Her haklı atlam Hadiyo'ye aittir. Yazan: Naciye İzzelt Kanser kurbanı: — 55 — Gene günler, haft y Hayri istediği şeye muvaffak ol- muştu. Lem'iyi nihayet çocuğu - il birlikte umum? yerlerde görünmeğ razı edeb Ertesi günü mini mini Dikmen dadısı Hayriyenin r'.mı sımsıkt tut- düz Çöcük diha ğımdı)c le umumi bir yerde oynamağa alışmamış olduğu — için çok yabani Somurtarak dadısına sokuluyor: du. Kendilerine doğru yürüyen ba- basını görür görmez çehresi sevinç le parladı. Sanki tercih ettiği bir dost görmüş gibi dadınm elinden kurtu- larak ona doğru koştu. Baba iri elleri arasında çocuğun mini mini c!- lerini sıktı. Sonra her zaman riayet ettiği erkâmnı unutarak onu omuzla- rından tuttuğu gibi süratle havaya | kaldırdı. Çocuk sevinçten — kahkahalarla gülüyordu. Lem'i çocuğu tekrar ye- Te bıraktığı &ırada cpeyce uzak - bir mesafede soluk renkli bir gencin bir fotoğraf makinesinin kapağını kh- pattığını gördü. Ağaçların arasın. dan süzülüp geçen Hayrinin gölgesi ni de farketti Lem'i gayri ihtiyart olarak hoş- nutsuzluğunu gösteren bir hareke! yaptı, evvelce bunu bildiği halde ge- ne bu hoşnutsuzluğu göstermekten kendini alamı Dadıya dönerek: — Çocuğu g nim biraz işlı Bu kalabalık bahçede birdenbi- ye sıkılmıştı. Hemen uzaklaşmak istiyordu. n sonra çocuğu alarak mü- ötürdü. Bir pastacıya — gire- rek çay içtiler. Bunu müteakip günlerde çocu- ğu klüplere, konserlere, sergilere her yere götürmeğe başladı. Dadı çocu- Zu getirmek için emir alıyordu. Şimdi bu haba ile oğul birçok yerlerde göze çarpmağa başladılar. Onların bu gidip gelişlerini gözeten Hayri hemen fotoğraflarını alıyor- du. Kendisinin hırkaç gazetede mu- habirliği olduğu için derhal bu ga- zetelere bastırmasının bir yolunu buluyordu. Hulâşa — şimdi birçok kimseler Hindistandan dönen büyük tüccarlardan (B...) oğlu Lem'inin çok sevdiği oğlu ile beraber her yer- 'de dolaştığını ordu . Kendisinin bu suretle teşhir et | mekten genç adam büyük bır nefret duymakla beraber buna katlanıyor- du. Oğlunu gö: rr-ırk arzusuna mu- kavemet edemiyecek olan Neclânın onların gittiği yerleri öğrenmesi lâ. zım değil miydi? Genç kadına ko- laylık vermek için kati bir program takip ediyordu. Gittiği yerlere hep AYNİ gül inlerde hatta ayni saatlerde munlazaman ;;ı:lıvsrdu. Bütün bu geçen günler zarfında bir taraftan Lem'i — şahsi ola, rak — diğer taraftan da — Hayri bu teşebbüsün mesut neticesini el. de etmeğe uğraşıyorlardı. Fakat za- vallı âşık kalabalık ı.msınri'm nafile yere hasretini çektiği yüzü keşfet. meğe uğraşıyordu. - Hayriye gelin- ce o da herkesi uzaktan, yakından boş yere tetkik etti. Hiç bir şeye muvaffak olamadı. Fakat bir gün cocuğun Neclânım fotoğrafı önünde söylediği sözler genç” adamı yıldı- rımla vurulmuş gibi bir hale koydu. Çocuk başmı fotoğrafa kaldır- mış, küçük ellerini pantalonunun ce. | inde, bacaklarını biribirinden biraz ayırarak dimdik “dürüyor, ' muhle- şem çerçevesi kendisine gülümsiyen hâyale gözlerini dikmiş bakıyordu. Birdenbire ahenkli çocuk seşi şu. nu söyledi: — Benim annem bımdan daha güzel... Oğlunun bütün — düşüncelerine erisinde karşı daima fikri uyanık ve tetik o- lan baba sordu: — Gece gördüğün söylüyorsun Dikmen — Hayır... Ötekini! — Hangi ötekini anneyi mi Erkek yerinden — Ne dedin?... mi?... — Evet... Hayretten dili dolaşarak : — Onu nerede gördün? Neden biliyorsun? — Orada? — Orası neresi? — İşte orada canım!... Çocuk öyle | ı;ah öylüyordu k birdenbire heyecan t olan ba- ba sükünetini muhafaza etmek için cebri nefsetti. Şiddetli ve zamansız bir asabiyetle küçüğü ürkütmekten korktu. O zaman söylediği bu ya rıra yamalak sözlerden de mahrum kalacaktı. Sesini tatlılaştırarak sordu: — AÂnneni ne vakit gördün ba- kayım benim küçücük Dikmenim ? — Bazı bazı defalar!... . —— Bazı bazı defalar mı?., Ha! Caliba dün gördüğünü söylemek is tiyorsun öyle mi? — Evet dün gördüm. anenyi — Asıl sahici anneni mi - gör dün? —Evet... , Çocuğun bu Kadartık kısa cevap larından ne söylemek istediğini anla. mıyan Lem'i şiddetli bir heyecan ge çiriyordu. Bir koltuğa oturdu. Kü- çüğü dizleri üzerine oturtarak: — Benim güzel Dikmenim,, be nim mini mini yavrum hadi baka- yım şunu daha iyi anlat bana... Bü. tün bildiklerini babacığına söyle — Sahici anneni mi? — Evet diyorum ya işte!.. Kâ. ğıttan anne değil. Asıl onu gördüm. mi? — Hayır.. .Ötekini diyorum ya! — Hani şu yürüyen, ellerini kollarını oyı », çocuğunu öpen anneyi.. Değil mi?... O seni de öp tü mü? çüğün dudaklarındaki tebes süm birdenbire söndü. Bukleli ba gını sallıyarak — Hayır, dedi. Beni öpmedi — Yal.. Öyleyse seninle ko nuştu... değil mi? — Hayır... Konuşmadı. —E... Peki.. Ne yaptı? — Gül Evet.... Bana güldü. n donük — çehri parladı. Saf bir sevinçle güzel göz lerini gene portreye çe virerek te süm et — Benim annem!... Çok çok çok güzel... — Evet yavrum... Çok güzel.. — Hem o ne güzel güldü.. Bil . Onun gülmesi öyle tatlı ki! Lım inin boğazı sanki bir. el ta: rafından sıkılıyormuş gibi oldu. Oğ lü Neclâyı görmüştü. Zira hangi ka- dmın o kadar tatlr gülümsemesi ma- sum bir çocuk — üzerin bu kadar Müessir olabilirdi ? Tekrar heyecanla sormıya başla- dı: olduğunu kim söyledi> — Ben onu iyice guydur" —Evet... Ama sen öyle zannet. mişsin... Sana hakıp güldüğü için öyle #andın değil mi? Çocuk gücenmiş bir tavırla ve kuvvetle söyledi — Hayır.. O benim sahici an Ben onu işte bu resimden İmm... Tapkı trpkr bunun gibi gül dül! Ötekiler benim annem değ (Devama var) — Şu resimdekini değil değil | — Sana gülen © kadının annen | HABER — 'Akşam postast Kız mı, erkek mi? | Bartında iki çocuğuni cinsiyeti anlaşılamıyor ! n memleket hastahanesi tıb- bın halledemediği bir hâdise karşı sında kalmıştır. ]i;!lmlı.uî!—')'r getirilen iki küçük çocuğun anneleri, babaları bu ço- cuklara ad koyacaklarını, fakat kız mi erkek mi olduklarını anlamadık. larmı söylemektedirler. Bir hilkat yanlışlığı olarak hem kıza, hem de erkeğe benziyen, daha doğrusu, bu iki cinsten hiç birine ta- mamen benzemiyen bu yavrulara, küçük oldukları için, ameliyat yapı lamamıştır. Asıl cinsiyetlerinin mey dana çıkartlması için en az on sene beklemek lâzım geldiği ailesine an- latılmıştır. İstanbul konuşuyor (Baş tarafı $ ünosüde) sparu yapabilmesi için, bütün vesaiti ha zamanda, üt gibi çimenle kaplı meydanın et rafı da tribünlerle çevril yâkmda İstanbülün en, güzel spor mey nlarından biri olmağa namzet bulun- duğunu düşünerek burayi iftiharla bol ettim. İstasyona doğru yürürken, den birisi, şöyle dert yandı: — Semtimizde, şimdi 