Üren 2 ileride ladrlar. Paker Türk, hele muharebede, İnatçı meydanı bırakıp “i. Mevzilerinde kaldılar ve,Üstü- kurşunları pöskürttüler, makineli İsti bizi tufana uğrattılar. İnsan- eh, Vruldu, atlar tepetaklak yere Yü- Sd: birçokları da kapaklanarak sü tini yerlere düşürdü. Sözde işin kolay tarafında bulu- ve mekkârı katırımla o telsiztel- Terimi hekliyeektim. Fakat talim “Miye görmüş bir süvari bineği olan Misbtsün başka türlü Miandır, hatlarına ağzından atlarının pes düşündü ig Ehliselik Yazanlar : ingiliz ordusu hava zebitlerinden Kenreth Erovn Collirs, Meşhur seyyah va muharrir &ovvali Taomas Gemi azıya alarak dörtnala kalktı. Ben de ister istemez hücum edenlerle birlik te gidiyordum. Fakat bu istenmiyecek bir şey değil- heyecan verici ne vardır ki? Hele ber- mak kadar can skar bir şey o yöktür. Bu sefer nasil olduysa, ilk hatlarda bu- Tunuyordum. İlk siperleri çılgm bir dörtnala al- dıl. Şaşa kalmış olan Türk piyadeleri- nin tepeleri üstünden atlayarak yolumu za devam ettik, Arkamızdan gelen ikin- &i dalga onlarla uğraşabilirdi; önümüz- de acele işimiz vardı. Atları sulamak lâ zxımân Türkler bombalarla ( tahrip et- meden evvel Birsebinin yedi kuyusunu ele geçirmek mecburiyetinde idik, Eğer bunu yapamazsak, bütün işimiz boşa giderdi; su olmazsa, mağlöp Tür- kü takip edemezdik; hattâ kendimiz bi- İe'eski su başlarımıza Odoğru ric'ate mecbur kalabilirdik (o Bu takdirde Pal kenhayn kıtalarını derleyip ( tensik et- tek için vakit bulabilir; bugün de biz Kuduüste bulunamazdık. Kuyunun birisi müthiş bir gürültü ile havalandı; tam ikincisi patlarken dört nala koştuk. Geriye kalan kuyulara di- namitler konmuş fitiller alesta duruyor» du: fakat Türkler bizim bir çığ gibi gel mekte olduğumuzu gördüler. Diğer beş kuyuya ateş vermeğe va- di! Dünyada süvari hücumundan daha) Elni Gitillere doğru uzattığını gördüm. Dörtnal hücum etmekte olan koskoca süvari alaylarına aldırış bile etmiyerek yerinde duran bu babayiğit çavuşa kur şun atmak benim içimi parçaladı ama ne yapayım ki onu (öldürmezsem. bu Kadır at ve insan susuz kalazaktı, As- landan daha cesur olan bu yi; Türk Bizim görüşümüze göre Gazze meydan muharebeleri ruz artık fayda vermiyecekti. Ikinci Gazze muharebesinden sonra geriye çağrılan gömeral Murray yerine ese rin muharriri tarafından size ballan- sr ki Gazsenin kuvvetli cephesine taar- dıra ballandıra takdim edilen general Allenby geldi. Bu zat Gazzeyi ancak anladı, General Allenby bi hareketi yap- mak için hükümetinden 400 top, 7 ta- ne piyade ve 3 tane süvari fırkası is- tedi. Bütün bu İngiliz hazırlıkların Türk ordusu Arap casusları ve tayyare is- tikşaflariyle günü gününe haber ah - yordu. Sina cephesi Kumandanı olan Fon Eres muhtelif çöl akınları vasıta- siyle İngiliz demiryolu ile ew hatlarma epey sarar verdiği gibi, taywareleri. miz İngiliz ordugdhım ve hattâ Kahi- redeki ordu krrargâhımı bile bombar- dıman ettiler, Fakat bütün bir hareket TUh aebeleti —23— / Türk çavuşu koca süvari alayının ğ< hücumuna aldırmıyarak yerinde kaldı Bu yiğit Türke kurşun sıkmak doğrusu Içim! parçaladı ALIK TIMARHANEYE DÖNDÜ kıtalarından bir liva, tanyeri Birsehi müdafaa Tam yüz tane topun & bir surette yağdırılan mermi li telleri parça © parça etti ve) kes boğaz boğaza döğüşürken geride kal Sallar siperleri yardılar. İki liva Abu Şaar'ın sağındaki istihkâmlar: gl Sütten az bir zamanda düşürdüler Kı kolordu şekre şarktan girmek İ- hazırlanıyordu. Ben Mi: kollarla birlikte idim. Harekât da herân malümat vermek için İl, teİnraf takımımı hazırlamıştım. i, |; dakika sonra süvariler z atladılar. Ağızlardan fırlatı Veri göğü inleten çığlıkla birlikte * hücum ettiler ve düşmanı ya- çavuşunu tam zamanında öldürdüm. HAYAT VE MEMAT FACİASI Telsiztelgraf takımını (o tekrar kur dum. Raporumu verdim ve Gazze hattına dar malümat istedim, Gazze o hücumu gerçi ikinci (oderecede geliyordu ama Bizim en son gayretimizi sarfede. rek cephede toplıyabildiğimiz 36000 muharip, 2000 kılıç ve 258 tapa muka- bil general Allenbynin kuvvetleri 135! bin kişisi muharip olmak üzere a bin askerdi. İngiliz kuvveti şöyleydi: 77 dane piyade fırkası (bunların be- heri 90 tabur, 68.000 tüfekti.) heri 101 bölük 16500 kılıçtı.) 132 si ağır çaplı olmak üzere 533 top. ÜÇÜNCÜ GAZZE MUHAREBESİ (Teşrinlevel 1917) Türk ordusu İngiliz taarruzunu ge- ne Gazzeden beklerken düşman 91 teş- rinievel sabahı üç silvari fırkasile Bir- sobi münferit noktam üstüne hücum etti, Burada piyade ve süvari de dahil olmak üzere 4400 muharip, 60 maki- nelitüfek ve 28 topumuz vardı. 31 feşrinievel sabahı İnailiz taarru- sunu hazırlıyan bombardımanı tam Bilimize çev.ren: A.E, mühimdi. Türklerin Birsebie (takviye kıtaları gönderimelerine mani olmak için Gazze sıkıştırimak idi ve buranın di kenli frenk inciri ormanlarına dalmak, Gazzede iki defa tecrübe etmiş olduğus müz ve başsramadığımız gibi, hoşa gk decek bir iş değildi. (Devamı var) larımısı geriye atmış ve bundan son- ra süvari fırkaları kılıç çekerek dört nala Birsebia girmişlerdi. Zaten kasa- bay daha önceden tahliye etmiş bur Tunuyorduk. . Fon Falkenhayn ile Fon Kres'in, ta arruz istikametini yanlış tahmin et « miş olmaları yüzünden burada beyhu Birsebinin düşmesile oophsmizin sol cenahı yırtılmıştı. Sağ ocnah münle hamız olan Gazzede İngiliz hakiki mir harebe gösterişleri yaparak günlerce müddetle bombardıman ettiler ve börm lece ordu ihtiyatlarımız orada tesbit etmekle sol cenahtan botuna çevirme harpleri yaptılar. Çak faik İngiliz Kı vetlerine karşı biz Gazzeyi muhardke siz tahliye mecburiyetinde kaldık. © Bu harn 8 teşrinisaniye kadar sir. di, Fon Palkenharm kurmandasının'3 iş kanlığı ve bir türlü vazivete hâlim ola. maması yüzünden İnçiller üçlü 100 tane'töp yanmış ve silvrrinin hil. de 2000'esir 28 top ve 500 şehit Birsebiden vurarak z 8 tene güderi Pirkan çomniiri veril ! i | Gaze muhârebesinde kendilerine Fi» olduğu alayın diğer atları hü kitleri kalmamıstı. Karakaşlı bir Türk! ler İngiliz kumanda hevetini Ozmin- — A A7 OL, VA er e v3 kendisininde ne yap-| cavuşunrlan baska bersi kaçtılar. Yeki den vazgeçirebilecek mahiyette-değil| ctmundan evvel de, 20 inci İngiliz ko! listin - Suriye hattımı açtılar. f İzrmenldirini wee Wiiyordu.! nız 6 yerine vanısıp kalmış gibi durdu.' di, lordusu tam mevcudu ile ileri karakol! , 180 GÜZEL PRENSES GÜZEL PRENSES 177 baren dost olduk, Fakat Annayı bulaca ğımız zamana kadar... Ondan sonra., Kont, delikanlının sözünü kesti: — Ondan sonrasın; tayin etmek yal pız Anraya aittir. Onun bu (hakkına şimdiden bizim müdâhalemiz münasip değildir. Artık dost olduk. Kont bunları söyledikten sonra Eğ- Yarı kucaklıyarak göğsünde sıktı. | Edvar, konta teşekkür ettikten son- Ta; si , — Bu zamana kadar (fena bir hat hareket takip ettiğimi itiraf ediyorum. Yüksek kalbliliğinizi takdir etmemek mümkün değildir. Şimdi anlıyorum ki Annanın sizi sevmekte çok hakkı var- Miş. Bununla beraber ondan ümidimi mer, Bundan sonra, genç rahip Daguher İki dostu takdis etti ve müşterek gaye- leri uğrunda beraberce çalışmalarını tavsiye etti. Sonra, Silstire muhafızının 'onağına götürülen kızın Anna olup ol madığı anlamak için ne yapmak lâzım Beldiğini müzakereye başladılar, . * 4 İspanyalı kadnı tüccarı Sanşo Perz bız paşadan aldığı otuz bin fran- 8 tekrar tekrar sayıyordu. Fakat San- *5, Paralar cebinde (olmakla beraber *ndisinin emniyet altında bulunduğur ma bir türlü inanamıyor, muhafızın pa Falan geri alabilmek maksadile kendi- sine bir oyun oynamağa kalkışması ih- Wi onu ürkütüyordu, Bu takdirde e EMİ paralar; Koptırmış, bunca emek- lerini mahvetmiş olacaktı. Üstelik hapis Baneyi boylamak ihtimali de vardı. ka, bunları düşünen Sanşo. ikinci Pen Gağırarak kızı muhafız paşaya da b ; İN İzanya sattığını bu pazanın üçte birinin kendilerine alt olduğunu, fakat burada emniyette olmadıkları için ke men o gece hareket etmeleri lüzumunu söyledi, Ve gemiyi hemen harekete ge- tirerek Galaç civarındaki küçük koya girmesini ve kendisinin de orada gemiye binip onlara iltihak edeceğini ilâve et- ye a İspanyolun gemye limandan © başka bir yerde binmesinin iki sebebi vardr. Bunlardan biri gemi hareket (O ederken bir baskına uğrayacak © olursa içeride kendisi bulunmamak Istiyardu. İkinci sebel de Silatirede tanıdığı yahudi ban ker vasıtasile cebindeki otur bin fran gı Madtit bankasına göndermek iste mesi idi. Sanşo, bu talimatı verdikten © sönre karaya çıktı ve müteakiben de geminir bütün yelkenlerini açarak birden hare ket ettiğini görerek sevindi. Artık mu hafızın gemiye bir baskın Oo yapmasına imkân kalmamış demekti, Ağır adımlarla şehre doğru ilerlerker bırden karşısında İlyas Durbarı gördü Muhafızın gizli casusu ve (dalkavuğu Sanşonun da ti:aret sahasında tanışmış olduğu bu adam ona rastlayınca sevinç. de: — İyi ki sara rastgeldim, dedi. Karşı laşmasaydım gemiye kadar (O gelmeğe mecbur olacaktım... Sanşo sordu: — Ne var? Ne istiyorsun? Zannede- rim ki sana borcum yok. Vâadetiğim parayı verdim. Üçyüz frank yetişmedi mi? — Bence bu para kâfi değil. Her ney se. Seni şimdi bunun için aramadım. Yeni bir işe dair sana bir teklifte bulun. mağa geldim. — O halde pekâlâ, seni dinliyorum. — Yangına bir genç kız mı sebep ol du.? — Evet. O güzel kızcağız hâlâ gözü- müs önünden gitmiyor. Papaz, bundan sonra kilisede cere- yan eden hâdiseyi eski dostuna anlattı ve ilâve etti: — Artık kurtulmasına imkân (kal madı, Çünkü muhafırın konağına dü- Şen kızların bir daha kurtarılması im- kânsızdır. Orada günler geçtikçe erir, gürel mavi gözleri solar, günün birinde genç yaşında ölür, Çünkü tahsili yerinde, çok içli bir kızdı. Paşa- nın konağındıki yaşayışa tahammül c- demez sanırım, Adolar, sordu: era — Mavi gözlü mü dedin — Evet mavi gözlü ve kumral saçlı, O kadar ki... Kont, rahibin sözünü kesti, heyecan- la: — İsmi, dedi, ismi Anna mı? — Maalesef ismini sormadım Hiristi. yan olduğunu söyleyince buna İüzum kalmadı. — Bu kız nereden geliyormuş? Bu- Taya nasl düşmüş? Malüm değil mi? — Aldanmıyorsam İspanyolun biri gemi ile getirmiş ve muhafıza satmış. Kont Adölar şüpheye düşmüştü, Mu- hafıza satılan kızın Anna olması ihti- mwliai düşünüyordu. Fıkat İspanvel onu nereden ele geçirmiş ( olabilirdi.? Bununla beraber merakımı (o hallet -*: istiyordu. Papaza sordu: — Bu kızı görmek icap ediyor. Hiç oknuzsa biraz ösha malüm-* almak lâ- sım, Buna bir çare yok mu? — Kab değil. Bu malümatı oancak muhafız pasa verebilir. — Dediğin İenanyol bize bu ma'i- matı veremez mi? terbiye ve; — Ondan ne bekliyorsun. Bize Oha kikati söylemez ki... — Onu mecbur ederim. Hiç olmazsa aldığı yeri öğretiriz. Onu söyletmek i gin evvelâ para teklif ederiz. Kabul et- mezse ben onu zorla da söyletirim. Ek bet bu memlekette bir kanun ve nizam yardır, — Maksadmı anlıyorum. Bü kzm sevdiğin Anna olmasından şüphe edi- yorsun değil mi? — Evet, senin tarifine göre © kızm Anna olması çok muhtemel, — Kimbilir, belki de oder. Senide buraya Allah sevketmiştir. Onu kur. tarman için... Bu sırada kont penceredeh bakarken gözü sokakta pencerenin tam karşısın- da durmuş bir adama ilişti. Bunu gö rünce papaza: — İşte, dedi, beni takip eden Oedam gene göründü. Papaz, bu adamın kontu niçin tak'p ettiğini anlamamış olmakla bersbet merak ederek pencereden baktı, Kont Adolar, esasen yerden pek yüksek ol- mayan pencereyi açarak yolun kenarın da gözlerini pencereye dikmiş — olarak duran delikanlıya seslendi: — Şimdi de Silstireye geldiniz öyle mi? — Evet, sizi ber tarafta, dünyanm bir uzundan öteki ucuna kadar gitseniz bile takip edeceğim. — Beyhude masrafa ve zahmete gis receksin, delikanlı. Ben daha uzaklara gideceğim. — İnsan bir şeye azmederse her türe lü manji yener, — Peki ama, bu ne zamana Okadar devam edecek?