Kiyefteki futbol maçında takımımız Bire karşı dokuz golle mağlüp oldu Bütün mesuliyet kendi klübünde bile oymnatılmayan kaleciyi takıma alanlardadır Kiyef 30 (Hususi) — Kiyef maçı mütemadiyen yağan bir yağmur altın da yapıldı. Takımımız: Necdet — Faruk, Hüs- nü — Reşat, Lütfi, İbrahim — Niyazi, Sait, Gündüz, Şeref ve Fikretten mü- teşekkildi. İkinci haftaymda Hüsnü ve Fikretin yerine Hakkı ile Eşref alındı. Hakem Suphi Batur idi. Malüm ragrasimden sonra müsaba- kaya başlanmıştır. Bizimkilerin bir neticesiz hücumundan sonra ikinci dakikada Ruslar kalemize inmişler ve derhal birönej göllerini atmağa mu- vaffak olmuşlardır. Bundan sonra bizimkiler tekrar hü- cuma geçmişler, rakip takımı müte- madiyen abloka etmekte olmalarına rağmen — beceriksizlikleri yüzünden bir türlü gol çıkaramamışlardır. Haftaymın sonlarına doğru Sovyet- ler-ikinci gollerini atmışlardır. İkinci haftaym takımımızın gol ye- me devresi olmuşstur. Beşinci dakika- da başlayan göller son dakıkaya ka- dar devam etmiştir. Hemen hemen her çekilen şüt adeta beş olan - kalemize girmekte idi. Bu suretle Soövyetler sayılarını da kuza kadar yükseltmekte güçlük çek- memişlerdir. Ara sıra yaptığımız hü- cumların birinde hasım müdafiler ha- talı bir kesiş yaptıklarından dolayı hakem penaltı vermiş, Şerefin cektiği penaltıdan takımımız tek golümüzü atabilmiştir. Bütün takım fena oynamış ise de hiçbiri kalecimiz kadar olamamıştır. Maçın mesuliyeti büyük bir mik- yasta, kaleciye düşmektedir. Çünkü, son derece kötü oynamış ve gollere adeta seyirci kalmıştır. İstanbul takımlarında daha birçok kaleciler varken; kendi klübünde bile takıma ithal edilmiyen Necdetin, böy- le kuvvetli rakiplerle karşılaşacağı muhakkak olan Rusya seyahatine iş- tirak ettirilmesi dost memleketteki dördüncü futbol temasımızın da mağ- lübiyetimizle neticelenmesine olmuştur. sebep Feneryılmaz Herekedeki maçı 5 -3 kazandı Kocaeli bölgesinin sayılı takımların- dan Hereke İdman yurdunun daveti ile Feneryılmazlılar bu hafta Herekeye gitmişlerdir. Sporculara temsli kolu da refakat et- mekte idi. Kafile Herekeye geldiği zaman yerli idmancılar tarafından hararetle karşı- lanmış ve gece klüp sinemasında Fener yılmaz temsil kolunun verdiği müsame- re pek parlak olmuştur. Ertesi gün sabah ufak gezintiler ya- pilmış, saat üçte futbol sahasına gidil- gaiştir. İki takım arasında bayrak teatisinden sonra maça başlanmıştır. Onuncu daki- kada Feneryılmaz Fikretin ayağile bi- rinci golü kazanmış fakat —mütevaziri cereyan eden oyunun on altıncı daki- kasında Herekeliler de Ahmet vasıtasile beraberliği temin etmiştir. Birirti devrenin sonuna kadar birer gol daha atan tarafeyn berabere kal- mışlardır. İkinci haftaymda Feneryılmazlılar daha üstün oynamağa — başlamışlardır. Fakat ilk anlarda Herekeliler bir gol atarak 3-2 galip vaziyete yükselmişlerse .» Yağlı güreşler Koç Ahmet yıldırım Bekirle berabere kaldı Geçen pazar Çenberlitaşta yağlı gü-! reş müsabakaları yapılmıştır. Büyük | ortada: Bursalı Ali - Küçükpazarlı Hurşitle karşılaşmış ve Hurşit galip çyelmiştir. Tekirdağlı Mustafa yine Küçükpa- zarlı Hurşitle tutuşmuş bunda da Hurşit galip gelmiştir . Başaltı: Balıkesirli İbrahim - Vize- li arif müsabakasında, İbrahim künde ile Arifi atarak kazanmıştır. Kara Hüseyinle Burgazlı Ali Ah- met arasındaki güreşte de Ali künde ile hasmını yenmiştir. Başa güreşen Edirneli Molla Meh- met - Manisalı Ali ile, İstanbullu Koc Ahmet de Adapazarlı Yıldırım Bekir- le berabere kalmışlardır. Güreşlere bu pazar günü devanı edi lecektir. de. Feneryılmazlılar da penaltıdan tek- rar beraberliği temin etmişlerdir. Oyunun sonlarına doğru üstüste iki gol daha çıkaran Feneryılmazlılar maçı 5-3 kazanmağa muvaffak olmuşlardır. Herekelilerden: Solaçık — Metmet merkez muhacim Ahmet ve santrhaf Sa- bahaddin nazarı dikkati celbetmekte idiler. | Güreşçilerimizi Berlin olimpi- yadında büyük ta- lihsizliklere — rağ men — bayrağımızı geref direğine ilk defa — çektirmeğe müvaffak olan (Mersinli Ahmet). henüz yirmi iki yaşında doğma hü yüme Mersinlidir. 16 Yaşına » kadar Mersinde tahin hel vacılığı yapmış ve ekmekçi fırınımda çalışmıştır. Doğuşta kuvvet- li olan Ahmet bir gün fırımda dolu bir çuvalı kaldırır- ken sonradan is- mini öğrendiği bir müşterinin nazarı dikkatini — celbet- miştir. Bu zat sporu çok — sevenlerden Mersin itfaiye ku- mandanı Bay Mu- harremdi. Bay Muharrem Ahmedin spora başlamasını, — bil- hassa güreşe he- ves etmesini tavsiye etmişstir. Bugün milli güreş takımımızın en mühim ve en sevimli bir uzvu olan Mersinli Ahmet spora nasıl başladığı- nı, Rusya. seyahatine çıkarken veda için matbaamıza geldiği. zaman şöyle anlattı: «“— Bay Muharrem beni hemen he- men zorla şimdiki Çukurova şampiyo- nu olan Mersin İdman yurduna kay- dettirdi. Bana boks yaptırmağa başladılar. Futbol da öynuyordum. Boks talim- lerinde bulunan Mersin borsa komüi- seri olan Bay Lütfi “Bu çocuğa boks falan yaptırmayın. Ben onu İstan- bula göndereyim de orada güreşe ça- lışsin.,, Dedi. Vefa klübile muhabereye girişti. Ben de nihayet bundan tam dört se- ne evvel, yani ön sekiz yaşında İstan- Mersinli A Vefa klübünde çalışmağa başladım. O kadar çalıştım ki İstanbula geldiği min altıncı ayında Millt takıma dahil oldum. Fakat o zamanlar Greko - Romen güreş yapmakta idim. İlk müsaba- kamı da Bubiş ismindeki Macarla yaptım ve kazandım. Fakat ikinci 8 gün muhayyer ve ayanı zamanda En ucUuUZ Radyodur n garanti F. A.Dİ ANDREA,'"İNC! NEW - YORK Türkiye umum acentalığı: DUYUŞ MÜUÜESSESATI Galata, Voyvoda caddesi, Danüb sigorta Han No. 18 l;/lodel V. HD ilâ 2.000 metre bir sene Telefon: 49249 B Mersinli “İçki içmek bize yakışmaz, carns edeceğime güreşirim,, diyor yatlarımnda çıkardım. tiralarından biraz bahsetsene, Ora- da yaptığın maçlar hakkında tafsilâ* bula geldim. BU OD | ğimı hemen hemen hatırlıyamıyörüm ' phile,.. | diya ve İtalyan gibi en zorlu pehlivan e konuşuyoruz hmedin son resimlerinden biri, müsabakam —Avrupa şampiyonların | dan bir İtalyanla idi. Bu karşılaşma da yenildim. Fakat bunun acisımi —-biraz gec de olsa — bu defaki Berlin olimpi — Ahmet, dedim. Ölimpiyat ha- bi Ahmet kardesi Mustafa ile idman yaparken, ver, Kimlerle karşılaştın? Bunların en tehlikelileri hangileri idi? Ahmet biraz düşündü, sonra göz- lerini acarak: — Vallahi kardeşim, dedi. Bu be- nim ilk olimpiyada iştirakimdir. Ora- da günde beş, altı güreş yaptım. Ba- zıları bir iki saat, bazıları da ön beş dakika ara ile.. Kimlerle karşılaştı- Berlinde Bay Seyfi benim kuvvei maneviyemi yükseltmek için her kar- şıma çıkacak güreşci hakkında “Za- iftir, kuvvetsizdir. hakkak kazanırsın.,, diyordu. Fakat| müsabıklar hiç Bay Seyfinin dediği gibi çıkmadı. Alman, İsvec, Finlan- larla güreştim, Bir gün olimpiyat köyünden oto- büsle güreş müsabakalarının yapıldı- ği yere gidiyordum, Otobüste İtalyan güreşçileri de vardı.. Onların kafile reisi, benim sikletimdeki pehlivanları için muhakkak dünya birincisi olaca- gmı söyliyerek öğünüyvordu. O gün bu meshuür İtalyanla güreş- tim ve Mağlup ettim. Bu suretle İtal- yan dünya ikincisi olabildi. İşte o an- daki sevincimi tarif edemem, Öyle heyecan- duydum ki.« Bu heyecanı bir de; bunca senedir iştirak ettiğimiz olimpiyatlarda — ilk Hiç korkma, mu-| © Ahmet tirirken de hissettim. kika idi o... Bunlari söylerken Ahmedin sarar- dığı. ve gözleri dolduğu görülüyordu. Biraz durduktan sonra tekrar sözleri. ne devam etti: — Biliyör musunüz? larda güreşmek cok güç. Evvelâ temiz güresşmeğe mecbür- sun. Sonra da gayet süratli davrTa- nacaksınız. Bir de muhakkak güler yüzlü olacaksımız. Güler yüzlü olma nın çok faydası var. ÖOlimpiyatlarda — harici temaslar için — atemi Sayılırdım. Fakat altı ay sonra yapılacak olan Avrupa vam- piyonluğunda göreceksiniz muhattak birinci olacağım. Berlin olimpiyatlarında şanssızlık ları yüzünden bir sey yapamamış olar Büyük Mustafa ile Ankaralı Saimin de kazanacaklarına imanım var. — Bir güresti nasıl çalısmalı ve nDasıl yaşamalıdır? Meselâ sen biraz da hayatından bahsetsene, Çok neşeli olan Ahmet uzunca bir kahkaha attı. — Ne yapacaksın benim hayatımı, diye cevap verdi. Ben Mersinden rel- dim geleli Çarşı içinde bir kuyumcu- nun yanında çalışıyorum. Şimdi ufak tefek bilezik falan yapmasını da öğ- rendim. Haftada 38 — 4 lira kadar da kazanıyor, böylece yaşıyorum. Simdi kücük kardeşim Mustafayı da Mersinden getirttim, onu çalıştırıyo- rum. G1 kiloda.İstanbul ikincisi oldu. Bence bir güresçiye laâazım-olan sey evvelâ zeki olmak, sonra da tekn'K vüreşmek ve güzel köprü kürabilmek- ti İlanlardda çapkınlık etmemek, bilhassa pehliva- nın temeli sağlam olmak şarttır. Ben koşu ve jimnastik yapmaktan cok fayda gördüm. Eğlencem yok gibidir. BSinemaya gitmem. Eğer gidersem uyurum. Si- gara içmem. İçkiyi ağzıma koymamı şımdır. — İcki ve sigaradan hoşlanmıyor musun? — Hoşlanmamak değil.. şeyleri yapmak bizim İçin hem gü- nahtır, hem de yakışmaz, Dans falan da etmem. ,Dans ede- cteğime onun yerine ringte yorulurum daha iyi değil mi? Biraz gonra Rusyaya hareket ede- ceği için bu güler yüzlü ve tatlı sözlü pehlivanımızla daha fazla görüşmeğe imkân yoktu. O, vedalaşarak ayrilirken; — ben, bir çok muvaffakiyetlerine Trağmen Ne mesut da- Olimpiyat- dilatli olmalk 1 Çun G Böyle Mersinli Ahmet dünya üçüncüsü olduğu gün arkadaşlarile beraber ancak müsabakâlarda aklımıza Belir- diğimiz bu büyük güreşçimize karşı nankörlüğümüzü düşünüyordum. O. M, Kulnak defa şeref direğine bayrağımızı çek- RuSya ve Yunanistan haberleri Balkan oyunlarına gündei'diğimîz arkadaşımızla Rusyadaki sporcuları- miıza refakat eden — muhabirimizden gelen mektupları yacinki nüshamızda neşredeceğiz,