az Birinel kânun künun — — 1006 Benim göcüşüm: eski Yedi. kişilik grubumla birlikte adoluya göçtüğüm Tarı vapu- tindan, yirmi bir sene yaşadığım İs- tanbul şehrine bakıyorum. O meşhu: ami siloetleri üzerinden ufuklar.. En| İzla dikkatimi çeken şey: Grubun Kimiz: oluşudur... Yok, bayır; teşaür niyetindeyim o sanmayımız m vardir da bu ufuk dan lodos manası çıkara: yorum. lodos habercisi nu ve Karadenizi cenubundan sörların tutmadığını. bilmi Yen yoktur. İstanbul limanı Sıcak Hemlel fırtmalarla Marsıler Kırmızı grubun a tlerden gelen > çünkü bunlar, tâ Çanakka *den itibaren Marmarayı dalgalan Wirlar; sularm sathı, tepreşe tepreşe Yukarı sahillerde en azgın haddin: talu ir Sy albuki, os, Karade <iye kıyılarmdan Rusya sa cin, biz* nl ancak meselâ Kırımda müt- İŞ hasarlar y apar.. Buna mukabil, vak stikametten esen poyraz, yıldız aynı İe rü kamçıl eder. Bu malümatı ilk mektep #cuklari bile bilir. akat, bir hafta evvel müthiş de sin koc verirler boğazdan 58 «vermediğini gazetelerde okudu; *in, bütün bunlar: dimağımdan ge: #riyorum.. Beni pek deniz tutmaz #ma, ne de olsa, öteki dostların bas- andığını görmek hiç de hoşo git iz. “Bu kısta ne gidiyorsun? Görmi- di musun, fırtmaları?,, diyenlere — Bahara kadar yeni yda fikir edinmek üzere şimdi yorum. - demiştim: - Hem ds teaların en haşin zamanı bu mevsir 9 na,, yı ilk ön diyoruz ki, tatlısı cesaretimiz kırıldığı t İs bahar tam zamanında yeti “ek bizi te: Fırtına “in gelince, hareketimizden evvel olduğu aynı isabet İ elbette sükün dev | MT. neu bahsi böyle dü Tinen yalnız ben değilmişim. Yol hyadaşmız olan ve her zaman aym — Yapan Trabzonlu maruf bir tüc | da: — Daima büyük fırtmalardar tra seyahate çıkarım. Deniz hızı. rl - dedi. Karadeniz, bizi iman olarak gökte seyahat eder çarşaf halinde ve yazın bile rası) bir letafetle menzilimize muhiti) sik edecektir.. | er bu son vapurda bir talili var ama, ilmiyoruz: - diye bana cemi- Bila oluyordu. Halt yuki, Anadoluya * bedbin dostum, bana e yı boyladı Ni, iy er, gidiyoruz “İht mı söylemiş Yu genç memur, sürgüne gönde: 9rmuş gibi, ah of ederek yemek A, ,*Vvel iki şişe rakı içti; İstanbul e hasret, yakm istikbalde Hr olekeğı kasaba hakkında nef Deşideleri okudu. Halbuki orast- tmemiş bile . Benim arkadaşlar » maşallah, neşe içinde kahkahalar Ap lar. Beni mesut eden de bu- hı b. Sallanma em V İki ettik Ni anı ola * oil, na ve Si; ai n, #rmırı bir fali hayır te Bu: arara, Kara Uğuna dair bir endi İsrestonol,, Terme, » tab dan bu vi saire zin ie ) <te mev. en, Va ari Ağustos!..,, » mu, derece prozaik »ne) Hlşüncüleriz. ayrılı- Ra; huyum olusuna bağıs- »sazi hasreti duymak, pişman tmek başımdan geçmemiş e tali hazır, n, Kız kulesini göz n, on beş sene evve- Rt İND bir manzume tük. Ö zaman, İstanbul işgal altm daydı. Hatta, kuvayı Milliyeye iş tirak edenler büyük cezalara çarpıl-| dığı için, hüviyetimizi değiştirmek, kimimiz, yumurta tüccarı diye, kimi- miz hasta annesini ziyarete gidiyor diye seyahat vesikası almak mecbu- riyetinde kalmıştık. Bindiğimiz köh ne “Yeni Dünya,, vapuru, İngilizler tarafından kontrola tabi tutulduğu için, pamuk çuvalları arasına gizlen- miştik.. İstanbulda büyük hiyanetler, iha- netler kaynaştığı için, bu kötü harc- ketlerle şehrin temiz özünü de biri birile karıştırıyorduk. Hatta, dört şar arkadaş, “İstanbula birer veda man- zumesi yazalım!,, diye karar verme- miz üzerine, ben, şehre hitaben: “Öyle kırıldı ki sana yüreğim “Belki de bir daha dönmiyeceğim “Güzel Marmaraya Boğaziçine.,, Demiştim. Bu sefer, İstanbula karsı hissiya- tm, tamamile ber'akistir. Ona karş kıramlığım yok; güzel Marmaraya Bn#azicine dönmemek niyetinde de gilim. Ancak o sirimin bir misra vardı ki, bugünkü hissiyatımı da ifa- de ediyor: “Benim öz vatanım Anadoludur!,, , wa â Na) Ihracat mürakipleri Tayin emirlerini bugün alıyorlar İhracatı murakabe ve tağşişin men'i hakkındaki kanun hükümlerine göre ihracatın murakabesine önümüzdeki salı gününden itibaren başlanacaktır. İktisat vekâletinin uzun imtibanlar ve haklarında yapılan tahkikattan sonra murakıp olarak seçtiği gençler gimdi Trabzonda bulunmaktadırlar, Dün geh- rimize gelen malümattan öğrendiğimi- ze göre murakıplara ait tayin listesi de çıkmıştır. Bugün murakıplara Trab zondan tayin emirleri bildirilecek ve bu akşam Trabzondan hareket edecek! vapurla memuriyet mabailerine bar& - ket edeceklerdir, Ve bu arada Karade. niz iskelelerine tayin edilmiş olan mu- rakıplar orada kalacaklardır, Şehrimize on kadar ihracat mura- kıbının geleceği anlaşılmaktadır. Bun lar şimdilik yalnız ihraç nizamnamesi çıkmış olan fındık ve yumurta ihraca- tını tam manasiyle kontrol edebilecek - lerdir. Diğer Ihraç maddeleri için ni- zamüameler de cıkmak üzeredir. Türkolisin harici şubeleri 'Türkofisin dünyanın muhtelif yer - lerinde ihdas ettiği yeni sekiz gubesi önlmüzdeki ay başından itibaren fan- Byete geçecektir. Bu suretle Türkofi. sin 15 dış gukesi 23 e baliğ olmuştur. Sıhhat müdürleri arasında tayinler Manisa sıhhat müdürü doktor Zühtü Siirde, Tunceli sıhhat müdürü doktor Mahir Trabzona, Muğla sıbhat müdü- tü doktor Mehmed Şerif Sıvasa, Trab- zon sıhhat müdürü doktor Mehmet Fu aeline, Silrd Sıhhat müdürü dok tor İbrahim Diyarbekire tayin edilmiş "lerdir, BİZE'SORUNUZ.SI ME MEM MES rem. muameleleri Cumhuriyet Merkez Bankasının İdaresine devrediliyor Öğrendiğimize göre İktisat vekâleti İ memleketimizde takasa işlerinin ted- İ virine ait teşkilâtı tamamen değiştire- cek bir teşkilât projesi hazırlamıştır. Bu proje iktisat vekiline verilmiştir. Öğrendiğimize göre yeni şekilde ta- kas işleri tamamen Cumhuriyet mer- kez bankası tarafından tedvir edile - cektir, Merkez bankasında bir takas umumi kâtipliği ihdas edilecektir. Bü tün takas heyetleri bu umumi kâtipli- ğe bağlı bulunacaktır. Takas heyetleri Türkofis müdiri, ti. caret odası umumi kâtipi, oda mecli ginden bir aza ve merkez bankasmdan Iki azadan mürekkep olacaktır. Şimdi komisyonlara vali namma riyaset e - den vali muavini ve ziraat bankası mü ıl dürleri komisyonlarda, bulunmıyacak Yen! şekilde bütün ihraç iskelelerin- de takas heyetleri bulunacaktır. Fa- | umum! kâtibinin tasdikiyle meriyet Yüksek iktisat mezunları Yarın Ankarada mübim bir içtima yapacaklar Yüksek iktisat ve ticaret mektebi mezunları yarın Ankarada bir toplan tı yapacaklardır. Bu mektebin mezun- ları böyle bir toplantıyı Ankarada ilk defa yapmaktadırlar. Şimdiye kadar toplantılar daima şehrimizde olurdu. Yarınki toplantı Ankarada iktisat vekâleti içtima Zannolunduğüns göre toplantıyı bizzat iktisat vekili Celâl Bayar açacaktır. Bu toplantıda memlekette yürüyen ik- tisat seferberliğine ait mühim şeyler de görüşüleceği anlaşılmaktadır. İktisat vekâleti yüksek ıktısat ve ti- caret mektebinin yapılan iktısadi ha- reketlerde lâyık olduğu rolü oynıyabil mesi için mektepte geniş ıslahat yap- mak üzere tetkiklerde bulunmaktadır. Her halde mektep önümüzdeki ders se i mesinde ve belki de o vakte kalmadan mühim değişikliğe uğrıyacaktır. Bütün | bunlar üzerinde meşgul olunurken An- karada yüksek iktisat ve ticaret mek - tebinin mezunlarının toplantısı da ay - rıca ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Birincikânun — 1936 Mieri: 1955 — Ramazan: 27 Mt tasmrrul Bn.tasi Kül, 46 1207 14,28 18,41 18,0 528 kep, 108 TZT SaTIZ00 1301248 GEÇEN SENE BUGUN NE ULDUT Galatâsaray postahanasi (o veznodar: kay btdu. ia CE kat heyetlerin kararları ancak takas| salonunda olacaktır.! ha Dd Geyik avı yasak hazırlandı Bu zarif mahlüku ve bazı hayvanların İ vurulmasını menediyor lanma Ş$€ - avcılık ka Her türlü hayvanların killeri, mıntakaları da nununa konulmaktadır. Yeni kanun projesinde avlanacak hayvanlar şöyle ayrı! HEME 1 — Her vakit avlanabilir: A — Memelilerden * kal, yaban domuzu, Pats, Si B— Kuşlardan karga C — Yerde sürünenlerden “ kaplumbağalar. 2 — Belli edilen zamanlarda & bilenler: A — Memelilerden “Yaban kedisi, Zerdova, Kokarca, Sincab, Sansar, su- samuru, Ceylân, Gelincik, Po , Kun duz, Tavşan, Tilki, Karaca, dağkeçisi B — Kuşlardan “Keklik, yabani ho roz, erkek sülün, Tavus familyası, Çi! familyası, Bıldırcın familyası, yaban ördeği, sarıasma, yabankazı, kuğu ku- lana- Avcılık kanunu! gu, çulluk, turna, kuzgun, bataklık kuş! ları.,, 3 — Avlanması yasak olanlar: A — Memelilerden “Geyik, dağ ko- yunu, yarasa, kirpi.,, B — Kuşlardan “kumrular, kerke - nez, Çalıkuşu, Guguk, Ağaçkakan, Ço- banaldatan, dişi sülün, Yabantavuğu Bülbül familyası, Çekirge kuşu, Kır - ç, Leylek, puhu, baykus, Güvercin familyası serçeler ve bu ka nunda adı geçmiyen başkaca hayvan ve kuşların âvlanmasna karar vermek | lâyiha ile teşkil edilen heyetlere bira kılmıştır. Av işlerine orman idaresi bakacak tır. Ziraat Vekilinin reisleri arasında . dürlüğüyle avcılarm. seçeceği iki, kigi| merkezdeki av kurumunu teskil ede cektir. Vilâyetlerde valinin, kazalarda kay. makamların başkanlıkları av kurulları olacaktır. Avcıl İemesi ve faydalı av hayvanlarından damızlık tedariki ve av hayvanlarım Üzerinde tetkikat yanmak için ziraat bakanlığı münasip yerlerde istasyon kuracaktır. « Vergi kaçakçılığı yapmaktan suçlu tüccar Sultanhamamında Alyanak ismind» bir tüccarın evrakma emniyet müdür lüğünce bundan ıki ay evvel vazıyet e- dilmiş ve şüphe üzerine geniş tahki - | kat yapılmıştır. Fakat bu tahkikat AL ağır suçu teyit edecek bir vesikaya te sadüf imkânmı vermemiştir. Yalnız, tahkikat Alyanığın geniş mikyasta vergi kaçakçılığı yaptığını gösterdi. ğinden zabıta bu noktada tüccarın bü tün defterlerini ve evrakmı mühürlü çuvallar içinde dün adliyeye vermiş tir. yay yy Fitre ve zekât olarak vereceğiniz para, bütün yıl harcadıklarımızm en yerinde, en değerlisidir. Göklerimiz in yoksullarımız ve zaval klarmmız gözlerini bize dikmiş, bekli yorlar, EGEMEN VAP 3 PE af istikbalinizden korkmayınız “Şüphe, imzasile aldığımız bir mektupta deniyor ki: mek üzereyim, fakat ekalliyet et mektebini bi hiç de yerinde de; ğildir. Biraz girişken olursanız bir âli mek orman, baytar, zirant işleri umum müs| altmda da| | yanağın evrakı arasında şüphe edileni Milli davamız ve Italyan gazeteleri Abidin Dav'er “C zyor? “La Stampa” gazetesi, İskenderun - Antakya Sancağı halkının yarısı Türk olduğunu söyledikten sonra - halbuki Sancak nüfusunun yarısı değil, kahir ekseriyeti Türktür yle diyor: "Bu ak şimdiye kadar Fran - sız mandası altında bulunuyordu ve i aktedilen muahede ile Suri- ye hâkimiyeti altına geçti. Gerek San- cak ahalisi ve gerekse Türkiye hükü- , bu yeni vaziyetten memnun de « irler. ra hükümeti haklı olarak bu ağın bir müstakil vilâyet haline getirilmesini ve Milli Cemiyetine az olarak kabulünü istemekfedir. Fransa ise Musul meselesini hal şek - ini Türkiyeye hatırlatarak bu talebe rşi müuarız bulunuyor. Bu ihtilâf MU #ler cemiyetine arzolunacaktır. Mesele hailedilineiye kadar, Parisle Ankara arasında gerginlik devam ede cektir., İtalyan gazetesi, Sancak ahalisinin yeni vaziyetten “memnun olmadığmı,, kaydettikten sonra Türkiyenin isteği için de kisaca “haklı olarak,, mütale- asını ilâve ediyor. İtalyan gazeteleri, hârici siyaset işlerinde M. Mussolini- nin direktiflerinden asal ayrılmadık - larına göre, bu mütaleaları İtalyan bü kümetinin fikri addetmek yanlış ol - maz. İngiltereden sonra İtalya da, Sancak meselesinde bizi haklı görüyor, de - mektir, İngiliz ve İtalyan gazeteleri » rin bu yazıları, Fransa için bir işaret, bir ikaz olmalıdır. Bize gelince, vaktile Alsas Lorca meselesinde Fransadan öğrendiğimiz bir inad ve ısrarla hududun öte tara- fmda bırakılan yurddaşlarımızın hak- kını bütün kuvvetimizle istemekte de- vam edeceğiz V umhuriyet,, te yü A “.” * Türkiyenin kart dö viziti Bu sabahki “Akşam”, Falih Rıfkı Atay'ın “Ulus” gazetesinde yazdığı Şe fıkrayı “Akşamcı” san sülununda neşretmektedir: “Dost bir İngiliz gazetecisinden duy muştum: — İstanbulda birkaç şey, toplu kaç şey yapınız, diyordu. İstanbul ki yenin kert dö vizitidir. Bu Bözü İstanbul plânına çalışan gehirci Prost Ankaraya geleceği va - kit, tekrar hatırlıyorum. Cümhuriyet nde İstanbulda halk kesesinden çok, pek çok para dökülmüştür. Cum- huriyet devrinde İstanbulda inşa olu - nan binalar, Ankarada yapılanlardan elbette çoktur. Bir defa Cihangirle işli arasını, sonra İstanbul yangın y , nihayet Anadolu yakasmı, ve en nihayet zaten yapılmış olanları düşününüz. Ancak bunlar, şimdiye ka- dar belki hiç kimsenin kusuru olmr- yarak, İstanbul için yeni bir manzara olmamızlardır: Çünkü İstanbulun plâ nı yoktu. Çünkü İstanbulda inşa kon trolu yoktu. Sadece Taksim meydanı ve mahalle- si, mütehassıslar ve artistler elinde ya pılmış olsaydı, bugünkünden fazla, on para sarfedilmemek şartiyle, Sıraser - vilerle Sürpagop arasında bizim Ankâ- ranın Çankaya caddesi kadar göze çar pan bir manzara elde ederdik. İstan » bulda yapılanlar ise, yine sarfolunzn - dan fazla harcanmıyarak, pek mükem- mel mahalleler grupu halinde canisnır- dı. İstanbul o kadar güzel, o kadar ka-. ir ki, orada hi şey geç hal dir, İstanbul 1, şehrin, bü- mleket bakımından ve her tür- lü devlet gubeleri alâkalandıran bin türlü ehemmiyeti düşünülerek, yapı - br ve birkaç mühim iş toptan tahak - kuk ettirilecek olursa, yabancılarla bü tebi bitirdikten sonra mutlak iş bulursunuz. o Bilhassa iyi bir serbest meslek tutmak veya büyük müesseselerin biri- sinde çalışmak sizin için hiç de zor olmaz. olunuz. yük cumhuriyet kültürü daha ilk kart dö vizit! alıp veriminde tanıştırılmış o Tur. Çünkü, gurası da gerçektir ki, Tür kiyeve gelen yabancıların yüzde dok» san beşi İstanbuldan geri dönüyor!,, ie a «it bir “hatırayı yadetmekten| Ne alamıyoru: Ünü « Üç şair a; ; a An sŞum İstikbalim hakkında bir tereddit içinde bulun- | h bir hayat kazanabilmek (İçin ne yapmam lözimgeldiğin!i sorar Cevabımız; İsi Yalnız cesur | kbaliniz hakkında korkuya dilşmeniz