8 — diii> vr > 2D. Şİ a a a aa 936 dan 937 ye... Geçen sene spor camiamız çok büyük hâdiselerle Bugün 936 dan 937 ye geçmiş bulu» Buyoruz. Bu münasebetle geçen sene; ye göyle bir nâzar ularsak, spor cami- amızın 936 da cidden büyük hâdiseler geçirmiş olduğunu görürüz. Türkspor kurumu Geçen senenin birinci mühim hâdise-| 8i, Türkiyede sporculuğun nizamlandı- ğı gündenberi kurulmuş olan (Türkiye| İdman Cemiyetleri İttifakmm) Anka-| rada toplanan büyük kongre tarafın- dan lâğvedilerek, spor (idaremizin (Türk spor kurumu) ismi altında par #iye bağlanması ve artık tefesslih et- miş olan «ski nizamnamenin yerine ye- hi ve İhtiyaca uygun bir nizamname| kurulmasına karar verilmesi oldu. Bu hâdise, hiç şüphe yok ki, müte- medi sarsıntılar geçirmi başlamış ölan spor bünyemizin ZE en büyük rolü oynıyacaktı. Türk spor kurumunun kurulmasın- dan beklenen gayeler bugün tamamen! semere vermem işse, bunu hiçbir zaman yapılan işin isabetsizliğine atfetmemek! ve ıslah edilmesi çok basit bazı vazi- yetlerin yoluna konamamış olmasmda aramak lâzımdır. Olimpiyatlar Yalnız bizim için değil, bütün dün. ya sporculuğü için senenin en mühim| bâdisesini 11 inci Berlin olimpiyatları teşkil eder. Almanyanm Garmiş şehrinde yapı- lan kış olimpiyadına evvelâ isabetli bir düşünceyle müşahit olarak yolla- nılmasına karar verilen ve sonra tama- men yanlış bir hareketle müsabakala- ra sokulan kayvakçılarımız büylük bir! hezimete uğradılar, Bu hezimet, bütün Türk sporculuğu- tun gözünü yıldırdı. Bu yüzden diğer sporcularımızın da olimpiyada iştirak edip etmemesi meselesi aylarca uzayıp giden bir dedikodu. oldu. Ve nihayet olimpiyatları (gidildi. Sporcularımız yola çi lerin adedi, nikbinlerinkine nazaran belki yüz misli fazlaydı. Fakat netice çok sz olan nikbinlerin lehinde tecell! etti, Kim ne derse desin, 11 inci olimpi-! yatlar, derece ve netice itibariyle Türk #porculuğunun iştirak ettiği üç olimpi- rmdan kat kat üstün bir randıman verdi. Türk kafilsinde hoşa gitmiyecek iş| Ter olmadı mı? Elbette oldu Fakat olimpiyatlarda işin hata ta- yafları, İyi taraflarmın yanında terazi Bin gözünde cok hafif kalır. Güreş Güreşte, Yaşar belki, hattâ belki de- gil, muhakkak olarak taliin büylik yar. 'dmiyle Türkiyeye bir dünya birincili- gi kazandırdı. Böyle bir muvaffakıyet- $e elbette ki taliden çok Yaşarım aslan İgibi bir imanla güreşmesinin dahli da- ha çoktu. Ve onun içindir ki bu birin- elikle rahat rahât iftihar edebiliriz. Mersinli Ahmede gelince, kötü talii- ni de yenerek birçok birinciliklerden daha şrefli bir üçüncülük kazandı ve| Türk bayrağını ilk defa o, şeref direği-| Be çektirmeye muvaffak oldu. | Diğer güreşçilerimizin içinde de ya Kaşıksıs bir mağlübiyete uğrıyen bir Basketbol ve Voleybol| tek kişi yoktu. Hepsi kendi sıkletlerin- de yarıdan yukarı derece aldılar. Bisiklet Güreşçilerimizden sonra belki onlar kadar muvaffak olan bir spor kolu- muz da bisikletçilerimizdi. Tam bir te vazu içinde çalışan bu gençler, bütün mitlerin fevkinde bir derece kazan rak büyük bir takdir topladılar. Futbolcularımız | Futbolcularımız iik ağızda tasfiyeye uğradılar, Fakat Almanları da yene- rok dünya şampiyonluğunun en tehli- keli bir namzedi olan İsveç takımı kar» gısmda hiç de hezimete uğramadılar. Kendilerinden üstün bir rakibe geref- Te yenildiler. Ve daha di inu söyle- mek lâzımgelirse, ümidimizden çok da- ha iyi bir oyun çıkardılar, Basketbolcular Burada yapılan propagandalarla bü- tün ümitleri üzerlerine toplıyan bas - karşılaşmıştı ketbolcularımızm ilk ağızda tallin ön- lerine çıkardığı kuvvetli rakibe karşı uğradıkları mağlübiyet tabii idi. Fa - kat bir gün sonraki ikinci mağlübiyet bu sporcularımızı kafilede en az mü- vaffak olan takım sırasına soktu, Süvariler Haklı olarak en büyük ümitlerimizi üzerlerinde toplamış olan süvarileri- miz, taliin mütemadiyen gösterdiği kö-| ükleri yenmek için canla başla çır- pındılar. Fakat kötü tali daha ağır bas tı ve binicilerimiz beklenen muvaffa- kıyete ulaşamadılar. Maamafih olduk- ça iyi neticelerle ve tam bir yüz akıyla vazifelerini bitirdiler. Yelkenciler Zaten Tüzumsuz olarak götürülmüs olan yelkencilerimizin maalesef sonlar- dan yukarı çıkmaları kabil olmadı. Umumi netice Görülüyor ki umumi tasnifte yarı- dan yukarı bir netice aldığımız dünya olimpiyatlarında Türk kafilesinin aldı- ğı neticeler biç de utanılacak geyler değildir. Bilâkis içinde iftihar edecek nokta daha çoktur. Fakat olimpiyat- lardan elde ettiğimiz asıl büyük ka - zanç aldığımız neticeler değil, sporcu- larm gördüğü büyük derstir. Balkan oyunları Olimpiyat dönüşünü - Atinada yapı- lan yedinci Balkan atletizm oyunları takip etti. Türk Spor Kurumunun yeni kurul muş olması ve olimpiyat patırtıları arasında hazırlanamıyan atletlerimiz, Atinada Rıza Maksudun bir ikinciliği müstesna, ümidimizden de aşağı dere- celer aldılar. Ve atletizm işlerimizin nekadar bü- yük bir ıslaha muhtaç olduğunu orada yabancılar önünde de bize bir kere da- ha hâtırlatmış oldular. Mi Küme işi Bü sene, ne vakittir düşünülüp mev-| kil tatbika konamıyan bir iş daha ba- şarilmış oldu. Ve İstanbul klüpleri a-|. rasında çıkan bir ihtilâf (milli küme) işinin bir dedikodu meydana çıkmaşma sebebiyet verdi. Ankara stadı 938 yılmın en iftihar edilecek son bir hâdisesi de cumhuriyet hükümetinin merkezinde asri, güzel ve Ankarâya ya! kışır bir stadın açılışmım yapılmış ol-| masıdır. Ankara stadı, bize, artık yabancıla- rıulanmadan davet edeceğimiz bir spor sahası kazandırmış oldu. » - Dün gerimizde bıraktığımız merhum sene, Türk sporculuğu için canlı ve gü- zel bir seneydi. Olimpiyatlar arifesi ve Ankara sta- dm açılışı büyük spor hareketleri ya pılmasına sebep oldü. Ve 936 bize bir-| çok hayırlı işler öğreten hayırlı bir se-| ne olarak tarihe karıştı. Dua edelim de yeni senemiz 936 dan daha iyi, hiç olmazsa onun kadar faa)! geçsin... © Halkevi müsabakaları Beyoğlu Halkevi tarafından tertip edilen voleybol turnuvası neticelen- miştir. Üç kategori üzerinde yapılan bu turnuvada: Büyükler arasında Kurtuluş, orta- Jar arasmda o Galatasaray takımları şampiyon olmuşlardır. Küçükler arasmdaki turnuvada Teoman ve Mühendis takımları fi le kalmışlardır. Bu maç da eym 10 nunda yapılacak ve bu kategorinin şampiyonu da anlaşılacaktır. Diğer taraftan, birçok takımların iştirakile yapılacak olan basketbol turnuvasına da ayın 10 nunda, yine Halkevi salonunda başlanacaktır. Beyoğlu Halkevinin faal spor ko- mitesi tarafmdan her sene tertip edi. len müsabakalara bu sene de lâyik olduğu rağbetin gösterileceğine şüp- he etmiyoruz. İkincikânun — OL SALTANATIN YELLER ESER ŞiMDI YERİNDE Dünün paşaları ve konakları Deli Fuat Paşanın Binlerce lira sarfettiği halde yapılamıyan köşkü Fuat paşa, İncirköylü Hasan pasa - nin oğludur. Baba oğul, darısı eş dost başına fulü ömürle muammer lerden ve ikisi de müşirliğe ermişlerden. Hasan paşa, ikinci Mahmudun yeni- çerileri ortadan kaldırışnın ertesi sene si askere girmiş. Annelerimizin çocuk- luğunda, süt beyaz sakallı ve seksen- likmiş. Memuriyeti, çakı 'Teşrifatil askeri... Yaşına ne bakıyorsun, civanlara zört. çıkarmada... Cuma selâmlıkların- da, bayram alaylarında dinç dinç ora- dan orsya seğirtir, kalabalığı dağıtıp yol açar. Kadm efendilerin, sultan hanımların arabslarma yer göslerir, erkân ve lmerayı alâ meratibihim di- zer, tavırları, bölükleri sıralarına kor- muş. Yani bir nevi malik, İrtihalinde yüz yaşını geçkin oldu-| ğunu söylerlerdi. gibilerin harcı: Fuat paşa Kahirede doğma. İlk mes- leği diplomasi; Pariste #efaret kâtipli- ğinde bulunmuş. Silki askeriye duhu- lü, askeri salnamede 1268 (1852) ola- rak mukayyettir. 1875 deki Bosna - Hersek isyanmda! ve onu takip eden Sırbiye muharebe - sinde liva kumandanı, bir sene sonra- ki Türkiye - Rusya muharebesinde S0 Ferikmiş, | | Müşir Fuat paşa Genernl Gurko,, Balkanlara . doğru yolu tuttuğu sıralarda, prens Mirsky- yo “Elenada dayan,, demişler. Fuat pa- şanm kumandasındaki kıt'alar kasaba- ya hücum ediyor, Bulgar ahali paniğe uğrıyarak bucak bucak kaçışıyor. Elehanm kaptırılması, Tırnava yo - Tuna elvedaa ve Türklerin Pilevne ile muvasalasına sebep olacak... Prens, var kuvvetiyel dayanıyor. Sıfırı tüke - tip berbat bir halde geri | çekiliyor;! Türk askeri de Elenayı zaptediyor...| Rusları mağlüp ederek Örel alayını! esir alan, yedi top, birçok tüfek, cep-! hane, levazım ele geçiren ve Elena kahramanı olarak adı çikan, Fuad pa- şadır, Paşa, 1295 de müşir ve bir müddet! sonra da mevcut 8 nefer yaveri ekrem- Jer meyanma dahil olmuştur. Ona Deli lâkabınm verilmesini bir-| kaç sebebe atfederler. | Birincisi, hünküra, saray ködaman- larma kavuk sallamaması; yani farta furtasızlığı.. İkincisi Astarcılar kâhyası vakası, O| da Gene mahut 93 muharebesinin niha- yetinde, Ruslâr İstanbul yolunu tutar. ken İngiliz donanması da Çanakkale dışmda ve stim üstünde; Donanmanm boğazdan Marmarava girip girmemesi ni müzakere etmek lAzım. Sarayda Ab- dülhamidin huzurunda toplanan vüke- İ biatı da köşk kurdurma hususundaki Yazan: Sermet Muhtar Alus iaüşir Fuat paşa sürgünden geldiği sün (yanmdaki sandalyede Balks” kzrbmın başkumandan vekili Nazım paşa) lâ, askeri imera ve mebuslardan mi-| rekkep olan fevkalâde meclis, “yeousü! lâyecuzü!” ile demgüzar iken, İngiliz amiralı ruhsatı beklemeden dalıyor içeri. Sadrazam keyfiyeti meclise bildirin- ce bir velveledir kopuyor. Mebuslardan Astarcilar köhyası diye. maruf Hacı| Ahmet efendi, ayağa kalkıp: — Böyle şeyleri vaktiyle haber ver-| melidir. Vakitsiz söylenirse böyle o -| inr! dey iyor. Abdülhamid, bu sözü duyar duy - | maz, firavun kesilmiş. (Mahabeti me- lekdari ve huzzarı sairenin takriadı no- | Meesi) (91 hacefendi oracıkta bayılrver miş. Hemen bitişik odaya çıkarmışlar, yüzüne sular, serpmişler.. Ricalden ba- zi zevat da zavallıcığa sövüp saymış. Bu sadedde, bir rivayet dillerde ge- »erdi. Güya Fuat Paşa: “— Bre had. dini bilmez herif süs, şimdi seni iki biçerim!! diye kılıcına yapişırken, Ha- cı külçe kesilmiş, Neticenin vardığı noktaya gelelim; Hacı Ahmed efendinin o sakızı çiğne- yişinden birkaç gün sonra, birçok meb- uslar, şuraya buraya sürülüyor. Bir müddet geçince de, sadrazam Saffet aşa: (Gavaili hazıradan dolan mec- Tsi mebusün içtimamın âtiye talik) kuındığını mübeyyin notayı İstanbul. ! daki sefirlere dayıyor. . ” Fuat paşanın herkese sykırı bir ta-| kararsızlığı. Feneryolundaki o ucu bucağı bulun- maz bahçe, kale bedeni gibi duvarlar- la çevrilmiş... İçinde, karmca sürüsü gibi dülgür, rençber, bahçıvan, yanaş - ma... Ağavat daireleri, ahırlar, araba- lıklar, mutfaklar kurulmuş. Kameriye azmanı Çin köşkleri, Japon köşkleri çatılmış... Tarhlar, çiçekler, ağaçlar, lâldar, kaskadlar, havuzlar, havuzlar. da sandallar... Gel gelelim, asıl. köşkün temelleri bir türlü atılamamada; başlanırken yarıda birakılıp yeni şekli derpiş edil- mede, Hasret, iki manasiyle de küp üstün: | de: Bir taraftan, öfkelenip üstüne bini | vermede; bir taraftan da boyuna içi-! ne el daldırmada. Bilmem doğru, bil - mem yalan, ustalara, ırgatlara kızıp, (alm yevmi; inizi!) diyerek avuç a- vuç mecidiyeleri kuyulara, havuzlara | | attığımı söylerler. O köşksüz bahçenin 19 ağustos cii-| lâs donanmalarma uyar var mıydı 8-| caba ?.. Bunu bir iki yerde yazdık ama, sırasıyken, gene birkaç satıra sığdır: -| verelim: | Minare büyüklüğünde bir ahşap kule nin tepesinde, İstanbulda ilk görülenbir elektrik projektörü, duvar parmaklık. ener; taki zaferleri ilat kanadil ve fevanis” 40 kişilk bando mizike; takım takım incesaz; tiyatro, orta oyunu, hokka- baz, meddah. Züvvarı, yağma Hasanm 0) İfade, oynen | sadrazam Eüpük Said paşanındır. böreği cigara, şerbet, dondurma, p3” ta, gökerleme, Paşa, cuma ve pazarları Fenerbah$* piyasalarından eksik olmazâ. Y& muayyen: Deniz hamamlarının kar$i* #1. Arabası ayni noktadan biraz ş0$* cak olsa, frenk arabacıya fransız dü le kumanda hazır; Trois pas en avant! Yahut: Ouatre pas en arriğre!. j Ermeni patırtıları esnasında Fw Fuat paşanın gençliği Paşanm Kadıköy ve Modadaki ass perverliği, küçücük bir burun kaf mayışı, raayanın dillerinde destandi Biçare adam, akıbet Fehim paşa” narma yandı. Fehim paşa, şrmarıklığı arttırı0 » kıran baş kesenliği aşırılaştırdığı larda, işgüzarlık olarak, Fuad da orayi takıyor. Hafiyeleriyle ei ne hurya ediyor. Güya ba iradei paşayı Yıldıza sevkedecek. Şehzade karakolunun arkasında * eski konakta kopan kıyameti, dun tabanca seslerini, civarlık dol siyle duyanlardanız. Hanes'ne olan taarruzu silâhla > fetmeğe kalkışan Fuat pasa kabir palaspandıras Şama sürllm dilerek bunca senelik mügirliğ olmuştu. Paşanın, meşru! sonraki İstanbula d beli ve daratlıdır. Ga üstlü iğne atsan yere d deydi. dö Son payesi, Ayan meclisi azalığı Vefatında doksanı çok aşıtınlığı B vatirdi, .. İşittiğime göre, Feneryol daki Bİ çeyi, bir şirket satınalmış; porçâ pt ça ifraz edeceklermiş Şimendifet tını karşısma düğen ve paşanın madina ait bulunan köşk, gimöi gi hur Aksaraylı Bay Ata'nın tahtı © sarrufundadır,