. Pazar günleri ormınd;J dolaşmak âdeti de varmış.. Ne b Höş.. İşte Marliye geldik bile.. # |t Filhakika, otomobil bu küçük j he ,nd'*' —Andermatt, şu ilerdeki Bgörüyor musun? Öğle ) vzmtkl lo hergün orada yer. Sen, B '4 beraber kapıya nezaret edeu dier ile Yot ta arka tarafa ge$i? h yecekler. Düdük sesi duyunti W H den saldırırsınız . -Jd H tndiler. Delbo, arkasında iki ? pa' P & mur ile yürümeğe başladılar: e & neye elli adım kalmışlardı kir iki kişi çıktı ve hiç acele etmedef mana doğru ilerlediler. Drğı'j meyhaneye yürüdü, sahibini sordu: (Devamti makaleri sayesinde, müthiş fedt Kkahramanlıklar pahasına yınl'::, insantarı kurtarmış olan Karü lyetinden haberdardı.. Kara -0"";, tnı tehlikaye koyduğunu harktf fakat ne maksatla? bunu kimst *