Bursanın sitayişi sadedinde.... ., Evliya Çelebi seyahatnamesinin Kinci cildi, yarı yarıya Bursanın tav fine, meth ve senasma tahsis :di_l_- Titir. Meşhur Müdekkik - ve nasit der ki: — Bursalrlar, 366 mesireleri ol- ğunu iddia ederler. Senei kebisede Tazarı itibare alınarak, yılım her gü- dü için bir gezecek yerleri varmış. k doğrudur. Belki daha bile faz- Mesireleri mevcuttur. Bu kadar çok gezecek yer hâlâ Yar mı bilmiyorum. Belki de bazıla- T mahvolmuştur. Meselâ daha on yirmi sene evvel en parlak bir '_î'llencr mahalli-olan “Kadı köşkü,, Hmdi yıkılmış, metrük kalmış. Hem | . #tkiler, patlican dolması yemeğe mi'ı ı Mit her su başı ağaç altını bir gezin H yeri sayarlarmış. O da başka w Simdi telâkkiler değişti.. Değişmesi- te rağmen, hâlâ, Bursanın mübalc Sasız kırk elli tane insanı eğlcndi". | tek, olmasa bile dinlendirecek yeri Var, Bursa mesirelerinin unsurları şun lardır: Kocaman kocaman çınarlar, şa- kır şakır akan sular, bilhasa kavak- larm bâkim olduğu o ucsuz - bucak- tız bir ova manzarası, yarı yarıya ec hebi ve tatlı su frengi karışığı | Siyaretçi kalabalığı, asfalt bir yol ü- zerinde daimi hareket, hamamlı ©- | teller, bunların bahçeleri, cam göbe- ği denen yeşillikdeki havuzları, her tuale güler yüzle ve tatlı sözle cevap * Yeren halkı ve bu meyanda çok iyi | hısan oldukları bir nazarda anlaşılan ice bir yazımda da bahsetti- gibi, köylü piyeslerimi prova et- Mek üzere bir müddettir. Bursada bulunuyorum. İnsanlarının — munis- 'liği bakımından da, Bursa, beni ken: Sine meftun etti. Bu, manevi bir meftunluktur. Bir de maddisi var: . Bursa, eğlence ucuzluğu cihe- Öhden, başta İstanbul olmak üzere bütün şehirlerimize nümune - teşkil tdecek mevkidedir. Yukarıda saydı- im unsurların bir çocuğunu ihtiva &den bir lâtif yere gidiyorsunuz. Âlâ tente iskemlelere, fiskıyeli havuzun ma kuruluyorsunuz. Ayaklarını- Zin altında cenneti âlâyı kıskandıra- Cak bir manzara... Bir kahve, bir Şay, bir Uludağ maden suyu içersi" hiz... Beş kuruşla azami on kuruş Arasında bir masraf etmeniz, bütün ir öğleden sonranızı | İâtif surette Beçirmenizi mümkün kılıyor, İster- #eniz bedavadan rubu eksiğine olan Meyvelerden de bir miktar alm, ya- ut aldırtın. Şeftali, bu cumartesi gü Dü on kuruşla yirmi beş arasında sa« tlryordu. Kirazm hâlâ kurtsuzu var. Dağ mahsulü imiş. On iki bu- Şuğa. Körpe yerli hıyarlar elli para. IZ gibi suyun içine at, soğusunlar.. Bursaya züppelik henüz ârız olmadı- Bi için, böyle zevki ayıplıyan bir nazarla karşılanmazsınız.. - Bilâkis, Bursalıların daima mütebessim, ha, Yırhah, misafirperver ve mükrim bakışlariyle ihata edilmiş gibisiniz. Doğrusu, İstanbulun tam aksi: Zira, maalesef, İstanbulda, eğlence. hin bir kazıklama, bir boğuntuya getirme, bir burnundan fitil fitil ge- tirme, bir gittiğine gideceğine tövbe ettirme haline sokulduğu malümdur. Hele gelecek sene, iyi vapurlar da getirilip işletilecek. Nakliyat büs- Ütün ucuzlıyacak. İstanbullular, bu tehrin kazıkçı kahve, gazino, bahçe Ananesinden intikam almak ister gi. i, üç dört saatte kendilerini Bursa- Ya atabileceklerdir. İstanbulun pek çok şeyleri bol. dur, ucuzdur. Eğlencesi müstesna.. Bursada bu istisna da yoktur. (Vâ-Na) Sovyet istikrazı Sovyet Rusyada son yapılan İstik . No, harict elmayıp, şimdiye kadar ca. Yısı 20 yi bulan muhtelif dahili istik . Tazlardan biri olduğu şehrimiz Sovy Mahafilinin izahatından anlaşılmakta - dir, Mevlânekapının sur dışında kurul , mMuş koca bir mahallesi var ki, buraya Merkezefendi diyorlar.. Bu isim, zamanında ermiş olarak ta, mınan bir şeyhin ismidir. İşte, bugün mahallenin camli yanındaki türbesinde yatan bu zata izafeten bütün bu sur dışı mahallesine Merkezefendi denil - mektedir... Mezarlıklar —arasından yürüyerek yaklaştığımız mahalle için yanımdaki arkadaşlardan birisi: — Burası bir kasaba yeridir, dedi. Geniş bahçeleri, meyva ağaçları, ol - dukça muntazam evleri ve mahallenin tam ortasından geçen, parke yol — Sul. tan Reşadın Mevlevi tekkesine gelmek için yaptırdığı cadde . burayı hakikaten oldukça rahat bir sayfiye gibi gösteri- yordu amma, mahallenin dört tarafın . daki harap mezarlıklar, bu sayfiyeye Pek garip bir çeşni veriyordu, doğrusu. Kendi kendime bunları düşünürken, Yolun kenarındaki merzarlığın — içinde bir kaç küçük çocuğun, heyecanlı he . yecanlı bir şeyler oynamaları nazarı dikkatimi çekti. Yünüdüm, — yanlarına yaklaştım. Küçükler bunun farkında ol. dukları halde hiç istiflerini bozmadı - lar.. Bir mezar taşınının üzerine dizdik leri taşlarla ayni bararetle oynamakta devam ettiler. Dikkat ettim, damaya benzer bir o, yün öynüyorlardı. Yalnız dama tahta, gının yerine kömür toziyle çizilmiş hir mezar taşı, dama taşlarının yerine de iri çakıl parçaları konmuştu. — Nedir bu oynadığınız diye sor « dum? Minimini kalblerinin büyük heyeca - niyle kendilerini kumâra kaptırmış o . lan biçare yavrular başlarını bile kaldır madan: — Dokuz taş cevabını verdiler, Garip bir merar dekoru içinde, kör . pecik yavrular tarafından oynanan bu kumar, sinirime dokunmuştu. Hemen arkadaşlarımın yanma döndüm. . Pârke cadde ilerlerken, bir taraf - MA ; ÇK Ç EĞEAĞLRA DN a - Şimdi Ükmektep olan caki Mevlevi tekkasinin dedegân dairesi Kai Ufacık çocuklar, Merkesofendi mezariık'arı arasında garib bir kumar oynuyorlardı... Istanbul konuşuyor ! Eski Mevlevi tekkesi bugün bir ilk mektep olmuştur | Merkezefendi mezarlıklarında ufacık çocuklar garip bir kumar oynuyorlardı ! Yazan : Haberci (Merkezefendi: 1) kaki Mevlevi tekkesinin ve bugünkü ilkmektebin dış kapısı ve Sultan Re. gadın tekkeye rahat gelmesi için yapılar parke yol tan da dostlarıma gördüklerimi anlat - tım; D et a — Çokyazık bu yavrulara, dedim Daha bu yaşta kumara alışırlarsa... Semti çok iyi tanryan Ösman Cemal sözümü kesti: — Senin gördüğün daha bir şey de . ğil, bu yavruların iskatçılık gibi iğrenç işlere alıştırıldıkları bile oluyor, dedi. Biz böyle konuşurken, yolun solunda muntazam bir mezarlık belirmişti. Taş. lardan bir kaçının yazısını okur oku - maz, bunun Mevlevi mezarlığı olduğu- nu anlamakta güçlük çekmedim. Zaten bu sırada bu semtlerde tetkikler yap . mış olan dostumuz Bay Baha da izahat verdi ? — Işte, dedi, şimdi meşhur Mevlâ . neye geliyoruz. Solumuzdaki bütün mezarlar, Mevlevi tekkesi müritlerinin mezarlarıdır. Arkadaşımız sözünü tamamlayıncıya kadar biz de eski Mevlevi tekkesinin kapısına gelmiştik. Sultan Reşat için yapılan yol da tam turada bitiyordu. Önünde durduğumuz kapının üzerin - deki levhaya baktım: (22 inci ilk mektep) yazıyordu. Cumhüriyet hükümeti, yeşil sarıklı - ların eski mabedini, genç Türk neşli için âr feyiz ocağı, bit irfan n.cmbar yap - meşti. Kapıdan içeri girdiğ'miz zaman kar- şılaştığımız manzara şu aldü; Sağda iki katlı demir parmaklıklı sağlam bir taş bina, karşıda pencerele- ti kafeslere boğulmuş, oldukça mun - tazam büyük bir ahşap ev, solumuzda harap olmağa yüz tutmuş tek katlı u . zun bir tahta bina... Bizimle beraber bulunan emekli de- meraklısı Bay Mür- niz subayı ve tar taza izahat vetiyor: — Sağımızdaki bina eski dedegân dajresidir. Ve bugün mektep olmuştur. diyordu. Karşımızdaki kafesli bina, bu. gün parça parça kiraya verilmekte o . lan, tekkenin eski harem da'residir. S- lumuzda ise büyük mevlevi semahane ve kütüphanesi bulunmaktadır. Hep beraber türbeye yaklaştık. Meş hur mevlevi oyunlarının yapıldığı yeri görmek için, kırık camlara başlarımızı yaklaştırarak, semahanenin geniş salo- nunu seyrediyorduk, bir müddettir ya. B HABERCİ (Devamı 11 tnride) Dikkat ! GATE AAT AMT AM MAT GT Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün ;ikiyt'ı lerinizi, yapılmasını istediğiniz şeyleri, canmızı sıkan hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Muharririmiz, - fotoğrafçıları mız ayağınıza kadar gelip söy lediklerinizi inceliyecek, şikâyel - lerinize veya temennilerinize ga setemiz tercüman olacaktır. KURUN'da: Boşanmanın genişletilmesi lâzım mı! Bizim medeni kanunun aslı İsv kapunları olduğu halde orada tal bizim memlekete nispetle çok zordur. Eğer bizdeki talâk davalari İsvicre mahkemelerine gitmiş olsa muhakk ık tır ki orada bunların çoğu mahkemne kararı ile reddedilir. İsviçre hâkimle- rınin talâk davalarındaki hareket ve kararlarını mukayese etmek moederi kanunun hükümleri hakkında mevcut yetlerin yerinde plmadığını gös, termeğe kâfi gelir. Bir de talâkı bakkı ve hürr! yalnız erkekle kadının ti bakımındar mü'a. les etmek doğru değildir. Bu meas! d« cem yetin hakkını ve içtimai âml. leri de hesaba katmak Jâxımdır. Şah. si mflallerle, fevrf olarak ayrılmığa karar veren bir karı kocaya hâkim'n aradaki çocuğu, yahut çocukları ha- tırlatması çok yerinde olduğu gibi kadının hayata karıştığı Mmemleket- erde bu vaziyetin de talâkı tahrih c, den Amtilerden bulunduğuna göre aile mücssesesini muhalaza için kanunla. tin ve hâkimlerin teyid kuvvetlerine iltiyaç vardır. (Asım Us) CUMHURİYET'te: |Doktor Arasın Suriyedeki | beyanatının mânaları Hatay anlaşmasını Suriye tasdik etmezse?... Doktor Aras mukadder ve ye açık böyle bir sualin cevabını ver. mekte müşkülât çekecek diplomat de. ğildir. Biz Ankara mushede Frau. sa ile akdetmiştik. Hatay anlaşması bunun neticesi olduğuna göre buru Suriye yerine Fransânın tasdik evle- mesi kâlidir. » Hataydaki Arablar Türkleşir veya Türkleştirilir mi? Doktör Aras bütün tarihimizi işhad ederek bizim g:mdi- ye kadar hiçbir. Arabı Türkleştirmiz. mış olduğumuzu ve buna mukabil A. rablaşan Türkler bulunduğunu söyle. diğtir, ve buna diğer büyük bir haki. kati ilâve ederek biz Türklerin İmpa. ravorluktan ayrılan memleketler * kıma karşı beslediği rımızı ifade eylemiştir. Bizim | nuzdan sevilmekte olan Suriyenin tu vgiden istifade etmesi ve kendisini daha ziyade sevdirmek martife göstermesi samimiyetle temenniye tâ. yık bir keyfiyettir. iz sevgi duyg Acaba bir Arab ittihadı Türkiye hseşuna gitmez mi? bü yolda e velce mümasil bir teşebbüse Türkiyenin mukavemeti görülmüş i. m:ş. Doktor Aras eski hikây la.ın değil, başka devletleri binezonu gibi mülalea ettiğimizi ve Lu türlü teşebbüslere hiçbir. zaman (â- kayd kaiamıyacağımızı saklamadık'un sonra Arablar arasında husüle gele- karşı cek anlaşmalara diyecek hiçbir sözi müz olmadığını ve bilâki muazı ve dostlarımızı kuvvetli gö: bel memnun olacağımızı tereddü. üz elerle ve kâfi sarahatle anlatmış. Din bahsinde Türkiyenin lâik, yani vıcdan hürriyetine mi hürmetkâr olduğu ve Iâik Cumhuriyet Türkiyesi içim kimsenin din ve imanile iştigale yer olmadığı, bu vesile ile bir kere daha, ve bu defa Suriyelilere, söylen. | Mmiştir. | Hulâsa iki Vekilimizin Haleb ize- | yirden ve Suriye hududundan rok yapılan seyahati tesadüfen & efkârını lâyıkı veçhile tenvir edesek izahlara vesile teşkil etmiş buluru. yör. Suriye ile aramızdaki vaziyeti en iki mahiyetile ortaya koyan bu beyanatın hayırlı neticeler doğurması. nt beklemeğe hakkımız vardır. Dü. tün sam'miyetimizle temenni ettiği miz bu neticelerin tahakkukuna İnti. ZA: Ş, Yöktür. (Yunus Nadi)