Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Tefrika numarası: — 35 — | Evet Az X: Edgar Wali age' ÇEVİREN: fa Gesnür At 'lı%h me:mı annenizi, Onu, Bella- tım kaya '& göndermek Üzere idi. | "%, bulüp kurtardılar. Möre W aat 'ENİRİ bir vapurun içinde yaka" Shdisi biraz hasta.. Başımda , "'*!ı.hn.ktv" ae O l eei değir Mi mx — İSe, vapura götürmek- t D ü müıyö'_ı bü kısmımı, genç kızt gee 'leum, işt. Valeri şaşaladı: z Bîh'nem ki oraya gitmek mı? “M'in "0;1 dakika ilerde. Hem rken bi - Yök T r şeyden koörk kenm_m getiren otomobili at Bi SÜpha edebilirdi, Fakat ve- Makul göründü. Bunun için 'nede, D & “döğm neîgntomnhi!e bindi. Otomobil | '&% Btöyn, * &d ve bir rıhtimdâ dürdü. * "La Konstessa,, yi göğteree d;na İmazel. Şu gemi, Şindü, Bu gemi ona o kar Suları Üyor, ayakları dibinde, k ı'“'? ördü p4 Vadar korkünç çırpıne Ç HH“!&L B İnsikayı olarak bir tehe ğ & ıg’q'ln lekdin İdüt ediyordu. Fakat an- &radı. | BT annesi orada değil i h,.ı“ih!' ; ı'ldı ha X Relsin, *T verir misiniz, dedi; bus İyi di ııa Matmazel, siz gidiniz da- | N%BU üK ;"z' Vapurdan bir filika ge ’ltu lti olaa . HMan polisinin filikala. l flik Berek, ef & * dikkatle bakiyordu. Son %ı '. h%u İt'““üm Polis filikası. hh'&r Tİnde İki gemici vardı. Vas %.ı Hu%n “enuı_ Fakat filikaya bines kı "-"İtem Tibise, Bemicilerin sarhös x Mk“k dönef.'üğim Ü ı., | t | h? Çkmak istedi. Gemlcilerden M bekuyor Mniyet gelmişti. Şimdi wlmw bir | i& kırsa kurtüulabilirdi. dL ı: hu!hmk'in bir arzu da — vardı. $1 "—'uu%mlünç buldu Haykırma: ÇÖ — Yüğüyilişür * vak'tir 'h Ğ | li" ; üveı.t;:% kız, müşkülâtla yukarı ler yoktu. Sandalda Tzar B değ ' BİZE yolu —göstereyim devr!îecek P Tp îim,dh’“m daha İndi, bir kos | %&M Sân bir kapıyı açarak: U Valeri içeri girdi. Ar *Time kapandı. ğ V'Pıîım_ bir Salondu. —Lombozların B TNk b.hı:kîıiçerdekimğı dişar İ ?'ıı.u--. Yöktu, Valeri ilk şaş- İ mım% hmyn koöştu. Kilitli St aai Bir a | Blig fda dısardan ayak ses 'W I!! kı')'ü Birdi, GöÜye sonra kapı açıldı. çN | Sönit, ,:“"“ kapıya dayadı: he demek? Mösyö Fi« 5 “bı 'l lîe a :"ıde olduğunu bilmem d Oldugımu Bİze anlatam h!-!a BRSK b gisinle ben, ev “& v ?!r '93 aha.timm bu gemi 1 .ı 'Wı'qq. Fadamın ne söylediğini | | hu *İhlz M " İakey nî’uk - dadı, sİz bana müsat- İ Üty a dlhq “ACağım. Bu vapurda bi r;mm İi âk istemem, p lln n Ülüük P;"ı;n önünde duran ada LG & biıe_(,a & Mak istedi. — Fakat h l tutarak eri İtti: İB E H':Mı _han—aıı :1 dedi, tekrar edeyim. hn.q' İYoruz, Sizinle evle- '—ık Müuamele ederseniz | hg "H:ın aı, İ T'—"P #derim. Tat'ılıkla nit Ve ADarım, Fakat — aksi | !Şleunl NL deheşi Fösterdi. hh Şet Genç kız düştüğü Hi Dti “Hladı "t!:h"-'t. Tdu, F'enlcı:li bir sane Ş hn,,ı,ı AşInı tlelrine aldı ve dü 1 h!r ö Aralrk köorya vuruldir. Ardan Smiti çağırdı. 3 Sonra içeri girerek ;tl'neıiı Belki de duvy Madı. Smit İleriiyes "T füttü ve dürüşt bir *ng . 3#'"!' * Smiti çağıran a 1 du, Biraz ilerlediler adam * İçeriye girdi. Smit — Giriniz, dedi, önüne katarak aşağı in dirdi. Şimdi Valeri — pis, karanlık bir ame barın içinde idi. Burası dar, küçük bir yer de bir adam, ancak ayakta — durabilirdi. Fakat içerde üç kişi idiler. Smit arkada duü ruyordu, Elleri genç kızım ömuzlarında İdi. Öteki adam da Valerinin önünde idi, Smit boğuk bir sesle: — Bu kadar çabuk geleceklerini Ümit ete miyordum, dedi, fakat kaptan ve tayfaları sarboş görünce, zannetmemki İşin farkma varsınlar. Öteki adam sordu: — Acaba bizi kim ele verdi! — Herha!de Barnett olsa gerek, — Başka kim o'abilir. Bu Fiterin Allah belâsını ver sSİn, Genç kızla iki serserinin bulundukları ye rin küçük bir pDenceresi vardı. Oradan Vas- leri nehri göretiliyordu. Biraz sonra kulağı na polis motörünün sesi geldi. Hattâ, Fi terin emirler verdiğini duydu. Bağırmak l« çin ağzını açtı. Fakat- Smitin iri ve piz eli afzını kapadı ve Smit kulağma şöyle fisti dadı: — Eğer sesini çıkarırsan seni tavuk bo ğazlar gibi boğfarım. Valeri korktu.Sustu.Öylece nekadar zaman geçti? Biraz sonra ayak sesleri Birisi: — Buralarda, zincirler var, dedi, herhalde orada olamazları — Evet, muhakkak Bornett bizi atlattı. Başka bir vapurla kaçmışlardır. Dönelim. Ayak seslari uzaklaştı. Mötörün gürültü sü duyuldu. Sonra o da kayboldu. Biraz daha beklediler. Nihayet Smit: — Gittiler.. yaklaştı. Dedi. Valori ise bayılmıştı. — böş bir çır val gibi yığılıyordu. Smit ile öteki adam onu kollarmdan tutup yukarı — çıkardılar, salona İndirdller. ' Bu esnada, geminin arka tarafındaki tah lisiye sandallarından birinden, toz, toprak içinde birisi çıktt ve gürünerek — bir tarafa köştü. Bu Savini 1di. (Devamı var) Mazacera ve aşk romarnı — TÜZ — Yazan : (Vâ-NĞ) Kontes, casusluk esrarını birer birer ağzından. kaçırıyordu. “Söyle Mehcemal, söyle ! Aşk siyasetten üstündür!,, diye kendine telkinatta bulunuyordu Geçen tefrikalarin hülâsası: Mehcemal aslen Venedikli bir kon- teştir. Sözde ihtida etmiştir. Fakat hakikatte, başkadınla birlikte ca. susluk ediyor. Fakat bu iki siyaset ortağınımn arasına bir de aşk reka. beti girmiştir. Şimdi Mehcemal, pa. dişaha ifşaatta bulunmak istiyor, Fakat dişlerini sıkıyor; “— Nasıl olur?... Söylemek mi?... Fakat bu yalnız Safiye' sultanın şah- sına ke'şi ihanef etmem demek de. gildir... Bu,"ayni zamanda, dinime, milletime karsı iİihanet etmektir.... Çünkü, Venediğin bütün selâmeti Sa. fiye sultanın elinde...., Sahte mühtedi kadın Hidayetin da. ha geçen gün ıstavroz arkasından 18- tavroz çıkararak söyledikleri aklın. dan göçiyor: — Bafiye sultan, katolik âlemine papa hazretlerinden daha ziyade fay. dalar temin etmiştir... Düşün kızım: Sultan Fatih... Onun torunu Yavuz Sultan Selim... Onun oğlu Sultan Sü. leyman.. Viyana muhasaraları... Ve- nediğin ta yanına kadar gelmekler... Sonra, ikinci Sultan Selim... Onun za. manmda, Osmanlı saltanatı gene par. lak bir vaziyetteydi... Fakat, Üçüncü Muradda, saray kadınların eline dliş. tü... İslâm ve Türk devletinin de ik- bali söndü... Bu, hep Safiye sultan sa. yesindedir. Padişahı a9 avuçları ara. sına aldı... Sarayda kadınlar arasın. daki entrikaları o yarattı... Osmanlı devletinin ikbalini tepetaklak edecek | odur... Katolik dünyası onun sayesin- de gülümsüyor... Ona, ne derece kul köle olsak yerindedir...., Buüu sözleri dinlerken, büyük bir tes. limiyetle,*kontes de başını iğmişti. O da, Hidayetin karşısında haç çıkarta. rak: : “— Evet! hakkm var... Onun her emrine inkıyad etmeliyiz!” demişti... Bütün evrak, Safiye sultana göste. riliyordu. Mehcemal, isret ve-afyon âlemleri esnasında padişahtan bütün öğrendiklerini Safiye sultana anlatı. yordu. Ö da alman bütün tedbirleri, atılan bütün adımları, birer birer lâ. tince yazıyor, Hidayete veriyordu. Şimdi Hidayet, yahudi bohçaçı kadın Kira'nin maiyyetine girmişti. Onunla, birlikte saraya geliyorlardı. Çıktık- ları zaman, devletin bütün esrarı, Halicin kenarımdaki küçük bir eve gi. diyordu.. Oradan bir merdiven... Merdivenle elçiliğin bahçesi... Ve sah. te mühtedi Hidayet (yani;, hakiki isz. miyle Mariya), elçinin karsısma çıkt- Yyordu. Safiye sultanın selâmı ile beraber raporunu da sunuüyordu... Casus teşkilâtı, böylece, harıl harıl isliyordu.. ai g Köy Yazan! Edgar Rite Bürroughs Çeviren: A.E: butün halkı, Gözleri kor- kudan dışarıya fırlamış bir halde kulübelerınden çıktılar Siyah derili adam, gözleri gagkm- lıktan fal taşr gibi açılmış, etrafına ye kavığım acaip tayfalarma bön bön bakarak: — Adım Kaviridir! — Peki niçin bana hücum ettin! Seninle arkadaş olmağa hazırdıml_ — Buraya geçen ay ışığında baş- ka bir beyaz gelmişti. Bize dost di- ye geldi, savaşçılarımı öldürüp, ke- çisürülerimin yarısını çaldı. — Ben öyle beyazlardan değli- Tim! Bana dokunmayana hiçbir za- tarım dokunmaz. Anlat bakayım; o dediğin beyaz nasıl bir adamdı. Onlardan birisi benim düşmanım- dır. Ben onu kovalıyorum. — Korkuncç suratımı kocaman ve kara bir sakal çevirmişti. Gülümse- mesi de çehresi kadar korkunçtu. Kalbi, göğsünü delip fırlryacak kadar carpan Tarzan: — Yanmda küçük bir çocuk var miydi? — Diye sordu: — Hayir! beyaz bebek onun ya - nında değil. ötekilerin yanındaydı. — Ötekiler mi? Onlar da kim? — Beyazın takip ettiği adamlar bunlar bir beyaz adam, bir kadın bir bebekle altı hamaldı ırmâğı kötü be- yazdan üç gün evvel geçmişlerdi. Ondan kaçtıklarını sanıyorum. Bir erkek, bir kadın ve bir be - bek! Bebek, kendi evlâdı Jak olma- liydi. - Fakat bu erkekle kadın kim - di? Tarzan şaşkınlıktan düşünemi - yordu. Nih_ayct Kaviriye:; a — Haydi köyüne gidiyoruz! Dedi. Şef buna büyük bir ita - atla: — Begüstüne! Karşılığını verdi ve acayip tayfa- ya bir göz atarak: Sualini sordu. Tarzan cevap vermeksizin gü - lümsedi. Köye vardıkları zaman, oraya kendilerinden çok önce ulaşan savaş çılar her şeyi bildirmişlerdi. Kulü - belerine kapanan yerliler, korkudan titreşiyorlardı. Tarzan kat'i bir sesle: — Savaşçılarına emir ver, dışarr ya çıksınlar! - dedi. - Senden bütün isteğim kayığımı yürütecek on iki kişi ile biraz yiyecek verilmesidir. Kaviri'nin bu buyruğa karşı: — Başüstüne! Demekten başka, vereceği karşı- | lık yoktu. Fakat reis adamlarımı boş yere çağırıp durdu; sanki hepsinin ku - lakları taş kesilmişti. Kimse aldırış bile etmiyordu. Tarzanın sabırı tükendi: — Onlara söyle: Dışarıya çık - sinlar, yoksa hayvanlarımı üstlerine saldırtır, kendilerini titreyip durduk- larr yerlerde parça parça ettiririm halı Bu sözler hemen tesirini göster - di. Köyün bütün halkı, gözleri korkudan dışarıya fırlamış bir halde kulubelcnnden çıktılar. Kaviri, kendisinden istenilen on iki savaşçıyı istiye istiye seçti. Maymunlar ve Parsla birlikte kayığa binmek düşüncesi bu zavallıların ötlerini patlatıyordu. Tarzan bunu anladı ve kaçmağa kalkıştıkları tak- dirde, Parsm kendilerini derhal ya - kalıyarak parçalayacağını söyledi. Bu on iki adam, - itaat etmekterr başka çare göremedikleri için boyun- larını büküp kayığa atladılar. Kö - yün şefi de uzaklaştıklarını görün - ce, derin bir soluk aldı ve yolu üs- tüne beyazları bir daha çıkarmama - sı için tanrılarma yalvardı. VI Kayık, acayip gemicileriyle bir - likte tam üç gün Ugambi rmağın - dan yukarıya cıktı. Bu yabani ül- kenin gittikçe daha içlerine dalıyor lardı. - Günde iki defa yiyecek avlan - mak için karaya yanaşıyorlar, ge- celeyin de, ırmağın üstündeki sayı - sız küçük adalardan birinde kamp | kuruyorlardı. Tarzanm böyle ada- ları seçmesi Kavirinin verdiği adam larm birakıp kaçmalarmma mani ol- mak içindi. Bu adamlar Mogambi gibi değildiler, maymunlarla Parsa -bir türlü alışamamıslardı. Yolda rast geldikleri köylerden haber almak imkânını bulamadılar. Bunlar Tarzanla maiyetini görün - ce, kulübelerinden fırladı kaçıyorlardı. e YO L , )e Mu_.lh t Fa MT FUr ü&_ i i .;_ ibi | : fanetmıqken Ve işte, casusların en ihtireslrla. rından bir tanesi, gu sırada, bütün buü malümata sahip olarak Osmanlı pa. dişahının yanında oturuyor, onunla dudak dudağa öpüşüyordu. Padişah: — Ah, bu çifte buse... Bayılryorum. a diyordu. Fakat, ansızm delirir gibi oluyor. du: SA — Büunüu kimseyle böyle öpüşmediz ya, Mehcemal.... Biliyorsun, hkiskan. cım..; En ufak bir ihtimal bile beni çileden çıkarır.. Kadmlarımdan her. hangi birisine hattâ vaktiyle şöyle yan gözle bakılmış olmasma taham. mül edemem... Anlıyorsün ya... ' : Sontes! Kariz — Anlıyorum ve hak veriyorum.: « dedi. | İşte, tam Sırasıydı: — Sen ki, kadınlarından - birinin vaktiyle öpülmüş, sevilmiş olmasmıma tahammül edemezsin, padişahım... « diye haykırdı. - Biliyor musün ki... , Üçüncü Murad, afyon dumanları a. rasmdan yerinden sıçradı: — Neyi?... Neyi biliyör müyüm?.. Mehcemal söylememek — istiyordu. Lâkin, dümanlar, onun da beynin! sarmıştı. Kendine hâkim olamıyordu: — Kadmlarından biri, değil eski. den, hattâ şimdi bile bir erkekle mü. . nağebet hahndedîr — Ne?.. Ne ’..k i Üçüncü Murad, tıkanıklık — geçiri- yormuş gibi, kalbini tuttu. — Ne diyorsun?... Söyle... Söyle kız, Erkek mi?.. Iionte's' '— Söylememeliyim... Kendimi tut. malryım,. Bütün bir casus teşkılat!. nı, bu arada kendimi ve anne gibi sev. diğim Hidayeti, elçiliğimizi ve yüz- İerce ırkdaşımızı dindaşrmızı mahve. deceğim...,, diye kendine hâ.kım ol. mak istiyördü... Fakat, içinde başka bir kuvvet af. yonun tesiriyle hükmediyordu: — “—. Söyle... O senin biricik. tezel- lin olan Sünbülü elinden aldı...O sah. neyi daha bu sabah gözlerinle seyret. tin.. Söyle, Al intikamını. Sen ki, en göhvetli aşklara lâyık bir kadinsm, sen ki Venedikli erkeklerin üçünü be. şini ayni günde idare ederdin, bü et- keksiz Barayın içinde kapanıp kaldın. Bu padişah, bütün üsaresi sümürül. müş bir biçaredir... Yüz iki çocuk sa. hibi olduktan'sonra en haremağasıl. dan daha haremağası kesilmiştir..: Bütün gün afyon çekmek ve benden öğrendiği gifte buse oyununu fatbik etmek... Ey kontes! Sen, bu saraya; bin bir türlü tehlikeyi göze alarak, bin bir entrikaya başvurarak, erkek- lerin en yamanınt soktun... Fakat, o kadım, Sünbülü senin elinden aldı. . Sana porsumuş bir adamı bıraktı... Hem de bu esrarı kendisine bizzat sen Söyle, Kontes, qsyle T Aşk, sıyasetten üstündür, întiltammı &l (Devdint var)_ KO Yeni 'I'efrl kamız Papas Osman Haremağası Sünbül Ağanın cariye- sinden doğarak Papanın himayesine giren ve papas olan'bu tarihi şahsi. yetin Avrupadaki saray kadınları ürasında geçen macaraları pek ya- kında bu sütunlarda br:ışhyor Yazan : (Vâ-Nü) F 0 VY — Ka Z s'k SH — H v & H y A