6 Nisan 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAa7 adar hiç mektu Sana şimdiye F Fo P - di niçin yazıyo- yazmadığım halde AA E'YD Yazış rum, b'ılğ'[î mape L SÜGN MİZ Çün. kü- babamın mektuplarmda hasta ol- duğunu, feat bir Egripten _yattığını, yirmi gün süren .bu hastalığın netice- sizde hâlâ kendırfî .toplıya.madığmı. yüzünde zavallı bir ifadenin belirdi. gini okudum. a Çehrenin taraveti kaybolmuş, öyle mi? Senin yaşında bir kadın için, bu, büyük bir felâkettir. Şimdi siman gö- zümün önüne geldi. Muhakkak ki şöylesin: Göz kapakların şiş, elmacık kemiklerinin etrafımnda buruşuklar be- liriyer; sönmüz, ölü bir ten; kurumuş beyaz dudaklar; şakaklarda sarı sarı leteler; zamanla sertleşmiş saçlar; gözlerinin derinliklerinde, bütün bu kaybettiklerini bir daha bulamıyaca. Zının acısı... Çünkü senin yaşında es- ki hale dönmek çok güçtür, bayancı- ğım! Üç gündenberi bu harap yüzün gö. zümün önünden silinmiyor. Artık da- yanamadım; sana her şeyi anlatmağı arzu ettim. Söyle bakalım: canım sıkı- lryor, değil mi? Bizim ev, malüm, pek eğelnceli değildir. Hele insan senin gibi, bütün gününü bir şezlong üstün. de geçirirse ve karşısındaki aynaya baktığı zaman da harap olmuş yüzü- nü görmeye mahküm bulunursa... Et- rafta ses yok, sada yok! Bahçe için. deki bu'evin manzarası dahi yok. Yal. nız üst kattâa, yazıhane odasında ba- bamm ayak gsesleri... İşte görüyor musun, ne iyi kalpliyim: seni eğlen. dirmek icin şu satırları yazıyorum. Her an seni düşünüyorum. Fakat zannetme ki yalnız hastalığın behane- siyle... Hayır, on senedenberi hep ak. lrırm sendedir... Sahi, tam oön sene! Ge. çen temmuzun on beşinde on yıl ol- İÂm! ——— v Ü — ŞŞ Hayatımda bu kadar büyük yer tuttuğunu tasavvur eder miydin? Ba- bam seni almıya karar verdiği zaman ben de lâkayt fakat nazik bir tavır. la, seni karşılamıştım. Ö an içimden nekadar gayrimemnun olduğumu hiç hissetmiş miydin? Ben on dokuz ya- şgındaydım. Sen de on altı yaş benden büyük. Demek bugün... Merak etme, yok, yok... Hesap yap. mıyacağım! Yalnız otuz yaşında ol. duğumu itiraf ediyorum..., Sen, dul- dun. İzdivacında hiç mes'ut olmamış- sın. Hayatmda bir şey beklemiyordun. Wekkillcr sırasımdaydm. Fakat buna reğmen ekşimiş bir tabiatım yok- tu, Sarı saçların, neşeli yüzün, ortalı- ga ferah saçıyordu. Âz zaman zar. finda bizim sönük evin içine, itiraf ederim ki, biraz neşe girmişti. Fakat hakkmdaki hükümlerim bir zehirli in bikten geçer gibi daima senin aleyhi. ne çıkıyordu. Sahte âlim kılıklı, anti- ka meraklısı, tumturaklı babama var. dığın için, seni istihfaf ediyordum. Kendi kendime şöyle karar veriyor. dum: “— Tabif... Ortada beş parasız kal- mıştı!,, Ve sen, yeni yeni elbiseler yaptır. dığın, hizmetçilere emirler verdiğin zaman için için seninle alay ediyor. dum. Akşamları, hele akşamları... Muntazam taranmış saçlarınla baba- mın karşısında oturup da onun keyfi- ni yerine getirmek için gülümsiyerek bezik oynadığın zaman, sana ibretle bakıyordum. Senden iğreniyordum. I;âw’ı - YinE & ÖÜNÜN - KAHRA - MANIDIR | KAAÇAKCI- LARI YAKA; LAMIŞDIı nni a HLA | "i sıl tahammül ediyor? Ben bu evden bir an evvel kaçmıya bakıyorum. Ev- lenip gideceğim. O ise bütün hayatmı burada geçirmeye mahküm... Buna da vanabilmesi için bir insanın, nekadar manasız, nekadar mıymıntı olması lâ- ZIm!,,, bi Senden ne derece tiksindiğimi ta- savvur edemezsin, Maamafih, bir aralık, kendimi zor. lryarak, belki de seni sevmek yolıun_u girecektim. O gıralarda k_t%uînmîız Vehbinin Avrupadan geleceğini, bir. | kaç ay bizde misafir kalaı_:a" ı ha- ber aldık. Hatırlarsın belki: Babam, Vehbiyi nekadar beğenirc_iiî Onun ça- lışkan, ve kendi gibi a.ntılfa me_ı_'a,klı- sı olduğunu nekadar takdirle söyler. di. Ben, tabil bu taraflara ehemmiyet vermezdim. Maamafih, hayatğnşmda bir değişiklik olacağından seviniyor. dum. Nihayet meşhur ku%en_ımız gel- di. Uzun boylu, mavi gözlü, saçlı, güzel bir erkekti. a Seneler geçtiği halde, bugün bile o- nun sevimli yüzünü tarif etmek için kendimde kuvvet bulamıyorum. Gelir gelmez kendisine âşık olduğumu söy- lersem belki içinden alay edeceksin, Fakat hayır, edemezsin. Çünkü sen de artık şimdi o hissi anladın! Şimdi sen de biliyorsun ki, bu küre üstünde herbir kadınm eşi vardır. Bazan o eşe raslamak pek geç oluyor. Bazan da iş. te böyle insan hemen karşılaşıyor, Ben de, yirmi yaşıma basar bas. maz; kalbimin erkeğini bulmuştum. O akşam odama girdiğim azman, ba- caklarım titriyordu., Kalbim, tatlı tatlr çarpıyordu. Sonra her gün baş- ka bir zevkle geçti. Onu sabah, öğle, akşam, her saat görüyordum. (Ne mesüttüm! 'Ta KI bir Saban an- | sızım salondan içeri girdim... . Sen bir saksı içindeki çiçekleri dü. zeltiyordun. ÖO da senin yanında, hay. ran hayran, sana bâkıyordu! Sana ne nazaral baktığını derhal hissettim. siyah Sonra bana çevirdiği gözelrindeki ifa- | deyi de anladım. #0 Neye geldin? neye heni rahat- sız ettin?,, demek İstiyordu. Gururum oısa_ydı... Fakat aşktan başka bir şey düsşünmüyordum. O aş- kı hiçbir şey öldüremezdi. Öldüremi- yeceği de şundan belli ki, aradan on sene geçtiği halde hâlâ içim sızlıyor. O gece ağlamadım. Seni öldürmek istiyordum. Bir an _da_ Vehbinin odası. na gitmeyi düşündüm. Aynada yanak larıma, gözlerime, endamıma bakı. yordum. Güzeldim: O zaman çok güzeldim, fakat ben hâlâ da güzelim! Buna rağmen kork- tum: u. . Ya beni reddederse?,, mıyacaktım. Babama ihbar etmek me- gelesi aklıma geldi. Bu gayeyle seni Şü.n.lercc gözetle- dim. Vehbi, seni seviyordu. Seni isti. yordu. Seni kovalıyordu. Bunu artık iyiden iyiye anlıyorduııî. Fakat sen? Ne görip' * Hiç, ama hiç oralr olmu- yordun. Hattâ ondan zerre kadar haz etmediğini, bir an evvel evimizden ini istediğini farketmiştim. Yazan : Niyazi Anmet itmes gi (Devamı yarın) Nakleden: (Hatice Süreyya) Yediler arqasında -70 — | Meydan son derece kalabalıktı. 143 sene evvel bugün Fransız ihtilâlinin ateşli hatibi Danton'un başı kesildi Danton cellâda “Başımı kestikten sonra milletime göster, çünkü okadar değeri vardır ,, dedi... Danton hâkimler huzurunda söz [ söylüyordu. O kadar bağırıyordu ki, binanım dışında birikmiş yüzler- ce insan bu sesi duyuyor, Dantonun ne söylediğini anlıyordu. Sen Jjt kürsüye çıktı ve şu tekli- fi yaptı: —Suçluların cürümleri büyük- tür. Onları söyletinemek, gıyapla: | rında hüküm vermek icap ediyor.,, Bu hüküm kabul edildi. Mahkeme giyap hükmünü ver- dikten sonra suçlular çağırıldı ve kendilerine: — Heyeti hâkimenin vicdani ka- naati husul buldu.. dendi.. Danton itiraz etti, bağırdı; — Muhakeme hitam mı buldu? Nasıl olur. Henüz başlamadı . bile.. Bizi itham ettiğini söylediğiniz evra- kı gösteriniz.. Bu sözler artık dinlenmezdi. Hü küm çoktan — verilmiş, hatta idam | hükmünü bildiren kâğıtlar bile tabo- lunmuştu. Hüküm, mahkümlara bil. dirilemedi. Gıyaplarında okudular. — Sizi siyasetgâha gönderece- giz? — Hangi siyasetgâha? — Söylesene?... — Buyurunuz... Danton ellerini kaldırdı: — Ha, dedi, yani idama.. Gide- lim, gidelim... Sokaklar 'geçilmez derecede ka- labalıktı. Bağırıyorlardı: —— ,, — Kahrolsun diktatör. ' — Yaşasın Danton.. — Yaşasın arkadaşları.. Danton acı, acı gülüyordu. Kene di — adımnı yabancı ağızdan duyarken ürpertiyordu. Onu bir rüyada imiş gibi götürmüyorlardı. Bir müddet sonra tamamiyle rüya olacaktı. Robespiyer, halkın bu nüma- | yişinden son derece korkmağa baş- | İamıştı. O, Dantondan daha kor- kak, daha heyecanlı ve daha bitkin di. Kafasında yalnız ve yalnız bir tek cümle raksediyor, beyninin içini tırmalıyordu. Danton şöyle demişti: — Robespiyer'i de" darağacına sürüklüyorum. Benden sonra Ro- bespiyer idam olunacak..., Robespiyer kendi idamını göz - leriyle görür, vücudu ile hisseder gi bi oluyord ; i — Artık yarı ölmüş, ve biraz sonra tamamiyle ölmüş olacak bir insan için, mahkemenin mahküm ettiği bir adam için halkım yaptığı bu tezahürat yarın benim için elbette tehlikeli olabilir..,, diyordu. ' Giyotinin önüne gelmişlerdi. Sıra Herşil'deydi. Ağır ağır gi- yotine yaklaştı. Sonra Dantona dö- nerek kucaklaştı. Arkadaşmı, da- marlarındaki son kuvvetle son defa kucaklıyordu. yakalıyarak — biribirlerinden ayırdı” ve: ŞiT değiı'ırası kucaklaşma yeri deş_ıl. Danton sakindi, gülümsedi: — Budala, dedi, başımız sepete düştükten sonra da biribirimizi öp- meğe mâni olamazsın ya.. . Danton Herşel başını giyotine uzattı. Satır indi. Kanlıbaşı sepete düş. müştü, Kan damlıyan giyotin satırma bakmakta olan Kamil Demolen mı- rıldandı: — İlk hürriyet mücahitlerine lâ: yık bir mükâfat... | » Danton başını giyotine uzatma- *dan önce cellâda döndü: | — Başımı kestikten sonra mille- time göster. Çünkü o kadar değeri vardır... dedi. t Bu vaka, 143 sene evvel bugün cereyan etti. , “HABER AKSAM POSTASI IDARE EVvi' 4 Istanbul ; Ankara Caddesi & Poşta kntuı'uî? Istanbul 214 Telgraf adresi : İstanbul HABER Yazı işteri telofonu : 23872 * (dare ve ilân Ci? : 24370 ; ABONE ŞARTLARI 1 Türkiye — Senelik 1400 Kr! 2700 Kr. 6 ayvlık — 730j 4 — 1480 (6 ÇD 3 Gaylık 400 0« B00 . ' * aylık 150 l4 300 ni Sahibi ve Neşriyat Müdürü:' Hasan : Rasim'Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası <t YU e Hapir < a * eç Pa Cellât iki arkadaşı kollarından Kimyager Hüsameddin | Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bil- umum tahlilât, Eminönü Emlâk ve Eytam Bankası — karşısında İzzet .—— A YAK DA YE VZ * KARMIŞA W y e a tul l4 TELEFON ELİND BEN POLİSLER YOLA Çı ğ KEN gl AnİAl M PE c MA ! j&. K 2 ü HEMEN BU - MUHTEREM CN VE PERİLERİ, KODESE GÖTV” RÜN . *BELKI BİiRiİSŞi DAHA / GELİR / ÇETE REİSİNİ BIRAKIN ONAÂ SORACAKLARIM ÖĞRENECEK-

Bu sayıdan diğer sayfalar: