7 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

7 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerika cumhurreisi Ruzveltin zabıta romanı Tarihi macera ve aşk romanı — 89 — Yazan: (Vâ : Nü) Osman, tutturdu: “Mademki papas olmamı istiyorsunuz, kadınlar manastırına girmemi de menetmemelisiniz ! Hıristiyan bir Osmanlı şehzadesi halinde başka türlü yetişilemez!,, Geçen kısımların hülâsası Osmanlı sarayının baş üstünde ta- şınmış bir çocuğu olan Osman, şimdi, Giridde esirdir ve hiristiyan olmuştur. Biz de onun “maiyetinde | hıristiyan olduk. Lâkin Osman bir | takım mucizeler gösterdiği için onu papas yapmak istiyorlar, Ayni #1- manda da niyet, kendisini ilerde Os. manlı tahtına geçirmektir. *» > Genç çocuk, bütün söyledi: — Mademki bana kıymet veriyorsu- nuz, öyleyse kıymetimi düşürecek hiç bir şey yapmamalısmız... Maksat be. nim hıristiyanlık kaidelerini öğren. memdir, yoksa ruhumu çilehanelerin szaplarma alıştırmak, ömrümü dua ile geçirmek değil... Öyle mi? Başpapas, büyülenmiş gibi boyuna tasdik ediyordu, Külâhmı sallıyarak? — Öyle' Yine, Osman, dönerek: — İsitiyorsunüz ya... Ve sonra daha telkin edici bir ses. le: — Benim bir Osmanlı şehzadesi bi yaşamakta devam ederek papas öğrenmem lâzımdır... Ta ki, Osmanlı sarayı elime alinca yerimi yadırga- düşüncelerini | malyet papaslarma k Osmanın niyetlerini anliyor gibiydim. Gemide müslüman kadınları, sonra hıristiyan kadınları TERM aklıma geldi. w Bu çocuk. Çid dön müthiş bir tıynette doğmuştu. Bütün istidatlarını biribiri ardı sıra inkişaf ettiriyordu. Benim “tabii” diye sözlerini takyi, ye etmem Üzerine, gülümsiyen ve beni hoş g n nazarlarını üzerime çevirdi: — Lala! - diye hitab etti, — Efendim! . dedim. yapmalı... Onu memnun etmeli, başka! çare yok... İ Osman böyle taraftarlar bulnuya başlayınca, iddialarmı takviye etti: | — Tabiatiyle benim kadın şefkati. | ne, kadın muhabbetine ihtiyacım ver. dır. Aksi takdirde haşin bir ruhta ye. tişirim... Müstakbel tebaama iyi mun- mele edemem, Onlara kendimi sevdir- temem... Değil mi? Annesine döndü: — Sen saray terbiyesini bilirsin, an. ne... öyle değil mi? Ayşe, bu bacak kadar çocuğun ar- zularmı bu derece meharetle telkin et. mesine hayran: — Öyle... Tabik.. Bir Osmanlı $ zadesinin nasıl yetişmesi icab ettiğin oğlum pek iyi anlattı. Onun dedikleri, | ni yapmalıdır... — Ben papas olsam da, sen yine be, | nim lalam olmakta devam edeceks — Başüstüne! Döndü: — Doğru değil mi?.. Bir Osmanlı tahtına namzet olan bir Osmanm bir tek lalasr ve olmasın mı? — Öyleyse sen, erkekler ve kadınlar manastırmda dalma benimle birlikte bulunacak$sın... Başpapasın küllâhr adeta başından uçacaktı. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Osman, hakikaten, sahayı adım sörm genişletiyordu. Osman devam etti; — Göreceksiniz, rahibelere kendimi nasıl sevdirteceğim... Lalamla ber onlar arasında dolaşırken... — Lalanızla berâber mi? bera. t... Hristo Mustafa ile bera- — Fakat ona da rahibel tırma girmek müsaadesini r ma- dimağasıdır... Sizce böyle bir adanıca. ğızın manastıra girmesinde ne mah. Halbuki bence çok fay. da vardır. Çünkü haremağasız harem mu Caizdir, değil mi7,.. Başpapas, kısa bi Meli çok müstait ol. bize ispat eden Os in mai vafık şekilde ancak böyle ye esi mümkün olduğu anl da elepğ (Devamı var) — Kadmlar ve erkekler manastır | da mı? — Öyle ya, bunlar yan yana değil mi?... Gördük... — Fakat, aralarmdaki kapı kapalı. dır. — Benim için açık bulunur, — Papasların - rahibeler geçmeleri memnüdur. — Ben size vaziyetimi söyledim. Va, ziyetim hususidir, Bir Osman'ı şebia- desi gibi yetişeceğim... O şehzadenin haremi ve selâmlığı vardır... z Bütün papaslar çileden çıkacaklar. K: — Rahibeler manastırının bir harem olması ?... Yarabbi!.. Yarabbi! Osman, sükünetler -— Fakat... Bakımız... Ben daha ço. cuğum... Bu verdi: — Orası öy kat bir müddet arasına er, gerilen Âsaba bir sükün Demek ki, ak. için müsaade olunabi, Haber, okuyucuları aranda bir fikra müsabakası açmıştır. Gönderi, lecek fıkraların kısa ve hiç olmazsa &z işitilmiş olması lazımdır. Fıkralar, gönderenlerin İmzaları yahut müstear .adierile megreditecek . ve Ber ay Gay içinde çıkdcakların en iyilerinden beşine wthbiterit “e key, metli hediyeler verilecektir » Bize bildiğiniz güzel fıkraları gönderiniz. Kâğıt helvasına yazalım yle yeniçeri ağalarından biri, Vakti: bir #efeci yahudiye kapılmış, boyuna | senedi imzalar, fahiş faizle para çe- kermiş. Ağa bir gün bakmış ki, ömrünce pa- ra kazansa borcunu ödiyemiyecek. | Hemen koşmuş yahudinin dükkânına, palayı çekmiş: — Çıkar ulan bezirgân senetleri. 'Tefeci korka: korka senetleri çıkar. miş, — Yut bakalım, şunları... — Aman ağam... — Amanı, zamanı yok. Sonra karış. i mam. Yahudi bakmış ki, kurtuluş yok, ıkma sıkma senetleri yutmuş. Aradan epey bir zaman geçmiş, ağa tekrar dükkâna damlamış: — Bana Yahudi olmaz. cak. Düşünmüş taşınmış: — Peki, demiş. Olur ama, bu sefer- ki senedi kâğıt helvaasinm üzerine ya. zalım, yutması kolay olur, ara lâzım, yaz senedi! Belâ çıka. ermes Yıldız Arap mı akıllı şeytan mı? Arabın bi muş. Arap: — Arkadaş, demiş. Bu yol böyle bit- mez. Seni sırtıma alayım. Bir şarkı #öy- le. Şarkı bitince sen İner ben sertına bi- ner ve şarkıya başlarım. Böylelikle yolu da bitirmiş oluruz. Bu teklif şeytanın hoşuna gitmiş: — Peki!.. demiş. Arap şeytanı sırtına almış. Şarkısı bitinceye kadar taşımış. Sıra Araba gelmiş, Şeytanın sırtına atlayan Arap başlamış. — Yalel... Yalel., Yatetii.. ile şeytan yol arkadaşı ol Yalel) de... fakat Arap geleceği yere gel- n | dan şüphe edip Allahtan ardı arkası kesilmiyer. Şeytan kan ter | E.L. O kadar kusur da olmasın mı Bir adam zer kör, topal, kam larında biri der ki: ine tamah ederek — Canım, bu kör karıyı niçin aldın?. — Fena mr kabahatlerimin yarısmı görmez. — Öyle amma, ayağı da sakat, — İyi ya, bir tarafa çıkmaz; evinde oturur, — Ya, arkasındaki kamburu ne ya - palım?. — Allah Allah, artık okadar da ku - suru olmasın mı ?. Ibrahim KORA Ellen diyene var Berutta, arab tacir) rmda çuvallarla altın bulunurmuş. Bu adamlar, (Allah) diyemez, (Ellek) derler, Bektaşi bunların baline bak- mış, bakmış da: Yarabbi! ben sana - tecvid . üzere (Allah) diyorum da, bana bir tanesi. ni vermiyorsun. Bu herifler ismini halde çuval. larla veriyorsun, demiştir. Akile . Zeki Delil İsimsiz bir mektup aldım bu mektup ta benim ahmak olduğum bunak oldu- gum yazılı. Acaba kim yazdı nüyorum... — Hiç şüphe etme seni en yakından tanıyan biri yazmış olacak? inin mağazala. ye düşü- Kenan Ikindi mamazında Camiin birinde sonra sıra duay namaz kılındıktan gelince, cemaâlten biri yüksek sesle; Allahım bana imen ihsan eyle diye ellerini açar. Az öle. den halindön belli olan Bektaşi kılık- Ws bir adam da, Allahım bana rakı ib. San eyle diye yüzünü sıvar. Buduayı duyan cemaatten sinirli bir şahıs, k zip kalkar ve Bektaşinin yanına gide. “Behey imansı rek: üzır cevap yapayım, o İmanın. tiyor. Ben ise Iminıma emin aksamlık rakım yok, onu der, H. Tatarağası istiyorum, | da biliyordu. Buna emin olduğu içindir Bir gün Şarlot ona dedi ki: — Herr Doktor, sabahlardan akşam lara kadar işsiz, güçsüz oturuyorum... Ne deye boşuboşuna size bu kadar pa - halıya mal olan birisini yanınızda te uyorsunuz?. Cim güldü, Ve eskiden olduğu gibi tatlı bir nezaketle: — Oh, dedi, kendinizi pek öylelü - | yums$uz zannetmeyi: Haberiniz olrhğ | dan işime yaradığınız oluyor. | — Sahi mi? akat hareketinizden son ra da işinize yaramakta devam cdecek m dudaklarından birdenbire tebes- sümü silindi. Sordu: — Nereye hareket ede — Karınız bahsetti, Yakında beraber bir seyahate çıkacak mısınız? Cim Bleyk rahat bir nefes-aldı. Son- ra bir dakika sustu ve: — Her halde, dedi, yanlış anlamı$ 9. lacaksınız. Şarlot devam etti: — Her halde, biraz ii »z var — Bu, Cim gük lu — Her akşam, dedi, gı lere kadar çalışıyorsunuz. — Bunun nasıl farkında oldunu — Sabahları gelince, yazıhansn zin üzerini kâğıtlarla dolu görüyorum. — O halde bundan sonra daha mun - tazam bir sekilde çalışmalıyım. Cim Bleyk neş'eli bir hal almıştı. Li. kin Şarlot onun bu kali altmda büyük bir yorgunluk olduğunu anlıyordu. Sordu: — Size bir yardım da bulunamaz mi, yım? Evvelce bana ne kadar itimadı . nız vardı. — Şimdi değişmiş değilim. Sadece meşgul oldüğum iş tamamen hususidir. Bizzat görmem lâzımdır. Demek Çim kat'i olarak Şarlotu ber. taraf etmeğe karar vermişti. Demek se. erdenberi tam bir itimatla devam et, irdikleri mesaiye artrk onu teşrik etmek istemiyordu. Bunula beraber, sözlerin. de öyle bir mâna vardı ki, Şarlot, bunu Cimin istemiyerek yaptığını hissetti, Kendiiradeşinden dahâ kuvvetli bir se- bep olduğunu anlamakta geçikmedi, Şarlot, patronunun karısını el'ân sev. mekte devam ettiğine kaniydi. oFakat kendisine karşı bir, dostluğu olduğunu tirahata ihtiyacı” »i bir tavsiye mi? in, kendinden saklâdığı faaliye. | em ve esrarengiz bir faaliyet | olduğunu düşündü. Acaba bu neya.. Birdenbire Şarlot patronunun yazıha - nesinde dalma bir tabanca bulundurdu - ğunu ha dı. Sakm tasavvuru Obu olmasın? Şarlot, onun dalgın dakikalarını ha - tırladı. Gözlerinde zaman zaman derin bir teessür okuduğu anlar: düşündü. ve mı elde ettiğinç kaza. nürfken, masasınm üzerindeki takvime kurşun kalemi ile notlar yazar, di i şey hakkında resimler yapar, erdi, Şarlot hemen gidip yazıha. neden takvimi aldı. Baktı.. Takvim. 30 eylül sayfasından sonra bembeyazdı. O güne gelene kadar bir tek satır yazıl - Bleykin hayatında bir dönüm noktası teşkil ediyordu, Şarlot bir aha karar aldı. Patronunun ya « sinde araştırmalar yapacak. bir sa, ona gidecek, yalvarack, 1e her şeyi söylemesini istiyecek - Bu müddet cansında Cimin bir ban - kada kiraladığı kasanın iç'nde olan çan- Bir gün, isse senetlerinin de satıldığına dair raporu aldı. O gtin, ayın 29 u idi. Ertesi gün, erkenden yazıhaneye ge» tası, yavaş yavaş doluyordu. len Şarlot, masasının Üzerinde bit mek. tup gördü, Mektubun üzerinden, bunun Cim tarafından yazılmış olduğunu an - ladı. Kalbi çarparak açtı, şu satırları 0- kudut “Aziz Şarlo. “Bir iş için seyahate çıkıyorum. Mu. habsratı yazıhanede alıkoyunuz. İşim bitince size haber vereceğim. ,, C.LB. Şarlot,durdu. Mektubun altında şu satırları da gördü. Dikkatle okumağa Bazırlanırken, bunların üst taraftaki sa, tırlardan daha az emin, titrek bir el ile yarılmış olduğunu da farketti: “Müteessir olmana lüzum yok.. Be nim için de endişe etmeyiniz... Cim nereye gitmişti?” Ne yapmak istiyordu. Cims yazmış, sonra yırtmış olduğu mektubu ona vermemiş olduğu na çok mütesss'rdi. Zira, kadın hissiyle anlıyordu ki Cim tehlikededir. Şarlot uzun uzun düşündü. Cimi ta « kip etmeğe karâr verdi. Evet, haberi olsa da, olmasa da'onu takip edecek « ti, (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: