Yt ÖYEĞ 3ANDEd 1sığe (UŞ5ç 1reXeBe gezdek) — söĞYeLüD >öEDSS LÖ #fiyşodod :aayyöded göyed PPPOtU Tyak — poporu <oygpotur YITIIŞU — J040048 dupıf : 2990LEĞYOTEMNZ NİYA — O/işdod 13ö1ded polseymn Suder eosay un)na — Boza : (4) en3vya Ödeyıy — AĞAĞIP < OAPESON 9öxe3 — ypacınf :geuanol HYö Wre2i) —— Apeyıf : maum ı KUNF DAK AŞE) — Pprsiojadara paıy:n" UAÇIYTA 'TUYROUKLİ UYANNP — WpJKA >(3) SULMYA ENRuDOU 'OYOTE3 (UUYLİ OPLARNLA goKKenur dikenayıs ıml aa — yıpofiuad. :anbi "ursos *Kug *uynuy 36 “(onaĞ *oflamu “zöma 9I tsTmaA) “zassçstoya “norsuopr “ay0a eT PİOA — CPUDIMİR OP we P TPLOdUAP #9 “AYPLO YSĞU OP DD WOJ MDUOJUDU VKU DUOP) "PUYArERÇ p UN *xnop TELOĞLA UN *SUŞBUTRLO Çezoduo aP TanbEd UN JUBUSTUYLUN YOY-ZAYOKT SEETTEĞ seri * aı vı..ı' gondani uf — - £, POUEAOÇ.. OP DÜWT ÂPG YUŞLDA PALIRİLI , JULOĞ “er., YERNLANL OP Şöyed AA 'YPY Pöyüd aya ŞPNULd vuver “PWOLAJI “WOP AU yoĞMUNA (PpLodun ) #0 VY (TPSO0ĞDA) — “KAP HYDA AYA HPAUŞĞ DUVA UZADA,, *(0l & VX PIOMA) “Yrez 399 gb ENOA — *(vmm) 'apro 9357 “Hnayıderi ap w4 © aüJa Sokağına gelince, sağa Mt gideceği — hususunda &tt Eğer gola sapsaydı, yanın önünden ge- Yan “da işin iç yüzünü hayli i- FEFE li Fi Seş —..,."'M".“"N , rahip, birdenb$e bi Yürüme Sen - Deni istikameti- rd.:.m"ühır birçok Eeçerek Sen . Jak sokağına F Mü b Otelin _::“'“n önünde — durdu. et Müşterileri, askerlerle . Anguleme e bu otele ğe ge- ? ..,_,_":“H' gelmesini te- ttti? B neler söyledi? Onu Urası meçhüâl. Muhak- HY varsa, o da, Parfe Gu- fonra Ravayakla be- gelmiş olduğu eye döndüğüdür, Sok Akuavivayı gizli olduğu küçük — odaya ffâf f f vEfER Hi Oda Sok " İki q_mîm ve — penceresi Üze, Eirmiş oldukları ka- h.m“q:'dl" sızan hafif zi- Ydınlatıyordu. M 'nı:;:'ğhw BAA Masa 2433 i;gi “Wçd9p9 Yp249) dUzStUNO YESNUMA Fyokmun d apofaz Oyop tENJOlYAAR LADJNO WDA,, TUNSAL — DAŞWNNE aNT gapım akıyus — öeud Di DAUZ Szasjad y dUgU) *Tor eç Te gy SYN — SYAÇ 39xnç 359 değe) ap ŞışırrA önbemo 9p xud aç önb dort4 — METEİN yYerdek — Jodıs <are3e dOpdlAYI N Y99909)49977 YOZISNVuUd TNSTUU — UDAONL : yUDDOUUN YAT NDN YEKÇUYUTER — oğstuşgia : (3) Partayyur " TESOĞ2,, DEYET a| 15939 — yevreyn) *yenumprop DANa : ARLINOG Zaousığ v> düyeyndod EnJd 3f DEYE) | 189 TANİ — £ tuglsuda “Mp 39 Urug — İdeğE) 20 989 TUYUNUO3 — | “EMLOKNSI DUL) $dğ TEPULLEYUARİD KYESdeK ATÜPUES 09 (aygnos zuvsuNs BZ 10518 W36 SApMA OL) soumus 09 * Bare3p bup ETBIPpnoA Of — gzaumnsrok;pd nzre du tunpusp “VGEYLİN “izmmssokijaş sıs Aon “AN(UO,, (dsmzop na “pflogu amfuog) VOZLENYUS *(MpP Opme ea 91 OL) “mOp IŞANIĞ DUNTE BoT OÇ , Tugz'ısuza “ANUŞDE 09 *2 SopADĞL) DA Bo9 MütpL3)E4 WOA,, bir yemeği teşkil eden bu üç şey duru- yordu.: Ekmek, suda haşlanmış sebze ve bir testi su. Ravayakla rahip masa- nım önüne oturarak yemeğe başladılar.. Ravayak, perhize alışkın bir adam ol- duğu cihetle bunları büyük bir iştihayla yiyordu, Parfe Gulâra — gelince, gayet yayaş ve içini çekerek ona refakat edi- yordu. "Ravayak suyu içerek — bunun gayet taze ve iyi olduğunu söyledi. Ra- hipse, ayni testiden içtiği —ayni suyu yavaşça dudaklarına götürdükten sonra yüzünü buruşturarak söylendi: — Bu saçma içkilere bir türlü alışa- mıyacağım.. Şarap dururken bunlar i- gilir mi? v Böylece Fikir beyan ettikten sonra, ayağa kalkırak yataklardan — birisinin Üzerine uzandı ve arkadaşına da — ayni veçhile hareket etmesini tavsiye etti. Ravayak da bu fikri gayet iyi bularak onun dediği gibi hareket etti. * Beş dakika sonra derin bir — uykuya dalmıştı. O zaman Parfe Gülâr doğruül- du başı ucundaki düğmeye bastı ve giz- li kapıyı açtı, İki iriyarı tahip bu kapıdan görün- düler. Uyuyan Ravayakı ayaklarından we omuzlarından tutarak onu bir paket gibi götürdüler, Parfe Gulâr onu takip etti.. Bir tek kelime bile söylememişti, Beş dakika daha geçmemişti ki, iki adam başka bir eve ve başka bir hücre- ye geldiler... Bu hücre, — terkettikleri hücreye tamamile benziyordu. En mü- #dekkik bir göz bile, en küçük bir fark göremezdi. Ayni uzunluk, ayni genişlik, ayni döşemeler, ayni tavan, ayni kapı ve kapının Üzerinden sızan — ayni ışık, Masa ve sandalyeler de ayniydi ve art- maş olan yemeklerle su da oldukları yer de dürüyordu. Yataklar da ayniydi. Birisi Üzelinde e8i z eei eeeti . d ea İ ei ll A | j DERSLERİ FRANSIZCA fumer la pipe n'est guğre permis gue dans |'intimite, (füme lâ pip ne ger permi kö dan lentimile.) “İçmek pipo değildir hiç müsaade edilmiş ancak için. de teklifsizlik.,, Pipo içmeğe ancak teklifsiz kimseler arasında müsaa, de olunur. Bourrer: bure — doldurmak, tikamak bourrer le nez: bure 1ö ne “doldurmak burun” Burnu doldurmak. fumer la pipe est permis, (füme lâ pip € permi.) “içimek pipo dur müsaade edilmiş., Permottre; permetr — müsaade etmek permis: permi — müsaade edilmiş Pipo içmeye müsaade vardır. DERSLERİ FPRANSIZCA fi vo posta kartları resimli,,, »« posta pulu ve resimli posta kartları almabilir. Le buraliste vend des journaux et des piriodigucs; (lö büralist van de jurno 30 de periyodik.) “tütüncü satar gazeteler v meomualar.,, Tütüncü gazete ve mecmunlar satar; comme le papetier il vend du papler â lettres; (kom 16 papötiye il van dü papiye a letr.) “gibi kartasiyeci o satar den- küğit © mektup,,, “insan muktedirdir kendine tedarik etmek posta pulla Kırtasiyeci gibi mektup küâğıdı satar, lüstre.) kendine doldurmak Burada, bir insanın kendi uzuvlarından biri üzering yapılan bir iş gösteren fiilin “zamirli: pronominal” şekil, rini, yıkıyor" demek istediğimiz zaman bu cümle, “kendine doldurmak burun” Burnunu doldurmak, de kullanıldığını görüyoruz. Meselâ: Dikkat! se bourrer le nez: aö burne lö ne il lave 36 mains (il ldv se men.) “0 yıkıyor onun eller.,, seklinde değil: se bourrer: $Ö bure , “onun var vilrinler iyi süslenmiş den. eşyalar için O1 gara içenler.,, blagues, porte.cigares, fume.cigarettes, pipes de tous modeles, H a des vitrines bien garnies d'articles pour fumeurs Ğil a de vitrin biyen garmi dartikl pur fümör.) Cıgara içenlere mahsus şeylerle dolu bir vitrini var: (blâğ, portsigar, fümsigaret, pip dö tu model.) Comme le libralre il vend des livres, (kom ö librer il van de livr.) “gibi kitapçı o satar kitaplar.., Kitapçr gibi, kitap satar. PARDAYANIN OĞLU 365 anlatmak için, gizlice Leonoranım ko- Tunu sikti, Bu aralık Jan, sakin ve biraz alaycı sesle devam etti: — Endişe etmeyin, mademki tesadüf sizi kurtarmamı istedi onun yaptığını benim hiç de bozmağa — niyetim yok. Sizi ihbar etmiyeceğim.. Böyle âdi işler le uğraşmak âdetim değil! Ve gitgide artan bir heyecanla: .