OĞLUNA :9GarBUE gersd YOMLUJADUNA — 4PMOİ *dapuod Gpey Şöym) < afişdaf S3) ipşuLOŞ ug£ “spnod #9; sapuod şuorsav,nb syn Goj 'surszmo0p ed 'aydasuı 8 ouysurs onbeyo yejroğ oraza) WI EEE SEFYAYIZE iii S SESE Sali SE Ta, Mizşiri,i Epİşe LARENAISER İŞE i İlERA SELİN al Bt ŞERİ eril? ME”EE liseli : Haz B-E”e Rae 3 : Vi p X ; sap9 A S7 tutsiy reg uyu ula 2(a,ğpai ga edep dn HaUJ Cuofumu ni gş pi a v “ezmaofiyli 20 494 vap arıya Op şunyodu #vd wen mşiğemoy Oa MOR Op Ja 3 4JE VE) ölpaşapığıyak ou vyep ğyY Uzu Mest 2g ayepo piydoş eyiikoeop UNO da 39 MO, “aaa Şy5 AÇIŞ gop patina 9, (po 4zon 9» velof YI dösen; özypodl 01) *(wopmu Op Ma) Yı uOjNoİ O) 9puoJ Wo) ğun arjok ap 9uLlaz Vİ 210yu9 yesinpozd on — Yuonou s9p ourer e sdulayurd ne yrepuoy HO — #parçıdaık oruk ULAYJUNKOY UPTEYAAMIŞ “ areyienosf Mey agir “Ep Apple, Sor eğe “guoağuedi snou önb opueşa vi ap ayueyoduk 188 PARDAYANIN OĞ! U — du. Çünkü Konçininin kılıcı bir dakika içinde elinden fırlayıp yere düşmüştü. Fakat Floransalı cesur bir O adamdı. Bu defa kamasını çekti ve rakibine sal- dırdı. Pardayan, kısa bir kamaya karşı uzun kılıcını kullanmağa tenezzül etmedi ve kılıcının ucunu yere indirerek, (diğer eliyle Konçininin bileğini (o kavradı ve şiddetle sıktı. Sonra kendisini rahatsız eden kılıcını yere bırakarak iki eliyle © nun Bileğini sardı. Bu da uzun sürmedi ve kama da yere düştü, Ayni zamanda Konçininin takallüs eden dudaklarından bir ıstırap iniltisi çıktı. Patrdayan kamayı ayağile itti, Konsi- niyi belinden kavradı, başının üzerinde bir tüy hafifliğiyle kaldırdı, fırlatmağı bazırlanıyormuş gibi bir iki defa salla” dı ve sonra, zavallı Fioransalı mahvolâ- cağını zannettiği bir sırada onu yavaşsa ayaklarının dibine yere bıraktı. Pardayan kılıcını yerden kaldırarak beline taktı ve gayet sakin bir sesle: — Mösyö dedi, görüyorsunuz ki, n€ de olsa sizden kuvvetliyim. o Kılcı! elinizden düşürdüğüm zaman sizi öldü- rebilirdim. Sizi bu duvara fırlatarak kar fanizı kırabilirdim. Fakat bunu yapma" Hım. Emin olunuz ki, yapacağınız en hareket, rahat durmak olacaktır. Konçini köpürdü: — Fakat nihayet bu kadarına taham- mül edilmez. Evime hücum ediyorsunuz kapılardan, neler konuşulduğunu dinli yorsunuz. Emrediyorsunuz, tehdit yorsunuz!,. Nihayet benden ne istiyor- sunuz? — Gayet basit bir şey: Beni dinleme- nizi . — Pekâlâ, bana ne söylemek istiyor- sunuz ? s5 Pardayan onu çileden çıkaran: sakin ve müstehzi bir tavırla: — Rita ederim, rahatsiz olmayın, © turun. Konşini şiddetle başın; sallayarak red detti ve hiddetinden çılgın bir halde ba- gırdı: — Kendi evimde!.. Kendi evimde!.. Pardayan istihzayla gülümsedi ve ya» nındaki koltuğu, Konçininin yerdeki ka- ma ve kılıcını gidip o alamıyatağı bir şekilde karşısma çektikten sonra otür- du ve: Z — Nasıl arzu ederseniz öyle yapın, mösyö, dedi: Fakat ben sizin gibi genç ve mukavim olmadığım için maattecssüf oturacağım. Konçini, bu esrarengiz adamın elin- de bulunduğunu ve onun arsularına ita- atten başka çare olmadığını anladı ve kendisini hiddetle bir koltuğa attı. Bunun üzerine Pardayan onun göz“ leri içine bakarak, ağır ağır söze basls- di: — Mösyö, siz krahı öldürtmek istedi- niz fakat muvaffak olamadınız. Tiattâ biraz evvel muhterem refikanızla bil- mem hangi âlimin saçma bir falında bahsettiniz ve bugüne kadar yapamadı” ğımız işi başarabilmek için bazı kararlar verdiniz, Anlaşılan, kralı öldürmek !dü-- güncesi, sizde sabit bir fikir halini aldı, Bunu geçelim. Bu kralla sizi alâkadar eden bir iştir. Ve ben gidip de, tehdit edildiğiniz veçhile, ihbaratta bulunacak değilim. Bunu size temin o ediyorum, sözüme itimat edebilirsiniz. Ben hiç bir zaman yalan söylemek zilletine katlan» mam. Binaenaleyh bu hususta emin ola- bilirsiniz. Konçini canı sıkılmış ve lâkayt tavrı- na rağmen bu sözleri büyük bir dikkat- # > : 2 —e . . : İM ba HH g İz2Eee “glİ OS öeşisE “ BEER İ BİŞEEB 2 diken BE7ELE 2 İş İFERER - 2013 © Zazaki | BERE © yEJAR: 5 eşi SET EN Sa poe g SERE ” ri gBE " ğ © RE 5 - ne pas $ £ z : ş EB : yp BİZE iL PEŞE işi, : g5 23 8 Hiçe? ; GARİ | #8 ii 3 Ji; - #4 Ra > isim s b ŞE ç EB >» Mm ve gs ei; Sp NR. RE 5x BE : Eğ: EB . RK A 3 iy ia £ 5 si 3 VR R a iy ; $ ii pi E 2 b : ara ağ GE İ.dğ iş 3 N.E E öç? e :d 44 iş eğ *! & mi I gü 5: © üş! ÇİŞİ İİ, e eşidir ii eril ii 2 eyijkire 2? Keş eiipip iie GESİ. 228 > 6 eseri Ösİ Ae 4 âdiğe Sİ 3 spBiz ? e a mer z ga“ > er # Beige ş E.E Bb va 9g e Bo öld > z E SRUBEğ S9 $ s Aşğmöse ere in BE 1.833 .ş # ğ N —.. Ri Ep g a bi g © li 2:2 iii 1 in dg? sir 3 ES. e Surg PEEİE e, M3 e v m e ei Li B 3ölizşelie «Sx? 444 EEE Üşldd BaE Sigdi keş: 3 ağ i dg EEE 1244 şi 4 1İ mz 12 ijdiğ 2? elik, ipimin MERİ gi AE 1 8 Ebi ği; i pt Bİ ti işa z ; ba li EN < düş faiş moşvit 8 $$ $ Üy 9 z ii : aşazlığı şi: il $ if ii » # diğ eE « GE EGE ge 2 RRl,i slim b ep'8 çe İLE « BER #5 p 5 z Ş Sü iliğine dll gi Sr ud 2 şERE 82 ğe ç dalğasicli A deği ai azli $$ ABB Rİ 2 ' PARDAYANIN OGLU 185 olayı Glenn yim Braz dkrağı | ölüzağim. Merida! >“bekliyalim Geniz görelim bari, Aralık duran kapıyı itti ve içeriye gir di. Derhal Konçininin mantosile kılıcı" DI gördü. Gülümsedi. Kapı perdesini de gördü ve kaldırdı. Üzerinde (anahtarı duran bir kapı, Bunu açtı. Bu kapı, di- ğer bir odaya * açılıyordu. o Pardayan memnuniyetle gülümsedi, etrafa dikkat le göz gezdirdi ve şüphesiz memnun bir halde, petdeyi tekrar indirerek kapıyı açık bıraktı; Sonra alaycı bir tebessüm” le düşündü: : — Geriliyecek v2 saklanacak bir yer temin edilmiştir. Şimdi, - Konçininin, mahbubesine neler söylediğini dinliye- lim. v Tekrar koridora döndü, indirilen ka- Pı perdesinin arkasma yerleşti, perdeyi hafifçe araladı ve oradan hem dinledi hem de seyretti. Konçini yere dir çökmüş, bir deliğin üzerine eğilmiş, #ertem perdeye çevir. mitiş. Kimse tarafından © görülmemesi ve duyulmaması için bütün — tedbirleri almış olduğuna katiyetle (emindi. Bu hususta hiçbir endişesi yoktu. Ve Janla milkâlemesi onu o kadar meşgul etmiş- “ti ki, Leonoranın, işeriye girerek-iyice yanma sokularak orada o durduğumun farkma varmamıştı. O da tıpkı Konçini gibi sırtını perdeye çevirmişti ve o da, Birisinin kendilerini - gözetlediğinden şüphe etmekten çok uzaktı. Binaenaleyh, Pardayan rahat - rahat dinledi, Janın kral tarafından vuku bu- lan davetten ve krala ifşaatta bulunacak olan dosttan bahsettiğini * duyunca, ha- fifçe gülümsiyerek mırıldandı: — Mükemmel uydurulmuş bir hikâ- ye. Eğer Konçini onu serbest bırakırsa — ki bırakacağı muhakkaktır — doğ- rusu ben boşu boşuna müklahale gemin e eğ sandalyeye dön ne olacağı pek de kestirilemez. Leonoranın müdahâlesini © görünce, Janın bir hayli müşkül vaziyette kaldı- ğını anladı ve müdahale ettiğine mem- nun oldu. Ve nihayet, Konçini, kendisi- ni tehdit eden bu ifşaata ehemmiyet vermediğini söyleyince, Pardayat gerili yecek zamanın geldiğini-kendi kendine söyledi. Ve perdenin 'arkâsma geçerek orada bekledi. Orada, Konçiniyle zevcesi (arasında “cereyan eden mükâlemenin hemen hep- sini duydu. Hemen hepsini diyoruz. Fil hakika, #ylezamanlar oldu ki, söz yeri- ne işaretler kullanıldı ve yahud da mü- kâleme öyle yavaş cereyan etti ki, Par- dayan, kulağındaki bütün hassasiyete rağmen hiçbir şey duyamadı. Bu aralık Konçini âytılmadan evvel karısının kendisine indirdiği o müthiş darbenin tesirinden yavaş yavaş kurtu- Tuyordu. Kapıyı itti ve sendeliyerek o daya girdikten sonra, kendisini bir kol- tuğa attı ve ağzımdan çıkmak üzere 0- lan bir hıçkırığı güçlükle zaptetti. Henüz bir dakika © geçmemişti ki, müthiş bir hayret ve şaşkınlıkla yerin- den fırladı. * “Pardayan kapıyı kilitliyerek anakta- rı cebine yerleştiriyordu. Bu işi — bitir. dikten sonra, Pardayan, dudaklarında hoş bir tebessümle ve biraz lâkayit bir zarafetle onu selâmladı. Konçini hayretinden dona . kalmış, ağzını açamıyortlu. Faltaşı gibi açılmış olan gözleri, bu beyulânın nereden gir- diğini anlamak istiyormuş (gibi odayı süzdü. O zaman, kılıcının yanında oldu- ğunu hayretle gördü ve onu buraya İx- Takmamış olduğunu iyice hatırladı. Göz leri bir sevkitabiiyle, mantosunun bulun dü, # ve den- kirazlar,,, meydana getirmek, yetiştirmek, Produire: prodüir istihsa! etmek. Elma, arniut, erik ve kiraz dolu elma, armut, erik ve kiraz ağaçları,