Lorans Kahircdeki memuriyetinden iki hafta için izin almış sadece bir ikin- ci mülâzimdi. Askerlikte bir scemiydi. Fakat bir arkeoloğdu ve Arsp dilinde Alimdi; Arapların nasıl idare edilebile- ceklerini uzun tecrübelerile öğrenmişti. Hüseyinin isyanını işitince (o masrafını kendi cebinden ödemek şertile Ciddeye gitmek için izin isteği. Gitti. İki haftalık mezuniyeti bitmiş- ©; mezuniyetini uzatmak işini aklına bile getirmedi. Umumi karargâhda bu- mun hakkın da hiçbir izahst istemedi. Faaliyetleri öyle mlihim bir hal almıştı ki onun izin almadan tagayyüp etmiş - $ ıı 974 — ı Yazanlar : ingiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth Brovn Collins, Meşhur seyyah ve muharrir Lovveli Thomas — a kapılarından çok daha uzaktır olduğunu soruşturmak, kimsenin akir- na gelmedi. ARAP İSYANI Ioransın ilk işi, Faysalr ziyaret etmek oldu. İlk suali de emiri hayretlere düşür dü. Arapların yemek için av (obayvam vyurmağa bile kurşunları yokken “Le rana büyük bir sükünla şunu soruyor» du: — Arap ordusu ne vakit Şama erişe- sek? Faysal bu suale şöyle biz cevap sad — Korkarım ki Şamın kapdarı bizim işin şimdilik cennetin kapdarından çok daha uzaktır; fakat taliimizi denemeğe uğraşacağız. Emirle birkaç gün kaldıktan soora Lorans Arap isyanını gayri muntazam bir muharip orduya (o çevirmek imkân na kanaat getirmişti. . Bu kuvvet Sina yarım adasında bharbetmekte (olan Bri tanya ordusuna paha (biçilmiyecek de Bizim görüşümüze göre j Filistin muharebeleri Zerde hizmetler yapabilirdi. OO dakika dan itibaren Lorans Arap (o isyanının sevkedici ruhu oldu. Onun sevki idaresi altında ve İngilizlerin verdiği cephane ile Arap kabileleri aşağıya, Rabağ üs! tüne aktılar, Türk garnizonunu sürüp çıkardılar. Şehir onların oldu. Bu müuzafferiyet, kocaman kazanda sadece bir damla idi ve Lorans bunu bi| iyordu. Fakat daha büyük işler yapabil İN Resmi unvam “Ordu hatibi, olan, ismini unuttuğum Protestan papası da gerçi şarabı pek az içerdi ama şampan yoya dayanamazdı. Zafen hıristiyan dününde içkiyi karam eden hükümler yoktu Ii! O gece toplanan arkadaşlardan hiç- birisinin nöbeti ve işi yoktu. Üstünde Kolordunun tarassut çardağı budunan Azn tepesine çıktık. Açık havalı gün- Terde, bu tepeden ordumuzun sağ ce - hlisalib mu 1atebeleti, Araplar ne vakit Şama erişecek ? Korkarım ki Şamın kapıları bizim için şimdilik Cennetin mek için daha fazla adama ihtiyacı var. dı. Gayenin kendi aralarındaki kan da valarmdan çok daha büyük oldu kandırmadıkça Arapları bir araya remezdi. Yanında ancak bir avuç insan dan maada tek başına çöl yolculuğuna çıktı; ordusu için asker â id yordu. (Devamı var), serin olurdu. Oraya çıktık. N masa ve iskömleleri hazırlamış, sasi Wu kâğıttan fenerlerin içindeki vı yakmıştı. ği Bütün bir günüm yakıcı gü e dilşmanın tayyare bombasından tuğun da piyade mermisine kadar her ateşin altında dolaştıktan sonra, s8 rin çardak altında soğutulmuş va içmek kadar lezsetli bir şey tasav wer edilebilir mi?... Ortalıkta çıt bü yoktu. İngiliz topçuları sanki bizim bu geceki sükün ihtiyacımız hürmet edi- yorlarmış gibi susmuşları. Meğ başıma ne müthiş bir çorap Öğ - Umur bert Kudit hecin süvar müfreze ESKİ vel Slime 248 bilirsin. Sen nasıl oldu da öyle elleri ayakları bağlı bir halde mağaraya atı) dn? Herhalde bir suikasde uğradığın muhakkak. Fakat bu cinayeti © işlemek istiyenler kimlerdi? Edvar, yavaş yavaş yerinden doğrul- du. Büyük heyecanlar geçirmiş olduğu için yarım saat kadar süren baygınlığı onu dinlendirmeğe kâfi gelmemişti. Bu nunla beraber, Annayı (kurtarabilmek ümidi onu canlandırdı; — Lâlenka, dedi, beni bağlayıp ma- Zarays getirenler Bulgar © eşkiyası idi. Ellerine geçirdikleri bir genç kızı kür- tarabilmek için karargâhlarına gitmiş - tim. Beni yakalayınca sırtlarını ve yer- lerini öğrendiğim için böyle bir ölüme mehküm ettiler. — Hangi kızdan bahsediyorsun? — Sen onu tanırsın. Lâlenka, vakti- le seni onun için terketmek mecburiye- tinde kalmıştım. Bu kiz hâlâ benim kel- bimi doldurmakta devam ediyor. — Anna Paskal mr? — Evet, Lilenka. Ondan nefret et- me, Onu intikam ârzusile (takip etme. Çünkü yemin ederim ki o fenahk © ve düşmanlığa lâyık değildir. Sen ona na- sıl bir kabahat bulabilirsin. O sana ne yaptı ki?.. Eğer ortada bir suçlu varsa o da benim. Çünkü o bana tenezzül et- mediği halde ben onu hâlâ seviyorum! Genç çingene karısı hiddetle bağırdı: — Demek Anna sana tenezzül etmi- yor öyle mi? Edvar, Doğru mu söylü- yorsun. Eğer kalbinde benim için zer. Te kadar sevgi varsa yemin et ki Anna seni reddetti? Cidden seni istemedi mi? Eski orman “bekçisi, tasdik işareti olarık elini göğsüne götürdükten son- ra — Asla yalan söylemediğim; bilirsin, Lâlenka. Annayı sevdiğimi senden sak- de ami ai GÜZEL PRENSES lamadım. İşte bunun için şunu da sakla mak istemem ki onun muhabbetini çok- tanberi kaybettim. O, kendisine hakika ten lâyık olan bir kontu seviyor. Lâkin ondan bir türlü ümidimi kesemediğim için onun izini buralara kadar takip et- tim. Fakat arkasından yetiştiğim zaman ne çâre ki o haydudların eline geçmişti, Bunların reisi zavslk kıza musallat”ok du, Bir mucize olmazsa zavallı mahivo- lacaktır. Lâlenka, sen istersen Annayı kurtarabilirsin, Adamlarmla o şakileri tepelivebilirsin. Ne olur, ona acr. Onu kurtaralım. Lâlenka, düşünceli bir tavırla sordu: — Peki, benden ne istiyorsun. Evet, ona acıdım. Fakat o benim bütün saa- detimi yıkmış, hayatımı mahvetmiştir, Kasden değilse bile sebep olmuştur. A- cnacak bir vaziyete (düşmüş. Fakit sen benden bir kadınım yapabileceği fe- dakârlıkların çok üstünde bir şey isti- yorsün, Bir hükümdar tacınm bir taşı- nr iste, sana alıp getireyim. Fakat böy- 10... Edvar, büyük bir heyecanla bağırdı? — Dur, Lâlenka, yanlış ankıyorsun, Onun hayatını benim için kurtarmanı İstemiyorum. O, hiç bir vakit benim ol- mıyacaktır. İstediğim (şey yalnız ona taarruz edilmemesidir. Bunu yaparsan sana bir yemin edeceğim. Annayı kurta rırsan ben ondan vazgeçeceğim. Lâlenka, şiddetle doğruldu. Kaşları biribirine dokunacak kadar çatıldr. Göğ sü şiddetle inip kalkıyordu. Boğuk bir sesle mırıldandı: — Edvar, edeceğin yemini iyi düşün. Annadan vazgeçeteksin.. Artık onu gör memeğe razı olacaksm. Şayet onu kur- taracak olursam eskisinden dah siyağe seni seven kadınla... benimle (o gelecek misin? dılğü' Allenisi YörüaiK Geceleyin târüssut * ördeği altı wi GÜZEL PRENSES hafaza altında bulundurmalarını emret ti. Arkasından da Edvarı göstererek: — Bunu da kurtlarm (o inine atınız. dedi, İri yarı altı haydut Edvarı kucaklıya- rak götürdüler,Bdvar kendisini bekliyen müthiş ölüme sessizce sürükleniyordu. Edvar götürüldükten sonra (Kora kof, kendisi yok iken haydutlara ele ba şılık eden Hokarı yanına çağırdı. Çete efradını biraz ilerideki dere ağzında top İamasını, mlibim talimat vereceğini öy ledi, Biraz sonra bltün çete efradı söyle nen yerde toplanmıştı. Binbaşı Korza- kof onların ortasına geçerek söze baş- ladı.: — Dinleyin, size fena bir haber ve- Teceğim. Sizleri yakalamak için emir a- lan bir süvari alay: Sofyadan hareket etmek üzeredir. Bundan başka Solyanm bütün zabıta memurları da harekete ge- tirilmiştir. Prens, sizin yakalanmanız i-| çin kat'i emirler verdi. Şimdi ns yapa caksınız? Bir alay asker sizi bir silindir gibi ezip geçer, Reis sustu, Haydutlarn ellerindeki tüfeklerin şakırtıları işitildi. Hokar s5- radan bir adım ileri çıkarak: — Reis dedi. Hiç birimiz İzorkmüuya- ruz. Çünkü siz bizimle berabersini Binbaşı haydut, memnuniyetle sirit- tu; — Haklısmız. İyi keşfettiniz. Benim | gözlerim açık kaldıkça sizin için korka- cak bir şey yoktur. Şimdi — size haber| vereyim.: Bu alayın kumandanı benim. Ateş ve ışıkları tamamen söndürecek- siniz. Burada bir çıt işitilmemelidir. Nİ rama hareketinin devam (edeceği iki; gün içinde hiç biriniz buradan ayrirma- yınız, Hele kadın ve çocukları tepelere: birakmaymız, 2 gün yetecek yiyeceğiniz nahinm Nehrülfalikde dayanmakla ol için hasırlanıyorlarmış! 245 vardır sanırım. Böylece sizleri meydana çıkaramıyacaklardır. Fakat şayet fena bir tesadüf ve aksilik neticesinde müf- yezelerden biri burasını keşfedecek olur | sa ne yapacaksmız? Bu suale gene Hokar cevap verdi! ” — O halde, reis, son nefesimize kadar i döğüşeceğiz. Bizlerden ölecek bir kişiye v mukabil beş kişi öldüreceğiz. i — Bravo, mükemmel, Size son bir tavsiyede daha bulunacağım. Çadırdaki gönç kızı iyi muhafaza ediniz. O, benim payımdır. Bir yere kaçmasın ve kimse ona ilişmesin, anlaşıldı mı? Şimdi he- men gidip alayı yola çıkatacağım. Tek- rar görüşürüz, Haydutlar, hep birden onu alkışladı. lar, Korzakof, atına binerek hemen ka- rârgâhtan uzaklaştı, Birkaç dakika son» ta karargâhta bütün ışıklar söndü. Ses, sada kesildi. Edvarın götürüldüğü — kurtların ini haydutlarm karargâhına bir Y'ometre kadar yakın bir yerde idi. (Haydutlar onu kolaylıkla oraya götürdüler İn, bü- yük kayalar arasında bir insan girebile- cek büyüklükte kapısı olan korkur; bir mağara idi. Burası yavrulamış olan bir dişi kurdun yuvası idi. Yavruların: em- #iremezse geceleri bulduğu avları bura- va getirir, yavrularına yedirmeğe çalı- şırdı, Haydutlar, mağaranın içine ihtiyatla girerek dişi kurdun orada (o olrsadığını anlayınca onu bu karanlık yere söktü lar ve bırakıp uzaklaştılar. Edvar, ka- Yanlık içinde dört gözün okendisinedi- kildiğini gördü ve bütün tüyleri dimdik (Devamı var) # oldu, Sonra gözleri karanlığa birz da- Pia ba alışınca dikkatle baktı. Bunlar iki Ni küçük kurt yavrusu idi. Küçük kurtlar > yavaş yavaş yaklaştılar, (misafirlerini 0 yö yü yi