28 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

28 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hissiyat keşsşafı Bu sefer, yüzlne dik dik bakarak > Hayır, anlam Çünkü artık isyan #k kaim fazla i ücunu bir kapı aralığın ten ne çıkardı? Bir bizmi amaz miydı bu? kat'iyyen Fakat eteği elinde bas- girdiğini görmez ii” Bu ansızın avdet zaten b Alay ettim: > Sizin gibi zekâlar ter, Fakat o beni dinlemiyordu. Harıl Nİ anlatıyordu. Sesinde hararet Sı. Bileri titriyordu. >— Olduğum b bi i velde merdivenin üst ka © veilk basamaktan iner & avazım çıktığı akdar İkdim: bunu keşfe. yerden 1 Hemen karş ogtum. Mü- kknk ki herif beni deli sanmiğlır. öyle garip bir naza tema. | ar'ediyordu. | “e Karım nasıl?... Nefede?... Ken- ini merak ettim.. öldürecek EKENEN beri Bikaç Nb nız yoktu. “Kolunu tutarak birkaş abuksabuk MY anlattım. Biraz sonra karısının | i odasından bize doğru geldiğini | » “dük. Gerçi saçları filân derlitop- du ve tebesslim e öyle sarıy i Bayan Bahire, büyük bir 8 geçtiğine kat'iyeti idi zihabinm gayet ğu. akşam üstü Faik Muradın Feyya- agldiklerin işittiğimiz zaman an | facinnın Fa > Bugün uzun bir gezme yaptım. hiç oturmadım?! diyordu. Sandalia. Heybeliye nasıl açıldığını Sattyordu. #Yyaz cevap verdi: Ng Güzel bir gezme... Bir gün de be. *P Yapalım şunu... Yine günler & E Merakı uyandı. sak hiçbir hâdi Imadt, Yalnız bir ük bir deniz ge- Mandalery: beraber alsalar. lbuki işittiğimize g m, İyi yelken v Min ederej b karar verm SET çarşamba şiddetli bir rüzgür çıktı. hava gayet güzelken öğleye doğru Yirmi kişi kadardık, Otelin yemek salonunda top $, karnımızı döyuruyorduk, Fey. in hanımı artık bugün ağzıma na bile koymuyor, bakışların- den fazla acıklı, ifade vardı, Dalgın dalgı Bahire de iştihasızdı. Arada sirada rek gökyüzüne bak olsun diye yavaşça fısladım: — Havanın bozmasını da Feyyaz | bey mi ısmarladı dersiniz? Ne cevap verse beğenirsiniz? — Bunu da hesaplamıştır. Merak eyin. Bir masanın etrafında toplandık, briç oynuyorduk. Derken birdenbire kapı açıldı, Otelin garsonu, telâşle! diye bağırdı. Bazı anneler haykırıştılar. Fakat Bahire, elini keluma dayıyarak, kat. iyetle: — Kazanın kurbanı dan başka kimse deği Hepimiz otelin ka — Kara varmış! » Faik Murad. ir! , dedi. mdan dışarı | firindık. Bahçeye koştuk. Sahilde, İs. kelenin kenarında epeyce bir kalaba- şt1, İki delikanlı, Muradı . Başı sarılıydı. Baygm değildi, Fakat boş nazarları kimseyi tanımıyordu. Herkes soruyordu: — Ne var? Ne oldu? Sandalemm biri, cevap verdi; — Biz sahilden gördük. Fırtma di. reği kırdı. Başıma düşmüş olacak... E, re karıştı: — Çok mlhim değil. İlk pansıma. nı bert yaptım. Basımı saran benim... Sandalcı, hayran hayran: — Bey müthiş... Hem sandalı kur- tardı, hem arkadaşımı... Biz. vakayı görür görmez hemen onlara gittik a. ma, hacet kalmadı. Çünkü bey kur. tardı. O esnada, büyük bir iniltiyle Fey- yazın karısı bayılır gibi oldu. Kocası kolları arasma aldı. , asabiyetle söğleniyordu: vu cani hari£,. Adetâ ağlıyacak gibiydi. — O mahsus yaptı... Hepsini mah- sus yaptı... Sahildekiler farketmesey. di, herifi xe cak, biliyor musunuz? Karisını bura. dan alıp kaçacak gidecek... Herifin iyileşip iyileşmediğini haber almasın diye kimbilir onu nerelere trkacak, Bütün mektuplarını gözden geçire. m da kocasınm katil oldu- kat öyle cinayetler ir türlü mah Hakikaten de Karı Koca gittiler, Has taneye nakledilen Faik Muraddan alamadım. Altt ay sonra, klüp arkadaşlarımız. dan birine rasladım; — Feyyaz mütemadiyen karısıyla meşgul! - dedi. . Çünkü kadın asabi buhranlar geçiriyormuş, İnliyor, ağlı. yormuş. Biçare. adam hastabakıcı gi bi kadmla uğraşıyor ve fakat onu türlü iyileştiremiyor... SON Nakleden: (Hatice Süreyya) BAK BURAYA NE ÇEK ERZAK Vi LAR... 100 SENE © m YAŞIYABİLİR- İLE Ez ur şiddetle yağmıya başladı. | Odalarına | emelere akse- | Yediler arasında EYET EVET. BÖYLE BIR GE-/ ÇiT OLACA GINI/// DÜŞÜNÜYOR // DUM: » lan Yazan: Niyazi Ahmet 471 sene evvel bugün Venedik elçisi sulh müzakeresi için Istanbula geldi 100,000 duka tazminat vermeğe razı olmıyan Venedik, 100 misli zarara uğ- radıktan sonra bu paradan maada her sene 10,000 duka vergi vermeğe razı oldu, fakat iş işten geçmişti İkinci Mehmet Venedikten müt- I biş bir intikam alacaktı. Kasımpaşa ile Gelibolu tersanelerinde mütema” li reni gemiler yapılıyor, tamam lerek techiz ediliyordu Venediklilerin İstanbulda birçok casusları vardı. Her gemi denize in. dike rapor veriyorlardı. Venedik, uzun müddet harp et mişti, Hazinelerinde para kalmamış. tı. Mücadele edemiyeceğini ânlı . | yordu. 1476 yılı 28 mart günü, 471 se- ne evvel bugün, Venedik elçisi Je- romgorci İstanbula geldi. Sulh mü- zakeresine başlandı. Venedik elçisinden istenen şu i- di: İskender beye ait olan Arnavut- luk kelelerinin teslimi ve yüz bin dukn tazminat verilmesi, Elçi: — Bunları kabul etmek salâhir yetim haricindedir.. Dedi. Sadrâzam Gedik Ahmet paşa: — O halde senin neye salâhiye- tin var? Diye sordu. . — Teklifinizi Senato'ya bildir . mek.. Bunun üzerin Gedik Ahmet pa- şaBütür “Türk 'dönârimüsin? techiz ettirerek biğyük bir resmi geçit yap" tırdı. Bu geçit resmine Jeromzorci de davetli idi. Merasimden sonra: ” "Dohanmayı gördünüz, dedi Simdi bum zarfında rahat durmanız şartiyle bir sene mütareke ye muvafakat ediyorum. Teklifimi- zi Senato'ya bildiriniz ve bir sene sonra cevabınızı bildiriniz. Venediklilet sözlerinde durdular. Fakat mütareke bittikten sonra Ve » hedik kumandanı Antuvan - Lora - dano Mora sahillerine yaptığı hare- kâtla yeni bir harbin açılmasına se « bep oldu. Venedikliler, bir sene mütarekeyi büyük bir'fırsat bilerek istedikleri gibi ve bütün vasıtaları seferber ederek süratle hazırlatmış - Jardı. Harp edecek donanmayı ha - zırladıktan sonra da Anadolu sahil- lerinin muhtelif yerlerine baskın verebiliyorlardı. Bu arada Antalya ile İzmir hayli zarar görmüştü. Artık intikami tam manasiyle haketmişlerdi. Bosna beyi İzonzo nehrinden geçerek Oradiska müstahkem ordugâhında bulunan general Jorenimo kumandanındaki Venedik ordusunun üzerine yürüdü . Örher bey, düşman ordusu ile | kâğıda | karşılaşmca okla attırdığı şunları yazdırmıştı: — İntikam almağa gel ktan sonra derhal denize indiri. ! Ömer | dim. Ha | ber veriyorum. Ona göre harp edin. Harp çok kanlı oldu. Venedik ordusu tamamiyle ortadan kalktı, Ömer bey bundan sonra Toglis yamento nehrini geçerek Piyava sa. billerine kadar ilerledi. Asker: — Harbetmiyoruz. İntikam alr yoruz. İzmirle Antalyayı yakmışlar, ne buldularsa almışlardı. Bir daha böyle şeylere cesaret etmemeleri için ders almaları lâzımdır. Ordunun geçtiği her yerde çift. likler yağma ediliyor, köyler yakr liyordu. Ordu, intikam hırsiyle o kadar ilerlemişti ki, en nihayet: — Nereye gidiyoruz?.. Diyerek geri dönüldü. Bu yürüyüş Venediği müthiş surette telâşa düşürmüştü. Senato sulh yapmaktan başka ça- kanaat getirmişti. imdi yapılacak bir iş vardı. Yeniden bir elçi göndererek sulh istemek. Öyle yaptılar. Tomas Malipero İstanbula geldi. Venedik cumhuri- yetinin, harbin ilk senesindenberi zaptettiği bütün Türk kasaba ve kö” yünü iade bildiriyordu. Ayrıca Şap madenlerinden dolayı istenen 100.000 dukâ altın tazmirat da ödenecekti. de ayn Fakat ikinci Mehmet razı olma. dı: — Ayrica her sene 10.000 duka vergi isterim.. Dedi. Elçi bu hususu müzakere için Venediğe giderek döndü ve: — Peki buna da razı oluyoruz.. Dedi. Dedi ama gene iş işten geçmişti. Çünkü İkinci Mehmet ordusunu İş- kodra'nım mühasarasma sevketmiş « ti. re olmadığına edeceğini HABER! AKSAM POSTASI IDARE EV!" z Istanbul * Ankara Caddesi Posta kutusu? İstanbul 214 Teigi adresi; Istanoyl HABER Yazı işleri telofonu : 23872 Idare venân — 12495 , ABONE ŞARTLARI Türkiye © . Ecnebi Senelin 1400Mr. 3700Mr. : Sahıbi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası CEREYAN KESEN ŞU MEHUR KOLUN YE RİNİDE ETTİ KEŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: