e giğ vw A Üç gazete muhabiri Geçen hikâyenin hülâsası: l Harp bavadislerini mahallinde öğre Bip güzetelerine bildirmek üzere Suda pa gitmiş olan Martimer, Skot ve Anesiey isimli üç İngiliz gazetecisi aralarında (o konuşuyorlar. Bunlardan Anasley isimlisi genç ve daha tecrübe #izdir. Arkadaları, geride olün diğer #ki güzeteri deve sırtmda oldukları için kendilerini geçmeleri tehlikesinden bahsediyorlar Bu srrada Bedeviler hü cuma geçiyor: Neticede Ansley yaralanıyor ve ede viler kaçıyorlar. Diğer gazeteciler, tecrübeniz arkadaşla rmı bırakarak telgenf o vermek Üzere koşuyorlar, Birden, hatırma Martimerin yeni bir cümlesi geldi; evet, bedeviler uzun mesafe yapacakları zaman yarış deve- lerine binerler. Cesetleri burada yatan bedevilerin hayvanları neredeydi? Abbasm muha- lefetlerine rağmen kayalıklarm arka - sında bir müddet arandı, Uzun ve be- Yaz boynunu kaldıran bir deve gördü- ğü zaman çok sevindi. Hayvan kayalıkların yanma uzan - mış, sırtında bir tarafta su fıçısı, di- ğer tarafında da erzek torbası vardı Dizleri Arap Adetine göre, bir iple bağ lıydı. Anesley hiç tereddiit etmeden e- Zerin üstüne atladı, Arap da ipi Genel ye çalışıyordu. Genç adam önüne ardr- na iyice baktıktan, eğerde iyice yer -| leştikten sonra, son kalan yemeği de) yedi ;nihayet yola hazırlandı. Birkac Bâniye sonra gene durdu; Hayvan si ratli olduğu kadar da rahattı. Elinde «ki sopa ile hayvana dokundu, sönra da “Abbasa “Araha rsmarladıle!,, dedi. Koğu devesine ilk defa biniyordu. Hayvan üzerinde ziplamalar İlk za - manlar rahatsız etmiyordu. Fakat ne Özengi, ne de ayaklarmı dayıyacak bir Yer olmadığı için, hayvanm zıplamala- rını takip edemiyordu. Fakat bayvanı dlzleriyle sıkıyor, ve Arapların yaptık- a şi NED Kolunu tedavi ettiren yıldız Hastaneye 5000 lira verdi day maaşı bizim paramızla 160 lira tutan yıldız Ann Harding Vi edildiği Londranın Guy hastane > Dü hafta çıkmıştır. İldizm bileği burkulmuştu. Kaza .! Vukuunda kendi hususi doktoru u-| kta zem bedava tedaviler hastaneye müracaat mecbu- Byetina, kalmıştı. ö çıkarken ücret vermek “iştir. Fakat hastane ücret değil, Zİ İlme ets) ettiği içi Ann Har ding > Binder paramızla 5000 lira Jane ları gibi vücudunu bir öne, bir arkaya iğiyordu. Deve daha başta tırıs bir yürüyüşe başlamıştı, ve iri ayaklarının adımları çölün kumu üzerinde hiçbir ses çıkar- mıyordu. Başındaki yaranm ıstırap vermesine rağmen Anesley, bu süratli hayvanın sırtında yüzünü kamçılıyan şimal rüzgârmm tazeliğini kokluyor - du. Saatine baktı, geçen zamanlar, kat'e. dilen mesafeyi tahmin etti. Eğer tali- i yardım ederse, sabahm iki veya & - çünde telgraflarını gazetesine yetişti- rebilirdi. Belki muvaffak olacaktı, fakat tesadüfler hep ona zıt hareket €- diyordu. Aresley, süratli develer üstünde gi- denlerin karmlarının ağrıdığını, ve A İ rapların uzun mesafeler kat'edileceği zaman karınlarını bir kuşakla sardık- larmı işitmişti. Bu ihtiyatı evvelâ l8- zumsuz buldu, Fakat yol çakıllı olma- ya başlaymea bunun faydasını anla- dı. Bazan öne, bazan arkaya, bazan da yana #allanmalardan başmdan ayağma kadar her tarafının ağırmıya başladı- ğını hissediyordu. Bazan tesiri azalt - mak için elleriyle eğerin ucuna tutu - nuyor, dizlerini kaldırıyor, vaziyetini değiştiriyor, vazifesi başmda ya mu - vaffak olmak veya ölmek iddiasiyle dişlerini sıkarak bu ıstıraplara taham- mil etmeye çalışıyordu. Başmm ye - rinden kopacağını hissetti; bütün maf- sallarmı ayrılmış zannediyordu. Manmafih, ay doğduğu zaman nehir yanında at nallarının sesini işittiği, ve bu seslerden iki rakibine yaklaşmış ol- duğunu anladığı zaman bütün tstırap- larmı unuttu Fakat henüz yolun yarı- sma gelmemişti, ve saat de on birdi. #4 Telgraf memuru, Sarras telgraf da- iresinde bütün gün