meselesi yazımda, kendimin de Ana- İllu olduğumu, bunun için, intibah MI etmek maksadiyle bu seyahat- gözümüze (azlasiyle batan şey- İN yazmakta mahzur görmediğimi Kirmiştim. Bakınız $ize, temizlik Süklısı kayınvaldemin dediklerini &ledeyim: © Ünyeyi bana evvelce çok methet- | Neri için, havası güzel, suyu güzel, Üçelik, bağlık biryer tasavvuret- tüm. Sürülerle inekler, koyunlar, iler, tavuklar, kazlar, bol bol süt- # sepetler dolusu taze yumurtalar # sanmıştım. Halbuki, bunların için- 'tahakkuk eden yalnız havasmın, Su- Mun, manzarasının İctafeti oldu. Bi- larına gelince, taş evler, her evin ö- | çardaklı bahçeleri ve kuyuları, u- & havuzlârı hasılı güzel bir kasaba- © icap ettirdiği iptidai fakat şirin bir| Mmurluk var diye gözümün önüne| tirmiştim Geldiğim zaman ilk inti- *m umduğumdan da iyi oldu. Çünkü &aklar, İstanbulunkinden bile düz, Miz... İlk ayak bastığımız iskele İyi muntazamdı. Bunları görür gör- *2, "Ne güzel yere geldik!, diye İmde bir sevinç uyandı. Misafir kal- İlimiz aileler nezdinde, gerek kasaba- & gerek köyde fevkalâde ikramlar #dük. Bunları hiçbir vakit unuta Am. Fakat ev aramağa çıkınca bini hn barici kısmı mehmaemken iyi makla beraber, dahili taksimatın ber M olduğunu esefle gördüm. En mü- mi: maalesef İstanbulun ekter evle hde olduğu gibi burada da tahtaku- Su yuvaları yer etmiş, sonra hiçbir Nada hamam tertibatı yok En geri lirk evlerinde âdet olan gusulhaneler İe, içine girip de yıkanılacak şeyler âğil Bunlar, o kadar dar, o kadar dar « Be tas konabilecek bir yer var, ne * mi konacak yer. İnsan, besili kaz İbi, bunların içinde mahpus kalıyor. İr yandan öte yana kımıldanamiyor. Ünyeliler hakkında “hamam, su fik. kendilerine henüz gelmemiş iptidai :sarlar!,, demeğe imkân yoktur. Çün. odam taraf ettiğim gekildeki evlerin |. İratrada büyük bir kubbeli bina var. İNedir?,, diye sordum. “Son senelere dar külhanı yanan büyük bir umu- hamamdı!,, dediler, Çok mükemmel İr yanıymış Fakat, artık kullanımı . Ünyenin şimdi işliyen diğer ba- amlarını bana b'r türlü tavsiye ede- idiler. Gene o civarda, küçük küçük i harabe görüyorum. Kalın duvarla- kısmen yıkılmış. İçine çörçöp atıl - iş. Bunun da eskiden hususi evlerin mamları olduğunu öğrendim. Yeni yapılan bazi zengin evlerinde rınçlı banyo teşkilâtı yapılmış, Fa ht bunlar, söyled'dim gibi yalnız zen- İnlere mahsus... Halbuki temizlik, a- su, hamam, iyi apteshane gibi şey- bütün halk için olmalıdır. Sekiz on Balı ev yaptıranlar bile, temizlik ter- İbatmı bu tasavvur ettiğim çekilde akmışlardır. Musluklar, apteshane-| de ona göre çok iptida! ve seviye-| ize yakışmaz bir sekildedir. Mutfak- keza. Ünyeye altı ay sonra elektrik pele- ikmiş, Şayet akar su da getirilirse i, elvarda pek çok dereler olduğunu Prdüm ) temizlik hususunda da birin lâp olacağmı umuyorum.,, ME i Biz şimdilik, evin gusulhanesini, bir llanm odunluğu baline getirdik. Oda- dan birine İstanbuldan getirdiğimiz yoyu koyduk Fakat, akar su, ku- , tulumba olmadığından termosifon batı kurmağa hacet yok. Altı saç Üzeri yüksek sacayaklara daya- n bir kazan şekli icat ettik, Gene yalhanemizden çıkardığımız bir por- tif “masa musluk” şeklini marango- ısmarladık... Bir taraftan soğuk, di- r taraftan sıcak su akacak.,. Lâkin, ii de, sokaktaki çeşmeden desti ,. Bir adamm yarı elsi, su taşıma”a sarfolunuyor. Bahsettiğim sobalı kazan henüz ku- tara şöyle bir mektun yazdı: *— Şayet ansızm gelir de, kapımı: | önünde bir kazan kaynadığmı gö- iz, fenaya yormayın. Mutlaka o fin hamam günümüzdür. Yoksa lehil.f- md hevimiz sa”121,, Eski Avrunallar, yıkanması bil miş. Meselâ, Fransada son asra Büyük vatanperver şairin cenazesi din gençler tarafından eller üstünde ebedi medfenine götürüldü İstiklâl marş: şalri Mehmet (o Akifin vefat ettiğini ve cenazesinin dün kal rıldığını yazmıştık. Mezar başında ta- but açılmış. heykeltraş Ratip Aşir tara. ından büyük Şairin O yüzünün alçı ile kalıbı aknmıştır. Dini merasimi mütes- kip üniversite talebesi hep bir ağızdan merhumun eseri olan istiklâl marşmı söylemişlerdir. Zeytinciliğin inkişafı Ankarada bir cemiyet çalışmağa başladı Ankara 28 — Zeytinciliğin inkişafı için alınacak tedbirleri tesbit etmek Ü- #ere buraya gelen zeytincilik mütehas. sıslar: bugün Ziraat vekilinin başkan- lığımda toplanmışlardır. Zeytincilik mntakası Oo mebuslarınmn da İştirak ettikleri bu toplantıda hazır- İanan rapor okunmuştur. Çarşamba gü. nü tekrar tönlanisenker m Mahkemede ba; ılan bir maznun Dün cürmü meşhut (mahkemesinde bir dava görülürken bir maznunun bir- denbire sarası tutmuştur. Mehmet adındaki bu mazmun Kum- kapıda oturan bir kadına âşık o olmuş, evvelki gece dört defa kadının o evine giderek dışarı çıkmasını istemiştir. İd. diaya göre Mehmet ayni evde oturan üç adamı da ölümle tehdit etmiştir. Mehmet dün mahkemede şahitlerle yüzleştirilirken sarası tutarak yere yu- varlanmış, bayılmıştır. Bu vaziyet üze- rine Mehmedin bir vekil tutmasına ka. rar verilmiştir. ——— Muallim toyinleri Haydarpaşa lisesi coğrafya muallimi Macit Galatasaray lisesi coğrafya mu. allimliğine, Bursa akşam kız sanat ens ttüsü coğrafya muallimi Mefharet Üy- küdar kız sanat enstitüsü coğrafya mu. allimliğine tayin edilmişlerdir. kadar banyo yokmuş. Paris ve elvarı- Edebiyat fakültesinden Abdülkadir, gençliğin duyduğu teessürü anlatmış, Fikret Çanakkale manzumesini okumuş tur, Tıbbiyeden bir genç Mehmet Akifin mezarının Üniversite gençliği tarafın- dan yaptırılmasını teklif (o etmiş ve bu teklif ittifakla kabul edilmiştir. Akif için her sene İhtifal yapılacaktır. Konservatuar muallimlerinden Laşinski öldü Konservatuvar muallimlerinden La. şinski evvelki gece ölmüştür. Laşinski 1919 da İstanbula Ogelmiş 1929 da konservatuyarda açılan keman muallimliği müsabakasında birinciliği kazanarak muallim olmuştu. İhracatçıların bir toplantısı Bu sene ihracat mallarımızıawaktin- de sevk edilmediği" hakkrada seke mik gi“ kâyetler olduğundan Türkofis yakında alâkadar deniz müesseselerinin, ecnebi kumpanyalarm, şilepçilerin iştirakile bir toplantı yapacak, &cil tedbirler alınma. sı etrafında kararlnr verilecektir. —.— Vehbi sait gene mahsemede Hususi otomobili ile Ortaköyden ge- Şerken bir askerin ölümüne (sebep ol- maktan bir senç hapse mahküm edilen Vehbi Sait dün üçüncü asliye ceza! mahkemesine çıkarılmıştır. Bu seferki suçu Beyoğlu kaymakamırlı vazife ba. şında tahkirdir. Muhakeme başka bir güne kalmıştır. nın meşhur saraylarmda bile hamam tertibatı mevcut değildir .Son devrin orta Avrupası, vücut yıkamasını kıs- men İngiliz ve Amerikalılardan, kıs- men de şarktan öğrendi. Halbuki, “Türk hamamı”, dünyaca! maruftur. Kasabalarımızda, bu güzel görenek ihya edilmel'dir On odalı ev.) lerde küçücük gusulhane, minimini musluk ve musluklu gaz tenekesine in- hisar eden tertibat, yürekler acısıdır. (vana) BIZE'SORUNUZ;Size <rvap DUZ ZE, 5.50 12,16 14,18 1GAS 1AZI 589 Me; 108 Tar sarık va i2s0 GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU; Habeşler bir baskın yaparak Ablabül şehri Bİ İtalyanlardan almışlardır. de bir harekettir. rını güzel güzel ve Pe e Iskanbil yüzünden evini unutanlar (Şaşırmış) imzasile aldığımız bir mektupta deniyor ki: “Pederime ve valdeme son derece bağlıyım. Fakat on- lar benim bu muhabbetime mukabele etmiyorlar. oGece gündüz hep komşularda toplanıyor; muhtelif eğlencelerle evi gözleri görmüyor, Ekseriya iskambille vakitlerini geçi. riyorlar. Bunları iskambilden vazgeçirtmenin çaresini bulu CEVABIMIZ; Küçüklerin büyüklere nasihat etmesi belki biraz tuhaf olur ama, böyle vaziyetlerde pekâlâ yerin te olduğunuz muhabbeti ve gösterdikleri ihmalin fenalıkla- Ziraat Bankası- nın yeni şekli Lâyiha Meclis encümenlerinde görüşülüyor Ankara 28 — Yeni Ziraat kanunu lâyihası meclis ziraat ninden geçmiştir. bankası encüme- Yeni lâyihada, çiftçilere kredi veril mesi, kredi ve satış kooperatifleri ku. rulması, bankanın bir devlet mücessese- si haline konulmak suretile sahiplendi- rilmesi, sermayenin (o arttırılması, çift- çiye kredi verilirken şahsi ve (maddi teminat esas tutulmayıp zirat istihsalin şart koşulması şiki esaslar vardır. Yankesicilik Taşkasapta oturan somya (tüccarı Ali tramvayla evine giderken meçhöl bir yankesici jiletle ceketinin cebini ke- sip 850 lira ile iki beşi bir yerdesini çal muştur, Iki bırsız mabküm oldu Fatihte Atpazarında bir eve pencere- sinden giren ve eşya çalarken yakala-! nan Mehmet ve Mecidin muhakemeleri | dün bitmiş, Mecit altı ay,Mehmet bir se ne hapse mahküm olmuşlardır. Tuzlada karaya oturan gemi Birkaç gün evvel siz yüründen Tuzla civarında kataya oturan Yunan bandı. ral Yorkiyus vapuru henüz kurtarıla- mamıştır, Vapur çak'lla karışık bir (o kumsala İyice oturmuştur. Alemdar tahlisiye. sinden başka Saroz isimli gemi de kaza yerine gitmiştir. “Misir Başvekil memleketimize mi geliyor ? Türkiye ile Mısır arasında aktedile- cek yeni ticaret muahedesi için yak'n- da Mısırdan bir heyet (O geledektir. Bu heyetin başında bizzat Mısır Başvekili Nahas paşanın bulunacağı söyleniyor. .Atalür&ön cevabı Anteptileri sevindirdi Gaziantep 28 — Gaziantebin kurtu- luş bayramında Atatürkün (o verdikleri cevap bütün Anteplileri (o sevinç içinde bıraktı. Halkevinde toplanan < binlerce vatandaş âyni kahramanlığa bugün del tekrar hazır olduklarmı haykırdılar.! Atatürkün sözleri levhalar halinde halk evine, belediyeye ve mekteplere asıla- caktır. Sabır Kral Şebrimize gelecekmiş Belgraddan akseden bir habere gö- re, sabık İngiltere Kralı yılbaşından sonra İstanbula gelerek bir müddet Büyükadada kalacaktır. Yunanistan ve Mısırda seyahat et. mekte olan Madam Simpson'un da İs- tanbula gelerek Büyükadada eski İngi- liz kralına iltihak edeceği gene Bel- graddan bildirilmektedir. ala Ebeveyninize kendilerine karşı beslemek: tath bir lisanla anlatınız. Birinci defasın da muvaffak olamazsanız, bir ikinci , Üçüncü ve dördüncü tecriibeden çekinmeyiniz. Tecriibe ederseniz sonunda mut. lak muvaffak olacağınıza eminiz, Mehmet Akıf hakkında yazılanlar Bu sabahii gazeteler, kaybettiğimiz büyük şair Mehmet