—e'ığğ'—.zırf-—'———" Günün meselesi iş Kanununurı anla- şılamıyan tarafları Yazan: Sekiz senelik bir çalışmadan son. | ra çıkarılmış ve bir senelik hazırlık- tan sonra tatbik mevkiine konulmuş olan yeni iş kanununu işçi kadar iş veren de çölde su arıyan adam teha- İikiyle karşıladılar. Vakıa Türk iş vereni gibi Türk işçisi de cumhuriyet kanunlarının &n geniş himayesine mazhar bulunuyor ve her iki tarafm hukuku da koru- nuyordu. Fakat ne de olsa iş veren- le işçi kendi benliğinin kati müdafa- asını bu kanunda görüyor ve onu bekliyordu. Nihayet — kanün / tatbik mevküne gireli aradan bir hafta g ti. Bu bir hafta zarfında gönrdükleri Tiz ve işittiklerimiz bizi bu satırları yazmağa sevketti. Gerek işdairesine yapılan her günkü müracaatlar, gerek gazete sü- tunlarına kadar akseden - şikâyetler. den bariz olarak meydana çıkan bir cihet var: Kanunun muhtevası - ve tatbik şekli el'an anlaşılmamıştır. Yapılan şikâyetler en ziyade 48 saatlik iş haftasının tatbik edilme mesi, fena şerait içinde çalışılması, işçilere yol verilmesi noktalarında toplanıyor. Bu da yukanıdaki yaz dıklarımızı teyit ediyor. El'an meçhul kalan mesele — iş kanununun — bir anda değil devre devre tatbik edileceğidir. Bu arada işçiyi en ziyade alâkadar eden — 48 santlik hafta — çalışma tarzı da kanunun neşrinden âncak üç sene sonra yani 940 senesi 15 haziranın- da tatbik edilecektir. Gene çok şikâyeti mucip aolan n_ıışelelerdm çalışma yerlerinin gay- ri sıhhi oluşu hakkımda da ayni se- leri göstereceğiz. Kanunun - bu- na mütedair olan hükümleri de an- cak bü husustaki ÇĞn'fnnm müteskip ve kanunun neşrinden üç ay sonra tatbik edile- | Zıtemin edecek çareleri aramağa ko nizamnamenin | vcek Tunceli iğlahat Ingiliz gazeteleri Dersimdeki temdin hareketinin ba. zı İngiliz gazetelerine Pek yanlış Şekil. lerde aksettiği veya ettirildiği görül . mektedir. Farara 17 Haziran tarihli Daily Herald gazetesi ilk sayfasının başsitunlarında “Kürdistan dağlarında Kürt aşiretlerinin vergi yüzünden is . yan ettiklerini ve aşiretlerden 5000 ki. şinin öldüğünü,, büyük harflerle neşret mektedir . â Bu yazının baştarı aşağı yenlış oldu . Funu söylemeğe tabil Tüzum yok. Zi. ra: 1 — Kürdistan diye bir yer yoktur, 2 — Kürt dağları diye de bir yet yoktur. 3 — Vergi yüzünden İsyan iddlası ise sadece gülünçtür. Zira bu halk dün . Jyanın en ağır vergilerini vermektedir - ler amma bu verngiler Türkiye hükü. meti tarafından değil, başlarındaki ser- gerdeler tarafından alınmaktader. Tür » kiye bunları bu kurunu vüstaf halden kurtarmaktadır. * — Aleyhlerine hareket — edilenler Kürt değildir. En su katılmamış Türk - lerdir. $ — 5000 kişinin öldüğü de yalan . Gir, Bu, Kutü deresine ayın 6 sında ilti- <a edenlerin sayısıdır ki şimdi bir çok. ları dehalet ettikleri için 1500 © inmiş- tir. Bu vesileyle alâkadar neşriyât ma . kamlarınm dikkat nazarını Şu iki esas Üzerine çekmek isteriz: 1 — Deyli'Herald bu yazısını Cum - hurreisimizin bir resmiyle de süslemiş. tir. Bu resim kara kalpaklıdır, biyıklı- diır ve mareşal üniformasiyle çekilmiş . tir. Gazete bunun altına (Atatürk) de- yivermiştir. Bu resim bizim tarihimi . zin bir mühim merhalesini ifade eder, amma Atatürk bu değildir. Deyli He - Tald ©o resmin altına ancak gu