& NİSAN — 1987 S5 Amme o öz söylemek ezen İsen 0 zeo galaya semer zoilkinemiizenineeenkee eğme onellimenalamneğ etyoroönayoineındiheğiinlünsensensizniniini HABER — 7 sanatı Herkes hatip olabilir, fakat... Esaslı ve metot dahilinde ciddi çalışmak şartile... NOKTA 11: — Serbest söz söy. , k; hatiplik için olduğu ka. dar şahsiyetinizin başkaları üzerine müessir olabilmesi için de lüzumlu Bazı iş adamları, serbest söz söy Biyebilmedikleri için ilerilemekte cidden geri kalmışlardır. Çünkü on- lar düşüncelerini kolay ve serbest- çe ifade edemezler. Ne söylemek lâ- zım geldiğini bilir, fakat bunu bir türlü söyliyemezler. Bazı meclisi idare azaları içtima: ların ekserisinde kendi arzularının | ve fikirlerinin cerh ve reddedildiğini görmeye katlanırlar, çünkü kendi fikir ve arzularmı mukni bir tarzda ifade etmek kudretine malik değil dirler. Hatta böyle kimselerin ba: zan, serbest söz söylemenin kıyme- tini takdir ederek öğrenmedikleri | için, binlerce şey kaybettikleri de va” kidir. Satıcılar, muallimler, avukatlar, sigortacılar, siyasi adamlar için ser best söz söyliyebilmek muhakkak lâzımdır. Kendilerinde olması lâzım gelen huzusiyet ve vasıfların en mühimmi ve en faydalısı işte bu serbest söz söylemektir. Nutuklarır nm seyyal akışı olmasaydı “Glads- tone,, hiç bir zaman “Gladstone, ı. Bir milletin hemen he- men birçok önderleri içinde ayni iddin ileri sürülebilir. NOKTA 12: — Dilinizi çabuk söylemiye alıştırmız. Serbestsöz “söylemiye"engeller ruhumuza sit olduğu gibi vücudu” muza da ait olabilir. Meselâ dilimiz kâfi derecede çevik olmuyabilir, sür- atle hareket etmiyebilir. Dilin bu hareketsizliği, bir nok» | taya kadar, tedavi edilebilir. Yavaş hareket eden bir dil süratli hareket ettirilebilir. ,. Siz altı ay zarfında şimdikinden daha süratli konuşmayı öğrenirsi- niz. Fakat bunun için her akşam bir kitap sayfasını mümkün olduğu kadar çabuk ve çabuk olduğu kadar da sarih ve açık okumuıya çalışmanız lâzımdır. Dil; gayet açık ve sarih söz söy- lemiye alıştırılırken ayni zamanda süratle de hareket ettirilebilir. Ben nutuk söylerken birçok de- falar zamanın müddetini ölçmüşler ve bir dakikada 330, bir saniyede de 5,5 kelime söyliyebildiğimi tesbit etmişlerdir. NOKTA 13: — Kolaylıkla ve çabuk konuşmak için hafif ve yumu- konuşmalıdır. Bazı kimseler söz söylemiye kalk madan evvel adalelerini gererler. Bütün sinirlerini ve yüzlerinin hab larmı katılaştırırlar, böyle kaskatı bir halde dikilip dururlar; Sanki kendilerini fevkalâde bir şey için zorluyorlarmış zannedersiniz. Bu vaziyette bir adamın ağız ve dil ada- Jeleri de beraber gerilmiş olur, ve pek tabit olarak da böyle bir adam ıkına sıkıla dura dura, gayri muntazam Eğ NOKTA 14: — Dinleyicilerini- ze bir şey öğretmekten ziyade onla rı alâkalandırmak ve etmek yolundan giderseniz ket kasli ze, serbest söz söyleme tarzı edin- müş olursunuz. Serbest söz söyliyememenin 8€- beplerinden bir çoğu kuru rakamlar ve statistiklerle dolu stkıcı bir nutuk şeklinden ileri gelir. Böyle nutuk- ları söyliyen hatip kendisini bilgin ve hâkim görünmiye zorlar, Halbuki kuvvetli bir tesir bırak” ması istenen bütün nutukların en mühim unsuru ( dinleyicileri iyi bir tarzda işgal edebilmektir. Siz ne ka» dar ciddi olmak isterseniz isteyiniz, Çeviren : övlediğiniz sözleri (Niçin) ve (Nar sd) söylediğinize dikkatsetmiye mec | bursunuz... ie Bir nutku alıp da onun içinde warlanmak, geviş getirmek halka ve söylemek demek değildir. Böyle bir nutkun tesiri yoktur, bundan fayda yerine zarar gelir. Onun için ciddiyetiniz dinleyicilerinizin nokai azar sile unutturacak kadar gö. zünüzü bağlamamalıdır. Mevzuw- nuzun ciddiyeti her şey demek de ğildir. Bir nutükta serbest söz söy- İhtildl devri meşhur Fransız hatiplerinden San Jüst lemenin mevkii nasıl yüzde on beş se dödiyet de ancak yüzde ön nisbex tinde olmalıdır... NOKTA 15: — Kolaylıkla ve çabuk söz söyliyebilmek için keli- meler arasında (Ha) veya (Hm) demeden güzel ve zevkli konuşma" lıdır. Eğer gırtlağınız kurumuşsa kür süye çıkmadan evvel bir yudum su içiniz. Fakat sakın söze başladıktan sonra, nutuk Ortasında içmeyiniz... Çünkü bu; fikirlerin akışını kestiği gibi umumi tesirini de fazlasiyle iza- le eder. üiğl & Eğer sesiniz daima kısıksa cebi- nizde tuz taşımalısmız ve söz söyle lemeden evvel bir tutan tuzu enfiye gibi burnunuza çekmelisiniz. Bu kitapta yazılı olan ses çıkarma tec rübelerini kendinizde tatbik edecek olursanız Sini! lilikten gelen ses kısık lığmı ve sertliğini de tamamiyle ber- taraf edersiniz. NOKTA 16 — Serbest söz söy. ledikçe ayni zamanda kendiliği; tabii konuşmıya da başlıyacaksımız. Sanki biriyle sadece konuşuyor. muşsunuZ gibi söz söyleyiniz; yal nız biraz daha yüksek sesle ve biraz daha dikkatle... Bu; serbest söz söy- lemenin sırlarmdan biridir. Ne ayna, nede dinleyiciler karşısında gayri tabii vaziyet alıp da kelimeleri lü- pr uzatarak hitabet yapmayr nız. Bilhassa zoraki bir vaziyet takın mayınız. Kendinizden başka biri ibi görünmeğe yeltenmeyiniz. Ba zı belâgat muallimlerinin öğrettikleri facia sanatkâr ideal bir hatip nümunesi addetmeyiniz. Hatipliğin acık vaziyetlerinin artık geç- miş olduğunu daima göz önünde bu lundurunuz. Unutmayınız ki mak» tesirli söz söylemektir, yok- sa eski zaman hatipleri gibi görün- mek değil... iğ J İyi söz söyleme sanatinin en yük sek mertebesi, bunun bir sanat ok duğunu göstermeden ve gayet tabii konuşarak dinleyicileri, farkında ol maksızm, kendisine bağlıyabilmek- tir, Nutuk, bir tiyatro temsili değil | dir. Bu ehemmiyetli noktayı her genç hatip daima hatırından çıkar mamalıdır. Siz bir aktör değilsiniz | ve rol oynamıyortunuz. Siz bildiği- gibi ERTUĞRUL MUHSİN niz bir şeyi alâka uyandırarak ve inandırarak anlatıyorsunuz. Lüzum- suz ciddiyete kapılıp sahiden öyle can sıkıcı ciddi bir adam hissini ver- meyiniz. Ciddiyet; sadece müessir bir nut kun kayadan bir temeli olarak kal- malıdır. Neye ait söz söyliyecekses niz ancak ona bağlı kalmız. Siz âde- ta bir dava vekilisiniz; müvekkilini. ze şahsan alâkadar olmanız lâzim- dır. Kürsüye siyasi bir adam sıfa- tiyle çıktınızsa orada şahsan o siya- sete inanmanız lâzımdır. Hiç bir tecrübe, hiç bir teknik, tebiiliğin ve ciddiyetin yerini almamalıdır. Hati- bin söylediklerinin hakikat olup ol madığını veya bir şeyler yutturmak istediğini dinleyicilerin ne kadar çar buk anladıklarına insan hayret eder, Bu, cidden şaşılacak bir şeydir. Din- leyicilerinizin karşıma geçip de sahiden duymadığınız bir. takım his- leri duyuyormuş gibi görünmiye kalkmayınız. Tecrübeli bir hatip oluncaya ka- dar sahte heyecanlar göstermekten çekinmeniz lâzımdır. Kalbinizin de- rinliğinden bir duygu kendiliğin - den geliyorsa bırakın gelsin. Onun kendiliğinden gelmesi; evvelce tasar lıyarak öyle bir duygu göstermiye uğraşmaktan daha iyidir. Hisler arzumuzla gelmezler. Elhasıl yap » macıklı hatip olmaya yeltenmeyi - niZ. İyi söz söyliyebilmek sanatı, bir Gök muhtelif şeylörden meydana gön. len bir yekündur. Bu san'ate, bütün bu birçok muhtelif şeyler öğrenildik- ten sonra kavuşulur... Ona ulaştıra- cak başka kestirme yol yoktur. Tec- rübelerinizin ve öğrendiklerinizin 80- nunda bu, kendiliğinden, gelir. Ta» bit olunuz ve evvelâ dağın eteklerin- de adım adım emekleyiniz. Bu yol sonunda sizi söz söyleme sanatinin şahikâsma vardırır. Tabii olunuz ve öyle kalmız. Nokta 17: — Serbest söz söyle - mek için sade konuşmaya mecbur « sunuz. Azametli görünmeye ve kendi nize fazla ehemmiyet vermeye kalk- maymız. Sakın başkalarını taklide özenmeyiniz. Bir kere eski hitâbet tarzı ve üslübu maziye karışmıştır. Vakta bu uslübu hâlâ kullananlar vardır. Ama bu tarz tamamiyle te sirini kaybetmiştir. Zamanımızda insanlar, karşılarında bugünün mü. him meselelerini ve mesuliyetlerini mevzubahseden açık sözlü, sade, pratik hatipler istiyorlar. Bir takım boş kelimelrele fikirlerini bulandırt» mak istemiyorlar. Sakm uzun ke- limeler kullanmayınız. Vakıa bazı kimseler muhtelif heceli uzun keli- meler kullanmayı tavsiye ederler. Fakat bir nutukta böyle kelimeler kullanılmamalıdır. Hiç olmazsa ya- şi altmışı geçmiyenlerden bunu iste- mek lâzımdır. Bir heceli kelimeler- den, iki heceli kelimeler üç heceli ke limelerden daima daha iyidir. Dün öğrendiğiniz bir kelimeyi bugün kul lanmıya kalkmayınız. Çünkü bunu tam münasebet alacak bir yerde kul. İanmamanız ihtimali vardır. Ne ka- dar sade konuşursanız o kadar iyi - dir. Böyle bir lisan her yerde ve her zaman doğrudur. 1917 de İngiliz Parlâmentosun- da “Smallwood., isimli bir meb'us 2713 kelimelik bir nutuk söylemiş - tir. Bunun 2183 kelimesi bir hece- liydi. Demek oluyor ki 83 kelime lik bir yakünda 67 sini tek heceli olarak kullanmış, Bu, İngiliz lisanına ait bir misal. dir. Aynı nutuk Almancaya tercü - me edilince 85 kelimede ancak 49 u bir heceli ve 36 su iki heceli kelime Memleket mektupları: a m m © Gaziantepte sanayi faaliyeti Beş bin kadar tezgâh ve yedi Gaziantepte dokunan alacalar Gaziantep muhabirimiz yazıyor: Gaziantep, güney doğusunun ö- nemli bir ticaret ve sanayi merkezis dir. Öyle ki, bu vadide bir zaman- lar Halebi geçmiş, bütün bu havali- Gaslantepte bir el tezgâm nin en işlek ve meşhur bir merkezi olmuştu. Bu şöhretinen parlak devri 1913 e rastlar. O tarihte, bil hasan Antep dokumacılığı çok terak. ki ve iştihar etmişti. Antep, bu müstesna mevkiini hemen daima muhafaza etmiştir. Cumhuriyetten evvel umumi ve İs» tklâl harplerinde büyük sarsmtılara uğrıyan bu mevki, hükümetimizce alınan himaye tedbirleri sayesinde yeniden kuvvetlenmiş ve hatta eski. çalışıyor sinden daha mükemmel bir hale gel- miştir. Tezgâhtan makineye geçil- miş, büyük fabrikalar kurulmuştur. Bugün elle işliyen makinelerden hali faaliyette olanların sayısı 2500 dür. Bir o kadar da ihtiyat tezgâh mevcut olup lüzumunda bunlar da faaliyete geçirilmektedir. Bu tezgâh” larda en ziyade alaca, aba, havlu ve peştemal dokunurlar. Bunlar önce- İeri ihraç edilmekte iken şimdi yak nız dahilde sarfolunmaktadır. He. men bütün Anadoluya göderilir ve Antebe yılda vasati bir buçuk, iki milyon lira getirir. 70 tezgâhlı büyük bir mensucat fabrikasiyle iki iplik fabrikası kurul- muştur. Tezgâh ve fabrikalarda ça- lışanların sayısı yedi bini geçer. Tez” gâhlar evlerde de kurulmuştur. Ka. dınlar evlerde dokuma işler. Antep elişleri de çok rağbet görmektedir. Bir zamanlar şimali Amerikaya da ihracat yapılırken sonradan durmuş. tur. Buna mukabil İstanbulluların Antep elişlerine verdikleri rağbet çok artmıştır. a Zİ olarak isabet ediyor. Bu tercüme; | iki lisanın yapısında kelimelerin u « | zunluğuna ve sayısma ait münase « beti gösteren iyi bir mukayesedir. (Bu yazılar gazetemizde her sa. h Ağ ay eni yazı geçen salı çıl 5 önü: e tan bir mağaza Antepte sabun sanayii de köklü dür. Yapılan sabunlar bütün şark ve Trakya havalisinde şöhret kazanmış tır. Geçen yıl mmtakaya sabun ya- rım milyona yakm para bırakmıştır. Bir tuvalet sabunu fabrikası da açıl mıştır. Debagat ehemmiyetinden kay» betmiştir. Suriye, Avrupa ve şima- li Afrikaya yapılan ihracat tama» miyle durmuştur. İstihlâk resminin fazlalığı meşguliyeti de azaltmıştır. Şimdi yalnız renkli sahtiyandan ya- pılan yemeniler şarka gönderilmek- tedir. Bakırcılık da müterakkidir. Açı- lan bakır fabrikası o mamulâtı ihraç da edilir. Havalide sarfedilen bakır kapları bu fabrika pg lâj şubeleri'de kufulmuştur.” “Arif Bilge adını taşıyan bir genç tesis et- tiği bu sanat şubesinde muvaffak» yetle çalışmakta ise de rağbetsizlik yüzünden genişletememektedir. Fıstık, üzüm ve deli tütün mü. him ihraç maddelerindendir. Fıstık kısmen ve deli tütün tamamiyle ec- nebiye gönderilir. Her ikisinden yılda vasati bir buçuk milyon lira gelir temir edilir. Üzüm, buradaki inhisarlar rakı ve soma - fabrikasın da istihlik olunduğu gibi kuru üzüm ve pekmez dahile ihraç olu" nur, COŞKUN Alt katı olmıyan bina! Bu acaip görünüşlü bina tavandan aşa- ğıya yani üstten alta doğru inşa edil, mekte olan bir yapı değildir; Nevyor» kun muazzam binalarından biri olup iskele üstüne oturtulmuştur. Bina alt katları kaybetmiştir; çünkü Nevyork demiryolları şirketi, binanın zemin kas tmdan bir tünel geçirmektedir. Alt kat. lar, tüneli kazmakta olan işçilere yer vermek için muvakkaten kaldırılmıştır; iş bittikten sonra tekrar yerlerine ko- nacaktır,