Akif için sütun sü- tun yazılarla doludur. Cumhuriye”te Abidin Davw'er diyor ki: İstiklâl marşı İstiklâl Harbinin ma, nevi cephesinde yapılmış büyük ve mu- zaller bir taarruzdu. O zaman, Mili Mücadelenin mutlaka zaferle neticele- neceğine inanmış olanlar, yani sağlam iman sahipleri bile İstiklâl marşından yeni bir manevi kuvvet almışlartdı. Sakarya meydan mubarebesine tekad düm eden Kütahya . Altınbaş - Eskişe- hir muharebelerinin itsiz gibi görü nen günlerinde, İstiklâl marşın ms- ralarını, kıt'alarını şerhederek yazarken Akifin çelik sözleri, imanımı bir kat da. ha arttırdı, Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın, Siper ot gövdeni, dursun bu baynames akın. Doğncaktır sana vadettiği günler Hakkım. Kimbilir, belki yarım.. Belki (Oo yarından da yakın. Kıt'ası bilhassa, o zaman ne canlı, ne kuvvetliydi. Şair Mehmet Akif, yürek- İeri çelikleştiren İstiklâl marşını yarat- mak suretile İstiklâl Harbinin manevi cephesinde dövüşen © kahramanlardan İ “biri olmuştur. Gene Cumhuriyet'te M. Turhan Tan Ahifin bir diğer veçhesini şöyle tahlil ediyor: © Akif, aşk şalri, İhtiras şairi, süs ve saz şairi değildi. Küm kudret mefhumu nu teşahhus ettiren Allahım kemalü ce. lâlini, ilâhi büyüklüklere ve temizlik. lere tercüman olan Peygamberin rikkat ve nezahatini, geçmiş (devirlerin yük- sek şahsiyetlerini, mensup olkluğu ce. miyeti ve İnsaniyeti terennim ederdi. Dindardı. Fakat dinin büsnühal, hüs- nü ahlâk ve hemdinler arasında tesanüt demek olduğunu herkesten iyi bilirdi, © haysiyetle dine sevgi ve saygı taşırdı. İslâm âleminin hedef olageldiği musik betlere karşı ağlayıcı birer mısra halin. de ruhundan dökülen teellümler, teleh- hüfler, insani ıstırabların en nezihi ve en beliği sayılabilir. “Kurun” da Refik Ahmet Sevengil ayni veçheyi şu yolda tenkit ediyor: Zaman geçiyor, telâkkiler değişiyor, insan cemiyetlerini idare (eden hâkim düşünceler yerlerini, yenilerine btrakı- yordu; fakat Mehmet Akifin o bir eski zaman dervişi gibi ilâh! bir cezbeye tu, tulup içine kapanmış olan gözleri, etraf ta olup biteni göremiyordu. O, bir eski zaman filozofu gibi sonsuz bir araştır. manın heyecanma dalmıştı; Limekfnlarda mısın, nerdesin ey galp Ah? Dönerim enfüs ü Afâkı ezeldenberidir. Serphip kubbene donaruş © işık damlaları, Seni yer yer arayan yaşlarının izleriğir! “Tan” da Ömer Rısa Doğru “Aki fin son günleri,, serlevhası altında en yakın hafıralarla birlikte Akifin ölü- günü anlatırken diyor ki: Hiç unutmam. Bir gün bana (şöyle yanıp yakıldı; — Oğlum, dedi, ben evvelce Üskü. dardan kalkar, bir hamlede Alemtlağını yaya olarak boylardım. Bugün gerçi a- yağım yere değmeden Alemdağma gi- diyorum, fakat kaç para eder, otomobi. Tin içinde inim inim inliyorum. İyiok sam da gene yayan gitsem! Nihayet dün, Ostadın o halinde gün- düzden bir © »wvül göze çarptı. Ken. disi her zamankinden daha hallice idi. Konuşuyordu. Fakat yalnız bırakılmak istemiyordu. Akşamlayın yedi buçuktan biraz son- ra kısa bir nefes darlığı Üzerine herşey bitti ve üstat kendi tabiriyle “nazenin bezmine,, kavuştu. “Açık Söz” de Nizameddin Nasif vw ayor: O (Mehmet Akif) bir hayli Müslü- mandı, ben bir hayli ath& (Allahın mev cuğiyetine İnanmayan) idim. Buna rağ. men kelimelere verdiği ahenk, söze ver- diği güzellik, ifadeyi ulaştırdığı yük- seklik, Akifi idrâk etmemi (zaruri kıl miş, Ğ "