—— Halbuki Madam, siz beni kralı öldür meğe teşvik — ettiniz. —ve bunda mu- vallak olamadığınız için siz ve kocanız bilmem kaç defa beni öldürmeğe teşeb- büs ettiniz. Siz muhterem rahip beni ta bancayla öldürmek istediniz. muvaffak olamadınız. Beni — zehirlemeğe teşeb- büs ettiniz. Muvaffak olamadınız. O- damın tavanımı yıktırıp beni — altında ezmek istediniz. Kocaman bir taşıı ka- famı parçalamasını istediniz. Ve viha- yet sığındığım yeni evi de yaktınız.. Muvaffak olamadınız. Doğru değ!i mi? Akuaviva biç tereddüt etmeden, sa- kin bir tavırla itiraf etti: — Doğrudur! — Bana vyaptığınız bütün bu fenalık- lar için ikinizi de ezmeğe hakkım yok- mudur? Akuaviva ayni tavırla: — Vardır! Dedi ve bazan bulduğu şayanı hay- ret bir şefkatle ilâve etti: — Fakat bunu yapmıyataksınız. Jan hiddetle bağırdı: — N'çin? Beni bundan kim menede- bilir? Akuaviva cevap verdi; — Kendiniz! Ve Pardayanın oğlunun yüzüne hay- retle baktığını görünce izah etti: — Büu kadını öldürmiyeceksiniz.. Çünkü kadındır, yani rzayıftır ve kendi- sini müdafaadan acizdir. — Beni de öl- dürmiyeceksiniz, çünkü — ihtiyarım ve çünkü artık neredeyse Tanrının emrile bu dünyadan ayrılacağım. — Sizin gibi bir insan, bizim gibi — zayıfları Ancak müdafaa etmekten şeref duyar, mösyö, Onlara asla fenalık etmez şimdi de ben size sorayım mösyö, — öyle değil mi? Sizi iyi anlamamış mıyım? Bu kadar iyi anlaşılmış — olduğuna fena halde kızan Jan bağrıdı? — Bunları söylemek kolay mösyö ' Madam zengin ve meşhurdur!.. Siz en kudretli bir dini cemiyetin — şefisiniz. Elinizde müthiş bir kuvvet vardır. Fran sa kralırı bile titrettiğiniz söyleniyor!. Sizin yanmınzda, kplundan başka yar dımcısı olmayan fakir ben neyim ki? — Söyledikleriniz doğrudur. — Kolu. nuzdan başka bir kuvvetiniz yok , Fa- kat bu kol çok — kuwvetlidir! Ve. ben bu anda, silâhsız ve kuvvetsiz sizin eli nizdeyim ve beni kolaylıkla mahvede- bilirsiniz.. Bizi hiç titremeden dinliyeh kadını da öldürebilirsinir. O da sizi anı lamıştır ve art k korkmuyor.. Diğer ta-> raftan bizi müdafaa eden adamı da öl- dürmediniz. Çünkü onu öldüreceğini» ze emindiniz! Jan artık dayanamadı: — Evet, doğrudur! K Diye bağırdı ve bütün — vücudiyle doğrlarak büyük bir asalet ifade eden bir tavrıla; — Gidiniz, dedi, ikinizi de affediyo- rum. Akuaviva hareketsiz ve sakin bir va. ziyette durdu. Meselenin bu şekilde ka- panacağını zaten biliyordu. — Bu affınızı ve merhametinizi şük- ranla kabul ediyorum, dedi. Hayatıma “tütün keseleri, yaprak cığana ağızlıkları, ağızlıklar, pipolar dan. bütün şekiller.,, “o kendine yıkıyor eller,, şeklinde söyliyeceğiz, il se lave les maing, (il sö Idv le men.) Tütün keseleri, yaprak cıgarası ve âdi cıgara ağız- lıkları, türlü şekillerde pipolar,