kaydı ko. yabilirdi : HABER — Akşam postast . Güneri Bugün için kanunun — meriyet mevkiüne giren başlıca hükümleri Âş verenle işçi arasında ayrı ayrı veya işçi gruplarının mümessilleri grup namma mukayele yapılması, ücret- lerin veriliş müdet ve tarzları ve iş- şe devam hukukuna “taallük Şimdi en mühim noktaya temas edeceğiz; iş kanununun çıkmasiyle bu kanunun ne kadar lüzümlü ol duğunu gösteren hâdiselerin kendi- liğinden meydana çıkmıştır. Kanu- nun tatbik mevküne girmesini mü- teakip bunun kendilerine bazı kül- fetler tahmil ettiğini gören bazı - iş sahipleri derhal bunlardan kurtulma. Yyulmuşlar ve ilk baş vurulacak çare olarak eski isçilerini çıkarmağı bul. muşlardır. Bu hali bazı iş yerlerin- de görüyor ve her gün karsıtlasılan şikâyetlerden anlıyoruz. Bu mües- seseler zannetmişlerdir ki bu işçileri çıkarmakla onlarm kanunla kazan- mış oldukları müktesep hakların da üzerine bir sünger çekebilecekeler. Halbuki iş böyle olmamış iş dairesi — kanundan evvel ayaklarını denk alamıyan — bu iş sahiplerinin birer birer yakasına yapışmağa başlamış- tır. Bu yaziyetten şöyle bir netice çıkarmak hiç de yanlış olmıyacak: İş kanununun anlaşılmamış olması bir bakımdan şayanr teessüftür. Çün kü bu yüzden hiç yoktan iş ihtilâf- ları çıkmaktadır. Fakat diğer bir bakımdan kanunun tatbikinden ev. vel anlaşılamamış olması şayanı şü randır. Çünkü işçiler ancak bu şe- kilda'sön velkâti bir haksızlıktan Ya- kalarını kurtarabilmişlerdir. Birinin zararına acınırken öteki- nin faydasına sevinmek lâzım! F. GÜNERİ l1 ve İhtifalde söz - söyliyenlerden (soldan Cemil, — Profesör Gomolu, r Tetkik ve Ara- tarafından hazırlanan ihti € konferans salonun - da büyük merasi: yapılmıştır. Merasimde şehrimizdeki - meb'uslar, üniversite profesör ve döçentleri, lise ve ortamekteplerdeki muallimlerin mü. him bir kısmı ve Üniversite gençliği hazır bulunmuştur. Bu münasebetle Türk Tarih Cemi - yetinin, yaptırmış olduğu, büyük âli . fat dün Üni ablo konferans kürsüsünün arkasına, gene âlime ait bir tablo, kon- ferans kelürsüsünün ön tarafına konul . me ait muştu. Merasime saat 14 de Tarih Cemiyeti Reisi Hasan Cemilin açıliş nutkiyle başlanmıştır . Açılış söylevini, İbni Sina ihtifali Mmiünasebetiyle, Betlin, Düsseldorf, Li . on, Daltimor üniversitelerinden ve A- metikan Tıp tarihi cemiyeti ile, İbni yabancı profesörlerden gelen kutlama telyazılarının okunması takip etti. Bu sırada, üniversite rektörü Cemil Bilset: *Bugünkü mânalı toplanış hak kında, 'bir teklifte bulunacağım,, diye . rek kürsüye geldi ve T kılâbrnin yaratıcısı “Atatürke, İsmet İnönlne, Millet Meclisi Reişliğine, Mareşala ve tür Bakanlığına toplantıya iştirak e. Gazi Müşür Mustafa Kemal.. Bu resimle, Atatürkün arasında on k bir zaman vardır. Ön yıldanbeşi | Propagandasını idare edenler dünya gazetelerine Atabürkün bir çift | tesmini de mi dağııtamamışlardır?, | Biz on beşinci dereceden herhangi | bir İngiltere vatandaşının dalma on gün evvel çekilmiş resimlerini neşrede- di. Bundan sonra. profesör Şemseddin Günaltay İbni Sinanın ve hususiyetleri, Neşet Ömer, Sina'nin tıbbi doktrinlerini anlattı. Neşet Ömerden sonfa profesö Muhtar, (İbni Sina'nın tıbbına b riz. Koskoca İngiliz gazetesinin arşi . | kış) ismi altmmdaldi nutkunu söyledi. vinde Atatürkün resimlerinin bulunma- | masr sadece bizim kabahatimizdir. Zi . | ra bizim Avrupada yayılar mecmuala - rımız yoktur. Binaenaleyh memleket , | lerine ait resimleri sık sık yaymıyan devletlerin yaptıkları gibi zaman za - man büyük Avrupa gazetelerine bü . yüklerimizin tesimlerini göndermeli - yüz, Akıl Muhtardan sonra söz söyliyen Louvain Üniversitesi profesörü doktor 'Tricot Royer de İbni Si: n - ÂAvrupa tıp tedrisatına tesitatı hakkındaki tezi. ni okumuş ve 1935 senesinde Madridde aktedilen tıp kongresinde bu tesirlerin şümuldü bir surette tebarüz ettirildi - ğini beyan etmiştir. Doktor V. Goömaiudan sonra ordi - Harbiyede bir otomobil kazası oldu Bir kişi ağır yaralı Dün gece saat 22 sularında Harbiye | caddesinde, Sürpagop mezarlığı önünde ü bil l ofnmo t kını'ı ?h"““" . sağ tarafı ve tamponları Mütcahhit Suphinin idare etmekte ol- müştür. duğu 1170 numaralı husust — otomobil, içinldde iki kadın ve Memduh — isminde birisi olduğu halde geçerken tramvay yolunun iki tarafında açılan bir me camlar kırılmamıştır, yaİlnız — arabatim hurdehaş ol- Bu kazadan birar evvel ayni çukurda üstüste iki motosiklet — devrilmişse de bir şey olmamıştır. Sıtaklar bastırdı Sıcaklar İstanbul epeyce bastırdı. Hararet otuz dereceyi geçmiştir. Altmış beş yaşında bir adam dün ye yakın derinlikte çuküra yuvarlar muştır. Şiddetli sadermeye rağmen ka- dınlarla Suphiye bir Şey olmamışsa da Memduh kafasınldan ve yüzünden yara- lanmıştır. Derhal Pransiz — hastanesine kaldırılan yaralının tedavisi yapılmıştır. Beyninde kan toplanmış olan Memdu- hun hayat tehlikededir. Beyoğlu hastanesinne kaldırılmıştır. snümü mü . | Sina hakkında tetkikat yapmış bir çok | ; Sarkıntılıkta bulun- denler-namına saygı sunmalarını İste - yaşadığı devir | Kazada iyi bir tesadüf neticesi olarak | sıcaklar yüzünden köprünün Kadıköy | isekelesinde bayılmış, — ayıltılamamış, | “bir mazrubü olmasdar İcap İnbi Sina için dünkü merasim sağa) Tarih Kurumu Başkanı Hasan Profesör Akil Muhtar İzmirli, ni Sina felsefesi hakkındaki nutkun lemiş ve bu büyük filozofun meta . ni tahlil eyliyerek Aristodan mü- teessir olduğuna işaret etmiştir . İsmail Hak tihan Çambel, İbni Sina'yı kadın ve ço. cuk hastalıkları ve sureti tedavisi; Ra- | sadhane Müdürü Profesör Fatin Gök - men de İbni Sinay cephesinden tetkik eylemişlerdir. Saat 19 da ihtifale nihaye verilmiş . tir . naryüs profesör İsmall Halkı lan sonra da doktör Pe. riyaziye ve heyet Bir sergi açıldı İstanbul, 22 (ALA.) — Türk Kurumundan: niye kitap sarayında büyük zofu ve tıp Üstadı İbni Sinanın eserlerinden müteşekkil bir sergi açıl- | Bu sgergi, bugürnden itibaren bı'r; halta müddetle ah saat 9 dan akşam 17.30“8'kaldar üçık bBltündürütacaktır. Hem suçlu — hem güçlü! Tarih du ve adam yaraladı Şehremininde oturan kunduracı Ha . lit dün gece saat yirmi ikide Aksaray - da Kemalpaşa — caddesinde Memnune ile görüşürk leyman yanlarına yaklaşmış, sarkıntı . hkta bulunmuştur . Bu yüzden iki erkek arasında kavga çıkmış, dokumacı Süleyman bıçakla Haz: | Hdi kolundan ve sertından ağır surette yaralamıştır. Yaralr Cetra'ıpataya kal- dırılmış, Halit yakalanmıştır. | —————— açi aam0 Dünya nüfusu 1 — 1488 senesinde — Afrikanın nişanlısı lokumacı Sü nüfusu Ayni yılda Amerikanın nüfüsı? 3 — Hep ayni sönö Aayanın nüfüsu? * — © yilda Avrüpüda ne kâdar vardı ? — Okyanılaya kıtazmın nüfusu 1908 de nüfus | İ Bunlari Yulabitecek misiniz.? Bulamazsu. Biz biz gize yarm bildtreceğiz.' Portakallar nasıl taksim edildi * On iki ni nisbette portakala malik olmaları porta- kal adedinin bödeyetle 12 adadinin barhan$i ettirmektedir. Diyebiliriz ki 3 kızdan herbirinin 4 mazrı. ] | ir ve münı 22 HAZİRAN — 1937 7 Tayata dair Pafızlık — U hafta gelen Mercure, € Pranrce'ta okudum: — Bade küre'in'bir intihali keşfolunmuş. HYt de Wnkârına imkân “olmıyan bir Wi hat Zamanında pek takdir edilme olan Ba e bugüa birçi indinde on doke * v ler züncu asır - Ftünsız buyük-yaratıcılarından biri, ex yüksek sanatkânıdır. Bu ocun intihal.ni meydana koya 1» bir haylı dedikoduyu, ml mucib olacaktır. ğ Hayranı olduğumuz şairleri bf türlü küçüklüktfen uzak görmek isl6- rü” Baydelaire'in hayranları da sini” lenecek-ev belki, bu — işin-zorluğurlt imkânsızlığına rağmen, hakikati VW küra kalkacaklardır. Şalrin haya''8l va yazdıklarını en iyi bilmekle ma”t M Jacgues Crepet o yolü boynunu bük yite en Çok hakikati sevme yor. Güzel söz ama kabul edebiyatının ettirmek il'den olduğu gibi almıvermiş. Denl lir ki kend'si de hırsizliığinı p'"“: emek İstememiş; — öyle bir niyeti ydı, kıymetini takdir ettiği ve bif hrete erecğini pek âlâ bili Stendhal'den değil, kiümsenln okun 4 dığı ve okumıyacağı'bir muharrirdet l *“Çaldımsa da miri malı çah dan,, diyebilen şair gerçekten intihsi etmiş sayılmaz. Benim asıl tutulduğum Gihet berf n uharrirlerin, münekkidlerin in'ikâl aramalarıdır. İnsanlarin çoğu gibi Banat, edebiyat âlemi müntesibleri di dedikoduyu pek sevdiklerinden, — HeT” inlihal keşfini büyük bir Söhret kazanmak rıusunuz? derin — tahlillere grlecek asırlarım da tasdik vermağe ( re hacet yok: ölmlüş Vey şbur bir muhârririn bir Mtihalini arayım, Buldunuz mu, admız dillerde dolaşmağa başladı de tir. Hem de *“Gördün mü okumusş, müte. bahhir adamı?,, derler. Stendhal'in kitabları da, Baüdelaire. inâxiler de şimdi çok okunuyor; Bâüde. Jaire'in büyük romancıdan birkaç 4.- tır âşırıvermiş olduğu şimdiye-kadar niçin kimsenin gözüne çarpmamış 40 yazılar dikkatle okunmamış mı”.. Okunmuştur ama onları okuyanlar hafız gözü ile değil, manasını kâvra- mak, zevkini tadmak arzumu ile oku- muşlardır. İntihali keşfetmek için ha. fızlık lâzımi. Bu da, bilmem söyleme. hacet var mı? anlamağa pek elve. Yişli bir halet değildir. Jurullah ATAC gi karşılari g 4 Ai ŞY Gd ĞÜLi ——— bu olan portakal sayraı vardı. Diğer taraftan her kız. her genç çocuğa müsavi sayıda 'portakal tevzi etmiş — oldur Kundaa, her kız Laralından dağıtılan portar Ka yekünu nakış $ dür. 4 Gün Ük mazrubu ? ve 18 ye falktir. Bü 12 rakami bir hal şektidir. Çünkü hef Küz her gençlen her birine bir portakal ver mekte ve kendisine 3 portakal kalmakladır Ve hef genç çocuğa Üçer portakai — iaabit etmektedir çünkü 3 güzel vardır. Aynl veçhile 12 rakamının bütün mazrıb ları bu suale cevap verir 24...36 ilh, portakal İçin ker Kut her gence 2. 3, portakal verir. Bu bilmecemizi doğru halledenlerden: 1 — Kantarcılar sabunhane sokak 10 No, da İP Tehim Ezer, Şehremininde Fatma Mu> kaddes, mükAfat kazanmışlardı