12 Aralık 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

12 Aralık 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YL SM Tenten Amca kendini nasıl görür ? Acuzelerin jigolosu Dünkü hikâyenin hülâsast: “Barr imam, m, İstanbulun birçok 362 sene evveli bugün Padişan ikinci Selim öldü Istanbulda kuyruklu yıldız - Zelzele —| Sarayda yangın — Padişanın hamem- da vir şişe Kıbrıs şarabını içtikten / sonra yere serilişi ve.. ğ — Bir daha eve dönemiyeceğim.. U- nutma ki, bütün paralar xarımındı!. Fakirane bir hayat sürmeğe katlana - 0, kendisinden hayli yaşlı olan Einma zengin ihtiyar kadınları Aşıktır. Fakat, i hünrmefendi fe evleniyor. Büyük bir refaha kavuşuyor. Mevlüt, mukabele Istanbulda kuyruklu yıldız gö- Yeni hamamın içi buharla doll okumaktan vazgeçiyor. seye El ik — benim öl... rülmüştü. Müneccimler bunu uğur: muştu. Selim: : Ancak, Sarı imim, ayar zamanda, — Hem welâlinden biribirimizin 0- ç vE BŞ si < asiye kida geni, ir hadım Se) aruz, Fethiye.. Onu boçadım, sen özi Pek yakma bir İlâkein ge sin. oarni ver Keban iinde Şe Kartsı bunun farkına varıyor. Randa, Lâkin dile kola leceği ağızlardan düşmüyordu. Bu-| şıyan padişah, bu şarabı sıhhi bir tede vüye gitmesine mani olmak istiyor. Şim Ni e ba ide günlerde bir zelzele İstanbulluların| bir olmak üzere içmek istiyordu. Şi-| er Süs yok Ki. —. korkularmı büsbütün arttrdı. Dört| şeyi bir dikişte bitirdikten sonra has Genç kadın onu Köprü başında bek- ” 5s yüz ev harabe haline gelmişti. Birl mamm içinde yürümeğe başladı. Şal liyordu.. Onu skşamlara kadar, inki- sar ve ümitsizlik içinde bekletmek... Darıltmak... Hayır, buna razı olamadı. Gençliğinin bütün coşkunluğuyla, ihti- yar karısına: — Artık çok oluyorsun! - diye hay- kırdı. - İlâllak! İstemiyorum... Hepsi genin olsün... Paran, otomobilin, bak- lavaların, böreklerin, opijamaların.. Hepsi.. Hepsi!.. Bon gideceğim... Hür- Tiyetimi istiyorum, hanım.. Kocakarı, vücudundan umulmez bir - çeviklikle, yerinden sıçradı, kapının ö- nüne geçti; — Gidömezsin, Hafız — Giderim hanım... — Fakat, düştün, sefil olursun. — Olmam! — Yaşamayı kolay sanıyorsun... Ba- badan kalma bir İmametin vardı. Onu terkettin, neyle yaşarsm... Senin men- | faatin için söylüyorum... O Fethiye kal tağı birgün, iki gün âlâdır. Lâkin, sonrasını düşün: Elde yok, başta yok.. İkiniz de çıplak... Ne yaparsm?., Ben seni yalnız kocam gibi değil, evlâdım gibi de seviyorum... Perişan olacaksm. İyi düşün, Hafız... — Eech!.. Çoğa varıyörsun.. Evlâdım gibi sevsen azıcık göz yumarsm.. Ara- mızda kırk dört yaş fark ver... Ben o- —tuzikisindeyim... İnsaf. Esma hanım, tiril tiril titriyordu s © — Peki, ne olmasını istiyorsun?” — Göz yum diyorum sana. & — Öyleyse ben onsuz edemiyeceğim,| odası da kuvvetliydi. Cemaata bakar, — Hafız!!,, eğer içlerinde çok muhafazakârlar ve —48— Sürmeli gözleri arasmdan, ihtiyar.) kârı kadim efendiler varsa, klâsik MESULİYET: alda en son müdafaa hattını da so- ek hırsının alevleriyle bakan Esma: | tarzda, hattâ Mekke üslübiyle arabva- On bir oyuncu ile oynanan füt-| guk kanlı ve çabuk kızmıyan birs- — Hafız!!... Evlâdım!!.. - diye koca sının boynuna atılmak istedi. Fakat genç adam, onu, elmaslı bile- zikleriyle dolu kolundan yakalayın © « Silkti. Esma'nm tek taş pırlanta bir © Yüzüğü fırlaymca, karşıki duvarda a- Sılı duran 'ilk devir aşklarına ait fotoğ. Taflarma çarptı, Cammı kırdı bu fo toğrafm! Hafız; — Evlâdım deyip duruyorsun. Hı kikaten benim annem yaşındasın! - de- di. - Artık seninle başka türlü sevişe- lim,. Sen beni serbest brrak.. Dost ka- lalım... Yahut bunu da istemiyorsan Galatadaki dükkânlarla Mahmutpaşa - daki hanı bana ver... Zaten vaadetme miş miydin 7... Ben de başımın çaresine bakayım... Zira, gönül bu, Fethiyesiz demiyorum... İhtiyar kadm, bir histeri nöbeti ge a artık, “evlât muhabbetini, unu» — Defol... Defol evimden... Bak bir de bana neler teklif ediyor... Benim pa © Tamla gidecek de, başka kadmlaria ke- YİL edecek... Alçak, namussuz... - diye daykırdı. Yerlere yatıp tspazmozlar göçirme- sinden istifade ederek, “Sarı İmam,, di- Bart fırladı; sarışın sevgilisiyle Sari- i Yere gitti... 5 » 4 f G O gin Fethiyeye kiçbir şey açmadı. ç , Süldüler; oynadılar, gezdiler... Dolma- ği belvaları yediler... Hafız, tenha İr korulukta, “sevgilisinin şerefine, Pe3 perdeden, bir “Hasredek,, şarkısı Okudu, Ancak akşam üzeri: — Haşredek benim olur musun Fet- a hiye . diye sordu, romantik bir tesir uyandırıyordü. Herhanci bir memleket futbolü- Kurtarıslarmın alkış toplayıp top kadın, gözlerini bu zengin, mer z Yİ ze nün kalecilik tarihine bakacak olur) lamamasından sarfmazar, kaleci es4$ 4 Me güzel âşıkmn gözleri içine di). — » (Yarın bitece sak vücut meselesinin ikinci derecede| vazifelerini hiç bir şeye, fiyakaya ve pe i HABER'in Sahibi ve Neşriyat Müdürü: kalmış olduğunu görürüz. Bundan! gösterişe feda etmemelidir. Kurta- > Haşredek? - dedi. de GL Dertori Hasan Rasim Us daha mühim olan mesele bu vücu-| rrlarda sürat ve isabet birinci sart < Fakat, vaziyet başkalaştı, Fe KWü5onU: Basildığı ver (YAKIT) matbaası dun muhafaza ettiği yürek ve asaptır.| olmalıdır. 3 Li Asabi ve cabuk hevecana kapılan bir (Devamı var) Sabahki macerayı anlattı. GM İL Mİ insana ne kadar az itimat caizse fut- : dünyalığı düzeltiriz.. Benim gesimti yi Trk dier dAIellekliz GEREN .Muhakeme, muhakeme... Acuzs, hâkimin huzuruna çıkarak: — Ben kocamdan memnurum... Ak lah da ondan memnun olsun... Şimdi, bir hevesedir kapıldı; varsin, eğlensin. İtirazım yoktur... Erkek, elbette gezer. Fakat, dönüp dolaşıp geleceği yer, be- nim evimdir! - diyordu. Bu şeraitle ise talâk olmuyordu. Bir ahbabı: — Canım, boşanma... Böyle bir müğ- det yaşayın... Kadm ihtiyar, gözünü yumunca, bütün serveti sana kalacak. tır! - dedi, Fakat, Hafız, elemle başını salladı: — Ben, onu tecrübe ettim, bilmez miyim 7... Benden daha sağlam, benden daha dinçtir.. Annesi değil, büyük an- nesi bile, 110 yaşında olarak hayatta- dır.. Ölmez o, ölmez. Benim gibi üç delikanlıyı daha eskiteoek kabiliyette- Doğru: Esma, öleceğe benzemiyordu. Her gün, Hafızın mukabele okuduğu camile re devam ediyordu. Hem de, öyle çaça- ron bit halle, öyle