Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
J -0 TEMMUZ — 1037 ve Variş Ivan ( Kimi Yü temayülde insanlar... Üj teci,. mı-ıh?fnzakâr. hatta kimi mür- İ dtevik, Be e sosyalist, hatta bol- | l't Unların bazısı yerli —Üpler, lWtıı:li[e’—me ecnebidir. Arada sırada h!rleri Şuş Tastladıkça verdikleri ha b | eteya, YÜrüttükleri mütaleaları ga- n orum, # * M e | Tişti hvar!! lvîn'dan evvelce bahset. | Yok, ah M olduğunu tekrara hacet H "Yo]â:mda“ belli: Tavariş! Rusça B Yetıakı” demek yani... Kendisi Sov. i ndandır, ' Rllısn-'-h“"'l Tolstovka denen - rahat ge)'tâîu-ıııfg“_lîı ayağına sandallarını Seümoprüden geçiyordu. | teğin tık; gülümsedik; gide- îî;?:ğaler meğer ayni istikamet. — N, Aber yürümeğe başladık: | v € Mmükemmel! - dedim . bu : hüiyo * dünyanın her yerinde geze- e rhklı:“nuz Rus olduğunuzu anla- İ h&m!;çm hiç kimse yan gözle bile ; Or. Halbuki bizim için kabil Vemi M Sizlerin bt halinizi makul | z “mmel buluyorum. d Keîiunş İvan, işkilli ve alıngan- | . nelerin, cümlelerin arasın- finda , Mana çıkarıp siyaset terazi- Ekinimkaı- Miskal ölçmeğe, rejim .hnkhr he d'lkkatli dikkatli vurmağa 'Ordm * Gözlerinin ucunu kısarak hıüğ;nBa!ka hallerimizi makul ve ae Ymd bulmuyor musunuz yok !ııinıeü:!îü sizde, faşist ve Troçkist edlm Pproletarya — tarafından “;;ş:'—'—rme ;lair ş&[mihlerdehmi | Unuz?,., eseleyi hep M | ;:t'h“lîyqr ve anlatıyorsunuz. Si. bul Man azizim! Durun hele... 'hlşdm'z“t bile demeden siz ördek Aheap 5- -Hiç bir telmihim yoktu.. h_hıh: Mademki açıldı, itiraf ede- R İ*.?_ş_—-KMOSR.gva neşriyatından da .ylda’] gaç — le tit easinemi lli desen, İA “ı&ı $ değilim.. Tuhaçevski n atlarının ortadan kaldırıl. ıî"îlemeî. sonra _filı şarkta bazı te- | *« Dkue T olduğunu garp gazetele- | u Va yorum.-Bu kadar yüzlerce . B T“,a l:laın nasıl zühur etmiş?.. me"!tikn! I'f_“n la birlikte, vapura ' d“k. İt “_ı“ kamarada otur- hkhk- îiîlo E-’-"sr İngiliz “cigarası Yea a Püfür püfür deniz ha- Vâyı mıg"ıem?_ıiîe çekerken, o, dün .Tüerı:ı_k, düşüren ve hakiki se- h’âınq :ılaıye' Matbuatında anlatıl. "Vîlı.,okâ. idam Meselelerini, bol- yi m:zaîmî göre izah etti: '.x * 'î!lıteadîf;l!;:fık firkası m:rkezîne. ıh]:]m“! ver alar. Şu teklif ileri sü- Merke>t d iştir: Almanya diş zjâvmpada mutabık kal- R&r A A k ] mazitden, böylen, b | İçin Muayyen bir za- A istifaganin kalmak. Ve bu fırsat ::“lle şarka e'îkı bütün kuvvetle- mhya çullanmak. Orada Ja: ek.'.ğoğm kıZ'l'e ötürümleştir - :'lı Toktaj » Yüksek idare heyetimiz, !,.yrm%n, hem he'm_ prensipine T“]_îdhil' sSaydığ t?.?n muvakkat kaş: “Sevski için reddetmişti. | €zin | * şürekâsı bu n N a bunu, mer- ?lv.î;dlk’?â iktiran ettirmeden, inde y yhlq l"lıp £ apmak istedil l Ş d z ecdiler.. leluıı çy“tudam edildiler. İşte, mese. A Te î u—ç'fy'—’l'du_ gdrüniiyordu. du, 'iği"nîıti. M Gğe Martılar Otralar yelkenle . Sandallar d t ola . Bd..nld'ğînu’uhn memunşgaorıi'- hyfi;ıtün 8ün İK aü ee Yyan . Şimdi S Sekin t derek beyaz bi îîğîi ı?gmdı d :::_lbukı bu rus, öğle , 0 ı;ıgîi böyll: efil efil , an '““ul:eunuz ! .dîîı:ıc.lu' da son senelerde Maryi Birkaç gün evvel şöyle bir mektup aldık: Sayın Haber gazetesine; Gazetenizin (İstanbul konuşuyor) sütununda her gün bir mahallenin der- dini dinliyorsunuz. Bu kararınıza da- ha ilk gününde sevinmiştim. Çünkü sa kin bulunduğumuz Teşvikiye mahalle. sinin bellibaşlı mühim bir derdini hiç kimseye anlatamıyoruz dike üzülüyor. duk. Bu kararınızı gazetenizde oku. yunca belki, dedim, alâkadarlar bu su. retle bir defa daha öğrenmiş olurlar da İstanbulun en gözde bir yerindeki en güzel bir mahallesinin gitgide bir mezbele ve bir çirkef deryası haline gelmesine artık müsamaha etmezlrr. Fakat muharririniz Beşiktaştan son ra bizi bırakarak daha uzak semtlere atladı. Büsbütün unutulmak ihtimali- -â*udğğgğşîf ağâm:ızlâîğn?m habçi Teşvikiye camiinin arkasmdan iki dakika kadar Ihlamur istikametinde aşağı doğru inecek olursanız İstanbu. lun bu güzel yerinde dünyanın en çir. kin bir manzarasiyle karşılaşırsınız. Teşvikiye ile Ihlamur arasındaki saha, da boş arsalar vardır. Bu arsalara ne. reden geldikleri bilinmiyen bir takım kimseler senelerdenberi tenekden kulü beler kurmıya başladılar. Bu kulübeler zamanla bir mahalle halini almak isti dadımı gösteriyor. Şu sıralarda bir ta- raftan İstanbulu güzelleştirmeyi dü. şünürken ve bu hususta belediye mec. . lisinde münakaşalar olurken, gazete . lerde bu mevzua dair makaleler inti. şar ederken İstanbulun göbeğinde böy- le çirkin bir teneke mahallesinin mey- dana gelmes'ne müsaade etmek yalnız o civarda oturanların değil, bütün İs. tanbulluların bedii zevklerine bir teca. vüz mahiyetindedir. Gözleri inciten böyle çirkin manzaralı güzel ve şirin yesinde bir yara gibi iğrenç ve tiksin. dirici bir hal almaktadır. Bütün bu e- hemmiyetli sebeplere rağmen ben bu cihetten de sarfınazar ederek daha mühim ve hayati bir sebep teşkil eden sıhhi bakımdan bu işin ehemmiyetini tebarüz ettirmek istiyorum: Bu kulübelerin sakinleri her kulü- benin yanına abdesthane olarak kul. lanmak üzere birer çukur kazmışlar. (VA-Nm İstanbulumuzun bedialarla dolu bün. ' Pu molozlar, 5.6 sene evvel Yyol yapılmak üzere Teşvikiye caddesinin arkasımaninlmısve o gün bu aün hbir daha el sürülmemiztir! HK z yi üeü ar L gea aa F Ş ge —e 1 F - - Kd y * AĞA vakmiakelemmimer MA Z. ia Tei Bi —< Teşvikiyelilerin — kendi — paralariyle olan dır. O çukurlar bilhassa yazın sıcak havalarda yalnız çok feci kokular neş. retmekle kalmıyarak bütün bir semti kara ve sivrisineklerin hücumuna ma- ruz bıraktılar. Açıkta bırakılmış olan bu çukurlara konan sinekler bu civar- da ehemmiyetli bir tehlike arzetmeye başlamışlardır. Bundan başka civarımızdaki birkaç bostan sahibinin karşımızdaki arsa. lardan birisine topladıkları gübre yı. ğını da ayrıca sivrisineğin çoğalması. na yardım etmiştir. Son günlerde öyle heybetli sivrisinekler türedi ki, artık tahammül etmenin imkânı kalmadı. Umumun sıhhatini alâkadar eden bu ciddi hâdise karşısında alâkadarların harekete gelmesi icab eder. Güzel ve biricik İstanbulumuza lâyık olduğu e. hemmiyeti verelim. Bu hususta alâka- darların dikkat nazarını celbe. saymn gazetenizin — delâletini — bekliyorum. Saygılarımla, Teşvikiye Ömer Rüşdü paşa so- kak No. 47 de Abdülkadir Tuğlu — Her satırı acı bir şikâyeti ifade e. den bu mektubu okuyunca ilk fırsat. ta kalkıp Teşvikiyeye gittim. Mektuptaki tarif üzerine camiin ya. nındaki sokağa sapıp ilerliyecektim. Fakat köşeyi döner dönmez karşıma çıkan kahveden bir kere yolü sormak istedim. İçeri girdiğim zaman bana ve - r.; *;kf Teşvikiyede, teneke mahallesi haline sokulmakta olan çukur kısim, ve üzcrine stok halinde yığılan gübreler. : k » . * le binlerce vatandaşın rahatını kaçıran — Teşvikiyenin karşı sırtları. İstanbul konuşuyor ! Teşvikiyenin Hamidiye - çeşmesi niçin akmaz ? Taşı toprağı hazırlandığı halde tam beş senedir yapılamıyan yol! Yazan : Haberci ( Teşvikiye : 1 | ŞÜ MN MeZ < AA ğyar SŞ yaptırıp da, son zamanlarda akmaz çeşmeleri boynumdaki fotoğraf makinesine öyle garip baktılar ki, gayriihtiyari vazi. yeti izah etmek mecburiyetinde kal- dım. O sokakta duran taksilerden birisi- nin şoförü olduğunu sonradan anladı. ğgım şişmanca bir zat: — Zâten sizi hemen tanımıştık. De. di. Biz de Haber okuyoruz, Haberciyi nasıl tanımayız!. — Peki, diye cevab verdim, madem ki ahbab çıktık, o zaman işe aşağı ta. raflara gitmeden hemen buracıktan başlıyalım, anlatın bakalım, buranın dertlerini.., Karşımdakinin cevab — vermesine meydan kalmadan, kahvenin içindeki küçük dükkânda, bir müşteriyi traş etmekte olan berber, elinde ustra dışa rı fırladı, söze karıştı: — Yazacaksanız, evvelâ, dedi, bura. nın su derdini yazınız. Bütün mahalle size duacı olur. Bir an sustu, sonra izah etti: — Hemen şüracıkta, cami duvarının köşesinde, hir Hamidiye çeşmesi var- dır. Burayı mahalleli kendi parasiyle ' yaptırmıştır. Fakat son zamanlarda ne olduysa oldu, bu çeşm2 akmaz ol- du. Su ya büsbütün kesiliyor, yahut da serçe parmaktan daha ince akıyor. Halbuki eskiden gürül gürül akar, yedi kat komşu mahalleler gelip biz. den su alırlardı, Allah rızası için, ada. makıllı yazınız da, bunun bir çaresine baksınlar.. Kahveden çıktım, çeşmeye doğru yürüdüm. On, on beş adımda cami du. varının köşesine gelmiştim. Burayı kıvrılır kıvrılmaz çeşme karşıma çık. İL İriliufaklı bir yığın adam, iplik gi. bi akan cılız suyun başıma toplanmış- lar, ellerindeki kapları doldurmrya ça- İışıyorlardı. — Hamidiye suyu en bol sulardan birisidir, neye böyle oldu, sizin çeş. me, diye yanımdakilerden birisine so. racak oldum. Adam, hemen kulağıma iğildi: — Bu, dedi, doğrudan doğruya su yolcuların yüzündendir. Eskiden saka. lar buradan su doldurur ve her tene- (Devamı 7 incide) HABERCİ CUMHURİYET'te: Japonya İleri gid.yor Asya doğusunda Japonlarm lakib ettikleri istilâ hareketleri şimdiye ka. dar tahakkuk etmiş işlerle dünyanın malümudur, Fakat her taşkınlığın bir hududu olmak ve nihayet makul bir hadde sulhsever insanlık çehresile du. | rabilmek ve tutunabilm«k lâzımdır,. Her fırsattan istifade ederek ve fırsat yoksa icad ederek ileri ve alabildiği- ne ileri gitmeği düşünmek bu asrin 15: tediği siyasetten sarahaten gafil ol. mak demektir. Böyle sakim ve çünkü tecavüzkâr bir siyaset bu asırda niha. yet çarptığı sert kayadan dönüp sahi- binin kafasını