Tarihi macera ve ark r-r-- köesii (Vâ - Nü) Osmanla tecrübeli cariyelerden Ayda, hayatta ebediyyen biribirlerine yar olmak için sözleştiler. Ayda, Osmanı odada kilitledi Geçen kısımların hulâsası Papanın evlâtlığı olan Osman, onun lalası olan ben, bir gemi ile, İlalya. ya doğru gidiyoruz. Gömimizde cw riyeler var. Osman, onların odaları. mi dolaşıp duruyor. Ben de, onun peşini bırakmıyorum. Ne yamyor diye gözetliyorum. Şimdi Ayda &. simli görmüş geçirmiş ve muhteris bir oariyenin Kkamarasındadır. O. yunla ea zaman içinde anlaşıyor- , Jar. Biribirlerine vefa yeminleri e. diyorlar. . Ayda, güldü: — 'Tabil var. — Fakat ben istemiyorum. Başka erkeğe tahammül edemem... — Biliyorum. Yalnız sen değil, âr- tık ben de tahammül edemiyeceğim. Senden sonra kimseyi istemiyorum, Osman... Bütün ömrümü sana vakfe. deceğim, Bu muhavereler &snasında, ati de çök eski bir hatıra canlandı. Sünbül ağa da, bana, samimi dakikalarında, maziye ait maceralarmı arilatmıştı. Onun sergüzeşti ile Osmanmki biribi. ring nekadar da benzemeye başlamış- tı. İkisinde de bir haşin ruh... İkisi de, annesini feda etmişti. Akabinde, hiçbir azab duymaksızın, kadınların koynu. na girmişti... Ve ikisi de. Ne garib tesadüf! İkisi de bu gemide, kendilerinden hayli yagir, hayli tecrübeli bir kadın. la tanışmışlardı. Onları, ilerde gide- cekleri kendilerince meçhul saray mu. hitinde, âlet olarak kullanmak niyeti, le, aşk bağlariyle nefislerine bağla. mışlardı... Şimdi, Osman da ayni gayeyi takip ediyordu. Bunu hissediyordum. — Ben, senin hakikt sevgilin olaca- ğım, Ayda... Başka erkekler varsa ve ilerde olacaksa tahammül edemiyece... ğim, Onları ortadan kaldıracaksın, mu hitinden uzalklıştıracaksm. Ancak, hayatta müttefik kalacağız. Sen, gil zel olduğun kadar zeki bir kadınsın. Gideceğin muhitte, nüfuz sahibi erkek ler üzerinde tabii nafiz olacaksın. İş. te onlara — sırf müşterek menfaatle. rimizi korumak için — tesir etmene bir itirazım yoktur, Anlıyor musun? Ayda, güldü: — Anlıyorum. Yani, kadınlığımı aşk de değil de mevki için küllanabilece. — Senin ve benli müştörek a lerimiz için! — Sen ve ben el ele verdikten sonra, bütün dünya önümüzde secde edecek. tir, Osman. Fakat hiçbir zaman ah. dinde vefasızlık etmiyeceğine dair ba- na teminat ver, — Veriyorum, — Yemin et, — Ediyorum, 192 — “Eller yukarı, çabuk!,, diye emir. verdi, Kara gölge başını yavaşçu eğdi: «Sizi temin ederina ki aiihım yoktur!,, Genç kız hiddetle cevap verdi: 'Bir hırsız tarafmdan verilen sözün benim nazarımda hiçbir kıymeti yoktur! Kara gölge bu söz. lerin testrile trpördl, Fakat itaat etti. kiii... vE. SE . — Ne hesabı? — Tasfiye... — Allah Allah, Söylediklerinden bir gey anlamıyorum, — Hani, mazide, halde ne gibi bir aşk alâkamız varsa tasfiye etmemi söylememiş miydik ? Onun için gidiyo. Tum, — Mektup mu yazacaksın?. Fakat böyle geceyarısı ne oluyoruz... Bunu başka zaman da yaparsın. — Sıcağı sıcağma yapmalıyım. Ve sana samimiyetimin derecesini göster, meliyim Osman. Sana ne kadar kıy. met verdiğimi, bü ittifakımızı nasi takdis ettiğimi anlamalısn. Kapidan çıkmak üzere (o davrandı. Ben, hemen, eski köşeme gizlendim. Kapıları açıldı. Ayda elinde bir şişeyle «dışarı çıkt. yordu. Osman, ona: — Nereye?... Ne yâpacaksm?, . diye sordu. — Bana itimat ediyor musun Os. man? — Ne yapacağını anlatsana?.. — Anlatmıya ne hacet?.. Bana iti- mat ediyor musun, etmiyor musun?. Şayet etmiyorsan bu ittifakımızn ma nası yok. İlerde biribirimize sonsuz külâhlar giydirebilir, biribirimizin ba. şımı nara yakabiliriz. Şayet itimat edi. yorsan, işte söylüyorum ki, bu dışarı | çikışm senin ve benim aramızdaki münasebeti kuvvetlendirmek içindir. Bunun — i — Öyleyse bana biraz müsaade et.. — Nereye? — Görülecek bir hesabım var olduğunu sonradan anlıyacak, baha minnettar olacaksın, Osman, mütereddid: — Haydi bakalım, nasıl istersen » dedi... — Bir şartım var! — Söyle, — Eeni takip etmiyeceğine, yapa” cağım işin mahiyetinden ancak en 80. nunda haberdar olacağına emniyet et. | mem için, kapıyı üstüne kilitliyece. | ğim. Bir müddet benim odamda kilitli kalacaksm... — Ayda, — Ne var Osman? — Bâna feci bir oyun mu oynamıya hazırlanıyorsun yoksa?. — Osman, utanmıyor musun? Böy. le gey nasıl olur da aklımdan geçi. rirsin? Söyledim ya: Uzun bir hayat yolculuğunun ilk adımında sana oyun | oynamıya kalkarsam bu ittifakımızın | ne hükmü kalır... Bana ya büsbütün i. timat et, ya hiç etme. Ayrılalım böy- Tece, Osman, kararımı vermişti. — Haydi, bildiğin gibi yap. Sana emniyet ediyorum. Üstüme kapıyı ki. itle! . dedi. (Devamı var) Kibar hırsız — m br mırsıze BİYO canim centilmen 123 — Kate ayağa kalkarak adama doğ ru yürüdü ve sordu: — Siz Kars gölgesiniz, değil mi? — Evet, bu yeref bana aittir. Bunları söylerken sesini değiştirmeğe ça isşyordu. Çünkü genç kızın Herbert Vallin gin sesini tanıdığını Ka gine tir arasmda fıkra müsabakası açmıştır. Gönderi, lecek fıkraların İızs ve hiç olmazsa 83 İşitilmiş olmam lâzımdır. Pıkralar, gönderenlerin imzaları yahut müstear adlarile neçredilecek ve her ay o ay İçinde (çıkacakların en iyilerinden beyine muhtelif ve kıy, metii hediyeler verilecektir . Bize bildiğiniz güzel fıkraları Iri ense merakı Muzibin birisi, iri enseli kimi görse! — Ah, şu enseye bir tokat yapıştıra bilsem diye içi gidermiş: Bir gün hamamdayken, göbek taşın- da kütük gibi enseli birisinin oturdu - ğunu görmüş, kurnalardan birisine yak- laşarak şu adamın ensesine bir tokat indirene bir mecidiye var demiş. Yakınlardan biri mecidiyeyi alıp, parmakların! yâlâyarak ensc budur diye indirince, şişman adam homurdanarak dönmüş. Beriki: — Aman Beyabey, ayağım kaydı, tu tundum, affet! demiş. Ve şişman adam Jâhavle çekerek yerine oturmuş. Muzip tekrar işaretle bir daha yerleştir, bir mecidiye dahaf, Mecidiyelere dayanamıyan adam tsul « ca yine sokularak tokadı yerleştirmiş.. Hiddetinden gözleri dönen şişman adam: —Ulan köpoğlu, birincide ayağın kaydı ses etmedik, ya bu nc haltet. mek?. — Bey birader, demişeşu adamda mecidiye, sende bu ense varken to - kattan kurtulamazsın!.. Vehbi TEK Ulu da... Bir kış günü baba oğlu köyden köye gidiyorlarmış,, tam bir ormanın yanm. dan geçerlerken, önlerine iri, aç bir kurt çıkmış? Babası kurtu görünce korkusundan hemen başlamış besmele çekip (Teb. bet yeda) okumuş. Aç kurtun dua İle niyetinden vaz - geçmiyeceğini bilen oğlu belindeki bıça ğını çekip hazırlanarak: — Baba, baba demiş, aç kurta (Teb. bet yeda) para etmez, ulumasını bili yorsan ulu da postu kurtaralım.. MATEO HABER AKSAM POSTASI DARE gü" Istanbul © Ankara va * Posta kutusu; İstanbul 21 ,Telgrat adresi: istanbul Hasen Yazı işleri telo'onu : 2AR72 hug ABONE ŞARTLARI idare ve ilân Eenebi 2700 kr, 1480 Türkiye 1400 Kr 720 409 180 » Senelik Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Masan Rasim Uş Basıldığı yer (VAKIT) matbaası an evvel Kaçmann yolunu arıyordu. Btrafına dan zevk alıyor gibiydi. Adamm maskeli yü bakımdı ve pencereyle arasındaki (mesafeyi gözüne kestirdikten sonra, © tarafa doğru bir hareket yaptıysa da, Kate hâkim bir ses Te bağırdı: — Bir tek adım daha atarsanız ateş ede rin, 124 — Genç &ız bu kedi sıçan oyunun Antuan lâkayt bir hareket yaptı: — Ne mi yaparız? dedi; bize ne... Hiç birimiz ne dansözleri, ne Jüloyu, ne La Piyerözü tanımıyoruz. Onlar da bizi ta. nımıyor. Biz onlar için meçhul birer insanız. Hem bizi tahısalat bile, ne diye bizi ele verecekler? diyorsun? — Ne söyletecek?. — Olanı biteni öğrenmek için söyle- tecek. — Bundan polise, adliyeye ne? Kim- seye bir tecavüz oldu mu? — Öyle mi (zannediyorsun 7. Sekiz kişi, kadınlı, erkekli bir araya gelip, açık havada, bi. zim yaptığımız şeyi yaparlarsa bunun kanun hükümlerine düşmiyeceğini mi zannediyorsun | Senin hukuki malima- tın pek az.. Hem bu noktayı bir tara « fa bırak. Ortada bir cinayet var, Far - zedelim ki, adliye, öteki noktaya göz yumdu, şikâyet olmadı, bu işi yapan ların hepsi tanınmış ve akılları başında kimseler diye aldıtış etmedi. Lâkin ci. nayet meselesinde hiç bir şekilde göz yumamaz. Tahkikatını yapar. Antuan sarararak itiraz etti: — Peki amma iz bir şey yapmadık ki... Kimseyi öldürmedik ki! — Öldürmedik. Fakat cinayet oldu - ğu zaman orada idik. Biz şahit idik. Kısmen şahit, kısmen de suç ortağı gi- bi bir şey.. Eğer bizden şüphe ederler, isimlerimizi öğrenirler, orada olduğu » ğumuzu da meydana çıkarırlarsa, re. zaletin önüne geçemeyiz. Derhal bizi yakalarlar, mahkemeye çekerler, yaptık Jarımızı, herkesin huzurunda açığa vururlar. Bunda da hakları vardır. İn- san kabahatli olduğu zaman kabaha - tini ödemekle mükelleftir. Patris, elleriyle işaretler yaparak, gözler parlak, itham ediyordu. Yüksek avukat bilgisiyle, kuvvetli mantığı ile kendi kendini ve arkadaşlarını itham ediyordu. Acı acı gülümsiyerek devam etti: — İşte zaafımızın cezası.. İşte kade. rin amansızlığı!İnsan şayan: hayret bir ailenin çocuğudur, herkes tarafından hürmet görür, bütün hayatınca dürüst tanınmıştır. Namuslu bir adamdır. Son. ta bir kaç dakikalık unutkanirk, bir anm sarhoşluğu ile büvün bunlar unu. tulur, ve feci vaziyetlere düşülür. Dominik boğuk bir sesle itiraz etti: — Patris.. Fazla mübalâğa ediyor - sun... Rişar da teyit ettiz — Evet. Bu kadarı mübalâğa.. — Hayır. —mübalâğa etmiyrum.. Yalnız üçünüz de vaziyeti idrak ede. miyorsunuz, tekrar ediyorum. Yaptığı. nız hareket affedilmez bir harekettir. Hiç olmazsa ben, şahsen bunu imkânt yok affedemem.; Bizim seviyemizde İr- sanlar, bizim kültürümüzde kimseler, serseriler gibi hareket edemezler. Bi « zim gibi içtimai vaziyetleriolanlar, ön; yirmi kadeh şampanya içip sarhoş ola- rak kırlarda, bir e am a DMK MR. | e e MARİE a NE ŞA ül ni sr A LİE EMEN bir serseri VW süne dikkatle bakarken birdenbire: — Kim olduğunuzu öğrenmek istiyorum! dedi, yüzünüzü açımız! Kara gölge sert bir sesle cevap verdi: — Asir! Miz Valmend tehditkâr bir tavırin: — Be kadar meli dede Hai ; Ag AP iğ en. eğimip"ieawa: Patris acı hakikati ortaya atmıştı.. Sosti Susunca, dinleyenlerin sırtlarından soğuk terler dokülmeğe başladı Patris sinirlendi: — Polis onları söyletemez mi, zanne ei ii Nakleden: f& iki dansözle ahbapiık edemezler! Hi diyelim, eğlencedir! İş eğlence †sa ne ise. Fakat çayırlarda altüst mak, bir cinayete şahit olmek! P müsaade edilemez.. Ve şayet böyle b şey olursa, cezasını çekmek lâzımdır. Antuan sordu: — Peki amma neden korkuyor Ne oldu.. Bir rezalet olmadı yl “ — Şimdilik öyle.. Fakat ortada cinayet var, Ve her cinayetin besi sorulur, Bu böyledir. Kendimizi mağa lüzum yok.. Bir tarafta adalet, tarafta da suçlu ve.. suçlular var. Bİ” ciriayet'dahınsında baltmmenzz! S5 HE Patris acı hakikati ortaya Sustu. (Susunca, dinleyenlerin La larından soğuk terler dökülmeğe bat” dı. Şimdiye kadar, üzerinde fazla “ mağa gelmez bir hakikat olarak pi ki ettikleri hâdise şimdi tehlikeli tehdit edici bir mahiyet alıyordu. #” an işi lâtifeye boğmak istedi: — Doğrusu Patris, sen kendi er x mustarip etmekten hoşlanıyorsun. #* na olan bütün hayranlığıma rağ” mesleğinin ateşine kapılarak söz #öT lediğini görüyorum, ve sen de “ itrifa etmelisin! Adalet.. adalet. olmuş. Biz ne yaptık sanki? Bi yerimizde, en yüksek muhite menfi İimseler de olsa, ancak böyle hareli ederlerdi. Nazırlar, #yan azâları, eğ? ler, yüksek memurlar, ve milyoner” bir sürü Iüks kadınlarla düşüp kalk”; yorlar mı? Polis bunları bilmiyor b Byor, me diyebilir? yaptığımız iyi bir şey demiyorum. ma böyle facia olacak kadar da vi Eğer La Piyeröz tle belâlmr katl bize nel.. Biribirlerini vurup ölgürüi” lerse bunda da bizim kabahatimiz Y*. Nemize lâzım. Her halde biraz ew ne gelsen iyi olacak... Hoş zate kimse tanımıyor kil, Bir tehlike Patris yerinden sıçramıştız — Tehlike mi yok? Asıl sen yendi” gel. Hepimiz tehlike içindeyiz. pi — Olsun. Kendimizi müdafaa eği rir, o kadar.. ii — Amma derhal müdafaa vaziy" almalıyız, polis zayıf noktamızı bul” dan evvel harekete geçmeliyiz. Antuan artık lâtife eyle” ö — Bu cihetten hakkın var, deği; e” vet, Biz daha evvel harekste gesf” iz, di Bir müddet ai Antuan sustu. Oparımır sem oy# Yugi Oar p yak Ves — Müdafaa tertibatının şimdide” masını icap ettirecek bir nokta var“ Patris titremiştiz — Ne var, dedi, hiedir? — Ne olacâk, bir tedbirsizlik yaP ğımın farkına vardım, Rişar güldü: i — Zaten, dedi, senden başka P e beklenemezdi kil Söyle bakalım, — Bilthem farkında mısınız? ie binmek üzere acele ile kogarken * g de bir şampanya şişesi vardı. Bu y” si” reden elime geçmiş, bilmiyorum. — Sarhojlukla eline almışımdır düşünmeğe lüzum yok.. (Devamı var) elmezseniz ateş ederim. Duyest «8 yorum: Bir! iki! üç! dörti. <3 125 — Maskeli adamın vazi” vehimdi, Genş kızın beşi saydı ya âteş edeceğini biliyordu. Tam mega söyliyeceği zaman, Kars gölS“ ge” edin,, dedi, -arkadaşım penoered* etmek üzere, SİNE eli