12 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

12 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* T ğ ğ g BU 5 < 8 ; : za P A A CNA Yua3 ON) 'nok yuey) YoN — —AY "e S Haf Gi ğ E Z 2 $ t ğ B ğ B P gz 20351 ep dedod yodı İt % î - s a z Fi ğ'—' DŞLZ Tdiş Pi Fi gileşi & İSE gkti god 07 Öbel ga ? * Di N 3 y Fi ”aâ E â%—o E%îw ğî%»u ğâ 5 agâğ » PaL İECE EVR0 gi PösaYI D İ 3abi Ft 0 İoteek ş ğığ zeş Debte V îeaâğğ z İPEİLOTER Sğlş İş giiyt. 4 B tâ Fi ğ- h 8 â 7 ğş!ğ Z zi Ever B3 îğğğ“' P Cğg sadt y ŞAĞ Pöde &- ZUĞT Bi e A H s a ŞU ĞU * ” Ş 2A - £ sa H Ş., a ea İDE prdş BERE Dida F ptP Ç biç İPE Göse Teti ; çüİ içl * L âğşğ ı Koğ ğğâ SA HT R LA E tt # pöfa — 385 Bo E $ Söe Bisş ğğ a ğ_â"s ğ ! ğ "ğ—ı. BU SçS0 F Üi İş ö& y tt 35 ; uâ ğ 1 | . Pisr g Fek g! ğ=â Üi . b l BRE ç Vğ â ğ % ğ a ş | : z 330 PARDAYANIN OĞLU danına dönerek çok yumuşak bir ses- le: — Peki Növi, dedi. Mademki bu ka- dar iyi malümat edinmişsiniz, bu gen- cin beni niçin öldürmek istediğini söy- ler misiniz? Növi derin bir nefes aldı. Kral mü- nakaşa ediyordu. Demek ki henüz mah- volmamıştı. Kralı ikma edecek mühim bir delil serdettiğini düşünerek — âdeta sevindi ve: — Kral, şüphesiz, Arbr - Sek sokağın- daki bir balkonun altınıda bu'adama na- sıl vaziyet ve şerait içinde tesadüf etti- ğini unutmamıştır. — E? — Sir bu adam.. Mevzuubahs olan yerde ikamet eden.... şahsa çılgınca â- şıktır. Onun içinde müthiş bir kin şek- linde beliren ve onu suikaste sevkeden işte bundan mütevellit kıskançlıktır. Hanri müstehzi bir tebessüilmle gü- lümsedi. Şimdi artık kâfi bir fikir edin- mişti. Filhakika, Növi tarafından serde- dilen delil nasıl ciddiye almabilirdi? Jan henüz birkaç dakika evvel, ona, Bertiy' in babası olduğunu bildiğini söylemişti. Jandarma kumandanının gözleri içi- ne bakarak sordu: — Öyle mi zannediyorsunuz? Növi kuvvet ve emniyetle cevap ver- di: — Bundan eminim! Hanri gülümsiyerek yüzünü çevirdi ve Jana baktı, Pardayanın müdahale- zandonberi, oğlu, kollarını göüğsünde ka- vuşturmuş, lâkayt bir şekılde hareket- siz duruyordu. Onu böyle sakin görün-” — ge, mevzuubahs olan şeyin onün kellesi o!duğuna doğrusu ihtıml verilemezdi. ; | kralın arabasından ve hiçbir şey söylemeden, dudaklarında kurnaz bir tebessülmle ona baktı. Pardayan ayni tebessümle mukabele etti ve lâkayt bir tavırla — omuzlarını silkerek: — Görüyörsunuz ya! dedi. Emin olu- nuz ki sir, bu gencin aleyhine serdedile- cek olan delillerin hepsi, aşağı — yukarı böyle çürük olacaktır... Demin de ma- jestelerine söylemiş olduğum — veçhile, şudur ki, herne bahasına olursa olsun, ondan kurtulmak istiyorlar. Hanri, Növiye (zavallı adam hiçbir atfetti. Pardayan bu bakışı — gördü ve yalnız Hanrinin duyabileceği bir şekil- de sesini alçaltarak ilâve etti: — Onun hüsnü niyet sahibi olduğunu zannediyorum.., Farkında olmadan âlet oluyor. Haniri de ayni yavaş sesle sordu: — Bunu nereden biliyorsunuz? — Fakat... Nasıl büyük bir emniyet Ve itimatla öne atıldığını — görmediniz mi, sir?,. Emin olunuz ki hakiki alâka- tnirler. Hanri düşünceli bir tavırla: — Belki de hakkınız var, dedi. Biran gülümsiyerek sırayla Parda- yanla Jana baktı. Sonra birdenbire ko- lunu şövalyenin kolu altma geçirerek, üzerine abandı ve önu arabasına doğru sürükliyerek, samimi — dostlarına karşı takındığı hürmetkâr lâubalilikle: — Dostum, dedi, — zannediyorum ki, hususi bir şekilde görüşmemize ihtiyaç vardır. — Ben de öyle zannediyorum, sir. — Şu halde arabama gidelim, Yüksek sesle — söylenen bu — sözler, İALEL ÜĞi L AA çı 009 gua'ısuma HOZMİLONİ . yum'ısuca TOÖOZTTLOÖNİI şey anlamıyordu) tehdid dolu bir nazar. darlar, bizzat müdahale etmekten çeki- ur.ıklıımık üzere # ık_I.:ı ğ p VGi İ , K e BF u. — Wi p ğğ%“- OB GA pi - îıc’g“%â ?ğğâ»:âğâ ıç ti ©8 (-i Fi — Ha - ESiyin , şğğ ğ — 2 ğ_—%ğ : 320le ğğğ%ğğââ Bil İi S et H ERaL ZO ) ibLERlei B 0iibeiz 9O ; şililml Biiü b > )l Elîrl,g.ı!':lö__ — © eo e— O2| Yeği 33 3 'i B g 2 iz H A Di Si DB h i »5 Vi 4 SK ge ği aü pp ÖE 25 ) or ahf Te 33 D $AŞ ge 1 Gi Ulpale di B B3Ş2i dözş İ RAb £, >iş HUH RR LH İR L İRE DBiR DSNi di G li Z B KÜ aA Z ER :| » İ 5 : ğ%%îğ%ğağ:âî%;%? Hi KH A e hc ü 'e Ldee AO Vizskk W İYES 5t0 L LANA PARDAYANIN UGLU 331 , büyük ve, nıutlak hu' itımdım vuü:ı-. verilen bir emirdi. Növiyle arabacı bu- nu anladılar ve çabucak arabanin ya- nından üzaklaştılar. Pardayan yerinden kımıldamamış olan Jana döndü ve bü- yük bir tatlılıkla: — Yavrum, dedi. Lütfen beni biraz | bekleyin.. Kralla görüşmemiz gayet kı- sa sürecektir. Pardayanın bu hareketi büyük bir lâ- ubalilikti Dördüncü Hanri, bütün lâ- ubaliliğine rağmen, bunu başka birisine, şüphesiz affetmezdi. Fakat Pardayana müsamahayla iktifa etmedi ve — bizzat kendisi de dönerek tatlr bir tebessiümle ve dostça bir el işaretile biraz sabret- mesini işaret etti. Jan hürmetkâr ve za- rif bir şekilde eğilmekle cevap verdi. Ve Pardayan tekrar memnuniyetle gü- lümsedi, çünkü bu iğiliş krala hitap et- miş gibi olmakla beraber, ayni zamanda Pardayana atfedilen bakış bunun ken- disine hitap ettiğini —açık bir şekilde gösteriyordu. Konçiniyle Depernon kendilerine il- tihak eden Belgard ve Liankurla konuş- makla beraber, kralla, — görüştüğü üç asilzadeyi gözden kaçırmıyorlardı. Duy- madıkları sözlere mukabil, hareket ve çehredeki ifadelerden neler konuşuldu- ğunu anlar gibi oluyorlardı. Ve endişe- leri büyüyordu, çiınkü kral, çekindikle- ri adama kzrgı gayet iyi muamele edi- yordu, XXV Büu sirada dördüncü Hanriyle Parda- yan, arabanımn içinde — karşı karşıya o- turmuşlardı. Kra! söze başlayarak: — Dostum, dedi, biliyorsunuz ki, size —— (Pardayan ığııi:ce eğildi) yani demek istiyorum ki, madem bu yiğit — Janın hüsnü niyeti hususunda beni temin e- diyorsunuz ve ona âdeta kefil oluyor- sunuz.. Şövalye, onun cümleyi muallâkta bı- raktığını görünce: — Evet kefil oluyorum sir, dedi, ve bütün mesuliyeti üzerime alryorum. — Mademki öyle, bu genç hiç kimse tarafından rahatsız edilmiyecektir. Size göz veriyorum.. Fakat.. demek ki siz onu çok iyi ve yakınldan tanıyorsunuz? — Şüphesiz, sir! Aksi takdirde yap- tığım veçhile sizi temin etmem ve ona kefil olmam. — Ben de esasen bunu demek istiyor - dum, Pardayanın gözleri içine bakarak: — Benim de öğrenmeğe — ihtiyaçım vardır!.. Ve zannediyorum ki bana ma- lümat verebilirsiniz... Bu genç kimdir? Çünkü nihayet, yiğit Jan bir isim değil- dir. Ve hakkında yapılan raporlar hiç de lehine değildir, Pardayan da Hanrinin gözleri içine baktı ve çok sakin bir sesle cevap verdi? — Oğlumdur! Hanri iki elini kasıklarına vurdu ve sevinçle bağırdı: — Ben de öyle tahmin — ediyordum! Olur şey değil!.. Şimdi artık tamamile öi Ve dostça bir alâkayla: — Demek ki, İspanyadan dönüçâuüı- denberi aradığınız bu çocuğu nihayet buldunuz... Eğer yanılmıyorsam tam yirmi senedenberi öonu — arıyordunuz? Cidden çok sevindim, dostum,. — Belki babasına bir türlü yapamadığım bir iyi- likvehîııımi,oılunıyımhmıi li !ık ohcatim. B . vi GEt 4 — Kaç para? — Bir çift beş aiıg_kiı[ıd._ ; — Nineteen and six, madâam, Would you like some silk

Bu sayıdan diğer sayfalar: