2 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

2 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam postası 2 İkineiteşrin — 1036 ÜN Japonyada dostça gezintiler Yazan John Patrick —5 — Dilimize çeviren: H. M. 55 sene Japonyada yaşayan bir ingiliz misyoneri orada Japonyanın ilk sakinlerinin JAPON DEMİRYOLLARI Aomori'ye giden yolun bir kısmını bir lokomotif içinde katettim. Japon. yanın nizamları yolcunun lokomotifte gitmesine manidir, Fakat dost bir ma. kinist bulmuştum. Japonyaya demiryolu ilk döşend:. ği zamanlar, imparator bundan ço« hoşlanmıştı. Sarayın ve avlusunun etrafında puflryan bir lokomotifin ar- dmda vagonlarla seyahat etmenin ve” diği zevk neticesinde Japonyanım he“ yerinde demiryolları inşasına başlar. dı. Bufnşant teşebbüsüne, saray aile si bizrat önayak olmuştu. İlk Japon demiryolları yapıldığı zaman raylar inanılmıyacak derec:. de biribirine yakındı. Şimdi de aşağı yukarı öyledir.1994 senesi tayfununda Osaka şehri civarında bir tren, teker. lekleri biribirine çok yakm olması do. Jayısiyle bir köprü üzerinden yuvarla. nıvermişti. Japon trenleri sık sık işliyor, tam zamanmda gelip gidiyor ve ucuzdur. TÜTÜN TARLALARI Aomori civarında tütün tarlaları» | dan geçtik. Hükümetin tütün inhisa, 110 kadar şümullü ve katidir ki, hiç kimse kendi mahsulünden bir yaprak içemez, Tütününü maktu bir fiyat ü zerinden satmalı ve sonra paketler ha Mnde kendisi ogeri satın almalıdır. Aömori, “Japonyanın alaskası,, di ye tanınan Hokaido'nun kapısıdır. Tsugaru boğazını geçen yüklü ge. mler Weniiz dalmış oldukları adem uykusundan felsefi hir rak evvelâ Hokdate kıyılarma uğrar lar. JAPON KIZLARI AMERİKALI. LARLA EVLENEBİLİRLER Mİ? Birçok yolenlar geceleyin geçer. ler, kin kadar ahali bekleme salonu. nu doldurmuştu. Ayakta kalmıştım Derken güzelce bir Japon kadını kal- kıp bana yerini verdi, Japonyada ka. dınların erkeklere yer vermesi çok gö. rülür. Bu kadının İngilizcesi fevka. lâde iyi idi. Bir müddet konuştuk. Bana bir Japon kızınm Amerika- da evlenip evlenemiyeceğini ciddi bir tavırla sordu. Amerikalı , kocalarm ne kadar tedbirli, yardımcı, ve naz'k olduklarını okumuştu. “Herhalde on. ların karıları kendilerini cennette ya. şiyorlarmış farzederler,, diyordu. HASIR ÜSTÜNDE UYKU O gece altıma bir hasır o sererek vapurda uyudum, Etrafımda Japon. lar o kadar sıkışık yatıyordu ki döne cek yer yoktu. Fakat benden evvelki seyyahların da ifadelerinden anlaşı!. dığına göre, “Bir Japon kalabalığı. dünyanm en temiz kalabalığıdır., bn! itibârla ehemmiyet vermiyordum. SAPPORO'DA Sapporo Japonyanm cenup krs.| mındaki şehirlerin hepsinden modern. dir, Üniversitesi var. Gene Hokkai. süratle uyan. Miki sülâlesini bulmuş. Japonyanın ilk sakinleri olan Aimi'lardan bir kabile bugün hâlâ Japonya da yaşamaktadır. Burada bu kabilenin rahiplerinden birkaçı senelik “İyi bayramları,, yaşıyorlar, donun traktörlerle işletilen çiftlikleri de çok moderndir, Amerikan kolejlerinde okumuş bir Japon çiftçisinin, bir süt teksifhanesi için çalışan yüzlerce ineği olduğunu gördüm. Gittikçe zenginleştiğini süy.! ledi. Hükümet sıhhi bir'tedbir olma.) $i dolayısiyle halkı süt istihlâkine teş. vik ediyormuş ve bu suretle Hokkai- do'da süt istihsali çoğalıyor ve refah temin edici bir hal alıyormuş. İNGİLİZCE BİLEN BİR ADAM Sapporo'da bir delikanlıya rast. ladım ki kendisiyle Tokyoda da k». nuşmuştum. Beni evine götürdü. In gilizcesi gayet berbattı. Ne söylesem “Ha anladım... diyordu. Hakikatte sözlerimin bir noktasını olsun anlan'a sabile... Bir defa hiç manası olmıyan ve heceleri baştan ve sondan düşük bir tekerleme yaptım. Ona karşılık da: — Ha anladım... dedi. İşte böyle bir adamdı. Babası bir eczahane işletiyordu. Fakat buras' da şayan dikkattir. Babası bir mangalın ardında ve dükkânm eve bitişik kıs- mında oturuyor ve mütebessim yüzir, le ev işlerini de idare ediyordu. Böylece yukarıda adı geçen Dai. butsu isimli Buda heykelinin (karşi. sında bulunduğumu sanıyordum. Çün! kü dükkâna girdim gireli hiç kımılda. | mamıştı. Delikanlıya (japonca sor. dum: — Babanız sakat mıdır? hasta mı? — Hayır, dedi. Kendi keyfi ile 0. turuyor. Yoksa! BURANIN İŞLERİ AĞIRDIR ! iki GÜNDE YABANCISI AZ BİR ŞEHİR Hokaido'da çok az yabancı var. Ba guretle ben halkım çok alâkasını cel. beden bir mevzu halindeydim. Oturdu Zum handan ayrılırken bütün memur ve hizmetçiler dizilmişler beni selâm. Wweorlarar. Bir müddet sonra tren isfâsyonu- na çıktığım zaman hanın taraçasın. dan on on beş kadar kasadar, müdür, ahçı ve kadın hizmetçilerimiz (Joçu) ların kendi ellerini sıkıp sallıyarak bana hâlâ veda işareti (o yapmalarırı görmek dokunaklı & ve bilâhare zevk veren hadiseydi. KILLI AİNU'LAR Sapporo'da Dr.John Batehelor İsin:. li bir İngiliz papazı bulunuyor ki, Ja. ponyaya bundan 55 sene evvel geld. ği zaman artık inkıraz bulmakta olan Kıllı Ainu'lar denen bir ırkı keşfet. miştir. Japonyanın (ilk sakinlerinin bakiyeleri olan bu insanlar, medeniye. tin ilerleyişi karşısında memleketin en ücra köşelerine kadar çekilmişlerdir. Dr. Batehelor, bu zavallı insanla ra hem Japonyanın hem dünyanın diz) katini celbetmiştir. Bugün Ainular, Amerikanın kır! mızı derilileri gibi hükümetin himaye. si altındadır. Köyleri, dünyanın he yerinden birçok seyyahlarca ziyarot! edilir. Keza Amerikanın cenubu şar. kisinde de Pueblo kırmızı derilileri! ayni alâkayı görmektedirler, (Devamı var) AFRIKA A ÇAKALLARI VE KARINCALAR KEMİKLERİNİ Ki Jevlerde yapılan elişlerini himaye etmek Teşkilât yapılmas lâzımdır Bir teşhir yeri temin edilerek bi teşekkülün bunu himayesine alma en büyük yardım Olur Küçük sanatlardan bahsederken, ev- lerdeki elle yapılan işlere de büyük bir yer ayırmak lâzimdı. Ankarada açılan elişleri ve küçük sanatlar sergisinde ev Sanayii nümuneleri de teşhir edilmiştir. Bunların arasında çok kıymetli Gesleri vardır. l Evlerde yapılan eşyaları iki kısma zi yırmak lizımdır. Bunlardan bir sanat kıymeti olan ve elle yapıldığı için bir takım hususiyetleri ve güzellikleri ihtiva eden mamulât hatıra gelir, işle meler, halılar, vesaire... Bir de, evlerde harcıdlem eşya yapıl- maktadır. Meselâ: Çorap, trikotaj gib mallar... Büyük sanayi karşısında kü-| çük sanatların mevkiini temin edeceği miz zaman, birincisinin üzerinde dur mak pek faydalı olacaktır, evlerde elle dokunan ve işlenen güzel eşya serisine dahil olan, sanayi mamulâtı, büyük en-| düstrinin karşımda durabilecek vezi - yettedir. Nitekim her memlekette, bü - yük fabrikaların yanıbaşında, bu gibi küçük sanatlar, yerlerini muhafaza eti mişlerdir. İngiltere, mensucat sanayi inin vatanı olduğu halde, burada bâlâ elle dokünan kumaşlar, piyasalarda da-| ha pahalı olarak revaç bulmaktadır. Bu gibi hususiyetleri haiz (Olan el sanayiinin yaşayacağından emin olabi- Yiriz. Fakat, ev sanaylile alâkadar olmak evlerde yapılan eşyayı sattırmak gibi bazı tedbirler almmasına ihtiyâç var. dır. Memleketimizde, şimdiye (okadar ev sanayiini mümkün mertebe koruyan bir ki müessese vardır. Bunlardan biri Kızılay, diğeri de kadınları (esirgeme derneğidir. Bu iki mücssese, O evlerde göz nuru dökerek nakış işliyen, kızların yaptıkları işleri, satmağa ve bunları hi- mayeye çalışmıştır. Bu iki hayır müesse / sesesi sayesinde ev sanayini yaşatmak) kısmı kabil olabilmiştir. Fakat bu iki mi sesi sayesinde ev sanayiini yaşi Evlerde, bu gibi işleri yapma) retile geçinecek binlerce fakir $ yaptıkları mamulâtı, satmak ( İŞİ teşkilât kumağa hitiyaç vardır. Bi kü şerait altında, evlerde yapılan meler, halılar, Kapalıçarşıda birkâ satılmaktadır. iki tüccar, evlerde yapılan bu KÜŞ işlerini pek ucuza satım alarak, P ya satmaktadır. Ve bir çok fakir ler de bu gibi tüccarlara borçludu! Bu mesele hakkında, alâkadar rasında tahkkait yaptım. İşin pek acıdır, bir sene göz nuru döl lan bir masa örtüsünü, bir © bedava denecek bir fiyatla satın 7 mil göz nuru dökerek, nakış işliyeni genç kızlar, bir iki tüccar tarafındi carın mağazasında tır. Ayni tüccar, bu malı on yatla satmıştır. Görülüyor ki, İ suretle istismar edilmektedir. Bu kızları bu istismardan kurtarmak, emeklerini kendilerine vermek 183 | dır, Başvekilimiz İsmet İnönü, Ank8 açılan elişleri sergisini gezdiği #4 bu gibi küçük sanatlar için bir? lât yapılacağından bahis buyurmt dı. Başvekilimizin bu sözleri, bi9 fakir aileyi sevindirmiş İktisal kâleti ve yahut belediye iktisat MÜ lükleri, evlerde dokunan, işlenen Pİ bi mamulâtı teşhir ettirmek ve © mak çin teşkilât yapılacak olursi lerce fakir ailenin yüzü gülecektir nun kolaylıkla yapılabileceğine ö€ eminiz, Bu teşkilât sayesinde, küçük s8 larla uğraşan fakir ailelerin kara tacağı gibi bu sanatlar da tekrar in fa yür tutacaktır. N He Herkesin ağzında bir kelime KALIENTE DOLORES DEL RiO: Çünki Tilmi herkes boğenuı TUR sında: Bu buguze sinemâ 2 ün ide tenzilâtlı matir Edirne Valiliğinden: Edirne Memleket hastahanesinin 1950 lira tutarmdaki 176 kaler? yı tıbbiyesi açık eksiltmeye konulmuştur. Taliplerin ihtiyaç listesini üzere Edirnede Vilâyet Daimi Encümeninde, İstanbulda Sıhhat ve 16“) Muavenet müdürlüğüne müracaatları ve ihale günü olan saat 15 de 147 lirahk teminat makbuzlarile birlikte Vilây€ salr günü imi tikel gelmeleri. (221) 1-11 İstanbul . Belediyesi “ İlânlar! Senelik muhammen kirası 96 lira olan Balatta Hızırçavuş m nin Köroğlu sokağında yeni 2 N. k iki kat odalı kâgir ev teslim & itibaren 937 veya 938-939 seneleri mayısı sonuna kadar kiraya üzere açık arttırmaya konulmuştur. Şartnamesi levazım müdi görülebilir. İstekliler 7 lira 20 kuruşluk ilk teminat makbuz veya ” bile beraber (bir gün evveline kadar ilk teminatın yatırılması dabs fık olacağı) 3—11—936 salı günü saat 14 de daimi encümende bu” hdırlar. (İ) (2229) Afrikada haydutlar peşinde PEro. MN KARŞIMDAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: