n k razan: (Vâ Nü) adın, yumruklarını sallıyordu. Bir zabitin çenesinden, Ölekinin gözüne... Izbandut gibi erkekleri yere deviriyordu İhtiyar kaptan; — Yapmayın evlâtlarım.., Ben sizin | aranızdan yetişmiş değil miyim? Ni- çin benimle mücadele ediyorsunuz?.. BSakın bana bir fenalığınız dokunma. sın.., Size teslim oluyorum! - diye el. lerini kaldırdı. Gözüm, küçük Osmana ilişti, Han. çerine davranmıştı Fakat üç silâh bir. den üzerine çevrildi: — Teprenirsen mahvolursun! O zaman esefle gördüm: Daima cesaret ışığı yanan gözlerin, de, şimdi birdenbire bir yılgınlık hâ- sıl olmuştu. Bu kadar kaba kuvveta karşı mücadele edemiyeceğini anlamış tı. Eli titredi. Zabitler haykırdılar: <— Ellerini yukarı kaldır! Osman, başka çare olmadığını göre. rek kaldırdı ellerini yukarı, Bana da: — Ne duruyorsun! Geberirsin! Ça. buk! Vururuz ha.. - dediler. Ben de yapacak şey olmadığını anla.. dım. Titriyerek ellerimi kaldırdım. Gözlerimin önünde bütün facia can- lanıyordu. İşte gimdi prangalara bağ. hyacaklardı bizi. Geminin sintinesine atacaklardı. Bütün intikamlarını ala. caklardı. Her gşey mahvolmuştu. Hiç değilse İtalyaya gidinceye kadar böy- le ezilecektik. Bu safalr güvertede so. yahat etmek nerede, geminin altında syahat etmek nerede?... Zabitlerin elebaşısı olan biri vardı. O, kaptanı tutmak - için yaklaşmışt. Fakat, ansızın: — Ah, kalbim! . diyerek devrilâi, — Ne oluyor? Kim vurdu bunu? — Al sana da,.. Hayretle dönüp baktık. Bu suretle haykıran Ayda olmuştu. Genç kadın, düşmanlarımızm ikisini | birden, birer okla devirmişti, | — Kadın diye ehemmiyet vermedik, onu serbest bıraktık, Fakat yılanın ba g1 odur asıl. Yakalayın, Zabitlerden biri, böyle söyliyerek onun üstüne atıldı. Pakat Aydanm e, linde bir hançer vardı. Bıçağı, zabite sapladı. Bu anda, zabitlerden birini de, bi. zim küçük Osman hükladı. Şimdi an. Cak iki tanesi serbest vaziyotte kalı- yordu. Onlar, Aydanın üzerine hücüm etmişlerdi. İlkönce sandım ki, genç kadını bir hamlede eziverecekler. Fakat hiç de ümit ettiğim gibi çıkmadı. Ayda, ne kndmlığmdsıg ne de cüs. sesinden umulmiyacak bir şiddetle bir yumruk salladı. Yumruğu, zabitlerden birinin çenesini sıyırarak, ötekinin gö- zlne isabet etti, İkisi birden: 170 — Dakilıdlar, santler kadar umindu, Masaya kadar sürüklenmişti. Fakat doğrul Mmağa Legebbüs etmek faydasızdı. Bunu bili Yordu, Zayıf kollarını Ayağmı hiddetle sallayarak yere — düşürdü. Fakat telefon takımı başma — düşerek onu tekrar yarr baygım bir bale getirdi. 171 — Yeniden bayıtmak üzere bulundu uzatlı. ve mazanın l Fakat ikimizle de baş edecek değilsin ya, Görürsün, Doğrusu bizim yardıma koşmamız lâzımdı. Arkadaşımız olan Ayda, işte, ızbandud gibi iki zabitle boğuşuyordu. Fakat biz, her nedense, büyülenmiş gi. bi, dona kalmıştık. Seyirci vaziyette bulunuyorduk: Zira, levha o kadar calibi dikkatti ki.., İnce, filiz gibi bir kadın, iki er. kekten birini kaldırıyor; yere seriyor, sonra ölekiyle boğuşuyor, onu da tepe. Biyordu. Birinin kalkmasına vakit kalmadan, çenesine yumruğu çalıyor- du. Nihayet, zabitlerin beşincisi de, ye. dd iği müthiş darbelerin tesiriyle bayıl- . Ayda: — Ne duruyorsunuz? Avanak ava. nak bakmanın