ai Mİ İdİĞ K e Lİ el O. A RR Vr VE VE VE Zonguldak limanımıla çubuk yükleme dâhi menz'i'm'z olan Ünye'den bah- den evvel, vapurumuzun uğra ap bütün Ed. ğüm hayrete şayan manzaraları âye edeceğim. | JArkadaş'arım, uzaktan bakınca de- yer ki: Seması dumanlı, fakat binaları Wa bir gehir! acı güldüm. Gözlerimin önünde beş sene evvele raci bir hatıra can- lı. O zaman da, vapurumuz yakla- ta, Zo; guldeğin mazzarası uzıktan hoş gelmişti. Fakat sonradan an» tik ki, meğer o lâtif binaların uri tmranm hakiki Anadolu ile Bir alâkası yokmuş. Onlar, bilâkis, apo: g « Bizi, tam manasiyle istismar 6- M ecnebi sermayelerine ait tesisat- lar. O zamanlar, bu kümür havza- &laki bu mamur şehir parçasına, irk'er salâvats z gierezle m'ş ble.. Avrupai kısım, müstemlekelerdeki tiyazlı topraklardan fafksızmış! ... Denizyolları vi hisseli pid VERİ E' di: Hususi vasıtasiyle sabaya ayak bastırdı. Orada da ko- ik de görmü; acentesi Bey Süreyya, dim... su) Zonguldağa düşen, yahut da zorla toplanılıp buraya getrilen köylülerin gün durduğu Zonguldak'ta) çoğu verem olurdu. İş kurbanlarının hesabı sorulmazdı, Nice biçareler ih- mal yüzünden yığınlar altında kalır, eski devrin mahkemeleri, imtiyazlı ş'r- ket'erin mukövelename zırhmı adalet mızrağı ile delemezdi.. Ve bu sefil ha- yat, içinden çıkılamıyacak bir içtimai yara halinde Türkiyenin en can damaâ- ri noktasında kanser gibi dururdu. Senelerce şu kanaati beslemiştim: — Tedav'si kabil değil. Hattâ İş Kanunu çıktıktan nice sereler sahra, acaba bu Zonguldak amelesinin haya- tında eri ufak bir değişiklik olacak mı? Arada sırada, gazete haberleri ara- bi mem'eket m 2> yapışmış-| sında bir takım islahat hab.rler! okur- düm. Fatat bu gibi projeleri, ne yalan söyliyeyim, meselâ İstanbul belediye» sinin faaliyet vaitleri kabilinden &a « yardım: — Adam sen de... LÂf, - diye omuz silkerdim... t Ve bütün yaz'lanları asılsız bir nevi prop ganda edebyati telâkki eder İto, Vu hacnatledir ki, çimdili ee. e yahat arkadaşlarıma: — Ba binaların görünüştne âldan - Tu tevali ettirdi. Zaten bep) may.nız.. Bunlar, hep madalyanın şt) © O. OCAK, ni çeleviliği, Zozgu'dak'an! tarafı... Biraz sonra alt tarafını da gö-) gömülecektir. ştilm. Şimdi mebus! receksiniz. O cihet fecidir, feci. İnsan. ha Day Razıp ve arkadaşları, Şar) ların ne türlü muameleye maruz kal. tuf Ziyayı, Paruk Nafizi, Nâzım Hik | drklarını, hayvandan aşığı tutulduklar wi ve beni böyle İzzet ve ikballe Yes) Tını esefle anlıyacaksınız! b nyâ vapurunda kargılamış, kara- DIŞLI, ©“ zanian da, hepimiz: > Ne güzel şehir... Ne güzel bina- 1 - demiştik... kat; Bay Ragıp: > Evet, ne yazık.. - diyerek yukarda! kiyode işçi meselesinin üreitli bir ufka! etiğım ecnebi imtiyazlarnın zul -| çıkışmın mü des'dir, Hiçbir müb-lâğa Mİ bize anlatmış: - Hakiki vatan-| yapmadan, ya'nız gördüklerimi ana. 3 m nekadar ıstırapta olduklarını! tarak ve bunları res mlerle tesbit ede- *vekbiniz? - demişti. Kayulara inmiş, izbeleri gezmiş ve wi sermayedaria Türk amelesinin isyan ettirici teza- | arasındaki tan, d:hşetiyle görmüşti k: Bura) çalışan işçilerin çektiği azaplardan, tehir değil, bir ihti'âi tiyatro- ,, dekor teşkili edecek, bir inkılâpçı| zadıya bahsettiğim için Zonguldak a-| . kitap kapağı resmi olacak bir “du. O cennefâsa villâların yük- İ $İ tepelerin altında, inler, mağa-| lacağına emin olmak isterim. Ah, ka- » koğuklar kazılmış'ı. Bunların ö-| bil olsaydı da, bir zabıt varakası tuttur Singene mahallesi üslübunu an.! saydım, şahiti-re “Doğru yazlı!,, diye! E - Dedim... İşte, ben bu kannatle, onlar da be- nim bu telkinlerimle Zonguldağa çık- tık, Orada rasladıklarımız, yalmz bir şehre taal'ük edin mevzu değildir. Tür! rek Türkiye leki kömlür amelesinin son! birkaç yıl içinde ne vaziyetten ne va- ziyete geldiğini anlatacağım... İstanbulun birşok (o fabrikâlarında karş:lışt klar, hakzızlıklardan uzün v- melesinin son mazhariyetleri bakkın- daki tazv'rerimin doğruluğuna inanı- k, tirzda, çürük tahtayla paslı gaz! Imza attırsaydım.. | #esi unsurlarından bir kapu kâri-) & Mevzu mühim, gördüklerim bir sik takılmıştı... Kimbilir hangi v-İ tun içinde anlatılacak gibi değil... Ye| İ İlâyetten gelme bir zile, burada! ni Türkiyenin işçı mevzuunu hal için! OE... Mebir İ* konuşmuyor. Bilâk's her semtin g, >, ölekinden nefzet ed'yor. Sorma- da, bu rekabetfen istifade 6- » mütemediyen iş ücret'ni Indiri- » halkı sefaletten sefalete yuvar yar. İk, Sralarda Zonguldak İstanbuldan olduğu halde, ihtisassız 8- hp İş Ücreti, yirmi kuruş civarm- Yeydi. Bu biçare insanların bi- asik Kara mancar denen berbat şbatı haşlayıp yemekti... Ömür. ema rejir iş'tmem'g'erdi... dibine gir; on dört on beg saat Sonra o inde uyuyup zere yerin » Yer altından çıkmak “külfe- kalamayız ocaklırin gün'erce va, iler de vardı. Çünkü, diçarda ki?.. Orası, buradan daha | ta tva No BİZE-ŞSORUNU A A DA rü GüL PR dd iş di demiryolları Tesehlüm muameltesi- ve dün başlandı Ankarada satın alma müzakerele" ri sona eren şark demiryolları dünden itibaren devlet tarafından teslim alım mağa başlanmıştır. karan teslim almak! üzere devlet demiryolları umum mü dür muavini Hiyadetin reisliği altın» da bir heyet dün sabah şehrimize gel miş ve saat onda şirkete gelerek şir ket müdürü Paskalm'da iştirakiyle! bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda şirket nezdindeki hükümet baş mü- fettişi Salâhattin ve Ankaradan ge- len on kadar müfettiş de hazır bulum mustur, Bu içtima müteakip her bir müfettiş bir servisi tesellümüne me-| mur edilmiş ve öğleden sonra teslim! işine baslanmıştır. Bu suretle dün fi» len devlet demiryolları, şarkdemir yolları işlet »--- -' Kaymuştur. Reji şirketinin hissedarları Tasfiye halinde bulunan eski reji şirketi 1927 tarihinde hissedarlarma, hisse başma 4,10 İngiliz lirası vermiş- ti. O tarihtenberi hissedarlar her müracaat ettikçe bu para verilmekte” dir. Hükümet, mezkür şirkete bu para- nın ödenme tarihi son olarak 1937 ni sanmin sekizi olarak tayin etmiştir O tarihten sonra hisseleri, i almıyan- larm paraları hazineye irat kaydedi lecektir. Ticaret borsası komiseri öldü Ticaret barsası komiseri, emniyet müdürü Salih Kılıcın eniştesi Kemal İ ken şimdi bir de şebrimizde kemik t0- ; kaldırılacak ve Edirnekapı şehitliğine Merhumun ailesine ve emniyet müdürüne beyanı taziyet ederiz. Kamutayda bugün Büyük Millet Meclisinin bugün- kü oplantısında komplu suçu ile ev velce Ankara ağır cezasında duruş ması yapılan ve berat eden Urfa mebusu Ali Saip Ursavaşın beraeti- nin temyiz heyeti umumiyesince de tasdik-olunarak katileştiğine dair Baş vekâlet tezkeresi okunacaktır. | 552 1212 14,32 1648 1822 38 / . 100 7.28 0451209 1391251 a Ve yanındaki inde oturan-| neler yaptığını müteakip yazılarımda GEÇEN SENE BUGUN NE ULDU? münasebete girişmiyor. O -| tasvir edeceğim. Dün g»ce Beyoğlunda ışık mazskelenme tecribesi yapılmıştır. . Mağ Gelecek yıl Altı ortamektep Daha açılması kararlaştırı'dı Vilâyet, şehrimizdeki orta mekteples)|. rin, bu sene yeni orta okullar açılmar| sına reğmen, iht'yaça kilayıt Giad) ğini görerek g:h.imzde özümüzdeki ders senesine kadar yeniden altı orta mektebin açılmasını maarif vekâleti! ne teklif etmiştir. Bu orta mekteplerden birincisinin Beylerbzyi sarayı yanındaki eski iht! yat zabit mektebi binasında, ikincisi. | nin Balta Umanındaki yalıda Em rgân| orta okulunun da buraya neklile, üçün| * in Beşiktaş'a, dördüncüsünün| emde, başineisinin eski Mercan La dadisi binasm!a, altıncısmın Yenika - pıdA kurulması vekâlete teklif edil - miştir, Vilâyet bunlar için birer bina da bul! muştur. Ayrıca Eminönlinde de bir mımtaka kz sınıt mekteb'nin kurulması takar- rür etmiştir. Bunun için de maariften tahsisat İstenmiştir. Yeni msktepler açıldrktan sonra !h- tiyacm tamamen karşılanmış olacağı anlaşı:maktadr. Kemik ve boynuz ihracatı Senede yarım milyon kiloyu buluyor Almanyadın son günlerde memleke- timizedn kemik almak için birçok ta- lepler vardır. Bu talepler meyanında| çok müzaitler bulunmaktadır. Memlekstimiz, kemik ihraç eden m3mleketlerin kexen hem'n başımda gelmek'edir. Kemik ihracatımız sene- vi 400, 500 bin kilodur. Şimdiye ka-| dar kemikler olduğu gibi ihraç edilir. mi yapacak bir fırın ve fabrika kurul- muştur. N Memlisketim'zden ihraç olunduğunu yazd ğımız yarım m'iyon kilo kem'öin hepsi mutfak kemiğidir. Bunlar çöp- lük'erden kemik tüccarları tarafından top'attırı'mak'a, sonra Kâğ thane, Ak tunizade ve daha bazı yerlerde kuru” lan depolarda kurutulmaktadır. Ayrı- ca Ölmüş hayvanların kemikleri de se- nede 20 ton kadar tutmaktadır. İstanbulun yılda 4 tonda boynuz ihracatı vardır, Boynuz ihracatı sene- den seneye artmaktadır. Kemiklerin tonu, yerinde tesl'm 50| şiline kadar sıtılmıktâdır. Fakat ecne! bİ vapuralrın ton başına 25 şilin gibi satış fiatılın yarısını bulan bir nakli- ye ücreti almaları, devlet demiryolla- rım kemikten yüksek bir ilcret alma- sı bu ticaret vo'nnu bozmaktadır. — liân asarken düşüp öldü Hehstoğlunda oturan Rafail ile Mor, dahay isminde iki Yahudi dün Çakmak- çılar yokuşunda 107 numaralı direğe i- lin asarlarken üzerine çıktıkları merdi, ven kaymış, ikisi de taşlar üzerine düş- müşlerilir. Bunlardan Rafailin sağ kolu krula'ş, Mordabay (da ağır surette yaralanmıştır, Mordahay ile Rafail kaza yerine yetişen zabıta memurları tarafın dan hemen otomobille Cerrahpaşa has- tanesine kaldırılmışlarsa da, Mordahay yolda giderken ölmüştür. 3 Annenizi ikna ediniz 'T. M: Topuzoğlu imzasile ald. ğımız niyor ki: “Bundan iki sene evvel tanıştığım bir kızla deli gibi sevişmekteyim.Anneme derdimi açtığım zaman annem bu arrumu göz yaşlarile karşılayıp kat'iyetle de çek seğerim, kendisini de kirmak hiç istemem. Fakat şimdi iki cami arasmda kalmış binamaz gibi (o şaşırıp kal dım. Çok üzülüyorum ne yapayımı,, CEVABIMIZ: Vaziyetinizin ne kadar müşkül oldu. bir mektupta de- reğdetti. Annemi unu tasdik ederiz. Bizce yegâne çgıkar yol, herhalde sizi şok sevdiği anlaşılan annenizi « yavaş yavaş ve tatlılıkla ikna etmeniz, ona sevdiğiniz kızla evlenmeseniz ebediyyen bedbaht olacağmızı ve kendisinin de tabil sizin böyle bir servesky, deniz ve kara tayyareleri yüz vasiyete düşmenizi istemediğini çok yumuşak ve fakat kat"! kilometrelik dünya rekorunu saatte 356 bir lisanla anlatmanızdır. Ancak annenizi yumuşatmak için anneniz istemezse bedbaht olmayı göze akp (sevdiğiniz kilo idi ve 1000 beygir kuvvetinde bir kızı almaktan o vazgeçeceğinizi de ilâve ediniz., söz'erinize Efer | | tuklarını duym Türkiyede Türkçe konuşmak kanunu Türkiyede türkçe konuşulması hali kında bundan evvel gene busü- tunda tomonmizrim.zi yazmış ve mw harrir Abidin Daverm bu hususa Halisevleri tarafından bir irşad scfer- ber.iği açıması şeklindeki fikrini tak- v.ye esmiştik. Hattâ daha ileri giderek, Türk'yede tükçe konuşurumc sefrbor.iğilin idari surette teyit edilmesini dahi iss temiştik. D.nkü gezetemizde Bulgaristanda bulgarca konusulmasının mecburi bir ha'ç getirild ğ.ni bildiren bir havasiş verilinişti, Bu sabahki Cumkuriye'is de muharrir Poyami Safa ayni mevzuw ele alarak her öz Türkün temennisine kuvvet veren bir yazı yazınız ve bu yar zya “Kanun isteriz,, başlığını koymuş” tur. Yazıyı aynen alıyoruz? “B Ig.ris anda y.ni maarif vekili Nik-layof, umumi yerlirde bulgada- dan başka dil konuşulmasını kat'i su- rette yasak etmiş. Orada böyle bir ka- rardan enfazla omülteess'rolacakdil türkçedir; fakat biz bu yasağın bul. garcaya tem'n edeceği büyük fayda» dan alabileceğimiz derslere gözümüzü ka, amamalıyız, B.lgır'standa türkçe- nin dört duvar arasında hapsedilme « sine mukabil, Türkiyede bulgarca en geniş hürriyet içinde, ellerini, kolları nı sallıya salıya, vardakosta dolaş « mak'adır. Bulzarca ve bütün ekall.yet dilleri. Başka memlisketlerde kanundan da- ha sert ve sıkı bir teamül, ecnebiler - den gayri herkesi resmi dille meram anlalmıya zorlar. Dil değil şive yaban cılığı bile hoş görülmez. Böyle bir te amül olmıyan memiskellerde, Bu'gt- ristan gibi kanun ve nizamla umumi yerlerde bışka diller konuşulmasını yasık etmek bir zaruret haline gelmiş oluyor. Biz bu zarureti hâlâ idrak etmiye- cek miyiz? Milf şuurumuz uyandığı gündenberi bütün Türkler, va'andaş eka'liyet'erin kendi aralarında ve hir yerde türkçeden başka her dili, bat'â, kendi dillerini başka dilleri konuş- azabı içindedirler, Türk matbuatı bu azaba sık sık terci. man olmuştur. Faydası ne? HAlâ bu ekalliyetler içinde hiç türkçe bilmiyen- ler, bilseler bile melekesizlikten dilleri dönmüiyenler, dönse bile her yerde baş ka dil konuşmayı tercih edenler var, Artık yeter. Türkiy:de seyyah'sıdan ve ecnebilerden başka herkes, ekmeği- Dİ yediği bu topraın dilini konuşmıya mecbur tutulmalıdır. Biz de bir kanun isteriz. Şimdi meş- hud suç mahkemelerimiz de var, Öyle bir kanun ki, ceb nde ecnebi pasaportu olmayıp da umum! ye:l:rde türkçeğen başka bir dil konuşanları yakaların. dan tutup hemen meşhud suç hâkimi Bin önüne götürmek salâh'yetini bütün zabıta kuvve'lerimize versin. Böyle bir kanun çikarsı, haftasma kalmaz, güzel türkçenin otoritesi ve haysiyeti iade edilmiş, onu ağzma ak mak /st-miyenlere ağızlarının payı ves rilmiş olur. Almanyada kaybo'an muharrirsbulundu 1935 sulh nobel mükâfatını kazanın Ossiyetskinin ortadan kaybolduğu halk. kında çıkan havadisin mahiyeti aydın. lanmaktadır. Eski bir Alman mahpusu olan Össiyeteki tedavide (o bulunduğu Berlin hastanesinden civar köylerden birindeki hastaneye arkadaşları tarafın. dan götürülmüş ve şimdi orsda yatmak tadır, Bu suretle arkadaşları kendisine da- ha hususi bir hayat teminini düşünmüş. *lerdir. Yeni bir tayyare rekoru ,Mizm', 20 (A. A.) — Binbaşı De- kilometre 974 metre katetmek suretile kırm'ş'ır, Tayyorrsinin ağırlığı 3150 İ motörle mücehhez bulunuyordu,