yaran bir taş olur. Japonya nasıl unutur ki doğu Asya meselesi bir Asya meselesi olmadan önce bir Pasifik meselesidir? Buna za, mime olarak Asya meselesinde keli. melerini söyliyeck Asyalılar da var. dır, ve onlardan sonra da bütün dün- ya, Binaenaleyh Japonyanm doğu As. yada her fırsattan istifade ederek san ki boş bir meydanda istediği oyunu oynıyabilirmiş gibi hareket etmesi sulhü ihlâl baktmından nekadar fena- ise hattâ kendi menfaatleri bakımın. “dan da o kadar isabetsizdir. Şu basit sebeple ki meydan hakikaten boş de. gildir. Açık konuşmak lâzimgelirse Mançuri beşerin şaşkınlığı, ihmali ve belki imhalile nasılsa tahakkuk edebil miş bir istisnadır. Beşer, vicdan mü. masil hâdiseleri kendi hesabına bir he zimet diye kaydetmekten çok yüksek bir müessesedir, Son Mançuko « Sovytler, daha doğ- rusu Japon . Rus hâdiselerinde haksız lığın Japonya tarafında olduğunu bil. miyen kimse yoktur, Amur nehri üze- rindeki adalar işinde Moskoyanın ne büyük itidalle hareket etmiş olduğu bütün dünyanın malümudur. Vaz ye. tin hukuki cephesi bilmüzakere hal ve intaç edilmek üzere adaların hir müd. det iki tarafın da işgali haricinde tu. tulması en makul ve en sulhsever bir teklifti. Bunu kabul etmiyen Japonlar - yeni yeni hudud hâdiselerile bir taraf- tan Sovyetleri kızdırıyorlar, diğer ta. raftan Şimali Çin üzerinde yeniden te. cavüzlere girişmiş bulunuyorlar, Ko. vanlarındaki arıları kızdırmaktan zevk alan çocuklar vardır ki, nihayet arı iğnelerile yüzleri tuluma dönerek ak- şam evlerine döndüklerinde üstelik bir de annelerinden dayak yerler, Vaktiy. ken Japonları bu akıbete düşmekten tahzir etmek lâzımdır. Çünkü iş yal. nız kendilerinin hak edecekleri rahat. sızlıkla kalmıyarak başkalarını da, di- yebiliriz ki bütün dünyayı da rahatsız ediyorlar. KAi (Yunus Nadi) TAN”' da Tifo içinde keyift Kumkapıdan Samatyaya kadar sa. hilde bir tetkik gezisi yapan muharri. rin yazısından: , Birkaç resim çektikten sonra, Sa- matyaya doğru açıldık, Buralarda, ar. tık evlerin lâğımları başlıyordu. Kırk adımda, elli adımda bir, deliklerinden ince sular sızan küçük lâğımlar... Kumkapıdan buraya kadar, tamam * sekiz tane lâğiım saydım: Bunlardan üçü damla damla sızıyorlardı. Dört tanesi, taş oluklardan boşalıyordu. Bir tanesi, Sandıkburnundan uzatılan ana boru vasıtasiyle, yekpare bir ta. şıin içinden akıyordu. Geri kalan iki tanesi de, Davutpaşa sahillerinden, — denize dökülüyordu. Daha ilerde de, bir hayli lâğımlar ol- malıydı. Demek, bütün Marmara sahi. li Demirkapıdan Yedikuleye kadar baş tan başa geriz sularile kirlenmişti. Buralarda denize girmek geğil, hattâ bu lâğımlı denizden esen havayı kok. lamak bile pek caiz olmasa gerek!.., Dönüşte sandalcı ile öteden beriden konuşuyorduk, Ben bir aralık sprdm:ı' — Polis, denize girenlere bir şey d miyor mu? — Demez olur mu? Bazan baskın bile yapar. Amma, Bu çocuklar, din. lerler mi ya?.. Kapıdan kovarsın, ba. cadan girerler.. Bu sözlerden anlıyorum ki, yakında başlıyacağına şüphe olmıyan açık de- nizde banyo yasağınm, daha kuvvetli ve devamlı bir şekilde tatbik edilme. si lâzrmdır. FYi Tirağir