Kazaları hafif geçiştirmek için Otomobillerde kırılmaz cam Maslak yolunda sekiz kişinin yaralan ! masile neticelenen otobüs kazasını | “zarken otobüslerle takside işliyen oto- mebil camlarının kırılmaz o cinsten ol ması lüzumunu ileri sürmüştük. Bu ya- zı şoförler arasında alâka ile karşılan- mıştır. Şoförler diyorlar ki: “Otobüs karöserileri burada yapıl makta ve câmları da burada takılmak. tadır. Ancak bü camlar duble değildir, ince ve âdi pencere camlarıdır. Herhan- gi bir sademe vukuunda bu camlar kırıl makta ve yolcular © yaralanmaktadır. Tripleks cam mecburiyeti on sekiz kişi yi taşıyan ve binlerce lira kiymetinde o- lan otobüsler hakkında konmalıdır. Otomobillere gelince: Taksiye yeni çıkan arabaların camları esasen tripleks tir. Eski arabaların çoğunun kıydneti & se 200-500 lira arasındadır. Ve bunların camları da otoblş camları gibi pencere cam: değil, duble camdır, yani kolay kolay kırılmaz. Tripleks camlar da üç nevidir. Bunlardan fiyatı ucuz olanlar sararmakta, çatlamaktadır. Bir taksinin camlarmı tripleks camla (değiştirmek 200 ira masrafla kabildir. Değeri zaten iki yüz lirayı geçmiyen ve bir iki sene sonra taksiden çıkacak olan bir araba için iki yüz lira masrafa hem yazıktır, hem de hiçbir şoför bu masrafı ödeye- cek takatte değildir. Ayda yedi buçuk lira plâka parasını veremiyen mal sahi. bi bir şoför iki yüz lirayı nereden bulur da verir? Camların tripleks olmasını, direksi- yoğ başında bulunan — mal sahibi ol- sun veya olmasın — her şoför candan İster. Çünkü bir kaza vukunda kırılan camlar tabiatile şolörü de'yaralar. An- cak herhangi bir ihtikâra meydan ver- memek, ve muayyen bir mühlet vermek, hattâ tripleks camlar belediyenin tavas- sutile gümrüksüz olarak memlekete it- hal edilmek şartile otomobil camlarının tripleks olması temenni edilebilir. Bununla beraber gündengüne piyasa- dan çekilmekte olan eski arabalar için böyle bir mecburiyet konması — harice yeniden milli sermayenin çıkması de- mektir. Tripleks cam meselesi mevzuu bahs olurken biz şoförler otomobillerde ş0- förler müşterilerin arasın: ayıran cam- ların ida bir faydası olmadığını o #öylü- yoruz, Otomobillerin ortasını böyle o camla ayırmak, müşterilerin ne konuştuklarını şoförün İşitmemesini temin maksadile yapılmıştı. Bu camlar halen yarı açık durmaktadır. Çünkü hususi otomobiller de olduğu gibi şoförle müşterilerin gö- rüşmesini temin edecek ( vasıta hiç bir takside yoktur, Müşteri nereye gitmek istediğini söyliyebilmek ve şoförde İşite bilmek İçin camların yarı açık durması zarureti vardır. Yolda giderken otomobilin o kapısı açılırsa şoför arabayı durdurmakta, ye- Te inip kapıyı kapamaktadır. Çünkü i- gerdeki cam, şöförün elini içerden uza- tp kapamasına engel olmaktadır. Daha mühimmi bir kaza halinde bu Ocamlar gok tehlikeli oluyorlar. Otomobilin içini daraltan (o bu.orta camların kaldırılmasını istiyoruz.. Almanyanın sinirleri hâlâ yatışmadı mı? Ademimüdahalenin yeniden “işlemesi gayri muayyen bir zaman sonra! Berlin, 5 (A. A.) — Alman siyasi mahefili, İngiliz tekliflerini katiyyen milsait bir surette kurşılamamışlar. dır. Bu mahafil, bu teklifleri, (yarım tedbirler) olarak telâkki etmektedir. Teklif edilen garantiler, sarih surette gayri kâfi görülmektedir. Siyasi ma. hafilin tebarüz ettirdiğine göre, bu vaziyette Almanya, mesru müdafaa hakkı noktai nazarından sebat edecek. tir. Bu noktai nazarı daha ziyade te. bariz ettirmek için Alman amirallık dairesi, İspanya sularındaki Alman do nonmasını, kontrol İçin orada bulunan gemilerin sayısmın iki misline çıkar. miştir. Doyçland yaralılarmdan birkaçının dnha ölümünden bahseden Alman ga. zetelerinin lisanı ise, bugünkü güçlük- lerin yakında halli arzusundan ilham almışa benzememektedir. Deniz kuvvetleri için emniyet min- takaları vücuda getirilmesinin müm. Kün olduğu kabul edilmekteyse de iki taraftan istenecek garantiler, bazı prensip güçlükleri meydana çıkarmak tadır. Berlin mahafili bu hususta di- yor ki: “Frankonun sözüne inanan Alman. yadan Valansiyanm sözüne de itimat etmesi istenebilir mi? Bu bir nevi dip. lomatik tanıma demek olmaz mı?,, Siyasi mahafil, deniz kuvvetleri ku. mandanlarının aralarında istişareler - de bulunması hakkındaki üçüncü tekli fin tamamiyle gayrimümktn olduğunu beyan etmektedir. Bu mahafil, hatta, bu tedbiri, Almanyanın hareket ser- bestisi aleyhinde bir nevi tehdid ve meşru müdafaa hakkı bahsinde birne. vi engel gibi telâkki etmeye kadar bi- le varmaktadır. Diplomatik mahafii, bu vaziyette ademi müdahalenin yeni, den işlemesini mümkün kılabilmek 1. çin daha nekadar zaman beklemek lâ. zıregsleceğini endişe ile soruşturmak- tadır. , Alman sefiri Berline gitti Londra, 5 (A. A.) — Bugün öğleden sonra Alman sefiri Ribbentrop, tayya- re ile Berline hareket etmiştir. Sefir, birkaç gün Berlinde kalarak son hâdi. #eler dolayısiyle İspanyada hâsıl olan Ge e » vaziyet hakkında hilkümetten talimat alacaktır. İspanyanm kontrolü siste. mine dahil gemilerin himayesi için İn. giltere tarafından yapılan tekliflere ve rilen Alman cevabı, İngilterenin Ber- lin sefiri vasıtasile telgrafla Londraya bildirilmiştir. Cevab, şimdi tetkik e- dilmektedir. Bilbaoda vaziyet Bilbao, 6 (A, A.) — Havas “ajansı muhabiri bildiriyor Ast kıt'aları, Bask milislerinin kuv. vetle tahkim etmiş oldukları Mont 1- monayı istilâ için beyhude teşebbüsler de bulunmuşlardır. Oviedo cephesinde âsiler boş yere San Claudio mevziine hücum etmiş. ler ve birçok saatler süren bir muha. rebeden sonra ricate mecbur olmuşlar dır. Madrit cephesinde Madrid, 6 (A. A.) — Guadalajara cephesindeki hükümet kuvvetletinin kumandanı Perca, milislerin bu cephe. de mevzilerini iyice ıslah etmiş olduk Tarmı beyan etmiştir. Milisler, evvelâ sekiz kasaba İşgal etmişler, sonrada Esplegares mevklile diğer bazı mev. ; zileri ellerine geçirmişlerdir. Bu mevziler şimdi tahkim edilmiş- tir, Milisler yeniden taarruza geçmeğe hazırlanmaktadırlar. Asitlerin mukabil taarruzları tardedilmiştir. Hükümet bataryaları Lagranja $a- rayile Segoviç yolu üzerindeki asi mevzilerini müessir surette bombardı. man etmişlerdir. e a bi İLİ ke Ev Sivas » Erzurum hattı Sıvas . Erzurum hatt: dün Malatya ile Çetinkaya istasyonunda birleşmiş- tir. Malatyalılar ve Sıvaslılar, iki şi. mendifer hattım birleşmesini büyük bir coşkunluk ile kutlamışlardır. Çe- tinkaya istasyonu davullerla civar köylerden gelen köylülerle dolmuştur. Sıvas - Malatya hattı, 15 haziranda bilyüle bir törenle işletmeye resmen a- çılacaktır. Açılış töreninde Bagvekilin ve Nafıa Vekili Ali Çetinkayanm ha. zır bulunmaları kuvvetle muhtemel. dir, izl | Hatay Türkiyeye nasıl iltihak edecek? (Baş tarajt 1 incide) dile mütenasip miktarda mebus sahibi olması icap ediyor. İntihap iki derece- lidir. Birinci derecede her bin seçici için | bir mebus besap edilecektir. Fakat, bu seçicilerin hesaba girmeleri için bunla- rın okur yazar olmaları şarttır, Diğer taraftan, gene bu anayasa mu- cibince Sancakta mebus * bulundurmak hakkını haiz olan milliyetler veya mez- hebi zlmrelerle bunların asgari ( sahip olacakları mebus miktarları şu. suretle tesbit edilmiştir; Türkler için $ mebus Aleviler için ” 6 Araplar için 2? 4 Arap Ortodokslar için 2 W Ermeniler için ie Yekün 19 Birinci derecede müntehiplerin a- dedi ne olursa olsun her milletin Hatay meclisinde asgari bü nisbet dahilinde mebusu bulunacaktır. Bunların yekünu on dokuz eder. Kırka varmıya yirmi bir mebus kalıyor. Bunlar da hangi mile. tin okuyup yazanı çoksa onlara geçecek demektir. İşte bu esax öne sürerek gazetesi söylüyor: “Bir kere Alevilerin büyük bir kisme Türktür. Bundan başka Türklerde oku yup yazanların miktar Araplara nis- betle kıyas kabul etmiyezek derecede- dir, Arapların oküyüp yazan nisbetleri birle Tü ve nihayet sekseni (o geçmez. Halbuki, bu nisbet (Türklerde bir kaç misli fazladır. Onların maarif teşkilât- ları ötedenberi kuvvetli olduğu gibi ye- ni harflerle oküyüp yazma öğrenmeleri de kolaydır. Bu suretle, Türkler, San- cağın parlâmentosunda tam ve kat'i bir hâkimiyet sahibi olacaklar, bizim ümmi Arap nüfusu, nüfusları nişbetinde me- bus çıkaramıyacaklardır. Bütün bunlar. dan ayrı olarak bir de Araplar, Aleviler ve Ortodokslar gibi zümrelere de ayrıl- sağlarlar tr” e mp Vataniler, Sancak statüsünün ve ana- yasasının İkinei bir hükmüne dayanarak şöyle demektedirler: “Sancak yasasma göre, bu yeni müstakil hükümet kendi menfaatlerinin iktizasma göre hariçle dilediği itilâfları aktedebilir. Vakıa ba işe, Sancağın ha- rici işlerinin mümessili sılatile Suriye- İn tavassutü İâzrm geliyorsa da bizim rolümüz bir mutavassıtın rolünden baş- ka'bir şey değildir. Onun istediği bir şeye biz razı olmasak derhal - Milletler cemiyetine müracaate hakkı © vardır. Milletler cemiyetini de gördük: Türki- ye ne isterse “olmaz!,, demiyor. Şimdiki meselede Türkiyenin — İstediklerini bu kadar kolay kabul eden Milletler cemi- yeti, bir müddet sonra Sancak mesele- sinin büyük bir: Türk © ekseriyeti ile Türkiyeve iltihak için vereceği bir ka- tarı reddetmesine imkân var mıdır? Antakya hâdiseleri İstikliline kavuşan Hatayın şu sevinç li günlerinde bazı mülessif ve kanlı hâdi- | seler cereyan ettiğinin gelen hâberler den anlaşıldığını dün. yazmıştık. Bu hususta şu mütemmim malümat gelmiş ve hâdisenin iç yüzü anlaşılmıştır: Adana 5 (Hususi) — Başta Suriye- nin tayin ettiği mutasarrıf olmak üzere Vatanilere alet olan Antakya kaymaka- mu, jandarma kumandanı, tapu müdürü vesair hükümet erkânı, Hataydaki muh telif unsurları Türkler ve Cenevre an- Jaşmâsı aleyhine kıyama tahrik için o- lanca gayretlerini sarfettikleri (o halde cebren dükkânları (okapamaktan başka bir şey yapamadılar. Bunlar nihayet sin si emellerine muvaffak olamayınca mâs- keyi atıp doğrudan doğruya harekete geçmişlerdir. Kendilerinin muhakkak bir hidise çıkarmak kararında oldukları nı sezen Türk heysti mümessilesi bun- dan üç gün evvel delege vasıtasile âli komisere müracaâtle vaziyeti anlatmış, bitaraf yerli bir otorite tesisini istemiş- lerdir. Hırslarını yenemiyen Suriye hükü- meti elemanlar: en nihayet azkalsın kan dökülmesile neticelenecek bir harekette bulunmuşlardır. Hâdise şudur? Affı umumi dolayısile serbest bırakı- lan mahpusların almak üzere hapisha- meye gilen bir Türk kafilesi Asabetül kavmiye ismindeki klübün önünden ge- gerken Demirgömlekliler vesair hükü- Elkabes m — a N Dünkü Dün Büyük Önderine kavuşan İstan- bul bütün gün ve gece © sabaha kadar süren coşkun ve içten gelen bir bayram yaptı. Denilebilir ki İstanbul senelerce evvel Ulu Şefi karşılamasındanberi bu kadar büyük bir bayram görmemişti: | Saat 15 e on kala şehrimizde Atatür- kün misafiri olarak bulunan Mavereyı | Ezdün Emiri Altes Ruayal o Abdullah, | beraberinde mihmandatı ve yaveri oldu- gu halde geldi, Tren tam 15 de İstasyona girdi. Ata- türk istirahat salonu olan #on vagon- dan çıktılar. Beraberlerinde - hemşiresi ve Dahiliye vekili bulunuyordu. Kendi- sini şehir hududundan © karşılayan İs- tanbul vali ve belediye reisi Muhiddin Üstündağ, orgeneral Fahredâin Altay, General Fuat, Salik de ayni trenden çık tar. Büyük Önder kendisini karşılayanla- ra ve Maverayı Erdün Emirine | iltilat ettikten sonra Emiri yanma alarak as | keri teftiş etti, Müzika selâm havas: çalıyordu. Ata- türk kahraman askerlerimizin hatırını sordukça askerler hep bir ağızdan ve gür sesle: — Sağol! Diye ortalığı çınlatıyorlsrdı. Büytük Önder istasyondan çıkarken kapı önünde sol tarafta yer almış olan “Hitay Erkinlik cemiyeti,, m messille- rini selâmladıktan sonra rükübüne tah siz edilen Ertuğrul yatına halkın Coş-| kun tezahüratr arasında bindi. Atatürk | Maverayı Ertlün Emirini de beraberine | almıştı, Havada, daha trenin gelmesinden &v- vel uçmağa başlayan otuz otuz beş tay yare alçalarak kavisler çiziyor VE donan mamızdan birkaç parça ile limanımıza gelmiş olan Yayuzdan ve Selimiyeden selâm topları atılıyordu. ç Büyük öndere, yatın güvertesinde Mavetayı Erdün Emirini yanma alarak Mütafaa vekili General Kâzım Özalp, Dahiliye vekili Şükrü Kaya ve diğer 2€- vatla oturdular, Hemşirelerile Bayan Sabiha Gökçen de eu) areüilesa yar Simeetr. Yat donanmamızın önünden geçme ge başladı. Zafer, Tınaztepe, Peyk tor- pidoları denizaltı gemilerimiz ve niba- yet Yavuz önünden geçerken top tara- kaları dört yanı inletiyor ve tayyarele- rin alçalarak geçişleri büyük bir zevk ve heyecanla devam ediyor, Haydarpa- şa önlerinde başlayan vapur düdükleri gökleri çınlatarak sürüp gidiyor ve göz bebeğini görebilmek hastet ve ba içinde yanan halkla dolu vapurlar ve motörler Ertuğrul yatını takip ediyon du. J Atatürk gemilerimiz ea ağ ken, gü'srteye dizilmiş olan Di alo yeti diye kene bahriyelilerin eşe — hi vererek mukabelede bulundu. Dolmabahçe önlerinde oni tma Sakarya motörü yanaşazak 7 'Abdullahı ve maliyetini Beylerbeyi 8*- yayma gölürmek üzere mlâi iie muhterem misafiri bizzat uğurladık. tan sonra kendisi İstanbul motörüne binerek beraberindeki zevat He birlik- te Dolmabahçe sarayına çıktılar Büyük Önder saraya ayak bastıkla rı zamana kadar top sesleri: siren u, Hultuları, tayyare uçuşlar: Ve halkın her yakadan coşkun bir meyecanla me a a met adamlarından mürekkep bir kala. balık taralından taş ve s0p3 hücumuna maruz kalmış, bir kaç Türk ağır suret te yaralanmıştır. Bu barbarca tecavüz hâdisesi bir anda tekmil Hataya yayıl. mış, halk arasında fevkalâde | infial ve heyecan uyandırmıştır. Halk mümessil. lerinin teskin edici tedbirleri sayesinde umumi bir vakanın önü almımıştır. Me- selenin vahim yeticelere müncer olaca- ğını kestiren Fransa hükümeti dün saat dörtte resmen idarei askeriye ilân et- | miştir. Mütecavizlerin güttükleri gaye: hâdiseler çıkararak güya Hataydaki ana &r Cenevreyi protest© ediyormuş, Türk lerle ekalliyetler arasında ihtilâf varmış gibi göstermek, ayni zamanda hariçte hoşlarına gitmiyen bayram hazırlıkları" m durdurmaktır. Halk mümessilletinden