zinde adımlarla yü- rüyüp önünden geçiyordu ki... Bu ayrılıştan sonra, “Sarı imam'”, Fethiyeye: — Aldırma, kaymağım - demişti. - Bende bu sanat varken, ikimiz de aç kalmayız. Mevlüt, mukabele okurum, LARA ME RL e i ; pi # p La İİ Hakikaten de, yalnız sesi güzel ol- makla kalmıyordu. Hıfzı da, tecvidi de, ri okurdu. Yok, eğer, daha ziyade mu sikiperverler camii dolduruyorsa, bu sefer de, makamdan makama geçer) perdeden perdeye dolaşırdı.. Dört elif, bazan on dört elif! bulurdu.. Öteden beriden; — Allah! - sadaları yükselirdi. “Sarı İmam,, bu sanatı sayesinde, dünyalığı hayli doğrultuyordu. Gerçi,! Esma hanımefendi: — Zaninin okuduğu kur'anın ne s8 vabi olur?.. Orun metresi var! - diye aleyhinde propagandalar yaptıysa da kâr etmedi. Ona “İkinci Hafız Sami,, diyorlardı. Üç beş pek mütenssıp ona boykotaj etse bile, “Sarı imam, m okuyacağı günler, cami dolup taşıyordu ve cema- atin çok olmasını istiyen mevlüt ve mu kabele sahipleri, onu tercih etmekte bir an tereddüt etmiyorlardı. Bilhassa, eski pereslideleri banımefendilerin “Sarı imam,, a havale ettikleri hatim-| lerin parası, onu Bevgilisiyle birlikte| geçindirmiye belegan mabelâg kâfiydi. Hafızı, gölge gibi, adım adım takip| eden Esma bu hakikati anlamakta ge- cikmedi; “Sarı imsm,, pek âlâ onsuz da yaşı- yacak! Bahusus, Fethiye macerasın- dan sonra, başka bir bakımdan da göh- reti artmış bulunuyordu. Artık onu yalnız Sofular; yalnız kağmlar ve güzel 863 meraklılar: değil, aşkım kudretini takdir edenler de fevc fevec görmeye, dinlemeye geliyorlardı: “Sevgi yüzünden serveti tepmiş.. Bir genç kadınla yaşamak için, Kur- an okuyor?,, diyorlardı... Bu, İstanbul muhitinde, cidden pek AKSAM POSTASI IDARE EVİ Istanbul ,, Posta kutusu : stanbul 214 , Yazı işleri telotonu : YAT? idörevelân w :24370 ABONE ŞARTLARI Ecnebi Türkiye 1400 Kr. 370046. Ankara Caddesi | Telgraf adresi; istanbu! HABER müddet sonra da saray mutfağında bir yangın çıktı, Kiler ve mahzenler tamamiyle yandı. Bu üstüste gelen felöketlerden en çok korkmağa başlıyan padişah ikinci Selimdi. Yangından sonra: — Ceddim Selimi evvelin vefa- tında da Edirne saraymda yangın çık mıştı.. dedi. Bu hatırlayış onun korku ve en- dişesini büsbütün arttırıyordu. PaHişah, kilerde zayi olan eşya” ların tedariki için kilercisi Mesih ağa- yı Mısıra gönderdi. .ş. Padişaha,mahsus hamam, büyük bir faaliyetle yapılıyordu. Bir gün ona: | — Şevketlâm, dediler, Huzuru-| nuz için başlıyan harıtım ikmal edil- Büyük kuruntülar içinde yaşıyan Selim, bu haberden sevindi. Derhal hamama girmek arzusunda bulundu- ğunu bildirdi ve hamamın henüz ku- rumamış olmasına aldırmadı. rap dımağına tatlı bir uyuşukluk versi mişti, ! Hararet de bü hafif neşeyi arttirisi yordu. Bir iki adım ilerledi. Sendeli yordu. Birden ayrkları (o kaydı vel «orim üz rine muzun uzandı. Mr Şiddetli bir hummaya © tutulan İkinci Selim, tam © on bir gün yatağı! içinde kıvrandıktan sonra 1574 yılı 12 ilkkânun günü, 262 sene evveli bugün gözlerini yumdu. i ... ğ Selim, Murat, Mehmet, Süleysi man, Mustafa, Cihangir, Abdullah adlarında altı şehzadx bırakmıştı. Os-$ man-adındaki yedinci oğlu ölümünü den iki yıl önce ölmüştü. Uç kızmıl birer vezire nikâlılamıştı. Esma suk tan veziri Sokuluy”, Gürr sultani Kaptan Piyale paşaya, Fatma sultan Siyavuş paşaya verilmişti. i »# İkinci selim * camiini, Kanpinar 'nahallesinde b:ş- ka bir cami yaptırmın şahrin duvarla: , ede ski i rını tamir ettirmişti. .. i Eseri hazırlıyan bolda şu veya bu mevkiin biribirin- den daha mühim © olduğu hakkınd bir faraziye yürütmek haddr zatında çok yanlış bir düşünüş tarzıdır. Buna rağmen son müdafi olarak kalecinin sebepsiz yere gol (yemesi de gerek! kendi gerek diğer on oyuncunun ma: neviyatları üzerinde çok yıkıcı tesir. ler yapar. Bir kaleci hiç şüphesiz ki arkadaşlarının iyi oynamaları veta kımının galebe yahut mağlübiyeti ö zerinde son derece müessir olan bir unsurdur. Bu itibark, (o denebilir K| kaleciye itimat bir takımın manevi | yatı üzerinde çok mühim bir rol oy. nar. CÜSSE MESELESİ: İri vücutlu, kavi bir kaleci şü ba- kımdan diğerlerine o müreccahtır ki hasım muhacimleri iri vücutlu, zann dildiğinden daha uzun kollu bir kale kanadığma inanırlar, B- itbarla şü' çekecekleri zaman bunu da hesaba katarak iki düşünce ile harekete geç- miş olurlar ki futbolda çok aykırı neti celer doğuran bir haleti ruhiyedir. Çe viklik, atiklikçe daha küçük boylu vs daha cüssesiz kalecilerle müsavi ol dukları takdirde uzun böylu. kaleci ler müreccahtır. Buna rağmen orta boylular do- fuşta daha atik ve çevik olduklarmı bir tabiat kaidesi olarak kabul ede. cek olursak ideal kalecinin pek de n kadar iri yarı olmaması lizm geldi. ğini kabul etmeliyiz. ASAP MESELESİ: ğer hatalarım yapılmasından başka hiç cinin kalenin çok mühim bir kısmını) bir işe yaramaz. Bu itibarla yapılan : Nüzhet Abbas dama tezİ'm etmek şarttır. “inlecilikte cesnret meselesi “İs çok mühimdir. Bir kasım muhacihii ile karşı karşıya kalmca kaleden “gis “arak kendini onun ayaklarına atmiğ her babayiğidin harcı değildir. Bu at liş yalnız bir ceras * meselesi değil, ayni zamanda vakit ve zamanını “da çok iyi tasarlayış işidir. Oyunl” evvel o daha soyunma odasında asabı bozulan ve bu asab bozukluğu oyun esnesında devam - den kalecilerin muvaffak olmalarını imkân yoktur. Nefsine güvenmek ka lesilikte başlıca sartlardan biridir. Şurası da mühimelir ki her kaleci arasıra hataya düşer. Bu hatalar üğe ri> Je fazla zihin yorarak bütün milis fekkerenin bunlar üzerinde tesbiti; hataları unutarak başka hata yapmı mağa dikkat lâzımdır. j GÖSTERİŞ: Futbolda iyi çalım yapan mubha- cimlerle kalecilere istedikleri. kadar gösteriş ve caka yapmak fırsatı var dir. Kaleciler cok sade kurtarışlar bile isterlerse fiyakalı bir plonion haline sokabilirler. Hele seyirciler. den alkış toplamak hevesi bir itiyat haline pirdi mi, lüzumsuz ve tehlikeli hareketlere yol açılmış olur ki bu sonu gelmiyen yanlışlıklara meydan verir, Hakiki kaleci her kurtarısının ve her çekilen şütün kurtarılmasını çak kolay bir is olduğunu hasım tara fa hissettirenidir. mama amana mam em ama Ear arm am m İN NE m m mm e

Bu sayıdan diğer sayfalar: