12 EYLUL — 1986 23 smmm | Diş Hekimi Ferit Ramiz i Tünel İstiklâl Cad. Rüştü Apartıman Tel, 43413 daaizimmmmmensinminso iii HABER — Aksam Postaör gmaanamaranı ADEMi iKTiDAR ve BELGEVŞEKLİGİINE KARŞI HORMOBİN | mayan bor eczanede arayiniz GECEL - GÜNSEL - KIZ - ERKEK Eski; Inkılâp YUCA ÜLKÜ LiSELERİ Kuranı ve Direktörü: Nebi oğlu Hamdi Ülkmen Cumartesi ve pazardan başka her gün 10 — 17 arasında okula müracaa| edilebilir. Yanıksaraylar — Telefon : DEMOSTEN Dün ve Yarın tercüme külliyatmd” omumanunz Tabletleri Fiyatr 35 kuruştur Kayıt muamelesine başlanmıştır Cağaloğlu, 20019 Eski FEYZİ ATİ man van BOĞAZİÇİ LİSELERİ vetsiz Kızlar ve erkekler için ayrı bölüklerde: Ana, İlk Orta Kayıdlar başlamıştır. İstiyenlere mextep tarifnamesi gönderilir. Kayıd ve tafsilât için her gün mek tebe ve yalnız tafsilât almak için Yenipostane arkasında Basiret hanındı Özyol idarehanesine mü. mumu racaat edilebilir. Arnavutköy, tramvay caddesi Çiftesaray.ar. Telefon: 36.210 ve Lise sınıfları Saraçhanebaşı Horhor caddes! HAYRiYE LiSESi Ana - ilk - Orta - Lise . Tam devre Okülümüz bu yıl gördüğü tevecelih ve rağbetten dolayı ilk sırıflardar itibaren yabancı him bir istikamet verilmiştir. Kızlar kısmı ayrı bir dairededir. Mektebin © husuşi otobüsleriyle evlerinden aldırır. İstiyenlere tariftame gö ir. n her gün saat 10dan 16 ya kadar direk e müracaat edilmelidir. Telefon: 20530 dil tedrisatına yeni bit nehari YALNIZ BU TRAŞ BIÇAĞINI sum- o KULLANIYOR Yüksek Mühendis okulu Direktörlüğünden! 936 - 937 ders yılı için okur yazılmasına KE Yazılma v i Eylül salr gününden 22 Eylül salı akşamına kadar “Cumartesi pazardan başka,, her gün saat 9 dan 12 ye, 13 den 16 ya kadar Gir İmüşsuyundaki okulda yapılır. Da İsteklilerle daha fazla bilgi edineceklerin yukarda yazılı gün“ sanilerdn okula gelmeleri ilân olunur. (301) Peissis Deposunda Mevcut kadın şapka İlevazımatı mevsim sonu dolayısiyle büyük tenzilâtla elden çıkarılmaktadır. Lez - Panama - Bakü - Sizol - Bangkok ve saire İ ADRES: Tünelbaşı a — İstiklâl caddesi Sent . Mari kilisesi karşısında No. 340 b* ; i l f i 226 MAĞLUP FAUSTA —ğ—ğ—ğ—ğ ğa Viyoletta ismindeki bir çingene) kızmı hançerliyerek öldürdüğü da.! kikadanberi daha ziyade emin ol-| dum... z Bu sırada kapı kapanmıştı!...! Demir kapı şimdi her ikisini de birbirinden ayırıyordu. Fakat, bir- birlerini görmüş olsalardı, belki de acırlardı. Çünkü birisi: — Pardayan ölmüş! — Diğeri de: — Viyoletta.. Viyoletta ölmüş! diye inliyorlardı. Fausta, kendisinin istediği bu) ölümün verdiği bitkinlikle, salla; a sallana yatak odasma doğrü yürü;| yor, Dük dö Giz ise sokak kapısı nın önünden mıhlanmış gibi ayrıla mıyordu. Bir adam kolundan tu- tarak: — Monsenyor! diye çekti. Dehşetli bir hıçkırık Balafrenin boğazını tıkadı. Başmı kaldırdı. ğı zaman mayietinin etrafında ol. duğunu gördü. Bir şey söylemiye- rek beygirine atladı ve konağınm yolunu tuttu. Dairesine girdiği zaman ilk e. larak Menevile: - Pardayanın ölüsünü bulabil. mişler mi? diye sordu. -—— Hayır efendim... Çim ww bir sesle mırıldandı: — Vah! Vah1.. Çalışmak bahanesiyle iş odası: na girdi. Fakat ertesi sabah oda u- şağı efendisinin yanına girdiği za- man Gizi kat'iyyen uyumamış, yü- zü sapsarı ve gözlerinin de kızar» mış olduğunu gördü. Xx MEKTUP Dük geceyi, masasının başında, başı ellerinin içinde düşünerek ge- çirdi. Odaya giren uşağın gürül. tüsüyle kendine geldiği zaman or- talık çoktan aydınlanmıştı. He. men kalktı, gözü önünde dalgala. nıyor gibi duran bir hayale gözle rini dikerek: — Elveda Viyoletta! Aşkım! Bunlar öldü. Sevgi ve gençlik his- leri kararınız, kaybolunuz; yeri- nize ihtiras hayalleri gelecektir! Artık küçük çingenenin âşığı Dük dö Giz meydanda yok!.. Simdi or- tada fatih Giz, Fransa kralı ve im: paratoru Giz vardır. Mademki bir ölüye basmadıkça yükselmek imkânı yok! Öyleyse biz de şimdi Valvanın ölmesi icin ne !âzımsa hazırlıyarak önümüz. de açık duran yükselme yoluna gi- relim... Nihayet odasına bütün maiyeti- ni toplıyarak sert bir sesle şunları söyledi: — Efendiler, Kral Etajeneroyu davet etti. Rahipler, asilzade ve halkın mebusları Bluvaya gittiler, hattâ müzekerelere bile başladı. MAĞLUP lar. Bana öyle geliyor ki bundan sonra bizim yerimiz Paris değil Bluvadır. Belki de çok büyük ve mühim vakalar bizi bekliyor. Hay- di herkes beygirine, bir saate ka! dar hareket edeceğiz!.. Odadakiler birbirinden ayrıla- rak hazırlık için dört tarafa yayıl- dıkları sırada, Dük dö Giz, masa- sına oturarak şu mektubu yazdı: “Madam! Söylediğiniz sözler bana o ka- dar lesir etti ki, anlattığınız plânı hemen tatbike mecbur oldum. Ar- tk bir ay veya bir hafta geçirdik. ten sonra Bluvaya gitmek lüzumu kalmadı. Şimdi hareket ediyorum. Sizi Bluvada beklerim. Bildiğiniz adamın öldürülmesiyle iki kuvve- tin birleştirilmesi için acele ede lim. İmza Şimdilik Hanri, Dük dö Giz,, Giz mektubu kapayıp mühürle! dikten sonra etrafına baktı, Morö. veri gördü. Biraz kaba ve alaycı! bir tavırla; — Şuna bak! Sen burada mı: sm? dedi. Moröver yerlerle kadar eğile. rek cevap verdi: — Öyle emertmemiş miydiniz? Verilecek işleri tamamlamadıkça yanımızdan ayrılmamaklığımı em- retmemiş e, FAUSTA 227 Giz başını aşağı eğerek kendi kendine: — Evet, çünkü kıskanıyordum, dedi. sonra yiyecek gibi Morövere bakarak: — Şimdi artık buna lüzum kal. madı, bundan sonra serbestsiniz! Bilir misiniz ne için?.. — Anlatmanizı bekliyorum © fendim! — Moröver, seni Bluvaya ne i- çin gönderdim, biliyor musun? — Pek iyi bilmiyorsam da zan- nedersem Bluvanın Monmartı ma- nastırından oldukça uzak bulun. duğundan olacak... Öyle değil mi monsenyor? Giz sarararak mırıldadı: — Pek doğru.. Şımdi ölmüş zannettiği derin sevgisiyle içini çektikten sonra ilâve etti: — Artık şüpheye lüzum yok. Tekrar ediyorum, bundan sonra istediğiniz gibi serbestsiniz! — Efendimin tekrar itimadını kazanabildiğimden dolayı çok memnunum... — Evet amma, ne için olduğu. nu size henüz söylemedim!.. Mo- röver, artık senden şüphe &tme- mekliğim, Mönmartre istediğin gibi girip çıkmaklığına müsaade etmekliğim, onun artık manastır. da bulunmadığını bildiğim için. dir... Giz, bu sözlerden sonra Morö- kızın