Samih Azmi ile Abdullah Mürsel Adanaya (o gelerek bir gün kaldıktan sonra Antakyaya dön mişlerdir. Antakyada yobaz hoca Ze- keriyya bir hiç yüzünden Kâzım adında bir genci tabanca ile öldürmüştür, oy İİ İİK İd “BG HAZİRAN — 1937 bayram 14 serret haykırışları devam etmiştir. « Atatürk akşam üstü Florya tw raflarında gece 9.10 arasında da Bey» lerbeyi sarayı önüne kadar gidip v& urla bir gezinti yapmıştır. Büyük Önder gece gezintilerine de vam etmiştir. Gece İstanbullular denizde muar* zam genlik yapmış, Dolmabakçe sara“ yı önüne birçok vapurlar, motörler v8 sandallarla gidilerek gece yarısından sonraya kadar devam eden tezahiirat yapılmıştır. Seyahate salı günü çıkıyorlar Ulu Önder Atatürk şehrimizde salt gününe kadar kalacık ve salr sabah: şark vilâyetlerimizde bir tetkik seyaha- ti yapmak üzere Devlet Denizyolları" run İzmir vapuriyle doğruca Trabzona hareket edecektir. > Reisicumhur Trabzondan Ooto- mobille Erzurumu O şereflendirecek - tir. Mütcakiben bilhassa endüstri tesi- satının fazla olduğu mıntakalarn ge zilmesi muhtemeldir. Maiyetlerinde Dahiliye Vekili Şük- rü Kaya, Orgeneral Fahrettinle Bü- yük Millet Meelisi ikinci reisi Hasan Saka ve mebuslarımızdan bazıları bu- lunacaklardır. (Üçüncü sayıfamızm Binci sütu- Bundaki yazıyı okuyunuz.) Aavustrya Başvekilini 1 .kaçıracaklardı ! (Boş tarafı 1 incide) dan öldürülen eski başvekil Dolfüsü ta- kiben gelmişti. Miyop ve kırçıl saçlı olan o Şuşnigin yüzü büyük bir hüzün ifadesi | taşır: İki sene evvel 32 yaşındaki güzel karı- & bir otomobil kazasında ölmüştü. (Deyli Herald) Bir suikast davası Viyana, 6 (A.A.) — Nasyonal sosya önek me MAK ipek m senesinde $chuschnigg'e karşı Suikast teşebbüsünde bulunmuş olduklarından dolayı aleyklerinde açılmış olan dava, bu ayin yirmi dördünde başlayacaktır. Bu davaya 18 hazirandan 24 hazi- rana kadar devam edecek olan diğer bir dava takâddüm edecektir. Bu dava- daki maznunlar, Viyanada ve aşağı Avusturyada “hücum kıtaatı,, nı ye- niden teşkil etmek teşebbüsünde bu- Yunmuş olan kimselerdir. “Irakta isyan var mı ? (Baş tarafı 1 incide) Irakta yeniden bir isyan başladığı ve yahut tamamiyle bastırılamamış olan €ski isyanın yeniden alevlendiğini ihsas etmekte ve Divariyede beş aşiret reisi- nin tevkifinden sonra isyanın daha 7i- yade genişlediği bildirilmektedir. Bazı Suriye gazetelerinin yazdığına inanmak İdam gelirse hükümet isyan mmtakası- na yeniden kuvvet göndermiş ve Diva- hiye civarında uçan yedi bombardıman tâyyaresi asilere birçok bombalar savür- muştur. Ramziye ve Samara arasında» ki demiryolu civarına düşen bombalar asilerden 48 ini öldürmüş ve 20 asi ya- salanmıştır. Asilerin mitralyöz kullandıkları da aslaşılmıktadır. Bir Irak bombardıman tayyaresi asiler tarafından düşürülmüş- tür. ç Bağdattan 3 haziran tarihli Suriye a- jansma bildirildiğine göte İngiliz sefiri İrak hükümetine İngiliz * Tibrikalarınn 18 aydan evvel silâh ve mühimmat sata- bilecek vaziyette olmadığını, İngiliz fab tikalarının İngütere hükmeti nam ve hesabına silâh ve cephane hazırlamakta bulunduklarını, 18 aydan evvel bir baş- ka devlet hesabına çalışmalarına imkân olmadığını #öylemiştir. Bunun üzerine Irak, muhtaç olduğu mühimmatı Ak manyadan satın almağa karar vermiş ve şu anda Suriyede bulunmakta olan Irak Milli Müdafaa nazırı emrine bir milyon dinârlık bir kreği aecmıştır. Trak Mü Müdafaa nazırı İngiltereye gitmek üzere vela çıkmıştır. Şimdi Lon- dradan evvel Berlinc uğrıyacağı anlaşıl.. maktadır.