Varihi macera ve aşk romaru — 108 — Osman, baş bapasın ittihamları üzerine, çevik bir hareketle pencerenin içine sıçradı: “ Sahtekârlık yaptığımı halka ilân edeceğim!,, Yazan: (Vâ tehdidini savurdu. Geçen kısımların hülâsası: Küçük Osman, benimle beraber esir düşerek tiyan olmuş dir şa: yettir. Kendisi henila çocuk denecer yaştadır. Fakat şahsi ve siyasi ha. | yatta muciseler gösteriyor. Hattâ son samanda, bizsat İsa bile oldı ğunu iddla etmiştir. Başpapas or Kkübul odiyor, bir heyet huzurunü cübbesinin altından bir- şey çıkarı, | yor: ... Bunlar, üzun uzun bir $ Dikkatle haktım, Borular... Osman da bunalrı farkederek şaşı Tar gibi oldu,.fakat dini topladı Başpap — Gördünüz mü? - arı müstehzi; dedi. çıkarmadık. Yine cevab yok. Ne diyebilİrdik, ki, bütün entrika moydana çıkmış gibiydi. İşle, görün yordu: Cürüm - âlâ htekârlık sikaları. Yani, mezardaki Hava almıya mahsus olan mahüt ter, tibat.. Demek ledilen muterizin di le kalmamıştı, ayni zamanda kimbilir hangi müzevir anları oradan alarak katini celbetmek bizden daha Çablk bir yol tayyaderek hemence başpapasa getirmişti! Artık, akar r duruyordu. Osmanın o ze) hattmım çizildiğini gördüm. bir endişe Başpapas müthiş bir adamdı, belli, | Kaşğlarmı çattı... Gözlerini üzerimize devirdi: — Bir de, bu bt nların dikka! celbettiği çin, bir Giridliyi öklürmek cesaretin! gösterdiniz değil mi? Fakat Osman, bir karar vermii bi, başını hav dikti: — Öyle icap etli.. — Nasıl cap etti: - BHır içm.. Başpapas haykırdı: — Halâ mı bu ağızları kullanıyor. | sun Ösm dim: — Bu çocuğun İsa oldü ahali, ye kargı demin kendiniz söylüyordu. nuz... : nın nâmına bu sefer ben atıl. Başpapas, bana bir “sus” işareti yap tıktan sonra, küç dü: — Üdmüt ederim ki, İsa olduğuna i. nandığımı sanmıy Bir ok gibi y Pencereye dağrı Kanatları açtı. İçine sıçradı... Demin, dağılması kın büyük sarayının balkonu &) in emir alan lâ başpapas ündeydi. Pencere açılır uç , tikacr çek lmaz gu'sesler, 1 riy Mmiş bir çeşmeden bo. Osman, elin! kaldırdı. n.. Söyliyeceklerim Sesi o kadar yü - Yarabbi onda, kütlelere karşı hâ. kim olmak kudreti ne büyüktü. İşte, bütün Kafk, âört kulak kesilmiş, onun liyeceklerini iyordu. Osman, başpapasa döndü; müste* ziyane rul ra itiraf edeyim mi? « dedi. - Bunla, »— İtiraf edeyim mi? yim m Iki, ben, Isa de gilim, Sizi aldattım. Ben sa! Mezarın gömülm be benim tarafım fâh. Hepsini söyl na n değilim ük papaslar da ek- HABER -— Akşam postası Bundan ne pab odluğunu gösterir. Seni rim. Halkımız r. Bilâkis, bunları ya- pek yüksek kabiliyette tebrik ede . zerinde son derece m men se essir oldun. Bu tesirin s arttır. ihfafla güldü: ö sakın ka, — Dağılmız, işinize g Müsterih olunuz, Türkler borulara rağmen senin İsa ol. ğuna İman edeceğim geliyor, Sen hakikaten Mesihsin. sana perestiş edi yorum, ey Osman! . dedi. (Devamı var) bunlar yalnız o kat. boruları keşfederek leminin selâmeti i- arasımda bür tıkra müsabakası açmıştır. Gönderi, lecek fıkraların Kısa ve hiç ölmazaı az h lş olması lâzımdır. ralar, gönderenlerin imzaları yahut müstear adlarile neşredilecek ye her ay içinde — çıkacakların en iyilerinden beşine muhtelif ve kıy, Mmetli hu ler verilecektir Bize bildiğiniz güzel fıkraları gönderiniz. Vaftiz Bulgar papazı kızının Türk genel: varmasına müsaade etmişti. Yalı t şartla Türk gencini vaftiz edecekti Kafasında kavak yeli esen Türk genci de bu $ etmişti. Düğün günü papar damat ola . lacak Türk gencini ağaç bir tekne için- de bol su ile : » karasevda a muvafakat — Töürktü Bulgar — oldu, Türkt Bulgar oldu, ismi Ahmetti Angel ol dir Diye dualar ederek güzelce yık. tan sonra nikâhlarını kıydı) ay yıllar geçti, Ahmet ve yahut Angel, ba. ba oldu. Bir kaç sene evvel başr Paskalya bir tun evine sen sevda yelleri esmez oldu. perizitin devam ettiği günlerden gün muhterem kayın — bab yemeğedavet etti: Papaz, hazırlanmış sofrada güzel ve yağlı etten pişiril yemekleri görün. bu ne kal ?. Perhizde >! ttunuz mu, diye sordu, — Ah muhterem pederciği buyurmayın ben şimdi onları n vaftiz edildiği ağaç tek ile doldürdu, elleri ile yakaladı mek tencereeli — Yağlı idi, yağsız oldu, yağsız oldu. inde —gezdirer yağlı idi, Diye söylenmekte devam — ederken şaşırıp aptallaşmış olan papaz: — Yahu ne yapıyorsun? olur mu? diye - sot tahammil yemek yağ senelerdenberi göstermiş olan genç Ah muhterem peder olmryacağını bi lidar. de e beni müslüman iker ğe çalış- Tir. gâvur, Türk iken Bulgar et tınız? Ben Türk idim, gene de Ah caktır, dedi Ankara: GÖÇMEN küm. Tami: etti gene de Alımı ve Ahmet iyikı binmemiş Adamın birinin merkebi kaybolmuş bem arar hem de çükredermiş, ne için şükrettiğini sormuşlar: — Merkebin üstünde bulunmadı şükrediyorum, ben de üstünde olsa idim beraber kaybolüurdum, demiş. Kenan Targıt — | Uşağın marifeti | Bir dereceden düşme zengin uşağına der k — Eve misafir geldiği vakit, ben sa4 na emir ettikçe, birar mübelâğalı yeri . Meselâ; - sofrayı hazırla dedim mi, sen diyeceksin ki: — Hangi ne getirirsin. sofrayı, altın işlemelisini mi yoksa se - def oymalısını mı? Yahut bize terlikleri getir, dedim mi; sen hangilerini gümüş işlemelileri mi ,yolesa ipeklilerimi, dersin Günün birinde eve bir misalir gelir, tabil patron uşağına der ki: — Bize terlikleri getir, O da sorar: — Hangileri, şka şeylere geldikçe aynt sı. aller ve ayni cevaplat olur. iraz konuştuktan sonra uşağına der — Git babamı çağır. Uşak ta: — Hangi babanızı çağırayım?.. Patron kızarak sorar — Bre terez, benim kaç babam v — Â bayım, der, sizin de kaç tane sofra, terlik, gecelik ve saireniz ? M. E. Fir çare Bay Kadri, bir gün lokantada biftek İstediği önü . Kadri eti ısmarlamı 'na. ne geldiği mi teşebbüs etmi, kesmekte bıçak 4 âciz edince cebinden n übarek parçayı leri de izharı dilini çıkarıp ağlamaya başlar. T Bu hali gören “garson € müşterisinin yanına koşmuş rhât bu işli — Neden ağlıyorsunuz bayım? Bir yeriniz mi ağrıyor?. İtyorum!.. G. Kunter Işığı gören tudinin b n hâmile olan karı . cısı tutmuş, kom - | şu olan doktoru çağırmışlar. Küçük bir idare lâmbası altında iş gören dok! n gece yarısı Amerika tumhurreisi Ruzveltin zabıta romanı L Çeviren fa. BÜ e Hızlı hizlı yürümeğe başladılar, çük bir kulübeden içeri girdikleri man, otlar üzerinde güç larla nefes alan bir düler, Köpek, içeri yabancıların girdi « ğgini anlayınca, homurdanır - gibi © davranıp ayağa kalkmak istedi, fakat muvaffak olamadı. Patrik sokuldu, okşadı: — Nasılsın bakayım, Tinkı dedi, — savalı — Felç gelmiş.. Günlerdenberi kıpır. danamıyor. Vali köpeğe doğru dönüp seslendi — Tinker.... Tinker. Köpek oralı bile olmadı. mül Vali potis — Mürre, sen çağır, Fakat köpek mülettiş'n sesine de ce . Dedi. Sanki köpek taş kesilmişti, kı- pırdanmıyordu Cim daha hızla, âdeta yalvaran sanki bir sesle, ve köpek gibit — Tinker, dedi, beni terketme!, Lâkin, köpek cevap vermiyordu. Va. li, müfettişe döndü: tiz düşi ye mi götürel Cim, eğilmiş köpeğe bakıyordi gözleriniden yaşlar boşandı Öldür. kesil ydür! Ve eli İle köpeğin kaskatı vücudunu okşamağa başladı. Lâkin Cimin elitin teması ile, bu ta. nıdık ve çoktan uhutulm Tinker, Okşıyan — eli, Üzünü, gözü- râ, yıldırımla vurul I bir bareketle düğtü, b sahiden öldü Kulübenin içinde, beş kişi, susu lardı. Cim hâlü diz çökmüş, ağlıyordu. Ni hayet doğruldu. Ben z olmuş yü . e valiye baktı. tecssi Rüçlükle zaptederek! — Bleyk, dedi, “onun,, #özü bana ki. fi gel Hep beraber çıktılar. — Vali, Cimin yı yaklaştır, çocuk doğu , Yahudi doğan çocuğun kız olduğu . nu görünce titriyerek lâmbayı çekmiş, doktor: , a — Ne yapıyorsun, Salamon, bir tane daha var? Yaklaştır şu Jâmbayı İkinci doğanın da kız olduğunu gö - dide şafak atmış. homurdana- çekilirken, doktor ! — Salamon müjde, bir. daha!.. Bir dahal. deyince eli ayağı buz kesilen Yahudi püf deyince lâmbayr #öndüre . rek: — E kuzüm doktor, demiş, işığı yo . ren yeliyorum.. Işıği yören yeliyor. Vehbi Tek Hani boynuzların Bir adamın aptalca bir karı Herif dışarıya gidecek der ki: rak ge olur, — kâtıya — Ben gelinciye kadar sakın bir ta- rala çıkma, namusunla evde otur. Eğer çıkacak, uygunsuz hallerde bulunacak anlayacakmış | olursan başımda boynuzlar peyda olur. | sürtüklükle kocasının korktuğu işleri İşlemeğe baş Herif gider gitmez karı lar. Herif gelir, karı bunun en evvel ba. şına bakıp boynuz filân meyince: — Seni gidi han'ya boynuzların? Demiş.. İbrahim KORA yalancı seni, | | | koluna girmiş, yürüyor ve ona saminıf bir eda ile: — Cim, di Seninle neler görüşmek isterdim. Li - kin şimdi sırası değil. Daha mühim iş. ler var. Bence İlka için yapılacak en iyi sebeple, daha döğru. * vaki olmadığını söyliye Bu süretle siz de her ü yorgunluktan binbir sualden, ge. iyatından kurtulı “Bu kadar saadet , der gibi içini çekti. Vali sor . etmi- zaten bu değil mi? K bir şey olura sa ebediyen minnettarınız kalırım. — Hem böylece tamamen de serbest mey olursunuz? — Lâkin buna imkân yok.. İki evli oluru: — Ha gi ç Cim tamamen şaşırmıştı: — —Nasıl olur? zira İlka şizin karınız del — Tahkikat esnasında, İlkânın ma . ydana çıkardık. İlka, vaktiyle şti. Sonra kocasın - dan ayrılmadan ve müvafâkati dan bu: koydu ve sizinle de evlendi. Bu itibar . velce eski kocasından tal alma » ya geldi. Burada 'sizi kafese K kararı yrıtmadan evlerdiği için, kanunc'n olan. izdivacı hükümsüzdür. Cim hayretler içinde idi. Kekeliyot . du: — Demek.... Yorgunluklarım.. Bütün zahmetlerim... Vali gülüyordu. Şarlota işaret ede- eki — Likin, dedi, bu genç kız na benzemiyor, ederim , Cim büsbütün aptallaştı. Vali devam ettir — Hayır, demeyinir.. Benim de gör. » Hem ded'm ya, Cim Bleyk Karter, si . lerim vi artık mevcut değil. Miste ze, saazdetler temenni etmeme müsaade ediniz ve merhum Cim Bley'in hatırası Erendiklerimi kimseye söylemiyece - ğime emin olumuz. müşterek dostumuz namına, bu gece eni hüviyetini, Karter i duyunca, garip bir tedai il Gu ve henüz tahakkuk ettir mediği vaad aklına geldi! — Lâükin, dedi, Kartere kızkardeşi ile yeğenini bulacağımı vadetmiş ve on. lara... Vali sabırsızlıkla sözünü kesti: — O.. dedi, evveli evleniniz, bu kı- zın ne kadar heyecan ve İstirap çekti . gini unutuyor musunuz, sonra vadinizi ün demir parmaklıklı kapısına di, Valinin ötomobili, evve! . ce verilen talimat mucibince, kapıda yordu. Vali sordu ; nereye birakâalım. Cim bir an düşündür ğ — Size, dedi, iyi keyahatler temen « burada, müşterek bir dostun köşkündeyiz, ben onaâ bu gece miğafir olmak niyetindeyim, Vali samimiyetle elini sıktı. Şarletu bir kenara çekti, kulağına bir — şeyler fısıldadı, genç kızın, otomobilin fenet- lerinin ziyası altında kızardığı görül . dü. Yanaklarımı okşadı, sonra polis ml fettişi ile otcenobiline bindi. ni ederim, Mader k Demir parmaklıkların önünde, Cim ile Şarlot otomobilin ışıklarınım kaybol. n lediler. Ve sonra, biribirlerinin kollarıza düştüler. 5 —BİTTİtİ