Mili mücadele senelerinde Enosis vapuru nasıl zaptedilmişti ? Nimgt molörünün esrarengiz tavırlı iki luyfası bardan gemilerine döndüier Ve iki Türk gemicisi hesaplarını) görüp “Büyük ihtilâl barı,, nın gü rültülü muhitinden kolkola uzaklaş- tlar; tek tük fenerlerinin daha koyu bir hale getirdiği koyu karanlık arasında silindiler, kayboldular, ... İsimlerinin Mehmet ve Hüseyin Şavuş olduğunu o öğrendiğimiz iki Turk gemicisi “Büyük ihülâl bari, ndan çıktıktan sonra yakalarını kal dırmışlar ve süratli adımlarla limana doğru ilerlemeğe başlamışlardı. Bü- Yük ihtilâlden sonra Novorosisk li- manı ticari ehemmiyet ve faaliyetini © Zaman kısmen kaybetmiş bulunu , Yordu. . Bu itibarla iman barpten ev- velki faaliyetine nisbetle pek o kadar kalabalık değildi. İngiliz, Fransız, A- merikan o bandralı vapurlar limana Pek seyrek uğruyorlardı. Lâkin ne de olsa koca Rusyanm Karadenizdeki €n uğrak limanlarından birisi olan Novorusiek kismen meflüç bir halde ulunmasrna rağmen her gün limana girip rikan gemi yekünu gene mü kim bir miktarı buluyordu, Hele umumi harp içinde, ihtiya: em doğurmuş olduğu motörlü yelken “ Me içlerine birer otomebil mot yerdeştiil niz küçük tekneler Ka- yedenizd ki Rus ve Türk limanları sriamde âdeta mekik © dokuvorler »ekliystin büyük hir kısmı ellerine alır Sülunuvorlardı İ&i Türk Geri gecenin kesif koyuluğu içinde muphem ve silik bi da 2 gölge halinde iri adımlarla lima-i men akma na çıkan caddede ilerliyor- lardı. Gölgelerden birisi arasıra duru yor ve takip edilip edilmediklerini an k için. keskin gözleriyle sanki Ewenin zifiri karanlığını delmek is t yormuş gibi, etrafını bir gözden ge- ©“yor ve sonra adımlarmı sıklaştıra" İİ arkadaşma iltihak ediyordu. manın küçük mendreği içinde! TÜm kıçtan bağlanmış bir halde sl motorl ot yatıyordu. Mevsimin iMebahar başlangıcı ol Yasma rağmen hatırı sayılır bir aya? İnanm vüzünü ve ellerini sanki iğ: Belivar, iliklere Kadar işliyordu. ., Rus gümrük kolcuları tahta ku. © İibeciklerinin i-ine sığınmışlar, kalın *ba kaputlarmm yakalarını kaldır Mnışlar, nöbetlerini bekliyorlar. Uman muhafız müfrezesine men Bu, © asker silahları omuzlarına a- *ili, iki elleri uzun kaputlarınn cebin pan dolaşıyorlar. Tüfeklerinin mam. wlarında takılı duran uzun süngüler Şisktrik fanuslarının altımdan geçer Vetken, parıldıyorlar; sonra tekrar ka» gömülüyorlar. İki arkadaş gümrük kulübelerin- He birinin önünden geçerlerken, ku” nin kapısından müphem bir göl- Eğ halinde bir baş uzanıyor ve kalır. 18 cenubi Kafkasya şiveli bir Rus Sik #örüyor: ” k Kime?... Meh arkadaş duruyorlar ve Meh mt olanı kulübeye doğru bir. adım Gran gene Rusça cevap ri 3 Gemi tayis: > Mİnizy önü elsi N > Hangi gemidensiniz?.. - den 57 Mendrek içindeki motörler Sirin tayfasıyız?.. denizi ürk bandralı Nimet motörür p , e Ni Mektrik si uk biseleet iki arkadaşın kirli ve yağlı e! in üzerinde dolaşıyor. Gümrük Min İz iki Tüik incisi ile karşılar döstang va Kanaat metirerek artıl denilebilecek bir eda ile: M:cera veaşk romanı Geçen tefrikaların hülâsası: İstikbalde kızlarağam olacak olan xa çük Sünvü, kalbinde büyük ihtraslarla İstanbula Hahaşlstandan “gemi Se MK des olarak giriyor. O, badım edilmek ten kurtulmüş bir oğlandır. Buzu gelme 1 kizi biliyor. Bilenlerden iri, harema güm Beşirdir. Beşir Geride SünLSlU bir Alet olsrak kullanmak istiyor. Onun sa yasinda sarayın tanınmış kadınları üze rinde msfiz olacaktır. ». . — Sünbüleüğüm... Ben sem! Saraya koymanın yoluna bakacağım.. — Bunu ben de isterim, fakat — Fakat — Geçiniz... diyor. Biraz sonra iki Türk gemici kü- çük mendrek içinde rihtuma kıçtan rampa etmiş bir motöre girmiş bulu nuyorlardı. Motörde bu iki arkada: ga gelmesi bekleniyor olmalıydı. ki kıç kasrası altındaki yolculara mah” sus kamarada henüz ışık vardı. İki ar- kadaş bu kamaraya girdiler, Kamarada bir tek kimse vardı ve henüz genç denilebilecek yaşta olan bu adarnım arkasmdaki kalm aba elbi| (o — Havva hatun bırakır mı dersin? selere rağmen tavırlarından /e konu” Beşir, çocuğun bir kere daha yana- suşundan kendisinin herhalde bir as-| ğını okşadı Zekâsma hayran oldu,| ker olduğu belli idi. Habeş dağlarından yeni kurtülmuş o- Hüseyin çavuş vaktin bir hayli i| lan bu oğlanın aklı, nasıl oluyordu da lerlemiş olmasma rağmen uyumayıp| her şeye bu derece incelikle eriyordu? kötü bir asma fenerin titrek ve isli ışı! Hayret! ğraltında kendilerini bekliyen Zat kar) o — Evet, bırakmaz... Bırakmasma şısında dimdik durdu ve onu askerce| bırakmaz ama, sen bundan ümitsizlen- selâmlıyarak, “hazırol!,, vaziyetinde! me. Ban kolayını bulurum. Bunun durdu. ilk şartı kendisine hiçbir şey bahset. Abalı, poturlu adam, gözlerinil memektir.. Anlıyor musun? Hüseyin çavuşun gözlerine dikerek,| (o — Tahit değil mi ya?. Hibette anlı. sordu: yorum. Ah, Beşir ağa, seni 9 kadar Hayrola çocuklar!.. Bir şeyler) seviyorum, o kadar seviyorum ki, ba-| öğrenehldiniz mi? bam gibi.. — Öğrendik yüzbaşım... Yakaladı; elini öptü. — “Enosis,, ayın kaçında hare-| (Beşir ağanm gözleri sulandı; ket edecekmiş?.. — Baban gibi... : (Devamı var) Baba olmak... Bu arzusu yüreğinde -so- Allah seni bana kavuşturdu, Beşir! Seni dünya gözile tekrar görebildim 3 | pek büyük bir emel halinde bissederdi. Insanlar, mümkün olmuyan şeylere kar şı his duyarlarmış... O kabil. O da eğildi. Çocuğun alnmı öptü: — Sen benim dünya ahret evlâdım- sm... Ama, bu söylediklerini yükselin - ce, sarayda kademeler almca unutmı- yacaksın... — Unutur muyam hiç.. *Muhabbetle, samimiyetle, Beşirin gözleri içine baktı. Gemiler, ilerlediler. O zamanm en işlek denizcilik yeri olan, şimdi de bü hususiyetini hâlâ muhafaza eden Top- hane önüne yanaştılar. Demin Kumkapı önlerinde gemilerin gelişin! seyreden halk da dahit olmak üzere, birçok ahali 6 civara üşüştü. Maksatları “malı” görmek. Fakat, esir taciri kurnaz mı kurmaz. Hiç halkın merakmı o derece kolaylık Ja tatmin eder mi?. Eskiden gelin gö- türmek için şemsiyelerin etrafma çar- saf gererler, bu soyvar çadırın içinde kızı naklederlerdi. Esir taefrinin de bu çeşit seyyar çadırları vardı. Bunlar, |- kişer arşın fasılalı sopalarla esirler ta- rafından yüklenip taşmırlardı. İçlerine de cariyeler doldurulurlardı. İste, bü- tün kadm "mallar" böyle, çadırlar için de karaya çıkarıldı. Oradan, Hacı Mustafanm konağına götürüldü. Fındıkir, 6 sıralarda, sahiden de Fındıklıydı Daha öteler, bahusus sırt tamamiyle orman... Bunlarm altında Kâğıdın üzerindeki parmak izleri, Semtanın parmak izlerinin aynıdır "Dün gece şehrin su yolcuların-| kat, bir gün önceki müthiş ekandalın dan biri yer altı yollarındaki kanalları| saramtısı hâli geçmemişti. muayene ederken, Fredrik Ştrasc kana-| © Yavaşça elini çekti. Dahiliye nazırı,| lından akan sularm üstünde bir parşö-| bu meselede polis müdürünü az mı hay-| men kâğıdı bulmuş. Bu küçük kâğit| Jamıştı? Gurur ve İzzeti nefsini het şe parçası üzerinde kömürle Yazılmış iki | yin üstünde sayan polis müdürü o gün kelime var: "imdat!,, Semra,, su yolcu-| ömründe ik defa başını önüne iğerek nun bulduğu kâğıt parçasını şiredli bir) susmuştu. Dahiliye nazırmn polis mü- memur gönderip aldırmanız: rica ede) dürünü tektir etmeğe hakkı yök muy- rini, du? i Polis müdürü telâş içindeydi. Telefo-| © zavatı Prulyin Kesi gözünün izte nu kapadı. Derhal kanalizasyon ve Bü-| rabından kendini Yerden yere vuruyer- lar idaresine bir memur gönderdi. du. Ya doktori. O tanınmış profesöre Biraz sonra, su yolcusunun bulduğu) karşı da az nu mahçup olmuşlardı? Po- kâğıt parçası polis müdürünün elime) fis müdürü profesörün atelyesine bizrat gelmiş bulunuyordu: : kendisi giderek, bu çirkin #kandaldan Parmak izi şubesi şefi derhal kâğıt golayı doktora Özür dilemişti parçası Üzerinde fenni tetkikat yaparak) çütembergden başka herkes, yanl sevinçle bağırdı: bütün polis erkân: - sütten ağızları yan- — Bu bir hile değil. Bu kâğıdın üze-| dığı için - yoğurtu üfliyerek yiyordu. tindeki parmak izleri, Semranm dosya- Gütemberg polis müdürüne: sındaki parmak izlerinin aynıdır. — Bu işo gö dakikadan itibaren el Polis müdürü bunun da re 9SA-İ koymuş bulunuyorum. Merak etmeyin! lamak maksadile yaptı ış bir tarak ole) ya saate kadar. Belki bundan da ması ihtimalinden korkuyordu, Fakat i N “ önce Semrayı meydana çıkaracağım. parmak izi şefi ısrarla Söyleyince, ha- diseyi ciddiyetle takip ve tetkike baglar Diyerek bol keseden atiyorduz. & Polis müdürü bereket versin ki - böy- le teminata kulak asacak kadar safdil bir zabıta memuru değildi Onun bu meslekte yirmi yıllık bir tecrübesi var- dı, Bir yandan Gütemberge baş sallar- ken, öbür yandanda onun ne kadar mağrur bir insan olduğunu, bu gururun onu çök defa mahçubiyetten mahçubi- yete, mağlübiyetten mağlübiyete düşür- Fredrik Ştrase.. İlk önce bütün bu muntakadaki tehlikeli yerleri şiddetle araştırmak lâzımdı, Zabtada “değerli sivil memurlarından Her Gütemberg: — Semranın bir çete elinde esir olduğu ve kendisinin hangi mıntakada bulunduğu şu pusuladan anlaşılıyor. Şimdi bütün mesaimizi bu muıntakaya teksif etmeliyiz. düğünü biliyordu. ii — Pekâlâ, dostum! Ben de senden Memurlar kol kol takibata başlamak| bunu beklerim. Bu meselede azami sü Üzere yola çıkmışlardı. rat göstermelisin! Diyerek Gütembergi başımdan #av- mıştı. Polis hafiyesi, direktörün yann- dan çıkar çıkmaz kıyafetini değiştire- rek Fredrik Ştrasenin yolunu tuttu, İlk yapacağı iş yer altındaki kanallar- da araştırmalar yaparal, Semranm attı- ğı parşömen parçasmın hangi taraftan geldiğini tesbit etmekti, Deri elbisesini Her Gütemberge gelince bu detektif kendisinden başka hiç kimseye güven- meyen ve cn mühim hadiselerin esrar perdesini yalnız kendisinin yıstabileceği ne muhitini inandıran bir adamdı. Polis müdürü, bu işi yakmdarı ve alâ- ka ile takip eden Başvekile telefonla bildirmeyi düşünüyordu. Hatta bir rez) Hik elini telefona bile götürmüştü. Fa- iskender F. Sertelli Mİ giyerek, bir su yolcu kıyafetile kanalla” rın içine girdi. >». Götenberg elektrik fenerini göğsüne astı: Yeraltından tahminen bir kilomet- re kadar yürüdü. — İşte burası bir otelin temelini gösteriyor. Acaba Semra (bu otelin su mahzeninde mi hapsedildi? Diyerek, önüne çıkan kırmızı tuğlalı bir duvara yaklaştı. Kulağını dayadı, Kadın sesine benziyen ince #esler; ko, nuşmalar işitiliyor. Götenbergin yüzün. de birdenbire muzaffer bir kumandan neşesi belirdi; — Yakaladım. Yakaladım. Eğer polis haliyesinin önürlen çağ- layanlar gibi sken suların o gürültüsü olmasaydı, Götenberg bu konuşmaların mahiyetini bile anlayacaktı. Hükmünü vermişti: — Semrayı bü mahzene kapamışlar.. Şimdi de tehdit ediyorlar, Onu mukak. kak bu esr#rengiz mahpesten kurtarma Polis hafiyesi caddeye çıkan en yâ- kın menfezden tırmanıp çıktı.. Ve kar şısında duran büyük oteli gördü. — İşte. Tam orası. Zaten o sahada başka bir otel de yok! tu. Götenberg otelin su (mahzesine girebilmek için bir çare bulmuştu. Kendisi su yolcusu kıyafetinde, her otelin, her biaanm su yolunu tetkik ve muayene edebilirdi. Elektrik fenerini cebine soktu... Yüzünün makyaji, onu su yolcusu rolünde muvaffak edebilecek kaklar mü, kemmeldi, ii Otelden içeriye girdi. Direktörle kar- Şilaştı: — Otelin altındaki su yollarını mu- ayene edeceğim. Bü civarda bir su dü.) ber ettiler., Şirket kanalların çatlamış olma») cumu olması mulytömel olduğunu ödü borimyoe. © İn Dedi, Otel direktörü müracaatı sini Yazan :(vâ-Nü Haci Bilâlden Hası Mustafaya intikal. eden konak, bütün haşmetiyle yükse - | birdi. 4 Tophaneyle bu mesafayi hizmet ca- | riYeleri bu suretle çadırlar içinde yaya geçerken, aralarında Havva da dahil olmak üzere, haramsaray kadınları İ- gin, tahtıravanlar getirildi, Kimi teker teker, kimi ter beşer bunlâra bindi. Esirlerin sırtında olarak konağa geti- Küçük haremağalarına gelince, bun. lar, artık iyileşmiş sünnet çocuklarına — benziyorlardı, Hepsi de, entarilerinin önlerini tutarak, başlarında. mavi bon- cuklu takleler, priser ikişer tabur oldu” lar. Sade bunlafı seyretmek baslıbası- na safalı bir isti... vİ Halk bütün bu kafileyi zevkle sey - | retli, Tophanenin Fındıklmm önüne | Pazar kayıkları, tenezziih sandalları Ü- güştü. Bunlar fevç fevç ahaliyi karaya | çıkardı. Şehrin bütün kadın meraklı « ları oradaydı Hacı Mustafanım adam larmdan malümat alıyorlardı? o“ , — Cok mu haromağası getirdiniz? i — Yarı yarıya... Ne i — Demek ki yeni cariyeler de var... — Üç ada bastık.; Halyan kızları, rum kızları, enci kızları var.. 0 Sonra, hizmet halayıklarınn, oda * ne şeraitle görüleb'leceğini söylüyor - larğı. Hacı Mustafa, gehrin oğniyas lık olabileseklerinin — Ah kardeşim! Nesim! Sen mlsi — Ah, Besir., Sen m'sir?... Allah! zi mene kavusturdu. Dünya gözüyle b ribirimizi görebildik.. ş (Devam var) poli tabil bulmuştu. Su yolcunun yanma ©- tel bekçileriniden birini verdi: | muayene ettikten sonra birlikte döner. Direktör çekilip gitmişti Götenberg, otel bekçisine: — Beni telefon odasina o götü misin? konuşmayı. Direktör telefon iş çok titizdir. : Götenberg: " ' — Merak etme, diye cevap Direksiyona otele (geldiğimi | vereceğim. i ” Polis hafiyesi küçük telefon » girerek kapıyı çekti. Telefonu tur. Evet, evet, sözüme itim Yeraltından onun, sesini bile Götenberg omuzların: kadi Jefon odasından çıktı. Ve bir taverlâ seslendi: AY Bekçi, birdenbire değişen sü suna yan gözle bakarak: — Haydi, peşimden gel, dedi, içmişsin galiba... | ii Yüzüdüler. Otelin zemin o Katı