Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
RADYO » İSTANBUL; çocuklukları tiy 80 plâkla dans musikisi, 19, Şehir î.; Holivutta herkes çok çalışır, bu- Caj :*;:ıu komedi kısmı tarafından “Ya. Ön 8» 20 Türk musiki heyeti, 20,30 20 :' Rıza tarafından — arapça söylev, 95 Münir Nureddin ve arkadaşları | fimdan Türk müsikisi ve halk şarkı sa ç Saat ayarı, 21,15 orkestra, 22 10[ YI a?_"“! ve borsa habe'rl en? el ert;si gür| *€ İşte sinema payitahtında rağbet ::n Programı, 22,30 pl.'âkla solöler, ü MGören oyunlardan birkacı: Ta Ve operet 4 Evvellâ elektrikli — sandalyeden parcaları, 23 son, vA n BERUN: ga) bahsedelim: Bu oldukça ratat bir ı 2 5 | 705 LaYP?-lgden naklen eğlenceli ya ' İ9, spor, 19,20 Opera yayını, 20,05 Yayıun ak'sleri, haberler; 1,15 eğlenceli| D, 23,05 dans havaları, haberler, ha v ;" SPor, 23,25 spor, 23,35 macera DAPEŞTE; 18 n 105 Bramofon, 18,55 mektup kutu- & LAİ - t:; 19,25 Büyük konser. — 20.25 milli kızmamış, bilâkis kahkahal-rla gül- âatmda bir prova, 21 piyes: 2 haberler | müş ve bu çok eğlenceli oyun - için 0-0 Sütband konseri: 23.0$ hava, 23.| ; yeni kurbanlar bulmakta da gecik- Ork ; ğ ü Estra k $ 30107 t ' BUKREŞ. önseri, 1;10 haberler. | e'_oîgalâk"i_ bando koönseri. hava ve feran. 5. Eğlenceli — konser, 20,15 kutu& 4),35 SŞan konseri, 21,05 mek Su, 21,20 Dans havaları, 22,335 " hava vesiare, 22,50 Gece kon. H Pa Ü fransızca ve almanca haber- LGND::.höherIer. Sesli fij Sair tup h | o | Tta İngiltere istasyonu, 20,05 © havaları, — 21,05 — haberler.| *tikalr yıldiz riorahs” Kis Yıldızların bi adresleri ü önd;kugmcuılannne bize mehktup ri;f“ek sinema yıldızlarının ad- T * soruyorlar. Büu okuyucula- | ÜN cevap vermek üzere isteni- ğq_:îreslerî burada — yazıyoruz. Di- ğ %ne”l“ sayfalarımazda da YAZA- çe Öhra, c/0 Hötel Bristol, Kürfüre- in. 1 Brojj cmfom?':h. e/0 Warner Bros, Burbank, * B. A, o'"""y. c/o Paramount, 5451, Mâras Hollywood. mı'“rmğ Areh, c/o0 Warner Bros, Büurbank, e “'âte,n""'mmıı. c/ı Fox Film; — 1401 | Pölamn Tüe, Hollywood. ; T Ra 'Y, 03, rue Ö la Fajsanderie, Paris ız.'l.nç;!ı 384 5, bd Ridları Wallace, Neuilly tum seyahati P“!kinmngr.ad “Lenilm,, müessesesi, I?,ım Jübilesi mülasebetiyle, “Er- fılrn Seyahati,, iminde bir -sesli #a Ka : A M ü l'en.öıüy'lana getirniştir. Bu fılmmI ; ' tanınmış snatkâr Levin'dir wilendirmek için de bir | (Pivardır. Bu eğlence usullerinin hepsi Şi koltuktur. Yeni $*buraya oturmağa davet edilir. Sonra ke) S luşma, 20,20 Büyük konser, 20,50, , 4 lar ve bu hali herkesi eğlendirir. © ş Mektir. Meselâ, “Bir yaz geresinin ı Fakat sonra, bunların, çok ince - bir B AĞA Yıldızların na mukabil, dinlenmek ve gönlü eğ hayli vasıta hoş ve orijinal şeyler değildir ama ne de olsa onları eğlendiriyor! gelenlerlen birisi çbir düğmeye basılır, ve koltuğa cere — yan verilir. Bu şakanın kurbanı, pek tabit olarak, çığlıklarla yerinden fır- Bu oyun Simon Simona da tat- bik edilmiştir. Genç yıldız buna hiç memiştir. Diğer bir eğlence de, bazı esyalar üzerine, sahte örümcek ağları geçir- rüyası,, filminin, ormanda, hazı sah- neleri cekilirken, bütün artistler, , otomobillerinin. örümcek — ağlarile örüldüğünü hayretle görmüşlerdir. lâstikten yapıldığı anlaşılmış ve her kes gülmüştür. Filmler cevrildikten sonra, artist- ler, ekseriya, seslerinin nasıl çıktığı- nt anlamak icin, bunları dinlemek arzusunu izhar ederler. HPunlara, bazan yanlış bozuk plâklar -Jnletilir ve onlar da, bu kadar fena garkı söy- lemiş olduklarma hayret ederler. Janet Makdonalda Nelson Fddi “Ruz Meri,, filminin provalarını din lerken, kendilerine aynı oyun aoynan mış ve onlar da şarkıyı bu kadar fe- na söylediklerinden çok müteessir ielmuşalrdır. Janet Makdonalda bağka biroyual ÜN daha oynanmıştır. “Sai; Frarsisko,, filmi çevrilirken, rejisör Var Dik, bazı sahneleri çevirecekleri aorman- da, sincapların bazan, sıcaktan bayı- larak ağaçlardan düştüklerini meş- hur yıldıza söylemiş, o da, tabif buna inanmıyarak gülmüştür. Fakat, sıcak bir günde, “ormanda film çevirirlerken, birço', sincapların ağaçlardan düştüğünü görünce, hay- retten donakalmış ve Van Dike hak vermiştir, O zaman, Van Dik de, ona ha- kikatı söylemiş ve bu sincapların, suüreti mahsusada bir oyuncaktı dük kânına 1smarlanmış olduğunu söyle- miştir. Tabit bir hayli gü'müşler! *Miki « fare” yi herkes tanır ve onu gördükçe katıla katıla güler; fakat buna rağmen, Miki - fare meselesi, çok ciddi bir meseledir. Miki - fare ressam Valt Disneyin yaratrcı kafasından cıkmiş ve hünerli eli ile kâğıd üzerinde tesbit edilmiş- tir. O film halinde bütün dünyanın si- nemalarını dolaşmakta, yapmadığı çıl- ginliklar bırakmamaktadır.. Bu nevi filmlerin imali yeni değil- dir; fakat bunlar son zamanlarda mü- kemmellestirilmiş ve yaâlnız seyirciyi değil, bu filmde öğretici bir kıymet gö ren muallimi de çok yakmdan alâka- dar etmeğe başlamıştır. Valt Disney'in bazı filmleri hakika- ten birer büyük sanat eseridir. Hattâ, Londradaki “Leyçester Galeri” Disne- yin Miki - fare film resimlerini teşhir etmek cesaretini bile göstermiştir. Valt Disney, başkalarını da güldüre cek sürette gülmesini bilen bir adam- dır. Milyonlarca insanın aklına gelmi- yen şeyleri düşünebilen bu sanatkâr, bunları beyaz perde üzerine - naklet - mek için lâzım olan enerjiye de malik- tir. Disney, bircok yıllar evvel yaptığı ilk filminin metresini, sekiz kuruşa sat mıştır. Bu fiat bu$tünkü filmlerinin fiatından yüz defa daha ucuzdür. Bundan on yıl evvel, o, alelâde bir fotoğrafeı ve reklâm ressamı olarak Holivudda dolaşıyordu. Açmış olduğu studyonun kirası, ve ilk filminin mas- rafları, onu boğazına kadar borca sok- muştu. Fakat o, hic yılmadan calışma- ya devam ediyordu. Kedilerin, köpek- lerin, tavsanların, hasılr bircok mah- lüklarım hareketlerini tetkik ediyor; yeniden film resimleri tiziyordu. İlk Miki - fare filmi, hicbir tarafta iltifat görmedi; filme ses verilinceye kadar, bu istiskal devam etti. Sesli film çıkar çıkmaz, Miki - fare cabucak bütün dünvayı fethetti. Bugün artık yüzlerce artist, Disne- yin verdiği fikirlere göre resim çiz- mekle. besteler hazırlamakla mesgul- dür. Böyle bir filme, lâzım olan 8 ilâ 10 bin resmi ayrı ayrı elle çizmek kolay bir şey olmadığı için, bunu ancak mu- KicFar&e Film ; ğ Cin Harlunun güzel bir pozu ayyen bir grub sanatkârın el birliğile çalışması sayesinde başarmak müm - kündür. £ $ & Miki fare filmi nasıl yapılır? Evvelâ, Miki - farenin başlıyacağı yeni sergüzeştin plânı, programı ha - zırlanır. Ondan sonra, bu düşüncenin ana hatlarına göre baş ressam esas safhaları kurşun kalemi ile kâğıd üze- rinde tesbit eder ve bu suretle, kari- katür mecmualarında rasalnıldığı gibi bir sürü resimler meydana gelir. Bir taraftan bu esas safhalarm re- simleri çiziledursun, öbür taraftan bu sergüzestin musikisi hazırlanır. Bü - tün bu ilk hazırlıklardan sonradır ki, Çizilecek olan resimlerin aded ve tar- zina ait teferrüat plânı yapılır; Miki - farenin en sürükleyici, en çok güldürücü tarafımı, kendisinin bü- lunduğu yerde ister canlı, isterse can- SIZ olsun, bütün perdede görülenlerin, melodinin temposuna uygun olarak zıpladıkları, hopladıkları, kıvrılıp dans ettikleri anlar teşkil etmektedir. Bu bir iki satır içine sokulmuşs olan saf- ha, söylemesi kolay; fakat başarılması çok güç olan bir şeydir. Bu mahlükun koskocaman kulaklarına musikiyi i- şittirmek, onun vücuduna insandaki ritmik duyguları telkin edebilmek için,' sonsuz bir ölcüde fikir ve resimi işle- rine ihtiyac vardır. Faraza, figüranlardan birine Ştrav- sın valslarından birini dans ettirmek icap edince, teferrüat plânındaki her hareket, musikinin temposuna ve her fempo kısmımna uygun olarak tanzim edilmek lâzımdır. Yapılmış olan plâna göre yüzlerce kişi çalışmağa başlar. “Animatör” ler, şeffaf kâğıtlar üzerine figürleri çizme ğe koyulurlar; her resim, öncekine gö- re ancak pek az hat inhirafı ile çizilir; yülerce kız, zemini hazırlar. 8 ilâ 10 bin resim hepsi bittikten sonra, herbi- ri ayrı ayrı ve biribirini takip etmek suretile sinema filmine cekilir. Şüphesiz ki, teknik bazı çareler bu karmakarışık davayı bir parça sade-| leştirmektedir. Meselâ, bazı sahnelerin deki zemin birkaç saniye değişmiyecek | i e leri.nasıl yapilır? se, yalnız bir defa çizilir ve düzünelere le herbirinin ayrı ayrı fotoğrafı alı- ml Miki - farenin musikisini hazırla- mak için, Valt Disneyin elektro - & « kustik tekniğile teçhiz edilmiş bir kon ser salonu ve bir müRemmel orkestra- SI Vardır. Örkestranım şefi, camla çevrilmiş hususi bir dairede oturmakta ve musi- kiyi kulaklıkla dinliyerek mikrofonla idare etmektedir. Her müzisyenin Ö « nünde de ayrıca bir mikrofon bulun- maktadır. Dünyanm en acaip mesleği - sesli film çekilirken çalışan ses artistlerin- dedir. Meselâ, bunlardan biri mikro - ' fonâ homurdanırken, diğeri cıyak e- yak haykırmakta, bir diğeri Miki Mav- sın sesini büyük bir dikkat ve ihti- mamla tekrarlamakta, öbürü havla « makta, yahut horos gibi ötmektedir. Bütün bu sesler, diğer sesli filmler- de olduğu gibi, durmadan çözülüp sa- rılmakta olan filmde zaptedilmel-tedir. Yalnız, bu filmin diğer bildiğimiz sesli filmlerden farkı, resimsiz cekilişidir. Resimli şerit sonradan bu ses filmi ile birleştirilmektedir. İşte Miki - fare böyle doğmuş böyle büyümüş ve bütün dünyayı böyle fet- hetmiştir. M 54 yaşına giren “jön prömişeta Con Barimur