2 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

; Imanyanın son zamanlarda harp 'myetı birçok —memleketleri çok ya- Toîıîdaa ve bilhassa büyük aleyhtarlık ;'* ettikleri Sovyet Rusyayı alâkadar et- |— mektedir. Bir İngiliz gazetesi Alman- âyamn Bovyet Rusyaya karşı mutasav- — ver askeri işgalleri hakkında bazı - tahminlerde bulunmaktadır. — Aynen — naklediyoruz: J' “Sovyet Rusyaya karşı umumi hü- Ü cum! Bu plân nasıl tahakkük - edebi- Jir? 21 milyon kilometre murabbalık ı:']. bir araziye birden hücum etmek, 175 * milyonluk bir memleketle, başa çık- ma;k pek o kadar kolay değildir. 20 gıîljon asker çıkarabilen, büyük sana i ve muntazam teşkilâtı olan bir memleket nasıl yok edilebilir? v Işte nazi zabitini meşgul eden mü- Şıî.m mesele budur. — Asırlardanberi — Alman cenerallerinin gözü 650 bin ki- — lometrelik bir saha işgal eden Fransa — hudutları üzerine dikilmiş, Alman hu- udundan 300 kilometre içerde bulu- Paris üzerine yürümeyi düşünür- ; i; buna bir defa muvaffak oldu- ihr, o da 1871 de. Şimdi de, Hitlerin ; kqnerallen, 3000 kilometrelik uzunlu- l c fğu olan.Sovyet Rusya hududu arka- C smdaki araziyi düşünmektedirler. — Şimalden Karadenize kadar uzayan — Sövyet hududu, müdafaa esas tutula- ğk. beş tabiye mıntakasına ayrılmış- 'ı Şi . Nİ —1 — Şimal mıntakasından Spitz- M&nm tulü takriben 1200 kilomet- | — Finlandiya gölünden Dvinaya, Finlandiya boyunca Estonya ve Lit- - vanyaya kadar uzayıp Leningrad yo- 4 İımn da içine alan kısım 550 kilometro " ııı 4 ." 3. — 400 kilometro tulünde olan ve Beyaz Rusya mıntakasiyle Polonya - :_' Ğüvyet hududunun şimal kısmını da ne alan mmtaka. Varşovadan Mos- /— kovaya giden tren hattı üzerinde ve - Napolyonun 1812 de tevakkuf ettiği /— Smolensk yolu buradan geçer. BK :. 4, — 270 kilometre — tulünde - olup |— Dniestere kadar ki — Kiyef yolunu da ıT ğine alan Ukrayna mmtakası. — 5. — 500 kilometre olup Romanya 1Ilı;tı'lı.ıd'ıına. kadar uzanan cenup veya b : emz mintakası. Bu Odesa yolu- Ş Bunla.r Sovyet Rusyaya girebilmek için yolla.rdzr Acaba. Nasyonal Sos n ııi tercih edecektir. Çünkü, Le- ad, varılması en kolay olan bir zdir; Estonya hududundan 120, diya hududundan da 35 kilamet mstadt müstahkem mevkii sa - t Finlsndıya körfezini ve bura- : Baltık denizini kontrol etmek- ningradı alacak olan Alman- m bahri bir üsse sahip olacak, buradan Sövyet Rusyaya hü- eb:lecektır h ordusu için Lemngrad kapı- yi ovyet Rusyaya nüfuz etmek di- İlardan daha kolaydır. Şimdiye üzerinde durulan mesele Al: nın Sövyet Rusya ile hududu adığıydı. Bundan böyle, Finlandi- örfezinde yerleşebildiği takdirde; mhudut olacak demektir. Alman ör rına gelince, Memelden sarka u ilerlemelerinden daha kolay şey tasavvur edilemez, Alman ge- leri bu Manevranm — tecrübesini mış bulunuyorlar. 1918 de, Gene- Hoffman; Kavno, Riga, Reyal ve andiyaya buradan uzanmiıstı. emhudut olan dört devlet Alman- mukavemet edebilecek vaziyette dirler; o kadar ki, Almanlar bu- 1 işgal ederlerse, bu dört devlet gi geçerek Ladoga gölüne kadar u- HABER — Akşam posfağr - — vurunun ne olabılecegını işaret ediyor Almanlarla el ele verip çalışmayı dahi düşünebilir. Berlin tarafından körük- lenen:- Baltık faşizmi Alman orduları- na yol bile hazırlıyabilir. Harp halin- de Alman hareketinin Memel - Köü- nigsberg - Riga - Reval üzerinden ge- çeceğini şimdiden tahmin etmek müm kündür. Baltık anlaşmasımın üç mem- leketi Alman ordusuna karşi 9 uncu kısım ordularını göndermiş - olsalar bile nazi harp gemileri bu haberi der- hal Memele nakledebilirler. Dördüncü Baltık memleketi olan Finlandiya eli altındadır. Çünkü Almanyanın mütte- fikidir. Alman deniz ticareti dört bu- çuk milyonluk — vaziyetiyle Alman harp malzemesini Leningradda topla- maya muvaffak olabilir. Siyasi notkadan, Leningradın zaptı, siyasi ve manevi büyük ehemmiyeti dolayısiyle daima gözönünde tütul- malıdır. Buranın Almanlar tarafın- dan zaptı Sovyet ordularınım kuvvei maneviyesini kırabilir. Bundan baş- ka, onlara ihtilâl aleyhtarı olanların kuvvetli olduklarmınmı kabul ettirebilir. Bu suretle Leningradda, küdreti Al- man işgal ordusuna istinat eden faşist karakterde bir “Milli Rus idaresi” i- lân edilebilir. Bu fikir Alman tabiyesinin ana fik- ridir. Maamafih, Leningrad zaptedil- miş olsa bile, buradan Moskovaya yü- rümek o kadar kolay olmuyacaktır. Maamafih Leningradın zaptı — 5Sos- yalizmin hayatiyetini temin eden si- yasi merkez — müstevlilere Sovyet Rusya kapılarını açacaktır. . Bundan başka, Leningra-|, Askerliğe çağrılanlar Üsküdar Askerlik Şubesinden: Birinci teşrin 19936 — çağrılması: Sağlam ve askerliğini yapmamış er- lere, 1 — Bir buçukseneliklerden pi- yade sınıfı 316 dan 327 (dahil) da- ğumlular. t 2 — İki seneliklerden suvari, top- çu, muhabere, demiryol, nakliye, hava, istihkâm sınıfı. 3 — Jandarma smıfr 316 — 331 (dahil) doğumlular, 4 — Deniz sınıfı 316 — 331 (dahil) doğumlular. Bir buçuk ve iki seneliklerin top- lanma günü 21 birinci teşrin 936 olup bu günde sevk olmak üzere şubeye geleceklerdir. Bedel vereceklerin be- delleri de 20 birinci teşrin 936 günü akşamına kadar kabul edılecegınden bugün geçırılmemesı Deniz sınıfından olan erlerin top- lama günü 13 birinci teşrin 936 olup bu sınıftan olan erlerden bedel vere- cekler 12 birinci teşrin 9356 günü ak- şamına kadar bedellerini verebilirler. Jandarma sınıfından olan erlerin ise toplama günü 20 birinci teşrin 9236 olup bu sımıftan olup da bedel vere- ceklerin de 19 birinci teşrin 936 aksşa- mına kadar bedelleri kabul edıleccgı ilân olunur. Kaybolan bir çocuk Bu sabah mat- baamıza gelen A- bapazarlı — İhsan isminde bir Zat, oğlu on altı ya- | şında Salihin tam üç aydır. kayıp olduğunu söyledi. Adapazarında medin — firınında - : çıraklık eden Sa- lih bundan Üüç ay evvel çıkıp gitmiş ve bir daha da izine tesadüf edileme- miştir. Salih İstanbulda da ars"Tmnış Gümülceneli Meh-! ise de bulunamamıştır. Uçüncü mü olacağız, — dördüncü mü?! Atletlerimiz Romenlerden iyi bir netice alabilirler mi ? Yunan gazeteleri ne diyor ve biz ne düşünüyoruz Atina, 25 (Sureti mahsusada 7 inci Balkan oyunlarına gönderdiğimiz ar- kadaşımızdan) — 7T inci Balkan oyun- larmda Türkiyeyi temsil edecek Türk atletleri kafilesi ve bu kafile ile gelen biz gazeteciler dündenberi AÂtinada- yız. Burada ilk edindiğimiz intibalar hiç de hoşa gidecek şeyler değildir. Rıhtımda Yunan spor teşkilâtı na- mına gerek bizi, gerekse ayni vapurla gelen Romen atletlerini topu topu iki zattan başka karşılrıyan olmadı. Ben bu kadar soğuk karşılanan bir milli takıma daha hiç raslamadım desem, yalan söyleemmiş olurum. Hazırlanan otobüslere dolarak Ati- nanm en güzel sayfiye yeri olan Fale- ronün asfalt yolundan AÂtinaya gir- dik. Sokaklarda kahve bolluğu naza- ri dikkate çarpıyordu, Bu kahveler- den birisinde bizim otobüsteki çocuk- lar meşhur Yunanlı atlet Mandikas'ı gördüler. O da bizimkileri gördü ve uzaktan çok kısa süren bir selâmlaş- ma yapıldı. - Biraz sonra buranın en güzel oteli olduğu söylenen fakat bizim birinci sınıf ötellere nazaran hiç de beğenmediğim Akropola varıldı. At- letler evvelce kendilerine hazırlanmış olan odalara taksim edildiler. Tam müanasiyle'ne alan belli ne de satan belli tabirini "'lâyık gördüğüm teşkilât bizler için' hiçbir. şey düşün- memiş, hazırlamamış - olduğundan biz de kendi halimizin çaresine bakmak üzere başka başka otellere dağılmak mecburiyetinde kaldık, Şehri ilk dolaştığımız zaman büyük meydanlar ve caddeler — bayraklarla donatılıyordu. Bu bayraklar arasında en çok nazarı dikkati celbeden yeni Balkan bayrağı oldu. Vapurda cok rahatsız geçirilen ge- cenin acısını çıkarmak için öğleden sonra herkes bir müddet istirahate çekildi. Saat 17 ye doğru atletlerimiz Atina nn Mmeşhur atletik stadma giderek ilk idmanı yaptılar. Stadda Yunan atlet- leri de büyük bir patırtı ile çalışiyor- lardı. İdareciler telâş içinde iki gün sonraki acılış merasiminin tecrübele- rini hazırlamakla meşgüldüler. Bizim- kilerin işlerini bitirip ötele dönmele- ri bir saat kadar sürdü. Akşam üzeri yapılan ufak bir dolaşmadan sonra ilk gece erkenden yatıldı. Dün akşam cıkan gazeteler Türk takımının gelişinden uzun uzun bah- setmişler ve resimlerimizi basmışlar- dı. Bugünkü sabah gazeteleri de an- trenmanımızdan bahsederek takımımı zın statta alınmış resmini neşretmek- tedirler. Burada bize en büyük sempatiyi gösteren, bencet"gazeteler olmuştur. Ve bizim gelişimizden ayni vapurda çıkan Romenlerden daha büyük bir a- lâka ile bahsedilmiştir. Burada nasıl bir derece alabileceği- mize gelince, Yunanlıların, bilhassa matbuatın kanaati bizim üçüncü ola- bileceğimiz merkezindedir. Bizim an- trenör de aşağı vukarı ayni iddiada- dır. Birincilik muhakkak olarak Yunan lıların olacak ve Yugoslavlar da her seneki gibi ikinciliği muhafaza ede- ceklerdir. Ücüncülük için namzet- olarak biz ve Romenler bulunuüyor. Bulgarları ve henüz gelip gelmiyecekleri analşıla- mıyat Arnavutları daha sonra görü - yorlar. Benim kanaatim ise gudur: Bizim üçüncülüğü almamız imkânsız degılse bile fevkalâde güç ve az bir ihtimal 2 .Birinciteşrin — 1936 Sporcularımız vapurdan dahilindedir. Çünkü geçen sene kendi topraklarımızda ve iki ay evvelden hazırlamış olduğumuz takımımız kar- şısında bize üçüncülüğü vermemiş o- lan Romenlerin bu sene buraya kıs- men genç ve tecrübesiz atletlerle gel- miş olması bizim hesabımıza nekadar büyük bir avantaj olarak kabul edilir- se edilsin, unutmamak lâzımdır ki, bi- zim takım Semihin son dakikada gel- mekten vazgeçmesi 5-6 puvanımı kaybetmiştir. Ve Balkan oyunlarına iştirak edip etmiyeceğimiz|yola çıkmadan ancak iki gün evvel kat'i olarak belli oldu- Sundan mükemmel olarak hazırlanıla- 7 inci Balkan oyunları için hazırlanan renkli Balkan bayrağı mamıştır. İşin en fena tarafı da, bu- rada karşılaşacağımız bütün rakip ta- kımlar Berlin olimpiyatlarına iştirak etmiş, binacenaleyh aylardanberi for- munda bulunan elemanlara malikken, bizim vaziyetimiz malümdüur. İşte bü- tün bu noktalardır ki, beni bizim ta- kım hakkımda yabancılar kadar nik- bin yapamıyor. Ve üçüncülüğü tehli- keli görüyorum. ' Yarmım sabah yapılacak bir iş yok- tür. Çocuklar öğleden evvel biraz do- laşacaklar ve öğleden sonra saat 17,5 da kafile meçhul askerin meazrına çe- lenk koyacak, buradan da bir gün son ra başlıyacak olan müsabakalar için istirahate çekilmek üzere otele gidile- cektir. Dün bizim çocukları otelerinde ilk ziyaret eden, —İstanbulluların cok iyi tanıdığı Yunanlı güreşci Zervinis oldu. Ben ikinci bir tanıdığa da pos- taya giderken yloumuz düştüğü için yüzünden en az| indikleri zaman gezdiğim balıkhanede rasladım. da güreşçi - Zaharyastı. Burada Hi? bolıkçı dükkânında çalışan Yunann güreşçi, bizi görünce hen kostu. Tcini ceke ceke ç sevdiğinir söylediği İstanbuldan havadıselr sor- du, | Burada herkes, daha doğrusu hal- kın yüzde ellisi gayet güzel türkçe bildiğinden adeta İstanbulda gibiyiz. Kendimizi ilk dakikadan itibaren ya- bancı hissetmedik. Onun içindir. ki Yunan spor teşkilâtının gösterdiği â- lâkasızlık ve Romenlerin, diğer bütün milletlerin sporcuları daha karaya a- yak basar basmaz sefarethaneleri me- # murları tarafından karşılanırken, bi- zimkilerin Türk sporcularını karşıla—i mak için bir kavas bile yollamamış ol- maları karşısındaki teessürümüzü u- nuttuk. Fakat hepimiz müthiş bir pa- ra Sıkıntısı içindeyiz. Gelmeden bir- kac giün evvel bazılarımızın ayrı ayrı, bazılarımızın da sporcuların köllektif 1; müsaadesi icinde kler ng ve takas u- sullerile yolladıkları paralar bizim Merkez Bankasından huraya hâlâ gel- memiş ve daha da ancak pazartesi, salr günü gelebilirmiş, Yunan banka- sına paraların gelip gelmediğini sor- | mak icin yaptığımız Mmüracaatlarda yüzümüze bakan bile bulunmuyor: Kısaca: “Buraya gelmedi. Siz bir kere ; telefon edip Piredeki bankaya bir so- runuz.,, deyip geçiyorlar. Bizim bildi- . ğimiz bankacılıkta kendilerinin kendi. şubelerine sormaları lâzımgelirken bu. işi müşteriye gördüren bu garip vazi-. 'yet bizleri hicbir netice almadan sağa sola koşturmaktan baska bir işe de ya | ramadı, | Eecnebi ve Türk parası ise yalnız. milli bankadan başka bir yerde boz- durulamıyor. Ve milli banka da lira başma yüzde ondan fazla düşük bir fi atla parayiı — bozduğundan ve zaten herkesin yanında Türk parası da bu: lunmadığından bu sıkıntılı vaziyet de-f vam ediyor, | Müsabakalar bittiğinin ertesi günü., yani gelecek pazartesi hemen İstan- bula dönecek olan biçare atletler de bu iki boş günü böylece parasız pul- suz geciriyorlar. Yani işin kısacası Atina. seyahati şimdilik herkes için tatsız tuzsuz bif ğey oldu. Temenni edelim ki atletleri- miz müsabakalarda iyi bir netice al- sınlar da hiç olmazsa bununla yüzleri- miz gülsün. , İzzet Muhittin APAK