lüzümu var mı? Bı'ğlı. yın şunları... , diye haykırdı. Ben de ©o zamatza kadar şu sonuncunun hak. kından geleyim;, Hakikaten de söylediği gibi yaptı. Sonuncu zabitin de hakkından gel- di. Biz ötekileri zincirlere bağlarken, o da altıncı zabiti yendi. Üzerine çıktı. (Devamı var) Diş doktoru Necati Pakşi ğ Hastalarını hergün sabah 10 dan £ akşam 19 za kadar Karaköy Tünel İl| meydanı Mahmudiye caddesi No. 1/2 de kabul eder, Salt ve cuma günleri saat 14 den 18 ze kadar parasızdır. GARALSSEEEİ TEDDDRDĞİ 500 Liraya Satılık Ford Otomobili 500 lira Ford markalı spor " bir otomobil acele satılıktır. Talip o- lanlarım — arabayı görmek üzere 214 numaralr posta kutusuna “FORD”" işaretiyle bir kart yaz maları kâfidir. Lisan derslerine abonelerin nazarı dikkatine Yalnız bir derse abone olan okuyu- cularımızın 3 üncü son taksitlerini 10 temmuz 937 tarihine kadar göndermele rini rica ederiz. Bu tarihe kadar getmi- yen taksitlerin aboneleri kesilecektir, KURUN doktoru Necaetin Atasagu : Her gün 16,30 dan 20 ye kadaı Lâlelide Tayyare apattımanlarında daire 2 numara 3 de hastalarını kabul edet | Cumartesi günte: 4 den 20 ye - kedar Bunu hlssediyordu. Her ne pahasma olursa olsun kendisini kaybetmemesi lâzımdı. Bir denbire hatırfladığı numarayı çevirdi. Uzun ve heyecanlı bir bekleme.. Sonra bir ses ce vap verdi, Çok geç. Hedbaht adam, baygım ğt arasında, ancak manasız birkaç kelime mıirıldananllar. ğ 172 — Fakat meçhül kadın, kendisinded GÜ P e PT T ——— ——— ——— JABER — Şikâyetler / tememniler; Tifoya karşı eÜ aRRr ı — Beykozda Yalıköy Fıstıklı soka» ğında 36 numarada oturan okuyu- cularımızdan Bayan Aliye Akpınar- dan aldığımız bir. mektupta şöyle deniliyor: “Yavrularıma tifo aşısı yaptır. mak üzere Beykoz belediyesine mü- racaat ettim. Orada benimle bera- ber aşılanmak üzere müracaat etmiş olanlara belediye ebesi Bayan Rem- ziye asabi asabi şöyle dedi: — Neye aşılanıyorsunuz? Ne var ki? Bizim mıntakada bir şey yok ki.. .İşittiğiniz vakalar mevcut de- gildir. Kimler tifoya tutulmuş, sö leyin bakayım da sizden öğrenelim... “Ağı talebi vatandaş için bir hak ve memur için de bir vazife iken bir memurun ün tifo ile mücadele gayretlerinin aksine olarak aşıya ge- lenleri böyle sözlerle geri çevirmeğe çalışması doğru mudur? Alâkadarla. rin nazarı dikkatlerini celbetmenizi rica ederim.,, Okuyocumuzun anlattığı bâdi- senin doğru olup olmadığını bilmiyo. ruz. Bunun tahkiki alâkadarlara â- | ittir. Ancak bu iddia varit ise mü- | nevver bir memur sayılan kabile Ba- | yana bu tarz hareketin yanlışlığı an-” latılmalıdır. Şirket vapurlarında müzik Beyoğlunda Straservilerde otu- yan okuyucularımızdan A. Gündüz bize yolladığı bir mektupta Şirketi Hayriye vapurlarından şikâyet edi- | yor ve şöyle diyor: | “Boğazda bir gezinti yaparak şehrin gürültüsünden azade başımı dinlemek ve hava almak — istedim. Köprüden biraz açılınca vapurda bir caz gürültüsüdür başladı. Bu, - şir- ketin yolcuları eğlendirmek için ih- das ettiği bir yeniliktir. Fakat bunu ©o gün olduğu gibi tâ Altımkuma ka- dar bilâfasıla çalmak, miktarı onu geçmiyen plâkları mütemadiyen ve defalarca halka dinletmek - bilmem halkı eğlendirirmi, yoksa kafasmı mır şişirir. Hiç değilse bunun on da- kika fastla ile üç beş plâğa inhisar ettirilmesi daha doğru değil midir? Alâkadarlar buna acaba ne derler?,, AKŞAM POSTASI İDARE Evİ: Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi; Istanbul HABER Yazı işleri telefonü: 23477 Vdare, ilân * 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Senelik A00 Kr. — 2.700 Kr. Gaylık — 7T30 , 1480 , K 400 » 800 . 1 aylık Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim U imdat istiyen sesi tanmrışlı. Zulağına çalı. nan birçok sesler arasında: “yangın,, kalaba lik,, yaralı, imdat..,, kelimelerini — duymuş ve mühim bazt hüdişeler tuku — bulduğunu anlamıştı,; Derhal evinden fırladı — uzakta, semanın İazıllaştığını gördü ve otomobiline son sürati vererek © Istikamete yollandı. 173 — Herber Vall'ng dokuzuncu günü kendine gelebildi. Bir — yatakta yatıyordu. | etmeğe yemin etti Yazan: Morts Löblek Tedbirli dlmak lâzımdı. Zevahiri kaa bul ediyor gibi götünmek icap ediyor . du. Bu sebepteüi: — Doğru, dedi, her hâlde bu-işte bir yanlışlık olsa gerek.. Yalnız, mhuhterem üstad, dansözlerden İzabellanın gelip sizi götdüğü de Bir yanlışlık olamaz yal.. — Bu da bir yanlışlık, azizim komi . ser! Delbo hiddetinden çatlayacaktı.. —Nasıl olur, dedi, -muavinlerimden biri, İzabellayıi fakip ediyordu. Sen Küküfada kaçırdık zannediyordu am - ma İzabella aldanıyordu«. Kasten - onu kaçırmıştım ki, takip edelim. Muavi . nim ettesi sabah onun buraya geldiğini gözleriyle görmüş. Ne dersiniz?. — Bu binaya gelmiş olabilir. Lâkin, burada sekiz, on daire var, Benim daire. me gekliği ne malüm? Hem biliyor mu sunuşğ ki bir avukat ile bir papaz ara - sında"fark yoktur ve bir avukatın müş. terileri âdeta mukaddestir, onün hak . kında kiizseye malümat verilmez, söy - Tedikleri ifşa edilemez?. Delbo dişlerini sikiyordu: — Hakkınız var, deği, Jâkin bereket versin ki başka izlere de malikim. — Ya!.. Ne gibi?: — Nerede ise Jüloyu yakalayacağım. , Katil o mu zannedi . yorsunuz?. Belki de haklısınız, kimbi . Hie?.. Delbo cevap vermedi. İzatata ğeçti: — JHilo, hususi otomobil gelince, için den İnen kadının boynunda bir gerdan- ık olduğunu görmüş. Bu gerdanlığı iki dansözde görmüşler. Hattâ Jülonun “Vay canına, elmaslara kitaksi!,, dedi. Gini de duymuşlar, Esasen ikl dansöz, La Piyerözün kadın, erkek herkese so. kularak kucaklamasından maksadının, bu kadıma da yanaşıp gerdanlığını yok lamak ve çalmak için olduğunu zanne- diyorlar. Böyle olması da mantıki. Zi . ra, bu, bilâhare La Piyerözün ne için öldürüldüğünü de izah edebilir. Belki Jülo gerdanlığı sade kendine mal et . mek istemiştir?. Hoş Jüloyu yakalayın- ca ve ondan gerdanlığı alınca hakikati anlayacağız.. Gerdanlık vastasiyle sa. hibini, yani, önüne gelenle yatan bu a. sil ve yüksek madamı da elde edeceğiz. Bu kaba ve adi sözleri duyunca, Pat- ris yüzüne bir kırbaç yemiş gibi oldu, ve karşısındakinin gertlağına saldırmak ”| istedi. Lâkin müthiş Bir cehit ve irade kuv. veti sarfederek toparlandı. Hattâ güle. rekt ç — Komiser, dedi, bu güzel ve esrar. engiz kadına ve/üç arkadaşıma karşı bir düşmanlığınız var galiba! Hem öteki « lerden fazla, neden?. f Delbonun yüzünde-bir setrtlik peyda oldu. Buna kin de denilebilirdi: — Evet, dedi, La Riyeröz — öldü. İki dansözü yakaladım.. Jülo da nerede ise elime geçetek.. Lâkin bunlâr karanlık. rlar. Onları da elde Hem bunlar, öte- lar içinde gizleniyi kilerden daha kabahi — Hakkınız var, komiser. Bu kimse, centilmen Karştaında yüzü siyah ve kaum tüüle örtülü bir kadın oturuyordu. Doğrulmak istedi fa. kat kadın mani olarak: “Susun! ve kımılda. maymı! hiçbir gey söylemeyin.. sonra,, daha sonra, bunun üzerine tekrar derin Bir uy. kuya daldı. 17 6— Bua defa, karsışında sadik ortarızı Vüyaması buldu. Herber Vülling, nasi kur. tulduğunu öğrenmek içiğ ondan izahat al. A SS a Gerdanlığın sahibi olan ve Öönüne gelt” yatan bu yüksek ve asil madamı d? Ş yakalayacağız ! p. A Yer muhakkak adaletin ptnâ' melidirler, ve cezalarını $e o Maamafih gerdanlığın buıü rın bulunması demek değildif dersem.... —Olabilir. Lâkin başka V€ ?’ bir silâha sahibim. zabella, &48 5ı lonun husust otomobilin mumk' dığını görmüş.. Patrisin gözlerinin önündef bir bulut geçti... Az kılıın'b” t.. Fakat bu sefer de kendini ğ ğa muvaflak oldu ve kı':*.lıih_'y ' — Desenize azizim kot ? tıpkı sizin gibi hareket etmif” — Ne gibi?. — Siz de benim otomobilit. şağıda iken numarasını not mi? Delbo, bu darbe karşısında vi de şaşırd ve -kekeledi: — Metsleki bir itiyat.. Patris gülmekte devam a Nihayet durdu, vakur bir seSİti , — Komiser Delbo, dedi. ds'y nizde meşhur bir ıdamımı;-ı”, N nıştığıma memnun oldum. 9* V rinize âmadeyim — ve şayet “ p herhangi bir yardımım — doYÜ 1 €emin olunuz ki esirgemiyecti” Delbo eğildi: — Teşekkür ederim, ü'ugj Dedi, Patris onu kapıyg © iyr etti. Elini sıktı. Fâkat yazıf w"' nünce, masasının önündeki T0 Zildi. Artık- tahammüki Her tarafı titriyor, alnından ler damlıyordu, öylece kolukt Bu esnada; bitişik kapı l'd ç mış, karıst içeri girmişti.. yf | yanına yaklaşınca, elini “MU koydu ve eskiden olduğu £ bir sesle: y — Patris, dedi, yandaki BĞT Her şeyi duydum. Bu çok mül ff kin, söylenmesi lâzım gelen 36 ledin! Patris itiraz etti: — Eğer icap eden tarzdâ miş olsaydım, daha ilk M"ı söyler söylemez onu kapli oi mekliğin lâzımdı. — Masuü i’”/ kanaat getirmekliği için ©ü W ( idi. Halbuki şimdi onun '““y' sadüfen içilen şampanya rine yenilerini koymak ak ti. Ya gelmeseydi? Bu suret'” lük şüpheleri üzerimizdei Fakat Jüloyu tevkif edel'ı"’: / tamamdır. Delbofun elindeft Mmayız. 4 Durdu. Karısına baktı. Dğ' ni omuzuna dayamiş, onü “w — Hayır, dedi, eğer biz '-ı. ;l';* bağlı kalırsak bu adam bü;;// mez, Kendimizi müdafaa ilt / zımdır. Mesele sadete P'“y ” Hik ve onların çırpınan ğ 'İ bir mesele değildi. Asıl mev' ı" lan Martil ailesinin hı_vıir'“», 4 mi taşıyan karı koğa mıh_fm“;; ke Binaenaleyh ismimi”” ei iyetimizi kurtarmak llm“;,u J dele t;;“# KPUDAL LOK APU) — prerfadarsa : PUULKLTN AHEİF şonnbed u — £ t * bi #i kİ | Mak İatedi. Dahi Tik sözlerdek' "gf yan ettiğini zannetti. Odaci" / gölge olduğunu biliyordu! “.,JA Valling gözlerini hayretlt w» ” #“Bunu nasıl anladınız? » V;"' _/ bir tavırla osvap verdi: * j Fıştırirkan,,, — hasıl ? buna "*"ı #'J’ tin?,, Viyams gözlerini ind * 'Ban kendim de; doğru yölü hırsızım!,,