6 Nisan 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir hayat mücadelesi ölümü Eski devrin tiyatro müellifleri, eserlerinde yalnız ları ve asilleri birer kahraman olarak canlandırır » larmış. Şimdikı_devnn gazetecileri de ona yakm bir şey yapıyorlar: Meslektaşlarıma — göre, — ölümleri sütün sütun mevzubahis edilmeğe lâyik şahsiyetler, yalnız siyasilerdir, kummdmılardn , ve san'at adamları - dır. Yahut da, pek zengin kimseler... Lâkin bu sonuncular şayet son nefes- lerini verdikleri zaman sermayele- rini kaybetmemişlerse ağıza alınma- ğa değerler. Umumiyetle halk için, matbuat sütunlarını matemile işgal etmenin bir tek yolu vardir: Maazal- lah feci bir cinayte yahut kazaya kurban gitmek! - * * Halbuki, cemiyetlerde geniş bir iş bölümü olduğuna nazaran, şerefin yalnız siyaset ve sanat adamlarına mahsus olmaması İlâzım geldiğini hepimiz biliriz. Öyleyse niçin bir maden ame- lesinin, bir esnafın, bir köylünün parlak surette kapanan hayat kitabı sayfaları dikkatle anılmağa değme» sin ? Ben size bir tüccardan bahse - deceğim: “Kibar Ali mahdumları,, firmasiyle sigara kâğıdı piyasasının vaktiyle kralr olan, sonra bütün va- | rmı yoğunu kaybeden fazıl kibarm, son günlerde öldüğünü elbette işit- mişsinizdir. On küsur sene evvel İstanbulun en zengin ve en zevkper- ver simaları arasında göze çarpan bu zatm hayatmı, ben eskiden, u- zaktan uzağa takip ederdim. İflâsı » na yakın kendisiyle tanıştım. Haya- tının en kara günlerinde kendisiyle dost oldum. Yırtık pantalonunu yamattığını bize gülümsiyerek anlatırdı. İyilik Sarmauge lamatla DRĞEEMDE SAA A yüz çevirdi. Fakat Fazılm ağzından bir gün bile hiç biri aleyhinde tek söz işitmedik. Dervişane felsefeler yürütürdü. Elli yaşmı geçmişti. Bir daha belini doğrultması şöyle dur- sun, hatta intihar edeceğini her gün umuyorduk. Zira, hayatının teferrü- atmı bütün incelikleriyle biliyorduk. Bizim hesaplarımıza ve telâkkileri- mize göre, onun için hiç bir kurtuluş | çaresi yoktu. Günden güne daha pe- | rişanlaşacaktı. “Bu adam yediği sillelerin tesi- | riyle doğrulamaz!,, diye düşünüyor: duk. Yarı teselli, yarı nasihat yollu sözlerle yaşaması için teşcie uğraş» tığımız sırada, gülümsedi: — Kendimi vuracağımı mı sanı- yorsunuz? Vallahi vurmam, - yahu! İnanın bana! Biz, bunu bir “zehr hand,, sanır* dık. “Ne büyük bir deruni harabisi ol duğunu bize bile göstermek istemi- yor!,, derdik. Fakat meğerse, mesele öyle değilmiş...' < Fazıl kibar, o ellisini ge-kin a- dam, o müreffeh hayatın şahikasıns dan o yoksulluğun uçurumuna yü- varlanan adam, bir kere bile of dee medi, şi_kâyet etmedi, cesaretini kay- betmedi, fırınlarda tezgâhtarlık etti, matbaaların izbe odalarında kâtiplik etti; fakirleşmeği ayıp saymadı, ce“ miyetin her tabakasında hayat kav- gası yapmağgı mümkün buldu. Didin di ve yaşadı. Yeniden bir aile kurdu, hayatını çok kimselere gipta — etti- recek dı_:recedc yeniden düzeltti. Ve sonra bir gün birdenbire anlattı: — Hani, bir akşam falanca lo- k?ntaya beni yemeğe davet ettiniz” di ya, iz saattenberi hıyar, tuz, ekmekle mmı — düyurüyor- dum. Ekmeğin bayatı, hıyarım işpor- talardaki yamrı yumrusu ucuz oldu- gu için onlardan almıştım, AAA Dostum Fazıl Kibarın umulma- dık bir günde ansızm geliveren ölü- münü elemle düşünürken, onu, ya- kım tanıdığım bütün insanların ha: yat mücadelesinde en cesuru, en yılmazı, en imtisale şayanı olarak Liselerin ders programları imdiki şeklin iyi Şnetice vermediği anlaşıldı Maarif vekâleti liı_elerd.c _ı,-ıptf,d.,ğî teftişlerden sonra fızık.. kı(tıuyı..t “:;: - ye ve edebiyat dersleri te rııııl bemyn bir netice almamadığın! ve ıü e ğ arzu edildiği dereced? iyi mı]di,?. tie mücehhez olarak yetiştirilme ği neti. i rmuştır. : T ccSIîıı:.ueeıî:îıieıığ yetişecek g.eı:çlemı,— yuî sek tahsili kolaylıkla tlklı_! ; _edehıîece derecede bilgi ile yetişmesini “-tîğm 1;.: kâlet bir komisyon teşkil etmiştir. Ko. misyon ortamekteP müfredat pr:gr;:ı: larile meşgul olmuş, beş ııeu; ;:t ; fen bilgisi namı altında top uı a öe nıflara takalm; böNreti Olatta riın[ız ; kimya,, hayvanat, nebıut._ tî!b;,' “i:ğ:; loji, arziyat tedrisatında iyi Çi almamadığı neticesine varılmıştır. S Komisyon bu derslerin gıe;ıe t;:k gibi ayrı âayrk fakat ıstılahların çe olarak olgutulmasmı karar vermiştir. ——— Bir zehirlenme Karabaş mahallesinde işsiz kağında oturan Hayriye hirl ::'ı; îı!utıneye kı.ldmlımgt:r Hayriye nin yediği yemekten zehirlendiği anla- şılmıştır. Dök mecilerde yangın Dökmecilerde Ardaşm 104 numara. It dükkânından dün gece yangın çık- mış, yanımdaki bir dükkâna da sirayet etmiş, her iki dükkân kısman yanmış ÜT « Yangınım ocaktan çıkan kıvılermlar- dan çıktığı anlaşılmıştır. Galatada Yeni posta vapurlarımız Bandırma yolculuğu 4 saate iniyor Denizyolları için Almanyaya — 1ısmar- lanan öon vapurdan Marmara hattma tahsis edilecek olan üç küçük vapurun model tecrübeleri Kiyelde muvaffaki- yetle yapılmış, inşaata başlanmıştır.. İstanbul — Mudanya — Bandırma hattında çalışacak olan bu vapurlar İn. glitere ile Fransa arasında işliyen feri- botlar sisteminde olacaktır. 18 mil sü- ratinde olacak bu vapurlarla İstanbul. dan Mudanyaya 2,5, Bandırmaya * sa- atte gidilebilecektir. Yolculuk az süre- ceği cihetle vapurlarda kamara pek az bulunacaktır. Bunlar yerine müteaddit salonlar, istirahat köşeleri vardır. Va. purların her tarafında otomatik yangın söndürme mikeneleri bulunacaktır. Vapurlardan birincisi 938 senesi mar tında, ikincisi 938 senesi mayısında, Ü- çüncüsü ayni senenin kânunuevvelinde Kiyelde teslim edilecektir. lanan iki Akay vapuru ise şimdiki Hey- beliada tipinde, fakat daha büyük ve daha süratli olacaktır. Bu gemilerin bedellerinin kâffesi ih- racat mallarımızla ödenecektir. Marmara vapurlarile beraber 1smar- | SALI NİSAN — 1937 Hicrt: 1856 — Muharrem: 24 tasnif ediyorum. O, cidden kendi şubesinde bir kahramandı. İstikbalde herhangi bir çıkmaza düşecek olursam, Fazılım yılgmlık bilmiyen hatırasından kuvvet alacas ğgım, O, bana şunu öğretti: Yılmı- yan, yencl'! - (Vâ-Nüan MAS, 4(10 12,16 15,55 18,38 20,12 3,52 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? İtalya, Arnavutlukta asker! hazırlıklara başlamıştır. Türk basın birliği Beylerbeyi sarayında bir gardenparti verilecek Türk Basın Birliği kanunu Başvekâletten Devlet Şürasma veril- miştir. Kanun yakında Büyük — Millet Meclisinden çıkacaktır. — İlk iş olarak Ankarada bir basın birliği merkezi kuru lacaktır. a <i Basın birliği reisi Falih Rifkı Atây i- le umumi kâtibi Naşit Hakkı şehrimize gelmiş ve birlik nammna bir garden parti verilmesi için alâkadarlarla temasa geç. mişlerdir. Bu garden parti Beylerbeyi sarayın- da verilecektir. Bundan başka ayni mak satla Ankara ve İzmirde birer garden parti verilecektir. İstanbuldaki garden parti 20 haziranda verilezektir. lâyihası Kamyon ve kamyo- netlerin plâka resimleri Sırt hamallığı kalkarken nakil vası- talarının da mümkün olduğu kadar mo- törleşmesine imkân vermek - için kam. yon ve kamyonetlerden alman belediye resminin indirilmesi etrafında tetkikler yapılmaktadır. Şehrimizdeki yük arabalarının mikta- rı çok olduğundan şimdilik bunlara ye- niden plâka verilmemesi de ticaret oda. |— & tarafından beledifeden istenmiştir. ——— Dün ve bugün yağan yağmur Hava dün akşama kadar yağmurlu ve soğuk geçmiştir. Herkes paltosunu giymiş, her tarafta soba ve kalorifer- ler yakılmıştır. Dün sabah vediden bu sabah yedi- mıştır. Uzun bir zamandanberi hava. nım kuürak gitmesi Ziraatçileri efdi. | Şeye sevketmişti. Dün bolca yağmur yağması bağ, bahçe ve tarla sahiple. rini sevindirmiştir. Hararet dün beş dereceye kadar düşmüstür. Yıldız poy- razdan esmektedir. Yağmur bu sabah da devam etmiştir. IÇERİDE: * Vefa İlsesi son smif talebölüri vm Dü on yedinci Cumarlesİ gecesi Parkotelde Sne baha kadar sürecek bir eğlenti tertip etmiş- lerdir. aa "k::îınm“ Devlet hava volları İçÇİN 15 Yedi Yolcu fayyarağı ğnumuzdekl temmuzda tesellüm 'dîîm,_ * Emniyet altmer şube m“dlırlu_nu ei fından verilen bir emirle Eminönü — taksi dunğmdl 18 öotomobilden — fazl e masr menedilmiştir. SA * Tramvay İçinde Recep isminde 1 ; cebinden 11,5 luk sigara çalan sabrkalı! Koço dün cürmü meşhut malkemesinde bir sene iki Ay hapse mahküm olmüuştur. * Denizyolları, Akay, fabrika ve havuz. lar idareleri için kabul edilen tekalitlük kar nun lâyihası hazirandan itibaren tatbik edi teceğinden hazırlıklara başlanmıştır. Bu ka nuna uygun olarak kurulacak tekalit sandığı n bir talimatname yapılmaktadır. * Bulgaristanla 6 mart 1929 tarihli bita. " zlasma adir tesviye ve hakem mta- ıı;:g::ı'nııın :;mdidıuc mütedair ve Büyük Mi tet Meclisince tasdik edilmiş bulunan proftoe tokoluri tasdiknameleri, dün Ankarada Hari çiye vekâletinde Bulgar hükümeti :;:.ıubî"ı elçisi Kristof ile Hariciye vekâleti w omı: mumil yvekili 'Nebil Batı tarafından teâ m?tı:;.ık;un saât 19,80 da tıunbul radyoe a Dr. Asım Önür tarafımdan kanserden nma mevzulu bir konferana verilecektir. içi sund koru DIŞARIDA: * Londradaki Habeşistan sefareti Tzlone Colonfale gazetesinin isnadatma karşı bir protestonama neşretmiştir. Bu gazetenin yazdığıma göre Mareşal Grazlaniye karşı ya ;;ıılın sülkast, şubatın sonunda Londradan hareket eden iİki yüksek Habeş — memuru tarafmdan tertip edilmiştir. Sefaret. Haile Selâsiyeanin etrafındaki kimselerden hiçbiri- geçen ilkteşrinden sonra Londrayı terket t L uğunu katiyetle temin etmektedir. memiş old * Hicaz veltahdi emir İbnissuud, — İngiliz kralmm tac giyme mMerasiminde bulunmak üzere nisanın 22 sinde Londraya gidecektir. * Yunan kralı ve başvekili hususi bir Mo- ra soyahatine çıkmışlardır. Seyahat on İki gün sürecektir. * Haftalık mesal müddetini 40 saata indi- ren kanunun tatbikl üzerine, Pariste dükkân larm kısmı azamı kâpanmıştır. Bundan son ra pazartesi günleri de tatil yapılacaktır. * Tuna nehri boyunda Vidin! su basmıştır. * Amerika bariciye Nezareti, son neşretti | ği bir raporda Amerikaya giren ecnebi ser- mayesinin miktarını 2,600.000.000 dolar ola- Tak tesbit etmiştir. * Londrada bulunan Baker adlı bir İngiliz y — Hükümet adamlarımıza göre bu sat büyük bir âlimdir. — Alimlere görc? — Bir hükümet adamı' — Fransız karikatürü — — — — İstanbul müzelerine yardım nevinden, dört mühim fotoğraf göndermiştir. Bunlar, on yedinci ve or sekizinci asır Türk mensucatk na alt resimilerdir. İ * İngiltere başvekili Baldvinin — sosyalist oğlu Oliver, işçi partisi — tarafından mebus namzedi olarak gösterilmiştir. * Baldvinin kendisi de istifasından sonra | Löord olacaktır. * Soöyyetler birliği Paris — büyük elçisi Putemkin, balk komiserliği birisci muaviü- liğine tayin edilmiştir. TOKU * 17 Japoön balıkçı gemisi — Avusturalya sularında tevkif edilerek kaptanlarma ihta- ratta bulunulduktan sonra serbest bırakıl- mışlardır. Japon gemilerinin tahrikâtımdan endişeye düşen bükümet bu sularda daimi bir kontrol tesis edecektir. “ * Almanya ile İtalya arasmda film mülba delesi hakkındaki müzakerelere Berlinde tek rar başlanmıştır. * Paris Solr gazetezine göre Japonya ha len 45 bin tonluk bir zırhir yapmaktadır ve 46 bin ve 47 bin tonlul: diğer ikl kruvazörü de yakmda denize indirecektir. fillerden öğrendiğine göre, Avusturya başve kili Şusnig Romaya ancak bu aym sonunda gelecektir. * Almanya posta idaresi dün ilk defa ola- rak Hitlerin fesmini havi bir pul serisi ç- karmıştır. Altı feniklik olan bu- pullar, hu- sus| pullar serisine dahildir. * Yunanistanın Averof kruvazörü, bahriye mektebi talebesini hamil olarak amiral Ekte nomunun kumandası altında 20 nisanda Solü thaptona gidecektir. Kruvazör İngiliz kralr- nmm taç giyme merasiminda Yunan bahriye sini temsil edecektir. * Yunan prensi Nikolanın himayesindeki Yunan tiyatrocular köngresi — Atinada 12 nisandan 16 nisana kadar ilk — toplantramı yapacaktır. Kongre muhtelif — mevzuları ve | biühaasa tiyatronun terbiyeci hareketini gö- rüşecektir. ye kadar 28 milimetre yağmur yağ- * Alman ajansınm iyi malümat alan mal- | TAN'da. — Kanlı bahar t Ömer Riza Frankö'nün bütün cep. | helerde verdiği bozgundan bahsederek y önümüzdeki aylarda İspanyada har- — — bin daha dehşetli bir safhaya girece- ğini söylüyor ve diyor ki: : “Baharın girmiş olması ise harbi canlandırmak için kâfi bir sebep . teşkil etmektedir.., Ne yazık ki arkadaşımı tekzip et- meğe muktedir olamıyorum. Evet, bü. - har, çiçekleri, kelebekleri, bülbülleri, yeşillikleri ve bütün güzellikleriyle şu - bahar, kanı kaynatan bahar, harple. - rin kana kana insan kamı döktürdükle. ri mevsimdir. Sulhta bile İspanyol, . bahar geldiği anda bir kalbi ve bir | hançeri olduğunu hatırlıyan mahlük- tur. Bu garip hayvan, yalnız bu han- çeri değil insan zekâsının insanı ve — insanlığı öldürmek için yarattığı bü- — tün vasıtaları istediği gibi kullanmak imkânını bulunca nelre yapmaz, Ömer Rısanın hakkı var: Bu bahar İspanyada yalmız karan. — filler değil, papatyalar bile Tapkıml yetişecek. CUMHURIYET'te : Av arayan konsolos Dünyanan her devrinde, her memle. kette evlenen çiftlere dostları ve ta- nıdıkları tarafından güzel hediyeler verilmesi değişmez bir itiyadl olmuş- tur. Halbuki Peyami Safa bugün bize bir izdivaç hediyesi kadar güzel ve ha yecan verici bir yazı hediye etmiş bu- lunuyor. Okuyalım : Karabük fabrikasmın temel atma merasiminde, Zonguldağın Fransız konsolosu olduğunu söyliyen bir zat, İsmet İnönüne yaklaşarak, ora. lara fabrikalar kurulacağı için tees. sür beyan etmiş, “Yazık ki çok gü. -- zel birav mıntakamız bozuluyor!,, | demiş, Bu konsolos gibi düşünen Avrupa- İrlar için yalnız Karabük değil, bü- vey! tün Türkiye “çok güzel bir av min- — takası,, idi. Büu —memlekette yaln_ız tavşan, bıldırem, keklik, toy, çil, yabankazı ve ördeği değil, Türk pa. rası, Türk müşterisi, Türk emeği, Türk işçisi de avlanırdr; hatta l_iı_aji kolcuları Türk tütün müstahsilini çifte ile değil, ciddi surette “kara martin,, denilen bir silâhla ta gözü. nün bebeğinden vururlardı. Kon. solos o devirlerin giden ve bir daha — gelmiyen tatlı hatıralarına eseflen- , diyse, kendi hesabma pek haklıdır: Bundan sonra Türk topraklarında yabancı silâhr Türk müstahsilini can evinden vuramıyacaktır; Kara- bük fabrikaları o silâha karşı ken- dini çoktan müdafaaya karar ver. * miş bir milletin silâhlarına demir hazırlamak içindir ve iktısadi saha. da bu müdafaa çoktan başlamıştır. Konsolo& cenabları tüfeğini boşalta. rak duvara assa da, vatanın her ta- 'rafında yükselmeğe başlrsen Türk — fabrikalarının bacalarından çıkan dumanın manasını anlamağa koyul- sal, O zman, espri zannettiği bir sözün Türk - Fransız dostluğu he. sabma ne büyük bir “gaf,, olduğu. nu da idrak ederdi. Ben bu yazanın altına hiç düşünme. den imsamı basarım. KURUN'da: Ab'din Daverin sakalı Hasan Kumçayı yazdıkça - açılıyor ve buimza Kurun sütunlarında gün- den güne inkişaf eden bir misahaı portresi alıyor. İşte bugünllüi yazısın- dan bir'kaç satır: Ü | Abidin Daver birkaç gün evvelki ** yazısında bir taraftan nalına, bir ta. * raftan mıhma vururken sal madığı için İstanbul belediyesine sözlerini dinletemediğinden şikâyet etti. Bununla beraber yine sözi L dinletemiyeceğini bildiği halde yeni bir nasihat daha verdi. gelmeden etraftaki çöp yığımalrınm çaresine bakmız.,, dedi. Mademki “Sıcaklar 1 K sakalı olmıyanlar sözünü dinlete. © (BSayfayı çeviriniz) Kara Davut

Bu sayıdan diğer sayfalar: