lily yn a NIZ WTENKTB'E INE 121 ED RP GU A” 0 m N *mİrhisar ın heyecanlı Sergüzeştleri arsin cüretkâr akını yalnız iz tayyare gemisine mal olmadış! Klipte e VEİ maneviyesini de sarstı | Yazan: A. Cemalettin Saracoğlu | ) iç, Dİrhig ana Ooug, bi Pal nirhisar,, «di! na kanaat hastl edilmiş olan üç dane kağ b ei geçse | torpitosu İstanbuldan Bandırma yo - N ir mendre.| liyle ve şimendiferle İzmire gönderil. g bei diler, “Gayret Vataniye,, muhribinin bu üç torpito “Demirhisar,, a almınca | geminin Türk zabitanı süvari Fon “Fiks,, e müracaat ettiler ve gelen üç torpitonun şimendiferle nakledi * | Tirken bir hayli sarsılmış olmalar dolayısiyle âyarlarnın bozulmuş ol- ması o ibtimeli üzerine dikkat naza-| rını çektiler. OOnlarm fikrince bu torpitolar akma çik'lmazdan evvel birer kere endaht edilerek tecrübe &- dilmeleri faydadan hâli olmıyacaktı. Fon “Fiks,, ilk akın esnasındaki derslerden mütenebbih olmamış bu-| lunmal: ki bu görüş tarzım likayda * ne karşılamış ve kibirli bir oda ile: — Almanların âyar ettikleri tor- pitolar öyle şimendifer sarsıntısiyle bozulmazlar! cevabını vermişti. Ta bit denizcilerimiz başlarma süvari sıfatiyle getirilen gururu geniş lâkin| görüşü dar olan bu adama sekerlik) icabı, fazla bir şey söylemediler. Lâkin sonraki vekayi isbat etti ki! bu meselede hak ve hakikat gene Türk denizcilerinin tarafında idi ve k bir muvaffakıyet (OFon n beyhude ve lüzumsuz bir inadı yüzünden suya düşüp heder olacaktı, Her ne is ebiz sadede döne-! lim; “Demirhisar,, derhal kömür almı- ya batladı: - O sıralarda İzmir civa -| rında keşfedilmiş bulunan “kömür madeninden çıkarılan kömürden o - tuz ton alındıktan sonra “Demirhi - sar,, gene sefer hazırlığına başladı ve! bu hazırlık bitince bir akşam güne- şin o batmasiyle beraber demir ela- rak yola çıktı. e İl, Vine; i İnanmadıl hi, e iğ haber şehrin TE k A tik kesif bı süratiyle im Bsivegei bir kalabalık 5 Run v, il lara kad, eye mü) Mendereki bir düş. : üzerine ldy halde yedekte! bir Mk görülmüş | MW resmi” ile | itibarla İzmi") sevinç ve ne- a İL Ar ema ra : im en “| De Pervasız İorpito hücu- dilme, ve fil Bombadirin bizi ç Demirhisap sliğ (Devamı var) e. Sekine cekine sani, oan denizcile iy ii Unütmmelar İçinde. di anım verdiği» *nleniyorlardı — Salonu bütyorsunuz mösyö Kriger, ide yö Bellami #izi bekliyor. Ve mdnm gittikten sonra sordu: üçlke Görere! Neler söytedi? — Her şeyi inkür etti, Fakat şeks ber taraf, bu mesele doğru mu? — Azizim, bunu size kim söyledi bim ki İni “F. m e nn nden ve ta HABER — Akşam postası M-cera veaşkro manı Yazan :(Vâ-Nüj) Safiye sultan: “Ben de hıristiyanken müslüman oldum. Fakat fazla dönerek gene eski yetime avdet elmedim!,, diye a'ay etti Geçen tefrikaların bülümam: | Üçüncü Muradm sarayındaki siyasete kâkim olan kadımlardan üçü, Sokuluyu öldürtmeğe karar veriyorlar, Bunların biri valde sultan Nurubanü, diğeri Safi ye sultan, üçüncüsü de Canfeda kadm. Lâkin bu geklin yasi oladileceğini dü rünüyorlar.. O «rada, divan odusında Siya Sultan yalnız kalmıştır. Gelinle kaynananın arasından Su #üaniyordu. Bu fitne işinde adamakıllı anlaşmış bulunuyorlardı. iraz sonra, divanın dağılmasma ya kın önce Nurubini çıktı. Zira, rüş-| vetten şikâyetçi olanların arzuhalleri okunmağa başlanmıştı. Bunları kim dinliyecek?... Onun arkasından da, Canfeda kadın | fırladı. Şimdi, divan odasının kâğmlara mahsus yerinde ancak Safiye sulten kalmıştı, Fakat, o da arzuhalleri dinlemek #- çin değil ha... Çünkü divan dağılmış. kendi tayfasından maada herkes çekil mişti, Uzun düşüncelerinden ayrılarak: “ Çok iyi olacak bu adâmın orta- dan kalkması... Çok iyi olacak, Hem “benimkiler” de rahat nefes alırlar..., » diye düşlindi. “Benimkiler?" Bunlar kim? Cevap vermek şimdilik hayli müş . küldür. Hattâ belki, bu sözü, xendi en İ mahrem adamları bile işitseydi, gene| pek o kâğar maha çıkaramazdı. “© Safiye sultan, birdenbire: — A... dağılmışlar. Bis burada 'yal-| nız kalmışız çocuklar. . dedi, . Haydi| gidelim... Ben biraz bahçeye çıkıp ha- va salmak istiyorum. Ancak'ondan ev. vel başkâtibimi çağırm... Zaten kâtip. kanmın .önünde, efer.| Edgar Vallas ÇEVIREN ra disinin vereceği emirlere muntazıran, mürekkep araburun re gemi sonra İzmir Hi- inden bi yorum, Buna gelince, slz4 haber vereyim k' ve benden bir şey öğrenemezsiniz. İhtiyar bü. daa bu meseleyi eze ben söyledim zarzeti &e, az daha beni kovnenktı, geyik tahartırı, —'O knlde doğru. Herhalde Beyeleti siz) “Tedi ve tehdidi sarurduktan sonra çap de gördünüz korkunç bir şey, clan gerek de gr Spik, kâtibe döndü: Aksi takdirde ben de güzetedilere söyilyecek gü mi? — lerar etmeyin, Spfir, size tir gey Büyü yemem sonra işimden olurum. | — Peki demin görüştüğünüz adam kim. 41? Gelihs polie Julyun başım: salıyarak gülümsedi: İ — Siz aşağıya #nerken, mdamengiz Gn bas na aynı şeyi sordu, o da aizi polip sünnet” mig. Bu adam ihtiyarm bir aktan. Pek Gi babi da değil ya, İşte, tanıdım, İsmi Griger. İ Herhalde ihtiyardan para çekiyor, yoksa ik gık Yogutoguna buralara gelmez, (Bir kökteyi MİISI | öçer mistnle? İ iii » olur, &pik cevap vermek üzere idi, Fakat Kr. <4 affakıyetin | gerin merdivenlerden deli gili indiğini gi- Ya #eçince “De.| rünes ürisi de hayret ettiler. Kir sakallı > Er çocukları adam barbar bağırıyordu. Kya © Yeni bir ger, üz) (Yt ematten evvel beni kabul etmiyecen ai VE arzüsiyle EĞİ Kii ayine, Benimle slay mı ediyor? Eğer balam yle Ya-| sazını tahammil edeceğimi zannediyorsa m üre kolaydı Ya fikir, “ land a yanılıyor. Savini merakla sordu: — Ne oluyor, mösyö Krlger — Hiç ne olacak! Bana fi sent sonra gelmemi söyledi, İşim yok da onu mu bele Myeceğim. Bana iöpek müsmelesi yapiyor İ Artik bu kadarma da tahammül edemem, Sonra 8p'ke bakarak Mya etti; — Bir gazeteciye tenm halde kızmış, es mia * Benim. Punua üzerine Kriğer elini Julyumün öve ki una koyarak, ağır ağır: übe e. — Betamiya söyleyiniz. iki manat sonr olduğu - gelip*kendile urun müddet görüşeceğim. — Azizim, dedi, Anlaşılıyor Ki bize iş çik- t. Fakat Sarini onu dinlemedi bile, mert» venleri dörder dörder (çikarak, efendisinin oğasma koştu. Belçikalı Con Vud Bpik saatine baktı. Bire beş vardı. Gidip oturdu. Fakat daha koltuğa yerleşimemişti ' i ! ki Con Vud içeri girdi. | Con Vud uzun boylu, vaktinden evsel ağarmış saçları yüzüne garip bir çüzellik veren bir adamdı, Gazetecinin elini karüzote Ve srkarak dedi e. « Coş mi kaldım. Bütün sabah tsaru'. düm. İM buçuk treni le de hâreket edece gim. Kalkıp ote'in lokantasma girdiler ve ew velen hazırlanmış olan bir MASAYA Olur. Yar, Bpi, biraz evvel gördüğü çirkin ve feci siznlit Bel) be karşına oturün adamın yüztindeki ine mukayese etmekten Mer dini a'amıryordu. Con Vud, haydut sürati kerifin tam #rddı idi, dalma mütebessim idi, bayaz ve narin elleri mütemadiyen hareket işinde idi'er, Vüd gazeteciye: —'Ne öğrenmek istiyormınuz, dedi, ben Amerikalıyım. Derhai sorabilirsiniz. — Ya, demek siz &e Apserilenlırmz? Evet. Uzun milet İnrhterede yaşı” âım ve Amerikaya dnrieveli ir hayli olu yor. Sabrrmdan insta balisstmek O nivettode derim Kanz, giri Belgiknda Venduyi. de oturuyorum, Örnün 'enöm!