çalışmıştı. Şifreli telgraflar memuru yarı deli bir hale getirmişti. Nihayet sabahım ikisine doğru, bit - kin bir halde kapıyı açmış, biraz rahat| teneffüs etmek bahtiyarlığıyla piposu- nu yakmış, oturuyordu. Karanlıkta bir) devenin durduğunu farketti, sarhoş ol- muşa benzer bir adam sallana sallana kendisine doğru ilerliyordu. Bu adam tuhaf bir sesle: — Sant kaç? diye bağırdı. Memur sadece saatin ikiyi geçtiğini söylemekle iktifa etti, Muhatabınım sesi kısıklaştı, düşme- mek için kapmın kenarlarma tutundu. — Saat iki mi? diye bağırdı. De - mek, kaybettim. Betbaht adamın başmda kana bo - yanmış bir mendil vardı. Kapınm ya- nında durmıya takati yokmuş gibi ba- caklarını açarak duruyordu. — Londraya telgraf nekadarda gi - der?.. — Takriben iki saatte, — Şimdi saat fki.. Demek saat dört- ten evvel gidemiyecek! — Saat üçten evvel, — Dört — Hayır... Üç. — İki saat lâzım, demediniz mi? — Fakat, arada bir saatlik tul daire si farkı var. — Allahım, tam zamanında gelmi- şim! Anesley sevincinden eli ayağına dolaşmış, bir sandığın üstüne oturdu. telgrafını yazmıya başladı. Bu suretle Gazette, büyük bir man- gelle iki sütunluk bir makele neşrettiği halde, Courrier ve İntellizence gazete- leri bu havadisten mahrumdular, Sabahın dördüne doğru cılız hayvan lariyle Sarras telgrafhanesine, bitkin ve harap halde iki adam geldi: Genç meslekdaşlarının kendilerinden evvel geldiğini görünce şaşkınlıktan biribir- lerine bakıştılar. Çeviren: Şerif Hulüsi SON HABER — Akşam postası Ton Ton amca dalgının dalgınıdır AKŞAM POSTASI IDARE EV! Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbal 214 Telgrar adresi: İstanbul HABER Yazı işleri telofonu ; YağT? iisrevellön 1 24370 ABONE ŞARTLARI Türkişe | Ecnebi nelik 140GKr. 2700 ke, «739 « 1asO ,, 400 8 » 180. 300 m Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Uş Basıldığı yer (VAKİT) matbaası HABER'in Güzellik Dovtoru Kuponu: Yazan : Niyazı ânmet 313 sene evveli buyün Şah Abbas ordusu ile ağdada girdi Bekir Subaşı vücudündeki yağ sızıncıya kadar ateşte kızartıldı, sonra... Eski zamanlarda bir yerin zap öyle kolay kolay temin edilemezdi. Şehirlerin hemen hepsi, (şimdi gün geçtikçe bir parçası daha toprak olan İstanbul surları surlarla çevrili- | kapandıktar raşılirde. Böyle etrafı çı &, ekseriya bi du: Beklemekle.. Şehir önünde ordu kuran di şehrin suyu ve erzakı bitinciye| lâh kullanmadan şehri teslim alırlar | dr. ge Bağdat üç aydır muhasara oltın- da idi. Şehir halkı, kedi ve köpek eti yiyordu. Bir gün, yenecek canlı © larak insandan başka bir şey kalmadı ğı görüldü. Biribirlerini yemekten başka çare olmadığını hissettiler, İ- ranlılara teslim olmağa başlıyorlard' 1623 yılı: 28 ikinciteşrin günü, (103 H. sefer 5) Bağdat subaşısı Be kirin oğlu Mehmet, şehri muhasara etmiş olan İran şahma şu haberi gön derdi: — Kapılar sizin girmeniz için a- çıktır! “Ertesi sabah, kale bedenleri üze rinde Acem kösleri çalmakta bir ta raftan da dellâllar şöyle nida etmek. te idi: — Memleket şahmdır; askerden şehirliden, halktan kimse (o yerinden Eseri hazırlıyan : ği —36— ;! | Birçok yerlerde tacı muhakkak su- rette açık haflardan birine bm itiyadı vardır. Futbolü yavaşlatan bu usul evvelâ bu i.oktadan, sonra da hasım oyuncularına arkadaşların zı: çke etinek için vakit kazandırd. dan çok mahzurludur. Bu itibarla top taça çıktığı vakit ona hangi oyu 1 cu en yakım ise taçı o atmalıdır. Bundan başka diğer bir hatayı la nazarı dikkati celbetmek İsteriz. Birçok oyuncular taç atılırken birer mangen gibi oldukları yerde mıhlan- miş arzda dururlar. Halbuki öteye beriye koşsalar hem hasmı allatmal hem de topu alırlarsa sürmek yahut biriminden şim ermek İiaikiziin az çok serbest bir vaziyet ihdas et- miş olurlar. Tacı atana topun ners- ye