1 Barütgücü, gençler- spor klübü biri de Bakırköy du, Burası zaten öyle değildir ki böyle iki hat rahat kaldırabilsin. üde yere ikiye — ayrılıyorlar. Bizi mutlak bir çatı altında toplamak ve bü- tün köy gençliğinin elele verip çalışma- sın: temin etmek İâzemidır. | Çocuğun yerden güğe kadar — hakk: | vardı. Benim de ayni fikirde olduğumu söyledim. Bu sırada istasyon civarında j bekliyen otomobilimizin yanına gel miştik. Gençlere veda e man, hepsi birden: Tılacağımız ra- — Yazmızısı sonuna ilâve edin rica- ederiz dediler Nafla vekili Ali Çetinkayaya hepimiz müteşekkiriz. Şu şark endiferleri denen belâyı satın aldığın — için Tahat | ediyoruz artık. | Düşünün b:r kere, © ptek yıkmdı kö- n büyük bir inkişaf göreceğine şüphe etmiyoruz. Yalnız Devlevt demir ları idaresinden bir ricamız var. Yan yana duran iki hayvan nakliye vagonun ibaret olan eski Harenin Yı mz'ıiî asyanunu bu âahırdan farksır vazi _nıdl yapılsın.. | HABERCİ l kerdi mayolarırı 3 : KOLAYCA BEUD jMüsahakanĞĞ Yakında Nakit para M 100 Beşi bir yerde altın .) t marka gramafon » 2 ; Kotumbia gramofonu n | İ Zanit o0 *ııuw Aleti (Cünbüş) | Ekselsiyor magazasından bu ? kıymetle oşya almak bakkı Bt veren İi : ak / salâhiyetini Hslson markalı cep Eaati # Ekmelsiyor ve rodellâ — Mür İ gazılarmdan bu İletenilen eşyayı alm Ükinr veren kart İ Hizlon cep saati ha hakkını et kart $ yor vE Taodellk ma: 6 İ Bazatarında bu kaymette Üistenilen eşyayı abmak hak reren kart Mayo müsabakamız cabal. içinden arıyor... ALARINA YARDIM BaŞlıY&cagız Hediyealerimizin listesi Adet L Yekün Adet L. Yekt 200 990 Gazalarından — bu — kiymette enilen eşyayı almak hak ni veren kart Mardolin tn dolma kalem aplama kadın kol esali Erkek kol santi snati ? Tatlı Tükaeı yar, Şark pazarı, mo mağazalarından bu kiymmette — lstenlen epyayı 50 kaymetta K he z pantalon ve Zaharyadis alarından bu — kıyinı eşvayı — almak Ara kutusu markal; — dölma Yarına: Aksarav | ağ kampımda talebele r. İmtihanda muvaffak muzdü İnönünde üç ay | sürecek olan kumpa hareket edeceklerdir. rin imtihanr biteni lan talebeler 2 t banlönı, bir şirket iplik fabrikası — kuracaktır. aktır. Fabrika iyacını temin edecek © mMinltakasın: aydınlatacak olan Hd | ik aantralı, Çal kazasına yakın şelâ rinde kurulacaklır. Buyun teresstihatı ler almacaktır. aray — mazırmın k Blxen — Finsek Baronne & İstanbula gel miştir. Otomabille Avrupada bir — seyahala ve yarın İ etomnahi buldan ayrıdacak: yanm Belânik c Ankara orta başkonsolosu çiliğine ta 'Türk — Alman tiearet anlaşmıası için | aitüntrelenüe. Buluğüniüde Üüeee Boctta ö | eketleri icim hör pi | tüne vermiştir. Bi HAZIRAN — 1937 Hicri:; 1356 Güneşin döğüyu ada Hava kurumu merze sinde viüyetler mümeasilleri bir — toptantı yapmaktadım'ar. Bu #öüğrede Hava kurumu nun yözde xi hizadeliyin tahetli rinde görüşülecektir. * MHatbunt umum müdürü V ya dönmüyştür. DIŞARIDA: 44 göhrinde nazi'erin mevkii ğını yazmaldar nerikada bir kasım grevciler işe haşla raşşlardır. bterela bir PAZARTESİ söylenm. Rebtülâbır: 10 MN Güneşin balışı 1045 zanlardan setler yıkatmış, İ 1 mimarlarınm tik konevesi Ti devam et ti bitirmiştir. Kongre Sovyet mimdartarına düşen vazifeleri teferrüatiyle tetkik atmiştir. Öğle İki: n Yatu İmset te olam meta