$ “çocuklar mahsus bir müessesesi var ki benu. yakm Ga İsviçreye, nakletmek (o tanavvurundayım. İ bekliyordu. Bu adam, demin, bizim Ne| sim ağanın arsuhal sunduğu sdamâı Şekli şemaili tam manasiyle yakışıkl, bir erkek olmakla beraber, hakikatte erkek değildi. O da sarayı dolduran ai ağlardan bir betbahttı. | Hanımınm huzuruna girince, yerle | re kadar iğild!, ayak öptü. İ — E... Bugün ne vâr, ne yok baka.! Kâtip ver'len iatidaların muhteviya- tn teker teker anlatmağa basladı! Safiye sultan, daha leb derken leble -| biyi anlıyordu. “Geç”... “Geç. diyordu. Fakat aradasırada da: — Geceleyin dikkatli okumayı unut. maym.. Basağa ile beraber icap eden- lere icap eden cevabı verirsiniz. Haz. nedarım ğa baksm... Mamafih, o arzuhallerden birinde durdu: — Gar'p gey... « diye mırıldandı. - Okuyun şunu baştan aşağı bakalım... Allah Allah, Bunu kim verâi. Kâtip: — Divan perdecisi Nesim... - dedi, — Ya, getirin şunu, Kâtip: — Ferman efendimizindir! - diye . rek dışarı çıktı. Nesim ağa, aradan bu kadar vak't gectiği için, ümidi hayli kırılmış, me. lâl ve mahzun bekliyordu. Kâtip ona'deği ki: — Efendimiz seni istiyor. Ya, dermme- â'm mi ben sana,. Bak İşte, tahminim gibi iltifatı devlete nail oldun... Hay. di, düş önüme... X Zavallı zenci “ne zaman? dedi, O, bi. Jâkis beni terslemişti!” diye dilrünme- Ze b'le vakit bulmadan, iceri girdi. Kendini muhteşem Venedikli sultanm | karşısmda buldu. O da, demin kâtibin Bekâr, İşte siza, kendim bakkımda mi” tümat.. — Sizden çocuk milemeseleri bakımda maltmat rica edeceğim. “İndepsndance Be ge. gazetesinde buna dair bir yazı oküumü'e tum. Zannedersem bütün Avrupa meme ketlerinde birer çocuk yuvamı yapılabilmesi Için teşebbüslerde bulunuyorsunuz. Bundan makacdınız nedir onü anlamak istiyorum. Con Vud cevap vermeden biraz (o düşüdü ve; — Evet, dedi, bütün Avrupa “memilekel- leri ve bilhasan İngiltere için bir “istenileie yen çocuk,, meselesi vardır. Buna, daha am» vadık biz tabir bulamadım. Fakat amiate” yım. Meselâ, hir dul kadın, pürasız ve işsiz Kalıyor, Bir veya £Ki çocuğu © vardır. Onları! beslemek mesburiyetindedir. o Çocuklarma bakacak kimse buldmazsa, para kazanmak İmkân yoktur. Bundan başka, öyle nileler | var ki, sefalet yüzünden, çocuk korkumu ges çirirler. Wğer bir çocukları oluraa, bu en'ar için felâkettir. Onları beslemek imüşkül iş Bazan da zavallı çocuğun öldüğü bile vakfe dir. Con Vuâ programmı gazeteciye Anlattı Maksat, bu gibi çocukları, mütehassıs elir - de büyütmek, bes'emek için yuvalar ku“ maktz. Con Vud yemek müdfetince bap ço cuklardan bahsetti, Çocuk denince, gözleri parlıyordu, Belçikada kurduğu yuvaya son geen çocuktan tahsediyordu. Bu esnada, lokantaya iki erkek bir kadm girmiş. Erkeklerden biri zayıf, uzun bo'- tu ve ak sakallı idi. Yüzünde derin bir h- zin vard. Yanındaki adam gençti. Gayet gık, göze çarpacak derecede gık giyinmişti. Yaşmı tayin etmek İmkânmzdı, Bazan 10“ bazan 30 yarmda (görünüyordu Bu gen, hikmeti vilcutları sadece terzilerinin rekit* mı ,yapmaktan fbaret munyyon bir sina measıp genelerdmmdi, Br'yantinii satarmn ucundan, Tüstrin İskarpinlerine kadar kusur He 4 çevrildi, sezdu. Fakat buna retmen İc tin gözler, yan'armdakt genç Gazeteci, Vud'a dedi ki; i — Bu kızdan başka, hayatında mecmua) yaptığı gibi yerlere kapandı Secdeler etti, Safiye sultan: — Halvet olsun! .emrini verince, işi bilsütün mühimsed'ği anlağıldı. Kâtip: — Tevekkeli değil... İçinde Venedik sözü geşiyor.. Bizim efendimizin de es ki memleketine karşı alâkası asla aza- lamamıştır.. Ne zaman orasının sözü olsa kulakları dört aşılır. Ben, bu is. tidanm dikkati celbedeceğini daha ön. ceden farketmeliydim. Baş başa kaldıkları zaman, başka” dın, Nesim ağaya sordu: — Bu mektubu sen mi yazdım? — Evet efendimiz! — Pek âlâ... Anlat bakalım ne oldu. Nesim ağa, okuyucularımızın bildiği serilde, meseleyi başmdân sonuna ka, dar hikâye etti. Yalnız casus Hidaye- ti kendis'nin daha evvel tanıdığına da ir olan ciheti mesküt geçti, Sözlerini: — İşte böyle efendimiz. Bu mfislü, manm annesi meğer mühtedi heristi yanmış... Meter pek fazla dönerek ge ne eski olduğu vere avdet etmis. Bo- yuna hıristivanlara casusluk edip du. Tuyormus,.. Onum için, bu Hasanm da hamiveti #nlevana gelmis... Onu sara- yı hümayuna ihbar etmek İstemie. Zi, ra, Kaptan paraya dert dinletmek na. sip olmamıs. Bana mfiracaat edineğ; ben de en iyi merci olarak zatı devle- tin'si buldrm. . Safivenin gözleri ısldıyarak: — Aferin! «dedi, - İyi ettin... Acaba niçin beni tercih ettin?... Ben de hi. rintiyandan dönme oldu”um için mi? Haremağası şaçal'yarak: — Estağfurullah! . dedi. Safive sıltan bir kahkaha attı: — Ay bilmiyor muvdun?.. Ba'tayı taşa vurdğundan ve bu yüzden başk na bir belâ geleceğinden mi korkuvor. sun.. Hiz merrklanma... Ben, öyle söys lediğin gibi “fazla dönmedim!”. Dini bilin mlislümanım e'hamdülillâ... Gözleri gene ıştldadı. — Gerci, o Hasanm annesi gibi ben de vaktiy'e Venedikliydim ama. Nesim ağa: — Bunları nasil oldu da aklıma ge, tirmedim... C'dden pot kırdım... Safiye sultan bana icerlivecek.. Mahsus böy. le söyleid. Zaten halinde de bir acalp- ilk hiasedivorum.. İşte gözleri kurmaz kurnaz gülümsilyor.. Bir htyanet yapa ea” zaman böyle olurmuş. Kirmikleri hızlı hız awirp kapanırmış derler.. Ge ne #vle oluyor. Fatat bu endirest'ne mahal olmadı. ımı, kentine hakikaten bir fenelık ge'miveceğini sonradan anladı, Zira Safiye mülten dedi ki: — Sans fki yüz altm ihsanettim.. Şayet öteki sövlei'klerimi de vapacak olufsan Üç yüz alim 4-Se var, (Devamı var) m ei kapaklarmdaki, resimlere benziyen bir kıs görmedim, — Tanıyor murunuz? — Evet Mis Hovet'dir. Valeri Havet. Yaşlı adam Valter Hevet'dir. Kendisi İn. zöladir. Urun müddet OoAmerikada, fakir bir belde yaşamıştır. Orada bir çiftiği var &ı. Bir güp çiftlikte petrol bulundu, zengin oldu. Yanmdaki terzi reklâm: da Piterdir, İşi gücü yoktur. Mirasyedinin biri, Londrns Ben çece kiüp'erini dolaşır durur. Gelenler, gazeteci Ve Vudun yanmda bir masaya oturdular. Böylece Vud genç kızı dana iyi görebtld. ve: — Hakikaten güzel, g Diye mırıldandı. Fakat gazeteci masadan kalkmış, gidip Valter Hovet'in elini sıkmıştı. Yerine dimüp oturduğu zaman: — Hövet, dedi, yemekten (sonra ker disini görmemi rica etti, Mümde eder misie nin? — Tenik Yemek (o senammda, genç (Kızm gözleri iki öç defa, Vud'a tesadf etmişti. Bakışları ön "aaha bu adamı nerede gördüm”, dör gibi bir mana verdı. (Devamı var)