atılmasmı istediğinizi de münasip bir işaretle gösterirseniz bundan hh azami istifade (etmiş olursunuz. Bu işareti hasım oyunculara gösterme den yapmayı da ihmal etmemelidir. Topu taçı atana tekrar inde sure- tiyle dar bir vaziyetten kurtulmak u sulü esas itibariyle fena bir tabiye ol| makla beraber bunu (| her seferinde tatbik doğru değildir. Hasımların bu” nu öğrenerek ona göre tedbir almala- rı tabii olduğundan ancak ara sıra tatbik caizdir. Taçı atan oyuncu şayet bütün ar kadaşlarınn iyice marke edilmiş ol. duğunu görürse topu çok ileride ve hiç kimsenin bulunmadığı bir yere at- malıdır. Bu tarzda hareket edeceği nizden bilhassa sizin takıma mensuj oyuncular evvelden haberdar olurlar. #a süratle açık yere koşarak faydalı bir hücuma başlamış olurlar. ç Uzun taç atışlarının çok büyük avantajları olduğunu itirazsız kabal etmek mecburiyetindeyiz. Bu, taç atışı bilhasse (o basır kalesi yanlarında olduğu zamanlar- da faydalıdır. Taç atışı bu takdirde kımıldamasm. Çalep, umumi ef ii san ediyor; çarşılar açılacak, sünni şii hiç bir kimse merzebinden dolayi renilde eiliiecelilii tiği Şah Abbasın, ilân ettiği şekilde Ta bütün şehir halkmı affettiğini sany ik yorsunuz tabii,, Hayır, böyle olmadığı Seg Ertesi gün, şehir nüfusu bir defterğiziis yazıldı. Sonra hepsinin silâhları eli ee | lerinden almadı. Bundan sonra da af kere şu emir veri — Her asker, k rine yedi gün işkence yaptıktan son ra öldürecek.. Bağdadım sahibi sayılan (Be Subaşına gelince, büyük bir ateş nünde yağları akmcrya kadar kız #rldr. Bütün hazineleri soyuldu. 7 i günü de gene elleri kolları bağlı bi kayığa kondu. Şah Abbas ile Beli rin oğlu karşı karşıya şarap kadehleği tokuşturuyorlardı. Kayığa, ateş verili Gi 18 dikten sonra Dicle nehrine bırakıldı. 88 Yedi günün akla gelmez işkence! © © lerine tahammül eden Bekir Subaşii* Sİ kayıkta kül haline geldi. o Dicle, bisi ©) saniye içinde o külü de yuttu. 510) sağ Şah Abbasa kale kapılarını aça” i ve babası işkence içinde kıvranırketi iğ “8 şarap kadehleri yuvarlıyan Mehmed gelince, her iş bittikten sonra Şağiiuaal ona şunları söyledi: i — Babasına karşı isyan en ii ölümüne sebep olan bir oğul, eliniji” İmsat geçerse beni de mahveder. SİN ni, bir şey yapamıyacağın yere nejii yediyorum. Nüzhet Abbas İİ hemer hemen bir köşe vuruşuna mağ adil bir şekil alır. Ayni zamanda te atışlarında hasım oyuncular, köşeli vuruşlarında olduğu gibi sizi çok yapı? kmdan marke etmiyecekleri için © zun taç atışlari çok aldatıcı olur. f Topu uzaklara aâtacağmı has belli etmemelidir. Gerek uzun gere se kısa taç atışlarını ayni hareketi başarmak için bunu antrenman nasında iyice kavramak o lâzumdi Modem futbolda taç atışlarma, hel antrenman günü beş on dakika tali sis etmekte olduklarını düşünecek İursak iyi taç atmanm bir takım ii ne demek olduğunu daha kolay anla Tız. TAÇI NASIL ATMALI? "aç atacak oyuncu bir ayağını gi bürünün biraz önünde bulundurg Top baş üstüne kaldırıldığı , zamağığ vücudun ağırlığı arka ayak üzeri verilir. Dirsekler ve dizler rahat tarzda bükük tutulur. Dimdik mak iyi değildir. Top ileri doğru rulürken ağırlık ön ayak üzerine vı lir. Topu başın iyice önüne geçirmeğii den evvel, elden bırakmamalı ve atgi hareketini kollarla takip (— etmelidi Top parmaklar gergin olduğu haldii sıkıca tutulmalıdır. il Taç atışlarında hasmı marke «ği açık ve iç oyuncularını marke etme iii leri sahadaki yerleri itibariyle en bii bir usul olarak kabul olunabillj Esasen buhususta serdolunacak mumi bir kaideyi taç atışlarının sım tarafından süratle intacı o kolaylıkla bozar ki böyle bir kaidiği koymak beyhude bir gayretten başkağıiıi bir sey olamaz. Buda gene taç al larmm topa en yakın olan oyuncu ti rafından atılması lâzım geldiğinin kuvvetli bir delilidir.