Sana şimdiye KAğ8” hiç mektup yatmadığım halde şimdi niçin Ml | rum, biliyar musun? Misin mi? Çün. kü. babam mektuplarında hasta o)- duğunu, fena bir gripten yattığını, | yirmi gün süren bu hastalığın netice- sinde hâlâ kendini toplıyamadığını, yüzünde zavallı bir ifadenin belirdi. ğini okudum. Çehrenin taraveti kaybolmuş, öyle mi? Senin yaşında bir kadın için, bu, büyük bir felâkettir, Şimdi siman gö- zilmün önüne geldi. Muhakkak ki göylesin: Göz kapakların şiş, elmacık kemiklerinin etrafında buruşuklar be- Wriyez; sönmi Mi bir ten; kurumuş beyaz dudaklar; şakaklarda sarı sarı lekeler; zamanla sertleşmiş saçlar; gözlerinin derinliklerinde, bütün bu kaybettiklerini bir daha bulamıyaca. ğin acısı... Çünkü senin yaşında es- ki hale dönmek çok güçtür, bayancı- ğım! Üç gündenberi bu harap yüzün gö. zümün önünden silinmiyor. Artik da yanamadım; sana her şeyi anlatmağı arzu ettim. Söyle bakalım: canm sıkı- yor, değil mi? Bizim ev, malüm, pek eğelneeli değildir. Hele insan &enin gibi, bütün gününü bir şezlong üstün. de geçirirse ve karşısmdaki aynaya baktığı zaman da harap olmuş yüzü- nü görmeye mahküm bulunursa... Et- rafta ses yok, sada yok! Bahçe için. deki bü'evin manzarası dahi yok. Yal. nız Üst katta, yazıhane odasında be- bamm ayak sesleri... İşte görüyor musun, ne İyi kalpliyim: seni eğler. dirmek için şu satırları yazıyorum. Her un seni düşünüyorum. Fakat zannetme ki yalnız hastalığın behane- siyle... Hayır, on senedenberi hep ak. lm sendedir... Sahi, tam on sene! Ge. çen temmuzun on beşinde on yil ol-| Anama saanen. manayı Hayatımda bu. kadar büyük yel tuttuğunu tasavvur eder miydin? Ba- bam seni almıya karar verdiği zaman ben de lâkayt fakat nazik bir tavır. la, seni karşılamıştım. O an içimden nekadar gayrimemnun olduğumu hiç hissetmiş miydin? Ben on dokuz ya- gındaydım. Sen de on altı yaş benden bilyük. Demek bugün... Merak etme, yok, yok... Hesap yap. muyacağım! Yalnız otuz yasında ol. duğumu itiraf ediyorum... Sen, dul dun, İzdivacında hiç mes'ut olmamış- sm. Hayatınde bir şay beklemiyordun. Möbefekkiller sırasmdaydm. Fakat bun reğmen ekşimiş bir tablatm yok- tü, Sarı saçların, negeli yüzün, ortalı- ğa ferah saçıyordu. Az zaman zar. fında bizim sönük evin içine, itiraf ederim Ki, biraz neşe girmişti. Fakat hakkımdaki hükümlerim bir zehirli in bikten geçer gibi daima senin aleyhi. ne çıkıyordu. Sahte âlim kılıklı, anti- ka meraklısı, tumturaklı babama var. dığın için, seni istihfaf ediyordum. Kendi kendime şöyle karar veriyor. dum: «— 'Tabit... Ortada beş parasız kal- mıştı! Ve sen, yeni yeni elbiseler yaptır. dığın, hizmetçilere emirler verdiğin zaman için için seninle alay ediyor. dum. Akşamları, hele akşamları. Muntazam taranmış saçlarınla baba- mın karşısında oturup da onun keyfi- hi yerine getirmek için gülümsiyerek | bezik oynadığın zaman, sana ibretle bakıyordum. Senden iğreniyordum. İNE GÜNÜN KAHRA- MANIDIR KAAÇAKCI- LARı YA LAMIŞDI, , : 1) TY «.. Nasıl bunları yapabiliyor? Na. sil tahammül ediyor? Ben bu evden bir an evvel kaçmıya bakıyorum. Ev. lenip gideceğim. O ise bütün hayatı | burada geçirmeye mahküm... Buna da yanabilmesi için bir insanm, nekadar manasız, nekadar miymnt olması lâ- zim İş Senden ne derece tiksindiğimi ta- savvur edemezsin. Maamafih, bir aralık, kendimi zor. yarak, belki de geni sevmek yolunu girecektim. O sıralarda kuzenimiz | Vehbinin Avrupadan geleceğini, bir. | kaç ay bizde misafir kalacağımı has ! ber aldık. Hatırisrsın belki: Babam, Vehbiyi nekadar beğenirdi! Onun ça- lışkan, ve kendi gibi antika meraklı- sı olduğunu nekadar takdirle söyler. di. , tabii bu taraflara ehemmiyet zaar Maamafih, hayatımızda | bir değişiklik olacağından seviniyor. dum, Nihayet meşhur kuzenimiz. gel di. Uzun boylu, msvi gözlü, siyah saçlı, güzel bir erkekti. Seneler geçtiği halde, bugün bile o- nun sevimli yüzünü tarif etmek için kendimde kuvvet bulamıyorum. Gelir gelmez kendisine âşık olduğumu söy. lersem belki içinden alay edeceksin. Fakat hayır, edemezsin. Çünkü sen de artık şimdi © hissi anladın! Şimdi sen de biliyorsun ki, bu küre Üstünde herbir kadının eşi vardır. Bazan o eşe raslamak pek geç oluyor. Bazan da iş. te böyle insan hemen karşılaşıyor. Ben de, yirmi yaşıma basar bas, maz, kalbimin erkeğini bulmuştum. O akşam odama girdiğim azman, ba- caklarım titriyordu, Kalbim, tatlı tatlı çarpıyordu. Sonra her gün baş- ka bir zevkle geçti, Onu sabah, öğle, akşam, her saat görüyordum. Ne mesürtüm! 'Ta Ki bir sızm salondan içeri girdim... AB Sen bir saksı içindeki çiçekleri dü. zeltiyordun. O da senin yanında, hay. ran hayran, sana bakıyordu! Sana ne nazaral baktığını derhal hiasettim. Sonra bana çevirdiği gözelrindeki ifa- deyi de anladım. “- Neye geldin? neye beni rahat- s1z ettin ?,, demek istiyordu. Gururum olsaydı... Fakat aşktan başka bir şey düşünmüyordum. O aş- kı hiçbir gey öldüremezdi. Öldilremi- yeceği de şundan belli ki, aradan on sene geçtiği halde hâlâ içim sızlıyor. O gece ağlsmadım. Seni öldürmek istiyordum. Bir an da Vehbinin odüsı. BA gi düşündüm. Aynada yanak lara, gözlerime, endamıma bakı. yordum. Güzeldim: O zaman çok güzeldim, fakat ben hâlâ da güzelim! Buna rağmen kork- sl Ya beni reddederse?,, Seni öldürmekle de bir şey kazana. 4m, Babama ihbar etmek me- selesi aklıma geldi. Bu gayeyle seni günlerce gözetle- bi, seni seviyordu. Seni isti, Ve bam Seni koyalıyordu. Bunu artık den iyiye anlıyordum, Fakat sen? NX girip! « Hiç, ama hiç oralı olmu- yordun. Hattâ ondan zerre kadar haz iğini, bir an evvel evimizden tmesin! istediğini farketmiştim. ı si (Devamı yarın) | Nakleden: (Hatice Süreyya) TELEFON LİN BEN POLiSLER HABER — Aksam postası” Tonton amcanın Buketi ©) Miki vediler arasında -70— “Yazan : Niyazi Anmet 143 sene evvel bugün Fransız ihtilâlinin ateşli hatibi Danton'un başı kesildi Danton cellâda “Başımı kestikten sonra milletime göster, çünkü o kadar değer! vardır ,, dedi... Danton hâkimler huzurunda söz | söylüyordu. O kadar bağırıyordu ki, binanın dışında birikmiş yüzler» ceinsan bu sesi duyuyor, Dantonun ne söylediğini anlıyordu. Sen Jit kürsüye çıktı ve şu tekli- fi yaptı: —Suçluların cürümleri büyük- tür. Onları söyletmemek, gıyapla” rında hüküm vermek icap ediyor.,. Bu hüküm kabul edildi. Mahkeme gıyap hükmünü ver. dikten sonra suçlular çağırıldı ve kendilerine: — Heyeti hâkimenin vicdani ka: naati husul buldu.. dendi.. Danton itiraz etti, bağırdı: — Muhakeme bitam mı buldu? Nasıl olur. Henüz başlamadı bile.. Bizi itham ettiğini söylediğiniz evra- kı gösteriniz. Bu sözler artık dinlenmezdi. Hü küm çoktan (verilmiş, hatta i hükmünü bildiren kâğıtlar bile tabo- lunmuştu. Hüküm, mahkümlara bil- dirilemedi. Gıyaplarında okudular. ... — Sizi siyasetgâha gönderece- ğiz? v — Hangi siyasetgâha? — Söylesene?... — Buyurunuz... Danton ellerini kaldırdı: — Ha, dedi, yani idama.. Gide- Tim, gidelim... Sokaklar geçilmez derecede ka- labalıktı. Bağırıyorlardi? N — Kahrolsun diktatör. — Yaşasın Danton.. — Yaşasm arkadaşlar. Danton aer, acı gülüyordu. Kem di adını yabancı ağızdan duyarken ürpefiyordu, Onu bir rüyada imiş gibi götürmüyorlardı. Bir müddet sonra tamamiyle rüya olacaktı. Robespiyer, balkın bu nüma- yişinden son derece korkmağa baş- lamıştı. O, Dantondan daha kor- kak, daha heyecanlı ve daha bitkin di. Kafasında yalnız ve yalnız bir tek cümle raksediyor, beyninin içini tırmalıyordu. Danton şöyle demişti: — Robespiyer'i de? darağacına sürüklüyorum. Benden sonra Ro bespiyer idam olunacak... Robespiyer kendi idamını göz - leriyle görür, vücudu ile hisseder gir bi oluyord 4 — Artık yarı ölmüş, ve biraz sonra tamamiyle ölmüş olacak bir insan için, mahkemenin mahküm ettiği bir adam için halkın yaptığı bu tezahürat yarm benim için elbette tehlikeli olabilir... diyordu. Giyotinin önüne gelmişlerdi. Meydan son derece kalabalıktı. Sıra Herşil'deydi. Ağır ağır gi- yotine yaklaştı. Sonra Dantona dö- nerek kucaklaştı. Arkadaşmı, da- mürlarındaki son kuvvetle son defa kucaklıyordu. Cellât iki arkadaşı kollarmdan pe yakalıyarak © biribirlerinden ayırdı” 2 Tl kucaklaşma yeri değil Danton sakindi, gülümsedi: | — Budala, dedi, başımız sepete | düştükten sonra da biribirimizi öp- meğe mâni olamazsın ya... müştü, Kan damlıyan giyotin satırma bakmakta olan Kamil Demolen mı- rdldandı: — İlk hürriyet mücahitlerine lâ. yık bir mükâfat... Danton başını giyotin uzatma” önce cellâda döndü: — Başımı kestikten sonra mille- time göster. Çünkü o kadar değeri vardır... dedi. Bu vaka, 143 sene evvel bugün , İda cereyan etti, HABER. AKSAM POSTASI IDARE EVI” Istanbul ; Ankara Caddesi © Posta kutusu 19 Istanbul 214 Telgraf adresi; istanbul HABER Yazı işleri telofönu » 2172 «24479, ; ABONE ŞARTLARI Ecneki * igdarevellân Danton Herşel başmiı giyotine uzattı. Satir indi. Kanlı başı sepete düş. İ Sahibi ve Nesriyat Müdürü; mMasan Rasim'Us Basıldığı ver li Kimyager Hüsameddin Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bil umum tahlilâr, Eminönü Emlâk ve Eytam Bankası (karşısında İzzet ÇETE REİSİNİ BIRAKIN ONA SORACAKLARIM ÖĞRENECEK, LERİM YAR!