“AĞUDAYİ #pSLOp NA Yapa üorip? Şase) PPS ŞUAY İz i 2 h ş dokunma dK 414 NĞNPNAO YAA9 UUPUMNAN “UNUO “OPULAZU UTUESEN ve İNİ * ap pa 42 po O nuo piş dojey 40 anumpiz vsvia öpuşisağI, *ayağ vutstutur , ye “KOY öüğ0N ULO8 ma, “OpEkşz Yep *,080d,, *zUyex tm “yok yrey dry uv uruay VPUSUU ulzupuna OLKGE EUN Mp 2wed odeorzed,, upuysıouru! Op ,9s0d,, uu *ayLlopua 5 sas ng end adayı Un Sancı 98 OJE) &) ing - AOAB,, il apo (yöoy vard “Erez Çreur ULULEPSYU TpUOY Urek Iğipyıpo 71asuş oy Vu (a3 Oy m) 30) SAZAN OLM YE, surez YeY ururrz Meuyo doğ aya Ufuşsra “asi 0) v7 Ve ssazayı SOLA YU “uMpno İUIYM “dey öntüreyo - ava WHĞ,, FEMANLNAYI apapıay? Aya OLLOĞ OpETUNSLP İliş RH “apnyo LEEJĞENM :,40)l0şy Stinyo dare O, “Tajani Tüasy,, ha uçaalmez top znzodilig maokuNğ yağın YaNİNURUN yo TEyEYİŞ I İİNMYO SDLAP ADADA, ÇCatrasopas 0D 0D LD ZEY Aaj O anaş 99 1903 VI MAŞ) “upo yesen OKAY Çyeuo — a9, UNU ij, RPM * “np4oy OMER UTULE Eğiti YEYEk GLEjUEğOk UpEN (Uzi PUR MEL OEDİ yognfi Mbşwmbuofi Npfioy wpuy Şymuziy,, VENA “(Dap oy ape ayyloamaj 7 ya V wa T) “sdsâp s9j ms SAMIIIANOI S9) STUL 8 öUuoğ VT VA SEN, şeyl zaasod,, ifaağIp “aşa taryyouı <E£ “1 Ozmuofrusyma VZ DU Yursuusur , yeulox,, 'upeanşı “no önulmzoy SafuuBlok duyan UruLLr yEfat) YEZUK AOMDÖLON By ADAP MUH DöADİ Ofpp0fi OULZ(),, “TU geye 1290 MEDİNE SUYA ARAYA) “yede, VOZIŞNYdd "(31 wOe kaşj 01) enj yUOS SAXAN BOT ayğnerunyo den ng : İniunyo sp dojpy vg, "(oL 3 say 95) :ny 369 AŞI 90) “anönumyo *npnyo 32pUd4aozA JOIou((2Y Udi UAJAZ YULSYUYU YEtUNYO |#) ! tuaasuga .zatuşrası — ö80d deeyand sğesed odı ed,, ski ANL, sapa 1 Bim “olmus gi 408 vyoyout gı özgü V yişsomop VT) “doru og öy ane sefayvur 9) soğ e anbıyssmop vE VOZISNVUA “(pig wp özgd 9 amu0s 91 NS) “sepoyeui un Ş60d 16? zaruruo8 9) M5 sunyedek orum TEE 1g op orasi a0ğIp za “amıdanej Op apt MOR dup 07 NS) “#azmyıano9 Söp #OĞNUL 7UOS GÜLUp s9; Ang "28 yg öy oy sp DÜMOS APUMIZ() “any&nuaynuoy oyI$ azg aura UUskYoŞ “npfox ouyaazı uuukuos 1447 sayan wwnlimos Mioynü wplio: ruz'ısydd 6 CUCENİN AŞKI ——— Pardayan masaya yaklaştı ve birder bire dönerek hayretle sordu: — Nasıl?... Bir tek kişilik yer mi ka zırlattınız? Bedöaht çocuk, bilmiyor mu sunuz ki, ben bu sandalyeye (oturuşu ww: bile kahraman ve cesur bir o gence “vunum ve onunla beraber yemek ar dayım. Ve Jana gayri ihtiyari etrafına bak: aatek, kahraman diye tavsif edilen ada mın kim olabileceğini ararken, Pardayan ilâve etti: N ? — Çabuk? Sevgili dostum © olan bu kahramana da bir tabak getirin. Doğrusunu söylemek icap oederse, bu sözler, Juanayı olduğu kadar, Şiko yu da hayret ve merak içinde bırakmış tr. O da, Juana gibi, bu kahramanın kim olduğunu kendi kendine soruyordu. Pakat, her ne olursa olsun, Juana ma saya ikinci bir yemek takımı koymakta! gecikmedi ve merakının biran evvel tat min edilmesini bekledi. Pardayanın gözlerinde kurnaz bir hal vardı, masaya yaklaştı ve Şikoya oturma sını işaret ederek: — Haydi bakalım dostum Şiko, dedi, göyle karşıma otur karnımızı (Odoyura Um! Herhalde buna bak (ettin, neder sin? Bu ümit etmediği şeref ve iltifat Şi koyu fena halde mahcup etmiş, Juanayı büyük bir hayrete düşürmüştü. . Şiko, Pardayana, tanıdığı ve hürmet ettiği insanlar çok fevkinde bir insan nazâarile bakmağa başlamıştı. Pardayanın en küçük bir arzusu bile onun için, her ne bahasıma olursa olsun icra edilmesi lâz:mgelen bir emir haline gelmişti. Pardayan ona oturmasını, söyleyince, dan, işaret edilen yere oturdu. Parda yan, ona, mühim bir şahsiyete lâyık, il tifat ve ikramda bulunmaktan âdeta bü yük bir zevk duyuyordu. T Bu aralık, aşağı inerek ayni omasaya oturan Servantes, Don Sezar da bardak larını Pardayanın ve Şikonun bardakla rile tokuşturuyorlardı . « Servantesle El Torero, belki de, Par dayanm bu küçük serserile ayni masa da samimiyetle yemek yemesine hayret etmişlerdi. Fakat bunu göstermemeğö çalıştılar. Hem de mademki Pardayan, Şikoya bu kadar İltifat © gösteriyordu, demek ki bunda bası mühim O sebepler vardı. Bunun için onlar da, o şövalyeyi taklit ederek, Şikoya dostça muamelede bulunmakta kusur etmediler, Juana, herkesin fevkinde o addettiği bu üç asil misafirin, Şikoya gösterdikleri iltifatı gitgide artan bir hayretle takip &€diyordu. O; Şikoya, ayakkabısnın u- Sunu öptürmekle bile, büyük bir şerci bahşettiğini zannederdi. Halbuki, ken, disinden çok daha asil olan (o insanlar, ona bu kadar iltifat gösteriyor dostça muamelede bulunuyorlardı. Juana hiçbir şey söylemiyordu. Fakat Pardayan, onun aklından geçen şeyleri yüzünden okuyordu ve onun merak ve bayretini tatmin etmek istiyormuş gibi, yüksek sösle Servantesle Don Sezara, başlarından geçen vakaları anlattı. Fa- kat bu anlatışında, Şikonun lehinde bir İ hayli mübalâğa vardı öyle ki, Pardayan Şikoyu hakiki bir kahraman o olarak göstermişti. Pardayan sergüzeşti (o anlattıktan ve bir müddet düşündükten sonra : — İnanır mısınız ki, dedi, bu küçük şeytan bir aralık benim üzerime ka. DEFnarref FRANSIZCA Kendi kendine 1090 kelime ile DERSLERİ FRANSIZCA Mevzuu “yemek” ndiklerimizin hepsini tekrar ve toplu bir kilde gözden g sini istemiştik. Şi 19 (6 numaralı “Yatak odası,, resmiyle takip edilecektir.) DERS (Her bakiu Haber gazetesine aittir) irmiştik. O dersin sonunda üserinde ö FRANSIZCA DERSİ | bir kitap, ki onu o okumuştur önce uyumak.” Türkçeye çeviriniz 1 — Est-cc une chambre â Coucher gue,vous voyez sür Yatağın baş ucunda, gece masasınm Üzerinde, onun, cette gravure? CA lâ tet dü lü, sür lâ tabi de wii, sö truv ön Hvr,kila yatmadan evvel okuduğu bir kitap bulunuyor. Ti ovan dö sandorinir). “Başında yatağın, üzerinde gece masasının bul A la töte du lit sur Ia table de nuit, se trouve un livre, gu'il a lu avant de s'endormir. (Lö dormör me şa tet sür le soreye) “Uyuyan koyar onun Daş üzerine yastıklar”, Uyuyan başını yastıkların üzerine koyar. miş ve o parçanın Türkçeye tercümie- ir geçeceğiz. bir könarıe ınız tercümeyi karşılaşlır- Geçen dersin tercümesi ği manız İçin, size © parçanın Türkçesini veriyoruz. Ondan ndi, yaptı, — Bunlar, ev sahibi, ev sahibi kadın ve onların iki davetlisidir. 5 — Masa bir beyaz örlü ile kapli: onun 4 — Madam Löriş hizmetçinin kendisine uzattığı çor. bayı dağıtacak, 1 — Önümüzde, içinde dört kişinin yemek yemekte Sonra 6 ime resim ürerindeki çalışmalarımıza nr isgal ediyor. hlatötedulı” Fransızcaya çövirin 1 — Saat kaçta yatarsınız? doğru. — N porte un sommier, sur legvel on a mis un ma- 2 — Snat karta uyursunuz? telas puis des irans et des oouve; 3 — Kitabı masanın Üzerine koydunuz mu” — Ovi, e'est une ehambre â cowcher, 2 — Oue portelelit? — Sur les orsillers. — Bir saşl sonra, — Dokuza 3 — Oü met le dormeur sa töte? CÜCENİN AŞKI 7 masmı kaldırdı? Hem öyle bir kaldırış ki, sağ kaldığıma hâlâ inanamıyorum. Servantes ciddi bir tavırla bağırdı: — A1, Desenize bu küçük adam akıl. Hr cesur? Pardayan ciddi bir sesle cevap ver. di: — Hem de zannettiğinizden çok da. ha fazla bu küçük #damın içinde kuv- vetli ve hassas bir kalp çarpmaktadır. Ve ben, kuvvet ve cesaretlerile şöhret kazanmış birçok insanlar tanırım ki bu küçük kahramanın göstermiş olduğu büyüklük ve cesaretin yarısını bile gös. teremezler. Kendisinin bile farkında ol. madığı bu büyüklük pek ender kimse. lerde bulunur. Bu çocuğun neler yaptı. ğını size bir gün anlatırım. Şimdilik şunu biliniz Xi, onu seviyor ve takdir ediyorum. Bunun için ona dost mua. melesi yapmanızı sizden rica ederim, benim hatırım için değil, fakat buna lâ. yık olduğu içini. Servantes Pardayanın yüzüne ba, karak: — Şövalye, dedi, * mademki Oonu dostluğunuza lâyık görüyorsunuz. biz de sizi taklit etmekten bir zevk duya. riz. Siko bu tasavvur bile edemiyeteği iltifat karşısında iyice şaşırmış mahçup olmuştu. Birer kahraman telâklğ ettiği bu üç silâhşorun sözlerine ne suretle mukabele edeceğini bir türlü kestiremi. yordu. Fakst buna rağmen, göz ucile Juanaya bakmaktan da geri kalmıyor. du. Konuşulan şeylerin Juana üzerin. e çok iyi bir tesir yaptığı besbelliydi. Çünkü ona en tatlı tebessümle ve tak. ditle baktyordu.. Cüzenin kalbi büyük ! bir saadetle dolmuştu. Eğer cesaret et. seydi, Pardayanın eline sarılacak, ya. mem am rattığı mucizeden dolayı ona teşekkü” edecekti. ii Pardayan, Juana üzerinde istediği tesiri yaptığını anladıktan sonra © döndü ve yarı şaka, yarr ciddi bir *8- vırla: — Güzel Juânacığım; dedi, çocuklu arkadaşınız olan bu kimsesize senel©*” ce siz baktınız. Beni'o kurtardı, bunu” için size de müteşekkirim. Yalnız ş0“ bilmelisiniz ki, Şiko tarafından mek saadetine nail olan bir kadın ö“ rünün sonuna kadar bu aşka itimat ©d** bilir. Bir insanın içinde, hiçbir 2808” onunki gibi asil ve sadık bir kalp $0'P* mamıştır. Juana hiçbir şey söylemedi 4s€€€* — Bana yeni bir şey öğretmiyor!"” nuz. Der gibi gülümsedi. Pardayan her şeyi kısaca Zaten bu onun adetiydi. Gizli mi reler esnasında duyduğu ve Don » seki alâkadar eden şeyler hakkında bİr w kelime söylemedi. Sadece, ŞikoyU'İ nanın nazarınila büyütmek için» ettiği kadar mübalâga etti, ii Bu izahatı verdikten sonra. ve olduğunu söyliyerek odasına çıkt” ii kikaten de Pardayan son dere€€ Te gundü ve onun yerinde başka bir isti saydı mühakkak ki yorgunluktarı lırdi. Pardayan odasına çıktıktan wi Servantes de gitti, Don Sezar 196 İ dönm uyanıp yanmadığı gö için yanına çıktı. “ Şira yalnız kalmıştr, öyle olduğ gi de, Jana ona yine hiçbir şe sö 18. di. Bir müddet salonda dolaştı” gir dj kendisine tahsis ettiği ve kimseni? Ey, mediği küçük odasına doğru N Kapıdan içeriye doğru girerken di YA dsvetliye Kın olan