ELLPRROPOPE HÖP UF 397 1M — #arenkteşieyssreiz HİTEK VPLİUĞE SJA ZRUNANYO WzoR aĞ WrUDE UOŞAPUSAİÇ LAYFİNUN NO zz “UÜ0Y USUYOM döğnüs pan Siryra orurK Siuama BöyNeT Yaydeyura Töğ TUt OM OA 340 UağyONE inommoy “Tyun Bidssipono (A2Mu) :SUnnanaıız “(ŞR9fpamuyb) :ş99zpuem a *“uouropı UdUN9 AYAYZ YO SUYUSENYLUYOSİN) IN GUT — 6 “pegoponm ayer sapof oyağ Yor 'ef — & 4295 91P ve Syer sopof 998 UAO — £ “99Oyu gaç TUEA HOUNULMEOS döğı 'OYAİ YO — Z N — OT GPegsog wr> uf Saporm pum ÜYU 315 WAY99) — 1 M < Bıa pegopopç we 'pueg Uduçaj Pey 13 poymadon) wur UDN — 8 LÖO Pusas 1p HOP V1S1 — £ “apsıy99SISO 32p YE OPUNUTALLEM UC OB YOI — 9 *1900) 1906 "|9)09895) VUT *üna); daıs WOYaAS peğapog sonplaM UT — © UYAZLAÇA ader ROLIĞIIR) ) we ut X uşö ç 2Se, UyYozdaraA YOT SYA döRüyuoz WASpSl U 'e O — we 0ay3IPEİS 9d gaX SNe YOĞA ME USUKUTUYE Btü$nu0 v 1399901 99997230980 aP SdEY 9OT — “KS PSUT 10p gae pegs0s bar AUWT aMULUOS UÇ 9S Puıs OM — zaBgydacu vaney Tüpg pun eğüe HOyoSlMAZ psryosn Un p pun YoSyULNIR O6 YYOYU A9ayç Sep 18 BT — 3208 P ge saparm püUn ÜYU S UAU99D — SIn Yepall — puns doyğn ga N *“HAZ BOPENUOI JapÖ TaYDEç m ğ 3 z h ? » 5 B B 8 z B B 9 B b > R. a 8 - B f | B g B » pi ” 3 B g » ğ » Ş o 252 müessese ve başrahibeler de büyük bi. rer mevki sahibi ve cemiyet kadınlarıy. | dı. Mari dö Boviye — gibi güzel, şık ve genç kadınlar, zarif ve ince çamaşır ve | elbiselerini, hiçbir zaman, modanın ta. , havvüllerinden bihaber olan bir çamaşır Crya itimat etmezlerdi. Çünkü — moda ayni ramanda, katlama, ütüleme ve kor. delâ ve dantelâ değiştirmede de icrayı hüküm ediyordu. Grengay, Karkan ve Eskargasm ver. dikleri binsekiz yüz lira sayesinde, Pe- ret güzel ve büyük bir — çamaşırhane açmıştı. Genç kız, ciddi, zarif ve nazik olduğu kadar fasl ve ustaydı. Her gir- diği yerde iyi muamele görüyor ve ma- hareti sayesinde d"hll.kıymg“i müşte- riler kazanıyor'du. Bertiy'nin yanma geldiği zaman, ya- mında, ağır çamaşır paketlerini taşımak- la mükellef, iri yarı bir işçi kadın vardı, Bertiy sevimli ve gayet sade bir kız- dı. Asaletlerinin verdiği bir gururla, kendinden aşağı tabakadakilere istihfaf- la bakan kadınlara hiç benzemiyordu. İki işçiyi büyük bir nezaket ve samimi- yetle karşıladı. İki genç kız, kadınlara — has seri ve emin bir nazarla — biribirlerini tetkik ettiler ve sevimli bir şekilde gülümsedi- ler. Biribirlerinden derhal hoşlandıkları belliydi. Fakat, hizmetçilik ve nezarete memur rahibe, rın yanında bulün- duğu için, ancak ehemiyetsiz ve resmi birkaç kelime teati ettiler. Hafta arası, Peret birçok Wefalar, bu güzel, genç, tatlı, sade ve çok mahzun görünen bu meçhül kızı düşündü. — Bu, şüphesiz, arzusu hilâfınlı aile- #i tarafından manastıra — kapatılan asil bir kızdır, diye düşündü, Acaba püyük bir kabahat mi işledi?. — Muhakkak ki PARDAYANIN OĞİ Ü Mmapnö 9p 199 HADAŞLIASİ EKBİUBUUYE TAPSÖKNL xukna yreş DK v Attt — £ 4zT09819p9 Urada) Hü NUNSOKULG ype esxoK 'nta nunsolusa zyu9p SAA A 6 NAR EÇEEJ TUKSRJO WOJ UYSL UNUNG “dp “uzrspo YAY NunNSOLMEY 2TNOP IIg PSeĞ UA — O0T APOPROAMAH IYLGAMIPOSETN KEDUL KSEJ ÇERPULE “G48 drzaonpodur dpatiliyes ururtçasp YAyre gi 'MALH — 8 1941840 VON VECIY “epursere DDORPPOU — Spunı)yES UŞUYAŞ VALLA, (890193190) 10R Zın>p na IN vW udsu -(08 yT “uadeş pun WrAPArI UDUYOS çLi LLOPIE M Pün ua3 CI Moy p vaSuns 9 sddeypıog & TEYİ3 JRAPMEM, döp İuRz29) IaT pun Sosnı “YöryaaJ 191 Sunzanıo 3a arp 'URM safımay up yeYDPmM HOAŞ MIÇSIS DIP YAĞURH UOP UW g9p 16; sed sİYAYA3 aa vYONYM'IY “ügoyg ut pusay e yat pun pumj 9t ge) yornp Suvy ZSuy, Gözurl vap UvUL TayEz O6 “aJi USYOLRT PUN KAYOPS UDU 28 YU UNO DYISITULUNCZ, rua'ıs öguwey aa maurd Ta eyç Uş HaĞlopg HopoyudAUOE we UELİ yun S C)P 36) SUU SöP op HoX PüN JayN WOA *29porı “TOBES ada | —H hayır! Bu çok berrak, işikli mavi göz- ler, saf ve masum bir ruhun timsalidir. Bu bir mücrim değil.. Bir — kurbandır. Ona bütün kalbimle acıyorum. Peret ikinci delfa olarak Bertiy'nin yanına gittiği Zaman, rahibe gene ora- daydı Bunun için, gözleri ve bazı gizli ve samimi işaretlerile, onun elemine İş- tirak ettiğini ve oha faydalı — olabilirse bunu büyük bir memnuniyetle yapaca- ğını Bertiy'e anlattı. Bertiy bu sessiz lbçltri anladı fakat tedbiri elden brrakmatlı. Ona yeni bir tuzak hazırlanmadığına nası) emin ola:- bilirdi? Maamafih zaten klişmanlarının elinde değil miydi?.. Sonra, Peret der- hal itimat telkin eden, mert bir çehreye malikti. Bu defa da Bertiy hafta içinde bir çok defalar, iyi kalpli olduğu anlaşılan bu güzel İşçiyi düşündü ve kendi ken- dine şöyle dedi: — Janı bulmağa ve ona nerede bulun duğumü söylemeğe razı olursa, © beni nasıl olsa kurtarır.. Muhakkak kurtarır! Bütün hafta küçük ve güzel çamaşır- et hakkında hir fikir edinmeğe çalıştı. Bir wıınııı. hissiyatı, ona itimat ede- bileceğini söylüyor, diğer taraftan, ton hiyanetler. ona tedbirli hareket etmesini tavsiye ediyordu. Peret üçüncü defa olarak geldi. Bu defa rahibe orada değildi. Belki bir daha böyle bir fırsat düşmiyecekti. Bertiy bü yük bir heyecan ve korku içindeydi. Söyliyecek miydi? İşaretle anlattıkla rını tekrar edecek di ? O böylece düşünürken, Peret hiç te- reddüt etmeden, ciddi ve samimi bir ses le: — Madam, dedi, sizi — tammıyorum, fakat sizi o kadar mahzun, — müteessir ve bedbaht görüyorum ki, kalbim mü- DERSLERİ ALMANCA DERELERİ Yeh muh etwax etmek. tecrübe gitmin, eğlence vakit geçir, be ich sehr gern. hte . versunhi hal Ab und tsu ferzuke ih mayn glük boym Tulet euung, . en 'este habe ih zör gern, İh mus etvas Hserşiroy. t aynem glüks'spll. ALMANCA te randfest - e — plâj eğlencesi, . leri - trandles e Zersi Ezberlenecek kelimeler di zu şal uft a banyo y n sosluft tsu kref, MAF OYUMUKUL. ,, yahut başka bir kumar oyunun gldeyorum ben — denize 1 ben berim şa ma. hwimmen und mich in der friachen 1 her şeyden fakat krüitigen, baryo yapmak.,, Vor allem aber gehe ich an die See, um zu baden, (for allem aber göe ih an di 20c, um t Laden,) Fakat, her şeyden evvel ben denize (isu şvimen und mih in der f şerübe ed tigen.) mt ——— ———0 | Peret gizlice ona bakıyordu. Başlıca hususiyetlerinden biri olan o şayamı hay ret gakin tavrile, Jana doğru ilerledi ve onu yerinde durmağa mecbur etmek is- tiyormuş gibi karşısında durarak, gözle | rini onun gözleri içine dikti Ve sordu; tini'onun gözleri içine dikti ve sordu: — Monmartr manastırına mı gitmek istiyordunurz? Jan ürperdi! — Bunu bana niçin soruyorsun? dedi. Peret lâkayt bir tavırla, — fakat çok hafifçe titriyen bir sesle cevap verdi? — Çünkü, eğer bazı izahata ihtiyacı» nız varsa... Size bunları — verebilirim. Oraya kadar gitmeğe bacet — kalmaz. Çünkü yapmak arzusunda — bulundğu- nuz iş sizin için tehlikeli olabilir. Jan bu sözlere, evvelâ, fazla ebemmi- yet atfetmemişti. Bilhassa nazarı dikka- tini celbeden şey, onun, kendisine iza- hat verebilmek iddiasında bulunmasıy- di. Bunun için hemen sordu: — Demek, manastırı tanıyorsun? »» Monmartr — rahibeleri üşterilerimdir. Buraya, bir az da onlar için yerleştim . — Şu halde... Manastıra girebiliyor- sun? — Mecburen oraya her hafta gidiyo- Tüm. — Oraya ne zaman gideceksin? — Gelecek çarşamba günü — Beş gün sonra!.. Çok uzun!.. Birdenbire genç kızın sözlerini hatır- ladığı için sordu: — Sen demin ne demek — istedin?.. Manastırda ne yapacağımı zannediyor- sun? Peret hafifçe omuzlarını kaldırdı ve Hiç tereddüt etmeden ciddi tavrile ce- vap verdi: — Manastırda bir aydanberi bir esi- denizde yıkamak . yızayordu « umar Oyunu, . lart geschwommen « kumdan şato . lâarı srasıra ŞN gebadet amım - gekriftigt — kuvveti d zu sehwimmen die da: n ek ve kendimi taze deniz havasmda kuvvetlen, n den Strandstuhl und nimmt cin Luft. und diçin gidiyorum), Man baut sich cine Sandburg, zmek ve kendimi taze deniz havada Tuvvetlendir. (man baut zih ayno zand'burg), settat zih in den ştrand'ştul! und nimt am - luft.und zlonga oturularak hava ve güneş banyosu el “aburulur şezlongda ve alınır bir hava-ve güneş ban. *İnşa edilir kendine bir kum şafosu.,, .. ( $ Lichtbad PARDAYANIN OĞLU 249 Salamişm ça öi güreN AAT — re var, genç bir kız. Eğer onu kurtar- mak niyetindeyseniz, o taraflarda dolaş- manız bir hayli tehlikeli olur, , Jan bir hamlede onun yanına geldi, elleri uttu, sinirli bir hareketle sıktı ve yüzü bembeyaz kesilmiş bir — halde heyecanla: — Ne dedin?.. Tekrar gördün mü? — Gördüm.. Merak etmeyin! Arzusu hilâfıma orada alıkonmaktan başka bir fenalığa maruz kalmamıştır. Gayet i muamele görüyor. Bunları biliyorum. Çünkü kendisi bana anlattı. — Onunla konuştun mu? söyledi?.. — Bana sizden bahsetti... Genç kız birdenbire kucaklandığını, havaya kaldırdığını nefesi — daralacak- mış derecede sıkıldığını — hissetti. Ya- naklarında çılgın buseler duydu ve bir rüyadaymış gibi, Janın çılgın bir sevinç le şöyle bağrıdığını işitti: kardeşim!.. Ah! « Bu esireyi Sana'ne — Pereti.. Sevgili nekadar mesudum!. Hiç bir zaman bu kadar mesut değildim..! Yııxygr. Fakat bedbaht değil.. ve benden bahsediyor!. Fakat bütün bunları sana nasıl ödiyece ğim? Beni kurtarryorsun, bizi kurtarı« yorsun?.. Konçininin bana burada hü- cum etmesi ne büyük bir tali!.. Böyle olmasaydı. sen müdahale etmiyecektin.. ve bana bütün bunları anlatamıyatak- tın!.. Gözünü kırpmadan yirmi haydudun taarruzuna mukabele eden, — kendisine teklif edilen tedaviyi istihfaf eden, yara- larının müthiş ağrısına aldırmayan bu kahraman birdenbire çöktü, başını eljeri içine aldı ve hir çocuk gibi hıçkırmağa başladı. Peret sapsarı kesilerek, bir tek keli- me söylemeden uzun müddet ona baktı. : hava banyı bâder ndburg, - Luftbad, 'Türkçeye çeviriniz banyosi güneş bâder — tbad. sehl arlich dieses hel r Ströme De! h g. . lar — şezlön; stühi ücben allji e Fremde best