25 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

-TT ÜREA M ea ğ — — termstir. Mesele yavaş yavaş Amet * Köbek;ığzında gelen çocuğun esrarı şehir ahalisini heyecana - düşürdükten sonra anlaşıldı Bir Nevyorktan yazılıyor: Amerikanım Perl ırmağı kıyısın- daki küçücük Louisiana şehrinin hemşehrileri hep bir ağızdan: — Bir Musa daha!... - Diye bağırdılar. Onların seneler. denberi bu kadar büyük bir heyecana düştüklerini gören olmamıştı. Mesele şuydu: Güzel ve genç bir ev kadımı olar madam Louise Kravford şaşkımlık ve heyecanla komşularma koşmuş, iri yarı bir köpeğin pamuklulaı-a sarılı mavi gözlü sarı saçlı bir çocuğu, yâr kmdaki ormandan getirerek evin ö- nüne nasıl brrakmış olduğunu anlat. mıştı. Söylendiğine göre ırmağın ya: nı başımdaki bir sazlıktan çıkan kör pek bu yavruyu bırakır. - bıirakmaz kaybolmuş... Bunun üzerine itikatlı ahali Musa peygamberi düşünmüş ve — çocuğa “Musa,, adını vermiştir. Şehirlilerin bir çoğu çocuk leva zanmdan tutun da nakit paraya ka- Car hediyeler yağdırmış, kimisi de vaveryu evlatlık almak isteğini gös İkanm yarısma yayılmış; hikâye ağız dan ağıza naklolunurken mübalâga İzndırdarak büyütülmüş ve nihayet Herkes “Peral irmağı Musasıl!,, na inanmağa başlamıştır. Ancak hükümet makamları pek iskatlı davranmamışlardır. Evvelâ cocuğun Niyü Orleana hastahanesine teslimini emretmişler, sonra da dok- torlar madam Kravfordu muayene ederek çocuğun kendisinden doğmus olması süphe ve ihtimallerini ileriye sürmüşlerdir. Polisin sıkı sorguları karşısımda . vermiş olduğunu söylemektedir. madam Kravford nihayet hakikati iti- raf etmiştir. Çocuğu kendisi doğur- muştu. Köpek ve ırmak kenarında” ki çalılık hikâyesinin uydurma oldu- gunu söylemiştir. 'Vuücize!,, yi ilk gören kadın Kadıncağız çocuğu başka bir a- damdan edinmiş ve hadiseyi iki sene- dir Kanadada bulunan asıl kocasm- dan saklamak ümidiyle bu masalı üy- durmuş. Fakat Perl ırmağı ahalisi hâlâ Mu- saya inanmakta ve madam Kravfor- dun çocuğu kendi yanmda alakoya” bilmek için polise böyle yanlış ifade —— saya götürmek vaadinde de İngilterede kadın licareti Bir genç kız başından geçenleri Ingiliz dahiliye nezaretiyle polis teşkilâtmım bütün gayretlerine rağ - men — Londaradaki beyaz kadm ka” âa:kçılığı hızmı asla kaybetmemekt-- Geçen hafta Adella Roberts ad- b onyedi yaşmdabirkız Sunday Dispaç gazetesi idarehanesine girerek başmdan geçenleri şöyle anlatmış - tır: — Birçok kızlarm türlü türlü düzenlerle aldatılarak yabancı ülke- lere taşmmakta olduklarmı işitir, ga- zetelerin yazdıklarını okur ve bütün bunlara dudak bukerdim. Şimdi hakikati biliyorum. — Pad- dingtonda yegâne gayesi beyaz ka- dm ticareti için kız elde etmek olar: çok kuvvetli bir teşkilât vardır. Teş> kilâtın ele başıları benim gibi kızların iş bulabilmek için toplandıkları filmn stüdyolarını muhasara etmekted"- ler. Bu adamların hücumuna ben de 'oğradım. Avyvrupa kıtasında iş için öyle parlak ücretler teklif ettiler ki, kapılmamak imkân haricindeydi. İs- tedikleri şey de hayali bir konturata imza etmekten başka bir şey değildir Üst tarafmı kendileri tamamlar- lar. Evet yol masraflarmı ödemek için para, hatta ufak tefek borçlarr mızı bile ödemeyi hep kendi üstlerine alırlar. Bundan başka bizleri husust ta; - yareleriyle doğrudan doğruya Fran- bulu- nurlar. İşte asıl kriyamet de bundari kopmaktadır Çünkü o hususi tay- yareye binip de giden kızların adları artık hiç işitilmez olur. Çünkü Manş | denizinin öte kıryısma — vardılar m: O işler birdenbire değişir. Zavallı kız Di lar orada kendilerinin merhametsiz | wvezalim bir takım insanların eline anlatıyor düşmüş olduklarını anlarlar ve cenu- bi Amerika limanlarıma sevkedilmek üzere yer altr esir pazarlarında satılr ga çıkarıldıklarmı görürler. Eğer bu adamlar İngilterede sizi| cazip tekliflerle kandrramazlarsa he- men aşk oyununa baş vururlar; sizi çılgınca sever gibi görünürler ve haf- ta sonu tatilini beraber geçirmek üze re Fransaya kısa bir seyahat teklif e- derler. Mesele sizi hususi tayyareler rine bindirebilmektedir. Bu tayyare- ye adımını atan kız, mahvolmuştur. Bunu a-lardan beri teker teker kav- bolan arkadaşlarımdan biliyorum. Bütün söylediklerim hakikattir. Sözlerimde bir tek mübalâga yoktur 5 Lon! — mn West Ema minteka- sında çalışmakta ve işsiz kalmış güzel yüzlü kızları âdeta göz hapsine al: maktadır. Bilhassa filmlerde figüranlık bul: mak için uğraşan kızlar tehlikededir- ter. Bu adamları gözlerimle gördün: Kendim da Paddington'da olan mer- ezlerine sittim. Kendi basımdan geçen bir vakayı anlatayım: Bir kimyagerlik müesse sesinde asistanlık yapan bir adam be” nimle arkadaslısı ilerletti. Bana pud- ra, krem ve bütün tuvalet malzem -- HABER Akşam postısı 25 İkincitesrin — 1936 Donanmamız şerefine Yunanistanda da Büyük şenlikler ve merasim yapılacak Yunan gazetelerinin yazdığına göre Maltadan sonra Yunanistanı ziyaret eedcek olan donanmamız cumartesi Sa- bahı Faler limanında bulunacaktır. Tarihte Yunanistanı resmen ilk de- fa ziyaret edecek olan Türk donanma- sı şerefine büyük merasim ve şenlikler yapılacaktır. Çıkarılan bir mana İngilizce Deyli Telgraf gazetesinin görüşüne göre Türk donanmasının Mal ta ve Faleri ziyareti Akdenizde İngi- liz - Türk - Yunan devletleri arasında sulhu korumak için yapılan deniz an- laşmasının en büyük delilidir. Gelecek ay bir Yunan lifosu da Mal tayı ziyaret edecektir. Amiral Horti Dün Romada büyük merasimle karşılandı Macar naibi — Amiral Hortı dün saat 15,45 te Romaya vasıl olmuştur.. Naip İtalya kral ve kraliçesinin misa firi olarak dört gün Ramada kalack- tır. A:niral Horti 25 bin kişinin yapa- cağı geçit resminde, Napolide yapı: lacak olan deniz nümayişlerinde bu: lunacaktır. Roma siyasi mahafili . amiralin İtalyaya bir nezaket ziyareti yapmak üzere geldiğini bu münasebetle Arşi- dük Otto ile prenses Marienin nişan- lanmaları — meselesininde mevzuv bahsolacağımı yazmaktadırlar. Naip, Floransada askeri merasini- le ve kral namına bir heyet tarafın- dan karşılanmıştır. * . * Roma 25 (A.A.) — Macar hükümet naibi Hoörti dün saat 15,45 de Romaya varmış ve İtalya kralı ile zevcesi ve M. Musolini tarafından karşılanmış- tır. Büyük bir kalabalık istasyondan Kirinale sarayma kadar uzanan yolun iki tarafındaki asker sırası arksına bi- rikmişti. Kral ve erkânı hükümetle Maca.r hükümet naibini saraya nakil için on saray landonu tahsis edilmişti. İlk landonda amiral Horti ve İtalya kra- liçesi, ikincisinde ise İtalya kralı ile madam Horti bulunuyorlardı. Halk misafirleri şiddetle alkışlamıştır. Bü- tün şehir Macar ve İtalyan bayrakla- rile donanmış bulunuyordu. Kıipiın ötdü Yedikulede oturan 58 yaşmdaki Ri- fat oğlu Faik dün gece saat 19 sırala- rmda Beyazıt kahvelerinden. hirinde otururken birdenbire ölmüş ve yapı- lan tibbi muayenesinde ölümün sektei kalpten meydana geldiği anlaşılarak defnine ruhsat verilmiştir. Flneın kıran sarhaş Galatada 27 numaralı kahveye saat 23 sularımda sarhoşg olarak gelen Ba- bıkalılardan Selim Sirri rezalet çıkar- mağa başlamış ve fincanları kırmış ol- duğundan zabıta tarafından yakalana- rak mahkemeye sevkedilmiştir. Düşen hamal başından yaralandı Balat vapur iskelesi hamallarından Halil oğlu Mehmet arkasında eşya gö- türmekte iken ayağı kayarak düşmüş ve başmdan ağır surette yaralandığın- dan Müsevi hastahanesine kaldırılmış- tir. sinden fevkalâde hediyeler — verdi. Tabitdir ki ben de çok memnun ol: dum. Çünkü tuvalet malzemesi ka' zandığımız paranm en büyük kısmı- nı yutar. Çok geçmeden bana Pari- se bir gezinti teklif etmeğe - başladı. Beroket versin ki bu adamım Ayrüupa: da sahte konturatlar yapanların ajanı olduğunu tam vaktinde — öğrendirı Böylece Buenos Ayres yolunu boy!> maktan yakamı kurtardım. Siz bütün bunları yazıp bir ta- kım zavallı kızların nazarı dikkatiri celbedesiniz diye anlatryorum..,, Kızm bu hikâyesi üzerine Sundav Dispaç gazetesi de tahkikat vanvarak anlatrlan faciaların doğru olduğunu mevrlana cikarmış ve hükümetin şıd detli tedhirler alması için mücadeleye e. VT ” WeIı u F — L llk — z ö ae üi girişmiştir., 'Dansta ayak yerine ellerin SA Bundan iki sene evvel Fransanır: devlet merkezinde, Menaka adlı bir Hintli dansör marifetini gösterince ve kadar, dansta ellerin ehemmiyeti- ne hiç aldıriş edilmezdi. Rakat şimdi herkes ellere büyük bir değer - ver- mektedirler. Sebeplerin:! de buraya Lastığımız resimlerden pek âlâ anlı- yabilirsiniz. Paris sokaklarma yapış tırılan kocaman afişlerde okunduğu- na göre bu kızın adı prenses- — Levlâ Bedirhan imiş ve kendisini Kürdistan prensesi olarak Parislilere tanrtmak- tadır. Gerçi kızım dansları pek o kada- harikulâde değilse — de parlak kartı saçları, esrarengiz elâ gözleri ve bi> çok Fransız heykeltraşlariyle ressam larını kendisine koşturan çok müte- nasip endamı, hele kullanmakta - al- duğuü prenses ünvanı herkesin alaka- sımı çekmektedir. Bütün bunlara ilâveten ellerinin çok manali zerafeti Paris halkmı hay” ranlıklara- sevketmektedir. Parisin bütün tiyatro münakkitleri dansözün ayaklarımndan ziyade elleriyle iş gör- mekte olduğunu — söylemektedirler. Hint dansözü Menaka da olduğu-gi- bi Leylânm da elleri ağızdan çıkan sözler kadar manalar ifade etmek'te- dir. Dansözün bütün repertuvarında ki danslar hep o güzel ellerin ifade- sine bağlıdır. Dansın anlatmak iste- diği hikâyeyi bu eller tefsir etmekte- dir. Meselâ “Esir dansımda,, ellerin kıvranış ve titreyisleri kendisinin esir pazarında müzayedeye konmasır:” dan, en çok arttıranın üstünde kal- dıktan sonra saraya götürüldüğüntü öyle güzel ifade etmektedir ki.. Bu dansın bütün Fransızları heyecandan heyecana sürükliyen en son numara- sı, yeni sahibini eğlendirmek icin hu- zurunda yaptığı — hareketlerdir. Bu dans bol göbek kıvırmalariyle bizim bahriye çifte tellisini pek andırır. Bakmn Fransrz münekkitlerinden birisi Leylânın dansları için ne di yor: “Prenses artist şarkta ancak bir-| kac verde #örülehilecek nadir bir san atin gercekten üstadıdır: buna “elle| kontsmak,. sanati divehiliriz. Pren- gS Vü?îl".lnfl.f*ızî iç:ır'ıPV; ı—l—,—#in#rrneknî zin ve hic hir keden hareketi yarr maksızım ask, korkbu, barıs, nefret ve insan ruhunu — tahrik eden her türliü iladesi ellerin bu vaziyeti düşünceyi ifade Leylâ etmektedir. Bedirhanm elleri teheyyücü anlatabilmektedir. Dan söz ancak bütün ömrü müddetinc? sürecek bir talim ve terbiye sayesm' de pek nadir bir sanati elde etmiş bi lunmaktadır. Menakanın Parise gJ miş olduğundanberi böyle bir dehi sanati görmemistik,, Parıs meraklılarmı şaşkın bir hall çevirmiş olan Menaka bu prenses daha esrarenigiz bir sima idi. Hint? donsör yılan gibi kıvrılan parmaklt riyle ve ellerin çok zarif manevral â riyle uyku, ölüm, istihza ve diğer İEıid bir hissiyatın eski sembollerini gostd tirdi. Onun ellerinin vaziyeti açıku' açığa anlaşılmaktan ziyade hissedilir di. Halbuki Leylâ Burhan bv'ıîsbiiî:l'î*1 başka mahiyette bir sanatkârdır. F? kadın ellerivle dua edebilmekte, yâi varmakta yahut seyircileri heyacaf” sürüklemektedir. Fakat, muayye hiç.bir sekil ve nümuneye bağlı kj matnaktadır. Leylâ garn dünyasm!? dilinı elleriyle konusabilmektedir ve Paris halkr onun uzun müddet k(!!'la SAD SD , Ve z istamektedir. , 'neiliz'er Habeşistandaki askerlerimni çekiyorlar | Sunday Dispatek gazetesinin yaz ğına göre, Hebeş harbı esnasında * giltere tarafınfan Adisababaya g” derilmiş olan lint askerleri pazart€” günü şehirden ayfrılmışlardır. Cibutide gemiye binip memleket” rine döneceklerdir. Adisababadaki Fransız elçiliği? muhafızları: da bugün ayrılıyorlar: Hareketlerinden evvel bütün zabit!” kral naibi mareşal Graziyanı tarati” dan kabul-edilecektir. Berberlerin Pazar *X tat'li oj Bu haftadan itlbzren başlıy'” Vilâyet tebligat yaptı Berberlerin pazar günleri tatil maları hakkındaki kanun dün A dan vilâyete tebliğ edilmiş, ırılâ?’t kanunu bütün kaymakamlıklara Vt brtaya bildirmiştir. y Geçen hafta bir kısrm berlerler k’;j“ nun vilâyete tebliğ — edilmediğini sürerek dükkânlarını açmışlardır. yi Bu pazar günü bütün berber dük ö larr kapanmak mecburiyetindedir. A berber olursa zabıt tutulup cezalar! lacaktır. Berberler cemiyeti de kâğ:î»;; tebliğinden bütün berberleri habt' etmeğe çalışmaktadir. li