28 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

28 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pavtuyouı “Yknyaaz yöla$yapi Te OPEN O © ap maz znunsıokrumdns? £a$ 14 uopztuypuoX 10 :0 “Ao 4g) önunszofiyupoppal ozşuşpual #8 /0 İO, DİE Dİ A OE Mimar A A 2 1 21 m yag *Koa (ey £ri) ai hi Curkeyatt vpemg “ett TErfey urfa nğnpı0 3594105 UpEErEX WE OPR O vapzs Zrusalepo opus) glazvumuur 'zyunsrli p9 v4 *umuokıpığ sfemdg itezeuytu “munslokıpd olan © *umaoknydoy adıp yeoto UZUN 1g UV SY EUĞNUOY “0 aeaoıpı$ Tiziy zepuy O 10419708 ng “eu yag “MIMAZ Tepe Alok wurğovapıl 1g “urKenğuğ (dıpa “ERNUL YUUNLAU upöma UP '78A 10 Boa UD ma tumeuro pop PX apısayad ofneğ op shaoo a -84 *ava yep afg üpumrek ufujauaz vreİeavy 'epemğ “#1g010 ua4NSŞ YpumeY KV g010 zrunğodoouja !yOK Ke nd zeğesrdek uydug uoyyouuy 9sna070 “PEY O urez, izni “BASKI Suruç akamu ueurez zuuuğnpunınd 179p KOS OLEJ duruyo #90 ms “Tez HE nposap Seg, — ise mol “ZSRADI “DP ZED NOS uyzas vpuSUNS? Eyi (Syayuş) 28 ep OliMMIN,, Biupp arok öp Sro; Npüsd89p SMOA2919 NO — Çuolişe oznjos na ou na 0 (0) Cim v anfas oliyusop 4404 00 40J upuvsyp ma alo 0) çul zasüyai SNOA YU SNOA YO YO — “up ğrurş OLUYO ZOYLAN YAPAZOZUNS “AZYAMOĞ OPULZEN “zaya 1970 - öy tüypi MOL, ozayomunğ 91 sms poüpee 1910) 9 vpidsop 049p) a mğ VOZISN vid *rağon eğ yroyoppuo da MEKOS VE 0 ıçmen DA yyoğou 1gığ #nuzznpun3oduğ rejuyu TDYEĞK “ae “uyyae3 uodıpad yği Yes ULEOJEZEĞEUI SUYU PİE ÖPME “yara yaza 'ajrreğyanı yazoğ zapoppuo 'Uyorure$yy *ana0kşğ$ tursdey 63 ununşoğn u *9p iygaok “araş öpüş Wok Zip SöyMNAK NE vu 14aısumad -reçilzei oçKudpaygıara “ıgı$ reprokıpeaoy Şpukajııgına “UOLUR *107NGOYO “TEykeAürE IŞ “Lay TAO (48 olş Dd “go og un owop ge gp salaş ap olivaydud, v opumutop ol 7) ş z b | $ “ap3NEI yuysoula po 1ç (KE Uedruşo weyed zey 409 *eueg uepmpuğ gu SA : i s ii ğ : : p *aaşy9 don sed “ougurey> suuog Sun 97 “op our ap sararma 3p oşkoyduma y şpueurp Yel 1 ıyaısuda VOZISNYUA “agoyod vyzof 405 pop “po Viş 149 yaza vumg ” wp ağ mappy amusuz - 3 ÖNMPMLOS 4D WEOG DA), 124 CÜCENİN ASKI rum. Nasıl? Bunu biliyorum. Oraday- dım ve her şeyi gördüm. Onu da hapis. haneye kadar takip ettim. San - Pablo manastıra kapadılar. — Demek ki onu takip ettin! Niçin? — Nereye götürdüklerini öğrenmek işin! Onu kurtarabilmek için. — Onu kurtarmak istiyorsun? sen - mi? Demek ki onu seviyorsun? © — Evet onu seviyorum. Senyör Par, dayan benim için Tanrıdan — daha bü- yüktür. Onu kurtarmak için, okanımı damla damla feda ederim. Ah O Juana bilmezsin o ne adamdır. Onları bir gör- seydin! Biliyor musun onu yakalamak için kaç kişi geldi? Ordu! Kocaman bir ordu! Her taraf askerle (o doluydu. Mösyö Espinoza da oradaydr. Prenses için bin kişi gelmişti, halbuki o yapyal- nızdı. Hem de silâhsızdı. Görseydin!.. İçlerinden kaçı öldürdü. Hem de, iyice zincire vurulduğu halde, elini ayaklarını oynatamadığı halde, on- ları korkutuyordu. Emin ol Juana hepsi korkuyorlardı. i İşte /her zaman gayet az o konuşan Şiko, durmadan söylüyor ve gitgide he. “ yecanlanıyordu. Bu hali, Juanayı hay- tetten hayrete sevkediyordu. Bunca senelik bebeği muhakkak ki değişmişti ve Juana, e le akin Hür karşısına büyük bir cesaretle çıkmıştı; ber zamarikinin aksine olarak, azarla. masını büyük bir lâkaydile karşılamıştı ; her zaman; yalnız ona (baktığı helde, — “birçok tatlr sözler söylediği halde, bu © ime bile defa hiç aldırmamış ve tatlı bir tek ke- söylememişti. Mk. Demek ki artık Şikonun nazarında mevcut değildi, Demek ki herşey bit- mişti. Bu ihanet üzerine artık kime iti, mat gösterilebilir? Öna bu soğuk vaziyeti terekttirmek için, bütün kurmazlıkları | tatbik etti: Tatlı gözlerle baktı, gülümsedi, beyaz ve kıvrak kollarile birçok zarif hareket ler yaptı, fakat hiçbirisi fayda vermedi. Birdenbire, saçlarına takmış olduğu gülü çıkardı, biraz elinde oynattı, kok- lamak istiyormuş gibi dudaklarına gö. türdü ve nihayet, sözde kaza eseri ola- rak, yere düşürdü. Şiko yerinden bile oynamadı. Zavallı Juana, ona attığı çi- çeği görmediğini o zannetti, Ve, iyice emin olmak için gülü ayağının ucuyla ona doğru itti, Şiko genc (o aldırmadı. Demek ki kaldırmak istemiyordu. Ah hain! Aman yarabbim ne hakaret! Juana, bütün kurnazlıklarmın boşa gittiğini görünce, cücenin hiçbir zaman tahammül edemediği bir çareye başvur. mağa karar verdi. Yani cüceyi her za- man olduğu gibi ayaklarına kapatmık istedi. Bunun için, ipekli çoraplara bü- rünmüş olan zarif ve sinirli bacakları yavaş yavaş tepinmeğe başlayarak cü. cenin nazarı dikkatini celbetmeğe çalış- ti. Ve cüce bunun farkında değilmiş gi- bi hareket ettiği için, Juana ayıklarını dayamış olduğu alçak tabureyi ona doğ ru itmeğe başladı. Bu tabure oldukça ağırdı, fakat genç kız, herşeye rağmen, onu kendisinden uzaklaştırmağa muvaffak oldu ve böy. lelikle ayakları istinat edecek bir yer bulâmadı. oJuana iyice koltuğuna gömüldü ve ayaklarmı sallamağa baş- Jadr, Şikonun yere eğilerek her zâman olduğu gibi ayaklarını kucakhyacağını İ ve öpeceğini ümit ediyordu. e Mn AŞ Çe kd DERSLERİ FRANSIZCA DERSLERİ FRANSIZCA 4 “Ben kendime reddetmiyorum hiçbir $5Y., Kendimden hiçbir şey esirgemiyorum. Coüter; kute — mal ojmak Resim üzerinde La derniöre fois'gue jal visitâ Paris, (Bu) pahalıya mâl olmuş olmalı. (La derniyer fwa kö je vizite Pari) (Bu) pahalıya mal olmalıdır. Cela doit coüter cher (Söla dua kule şer). Cela a dü coüter cher. (Söld a dü İute şer). “Bunun var mecbur olmuş mal olmak pahalh.,, “Son defa ki benim var ziyaret edilmiş Paris, Parisi son defa ziyaret ettiğimde... “Bu mecburdur mal olmak pahalı.,, ui 3 şişi ei gi > ii di, iş £ Ni Ee E eği 2 iii ld ei ağu gil lela ba işi ig birlö5; Eşi ERİR KİLA ta Meipili İşi İk Mak işi öeede ela ceği ae g3 ş in Bt 8. ee dağ idi ? Misaleielaiieşi a3 BİR a Parisin en güzel mahallelerinden biri olan Şanzelizede muhteşem bir otel olan Merkez Oteli'nde bir oda tuttum. (De iântre, dan Tö gran vestibül dö lolel, örne dö Denberi giriş kapısı, içinde büyük taşlık otelin, süslen- miş don - nebatlar yeşil ve dolu dan - yolenlar ki geliyor, lardı veya gidiyorlardı.,, Dis Ventröe, dans le grand vestibule de İhötel, orn6 de plantes vertes et plein de voyageurs gul arrivaient plânt vert ze plen dö wedyajör ki ârive tu parte,) “Javais pris une chambre â İ'Hötel Central, magni- (dave pri sün şanbr a lotel santral, manyifik etabli. söman silile sür le şanzelize, ön de plü bo kartiye dö Pari) Gu partaient. fiğue ötabilesement situâ sur les Chapa Wiysöes, un des plus beaux guartier de Paris. e KE EYUTALILİKI Re CUCENİN AŞKI ee Evet onun kâdar âlim olsaydı kara- | karşısına büyük bir (o cesaretle ve hiç xm; hemen verirdi. sıkılmadan çıkmıştı, Cüce, bu sıkrat:dan kendisini ancak Juananın kürtarabileceğine kanaat ge tirerek doğru oraya gitmeğe ks'ar ver. di., : Şunu işaret etmelidir ki, Juana onu koğmuştu, diğer taraftan güzel ipekli elbisesi param parça olmuştu. İşte iki sebepki başka zaman Şikoyu oraya git. mekten menederdi. Filhakika, Juana kedisini çağırmadan oraya gitmeğe ce- saret etseydi nasıl karşılanacaktı? He- le bilhassa bu kıyafette? Şiko buhleri biran bile düşünmedi. Belkide o büyük döstünün şelâmeti mevzuubahs edili. yordu ve bu düşünce onun nazarında herşeyin fevkindeydi. Binaenaleyh yola koyulmakta asla tereddüt etmedi. Oteli aşağı yukarı boş buldu. Zates vukubulan bâdiselerden sonra oofada müşteri görmek hevesine kapılmak a- besti. Orada bulunan birkaç (o müşteri, bararetlerini söndürmek için aceleyle içki içen ve derhal kalkıp giden birkaç asker ve zabitten ibaretti. Juans, mutfağım yanında bulunan ve bi: nevi büro vazifesini gören küçük o- dadaydı. Boğa güreşlerine gitmek üzere 2. diği güzel ve yeni elbiseleri, gayet ta- bi olarak hâlâ üzerindeydi. Ona, henüz açmış taze bir gül güzelliği veriyordu. Şiko, onu böyle görünce, kalbinin hızla çarptığını hissetti. Gözleri parla- dı, ve yüzü kızardı. Fakat o buraya, boşuna vakit geçir. eğe gelmemişti ve Şiko içinde uyanan arzuyu yenmek cesaretini gösterdi. An- cak ciddi işlerle meşgul olmağa ve an- cak dostunu düşlünmeğe karar veren Si. Tuana, mahcup âşıkınm © geleceğini zaten tahmin etmişti, Ve sırf bu maksat la, Şikonun ipekli elbisesile pekâlâ re- * kabet edebilecek, yeni elbiselerini çıkar mamıştı. Şikonun, boğa güreşlerinden (o sonra kendisini görmek arzusuna tahammül edemiyeceğini düşünmüş ve ona göre “ rağmen, Juana, onun hafifçe kızardığını ve gözlerinin parladığını görmüştü. Bütün İspanyollar gibi, Şiko da, dai- ma sevgilisine lid tatlı sözler bulurdu. Fakat bu defa, Şiko hiçbir şey söyli, yemediği gibi, güzel | tuvaletlerine de ancak lâkayt bir nazar (o atfetti. Yao, soğuk ve kendinden emin tavıt?... Ne o? Yoksa birdenbire çirkinleşmiş- miydi? Yoksa, asil ve güzel kadınların kendişine gösterdikleri (o iltifattan yüz . bulan Şiko artık ona aldırmıyor muy- du? Juana bu lâkaydiden o kadar mü. teessir bimuştu ki, onun gururunu büs. bütün arttırmaktan korkmasaydı, hün- gür hüngür ağlardı. Müâamafih, Jusna hissiyatını belli e* medi ve mutad veçhile cüceyi haşladı: — Seni koğduğum halde buraya gir meğe nasıl cesaret ediyorsun? Hem de ne kıyafette! Benim önüme bu vaziyet te yçıkmak ayıp değil mi, Hayır! Sen de utanmak denilen şey yok ki. - Şiko ömründe ilk defa, bu azarlanma. . ya lâkayt kaldı. Kızarmadı, başını önü- nz eğmedi, af dilemedi. Onun yüzüne takin bir tavırla baktı ve, sanki hiçbir şey duymamış gibi, sadece tatlı bir s€8- ME Gi iğ ya : diriger; dirije - (bir yere doğru) sevketmek iğ se diriger;: sö dirije —- kendine İstikamet vermek, (bir yere doğrulmak) Bee iri dk soy öl iri a 7 “AĞ Kapıdan girer girmez, otelin yeğillikie süslenmiş ve gelip giden yolcularla dolu büyük taşlığında, / gi oo ii Ki AA er —

Bu sayıdan diğer sayfalar: