Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'upeyjrey 9s98 ssur 3) (8) #puıSeg uyu (A | '0) ( * Tayex — > Mmpepaopes vgegg uoYoS Ppüyöz p DGDE,, Çuoyoe gı op 9 dAİ Ç7) “TOPES Of SUEP 350 SAŞİ OT '(ANüDf/) ONlEUZ *TESTN HSA 1608 ) O '(RONEYSDUL.) TIŞNDSEYÇ :TESTTE M “Tuyo (2) 'ç 9sIyo3 U Brnos vöp T ngyoK * nyunö *Yepipepuores duru SA Opad g HOJDE APpHÖİL ADILIP SUYU ü OPAÇT,, — doğru uzattı ve tekrar düşünmeğe baş- ht | ı '(1) Bo tanunyo 9 'aproponunyak Ho09O9 4O) Söz (tt) erm :fesipL “zemunyo Ö esroAnungnog epunmos upu 21909097 ElZeJ Uapdıdg SA as)139p HNŞ Tsrpuay epso -s1 () SI :TEsiN () esro0Arpo 19893 9099 d 9ırey 215508 No S9 TOp98 ÇoAAMS UopmsıpusYı (s1f): anunyo 1913 SnuyoL ()) oponay na vapo3 turseveti yNooS yayıs MZO (81/) —T “munyo Tar3 (9) SA IHo3 Eunseutun (HPD) © 351 _ "(430) Saşd Çastu) 9137 *Tesgiy Tmunyo (8) 90)A p Epreyucuez IZIPÇe Tonjaresi UATLIDA '(9) 19 :ÇesTİR 'numyo (9) 9smp93 (;) ©1 -a08 TOpuTpuSA ZIWEX Sanumyo Opuyunağ (9) na JHEH H “anunyo 1 9098 SA DNİZEL ziseiyon İ YNANg Eprozister ı | ipe (uvsyo) Tüsdve TAT3 () () '(,) Sunezı) h ll & ââğ%ğîîfâ%%ğ H GAT P y CüPLEşotklıiş ğ:şı grğâğğşg.â“âı_ Te|Eks Pileltşe VAS YED ESREEEİ İA İLE âğğu İ iri *;sîg S S ŞS OE ğ%â 8 a ğ* PR K SE şğ ğğğğğ SFiş âğ uaâığ '(U9) UN :fESİMN Çetisiyed 9KawayA0s wep Şenmd. Vit aü SİKST KENT'İN İHTİYARLIĞI Büyük bir yazr masası, iki koltuk, ktüçlük bir dolap, dar bir yatak, ötede beride birkaç etajer, içinden daima a- lev yükselen büyük bir şömine, kalm ler ve bu sade dekor içinde, hazreti İsanın, köşenin üstünde duran altın - dan, kabartma bir tablosu: İşte papa Sikst - Kent'in odası, Çalışmanın — ve zamanm hırpala - drği papa, artık dünkü kuvvetli, fa- al adam değildi. Fakat — arasıra gözle- rinde parlıyan — bir kıvılcım, — onun hâlâ, en şiddetli. mücadeleden bile çe- kinmediğini gösteriyordu. Sikst - Kent masası başmımda otür - muüş düşünüyordu: — Fayvusta artık zehirini içmiş ola- cak. Ey cellât!.. Ey Roma halkı!.. Bay- tam bitti!. — Favusta öldül.. Mirtis, Favustanın... Pardayanın oğlüyle bera- ber Romayı terketti. Papa ayağa kalktı, elleri arkasında, bir müddet odada dolaştı. Sonra, koltu- Suna- — yerleşerek ellerini yanan ateşe ladı: — Evet, hayatımın son günlerini Bbiraz rahat içinde geçireceğim, çünkü Fayuata artık benimle uğraşmıyacaktır. Fakat ölmeden İspanya kralı Filipe bir darhe indirmeliyim.. Evet.. Ona!.. O ka- tolik krala bir darbe.. Fakat nasl?.. Sikst - Kent elini çekmeceye uzattı ve ©Oradan çıkardığı parşömene göz gezdir- gonra: — Bu beyannameyi — ele geçirmek hutusundaki arzum ne meş'um bir tesa- — düftür, diye söylenmeğe başladı. Fakat NS . DEŞ Ka L AM Z et & KŞ M &- Ee Eğ ' 3 &b ğğ el ESE & E.Sgğ'î âğ îğ K ğğîâğ £. İzi âğg MAT e C- SARER llık a p İ "'*'g-m——. B g ea DUi GS p ER g_ İti $ SH HÜF VP gler Flk , E'g:; 'ğğğ gş% î HLAD L sEltEse| ei DRSELİr'ESE ” BERİT İT & a z B İ %îs' $ : İR.'iP Şi e W - H , Eğ B 8 HGR'I'LIYIN'I_:'_AUSTA' onu — bu kadar zamandanberi muhafaza etmem de affedilmez bir kabahattir. Şimdi Filip bu beyannamenin mevcu- diyetinden haberdardır ve — baş Engi- zitör beni Ölümle tehdit ediyor!.. Be- ni!... Papa omuzlarını silkti: — Ölmek!. Bundan korkmuyo- rüm. Fakat arzularımı tahakkük ettir- meden ölmek cok acı.. Evet... Arzula - rım! Filipi İtalyadan defetmek!.. Bü - tün — İtalyayı — birleştirmekl.. Bütün — İtalyayı papalığın * hâkimiyeti altına almak!.. — Böylece papal'ğın hâkimiye- tini bütün —dünya üzerinde kurmak... Ne yapmalı?.. Bu parşömeni — Filipe mi gönder- meli?.. Fakat her halde oraya vasıl ola- mıyacak birisiyle!.. Hayır!.. En doğru- su bu evrakı büsbütün — ortadan kal - dırmaktır, zaten bunun imha edildiği- ne dair — Espinosa'ya yemiri ettim.... Her halde inandı. Evet... En doğrusu bu.. Bir tek el hareketiyle bu müthiş silâh alevlerin kızıl dudakları arasında kaybolup gidecektir. * Papa bunlarr — söyliyerek parşö- meni — âteşe uzattı. Alev parşömenin kenarlarını sat - mağa başlam'gtı. Birkaçş saniye sonra İspanya kralı Filipin bütün ümitleri suya düşecekti. Fakat — papa birdenbire kâğıdı ge- ri — çekti ve başını sallryarak: — Ne yapmalı? - diye, tekrarladı. Odanda, bir el, sert bit hareketle parşömeni —alür. Sikst - Kent, ani bir hamle ile geriye döndü ve karşısında yeğeni Kardinal Montaltı görünce hay- retle bağırdı: — Senl..4 Senl., Bu ne cesaret?., ei L Ça | İ - 154 17 PlsE 34 3412 LA ğğğ îâ ğâîsâ : îîâg »ğğ şif B .Ş—'—H Zalaır ğ g'E n qu'â hğ ğ .= B PS H Ai : ğâğ L ğâğğğ âoğğ 'ğoğfîâğî - VOdadı : BHĞE B ©aft PF Pt 8 Mer . ol ee GU DK n 3 diş ğâ Eâğğğ H p %ğ% K üâg"â_ğ gââ nwâaîâ 5 s â_â_ğ_ğğâ”'âğag ğfğâgğâ ğğğ ğğğ :ğ ğ RES v ,x Ale B3 D 4 » diz 35 BE < ğğ!'âââjâ lt Do Ş FKF FERE 9 4 5 İyşiLESdİ İgelş 3 KS ğ'gğğs=ğğîş A LE ğ oA £ illepttt AU dt iHi " $A giğlE AAA İç Ho le S MK AAA L M BU ğââğâğğğgdâğâ EEDİHİL ğ”%ğ;îğğhğ“_îğg Ek ğğ%“h îğ 2 OU GUN Be GAĞA G0 dtşi'latlığılra ( 5 “ sARASESALA : YEASE Ş O6 İ HORTLIYAN FAUSTA 5 kapmın açılmadığını görünce nöbet - çilere bağırdı: — Size söylüyorum, açın.. Kapı - yı açın.... Görmüyor — musnuz ölü -| yor... Onu kurtarmak lâzım... l Ümitsiz bir buhran — içinde kıvra - nan genci hiç kımıldamadan — seyre - den — nöbetçilerden biri cevap verdi: — Bu kapıyı ancak baş hâkim a- çabilir, anahtar onda.. — Herkül Sfondrato!.. —Felâket! Ve Montalt başımı elleri arasına ala - rak hıçkırıklar içinde — kapının önüne yıkıldı. — Bu kapıyı ben de Ve işte açryoruml.. Bunu gayet sakin bir sesle söyle - mişti. Montalt bir hamlede ayağa kalk -| tı ve karşısında duran adama — bakar bakmaz, hiddet ve korkuyla karışık bir sesle mırıldandı: — İspanyanın baş işkencecisi!... açabilirim.. İspanyanın baş engizitörü Espino- sa, ayni zamanda baş — piskopostu. Di- ego Espinosanın yakın bir akrabası ve halefi idi. 50 yaşlarında görünen bu adam iti yarı ölmakla beraber, tatlı daha doğru- su hislerini hiç meydana vurmryan bir çehreye malikti. a Romada bulunduğu bir aydanberi Sikst - Kentle müteaddit — görüşmeler yapmıştı. — Fakat bu görüşmelerin ma - hiyetini kimse bilmiyordu. Yalnız, papa- nın her müzakereden sonra biraz dahüi yorgun biraz daha ihtiyarlamış — olduğu nazarı dikkati — celbediyordu. Espinosanın bir işareti üzerine iki nöbetçi korku içinde yerlere kadar eği- lerök kenara çekiliyorlar ve baş engizi. tör, söylediği gibi, höçrenin kapısını b GÜL ĞLA n _;' K atğğe' lll « gn L açarak içeriye giriyor. Montalt, — kak binde müthiş bir heyecan,onu takip edi- yor ve bir mucizenin yaratılacağını ha- ber veren — bir hissi kablelyuku ile Fa- vustanın uzandığı dar karyolaya — doğ- e “Dişi, ola- Vi Fransızcada bütün kelimeler “Erkek,, Trak ikiye ayrılır. Erkek, yani masculin ( “O (digi) dir içinde salon” O (kadım) salondadır. ru atılryor. Fakat. birdenbire yere mıhlanmış gibi duruyor. — Korkunç bir hal alan gözleri, açılarak, nefretle, kinle orada, cariyenin kollarında duran kü- çücük — mahlüka dikiliyor. ' Bu çocuk, Montaltın kalbindeki acı veztırabın — yerine kin ve nefret u- yandırıyor. Çünkü bu Pardayanın oğlu- dur. ' Zavallr çocuk, — kendisine bakan adamın hislerini atilamış gibi ağlıyarak cariyenin göğsüne — saklanmağa çalı- şıyor. Ve Mirtis karak — çocuğu göğsünde sıkıyor. Bu sâhnenin hiç bir teferruatr baş engizitörerün gözünden — kaçmamıştı. Sakin ve hattâ tatlr bir sesle cariyeye: — Serbestsiniz.. Bir annenin son / emirlerini herhalde unutmazsınız. Allah yardımcınız olsun, dedi ve sonra kapı- da duran nöbetçilere : — Serbesttir. Bırakınız! diye emir- verdi r .© Mirtis, engğizatöre teşekkür eder . gibi baktıktan sonra cocuğu kollarının arasında gizlemeğe çalışarak süratle dşartya çıktı. Espinosa — yavaşça ka- pıyr kapatarak Favustanın baş 1 ucu- na yaklaştı. Çocuk gözden kayholunca nun uzun siyah saçlarla süslenen olgun yüzünü — seyretti ve sonra, birdenbire nefretle Montalta ba- - Montalt : da, Favustaya döndü. Bir müddet o- yıkılarak, Favustanım yataktan sarkan — soğuk elini uzun uzun öptü ve hıçkr- dit 4 — Favusta! Favusta! Sen hakika- ten öldün mü? | : yolan İ ğmkü'eıl aV (Lü) bulunur, | n aj ada K .d ye ht ge — — B A başında Le (Lö) ——