HABER — Akşam Poötesr En Mükemmel ve Emsalsiz MOTÖRLER SATİE'de En UCUZ Fiyatla Satılır. SALIPAZARINDA SATiE ŞiRKETİ Merkezine veya Şubelerine Müracaat edilebilir İSÜDO-RO-NO PERTEV GÜLMEZ ! AŞÇçI ARAYANLARA İ Alaturka alafranga yemek pişirmeğe mükemmelen vâkıf büyük konaklar. a Çalışmış bir ahçıbaşı iş aramaktadır. Arzu edenlerin İstiklâl caddesinde Ahdullah Efendi lokantası ahçıbaşım Ahmet ustadan sormaları. MR ANL it gm nERMNMMMMOMSEEKAELTA, Nafıa Bakanlığından: Bakanlık ihtiyacı için muhâmmen bedeli 7130 lira olan 230 ton i ; > kömürü Bakanlık binasında teslim şartile kapalı zari usuliyle ” Sillmeye konulmuştur. Eksiltme 25 Eylül 936 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15de | ç da Bakanlık malzeme müdürlüğünde yapılacaktır. ç İsteklilerin tekliflerini Ticaret Odası vesikası ve resmi gazetenin 7-5. 936 tarih ve 3297 sayılı nüshasında çıkan talimatnameye ire Nafia Bakanlığından alınmış müteahhitlik vesikası ve 534 lira kuruşluk muvakkat teminatlariyle birlikte 28 Eylül 936 cuma günü RL de kadar malzeme müdürlü ğüne tevdi etmeleri lâzımdır. İstek. bu husustaki şartnameleri parasız olarak Ankarada Bakanlık (719) (943) me müdürlüğünden alabilirler. verin yüzünde keder izleri görece- ğini zannediyordu. Halbuki o, sa- dece hayret etmişti: — Zannedersem, efendimiz şu küçük şarkıcıdan bahsediyorlar? — Evet, sana o, öldü diyorum !.. Meröver, gittikçe daha ziyade hayret ederek; —A!At.. dedi. : — Moröver, senin hakkında çok büyük haksızlıkta bulunduğumu anlıyorum, onu tamir ediyorum. — Monsenyor, beni iltifatlariy- le boğuyorlar... Demek şu çingene kızı... Giz ağlamamak için kendini sr- karak: — Ölmüş!,. dedi, şu mel'un Par-| dayan tarafından öldürülmüş. Moröverin hayreti son dereceyi buldu: —AlL. AN, — Çok şükür haydut cezasını da buldu... Ölüsü balıklara ziya- fer olacak... Fakat onu bu şekilde öldürmek istemiyordum... Bu şe- kil ölüm onun için pek tatlı oldu.. Moröver homurdandı: — Acaba! şe — Ne diyorsun? — Bütün aramalara rağmen, cesedi henüz meydana çıkmadı, diyorum. Fakat kendi gözümle ö- lüsünü görmeyip, ellerimle göm. medikçe, hiç de lâzım olmadığı bir srrada onun meydana çıkacağım. dan eminim monsenyor, 228 MAĞLUP FAUSTA — Eğer bu sözlerinde aldanmı- yorsan sana yüz bin lira veririm. — Eğer bende olsa iki yüz bin veririm... Fakat ne yapayım ki yok.... Vakin efendimiz vaat bu- yurmuşlardı... — Yakında vereceğim... — Aldanmış olduğumu bilsem, vereceğiniz paranın hepsini $ize bırakırdım, monsenyor.. — Bu adamdan amma da kor- kuyorsun ha?.. Fakat artık bunu bırakalım, Şu mektubu al... Moröver, Gizin verdiği mektu bu aldı. —... Çabuk Sitedeki saraya gölür. Fakat sakın elinden bir ye- re bırakayım deme! — Monsenyor, işte! Mektubu- nuzu gömleğimin arasına koyuyo- rum . Şimdi beygire biner, bir çey- rek sonra söylediğiniz yere veri- Dük, başiyle bu sözleri tasdik ettiğini bildirir bir işaret yaptı. Birkaç dakika sonra Moröver atı- na binmiş bulunuyordu. Giz bunu görünce, Sezarın vaktile söylediği gibi: 7 — Zarı attık! dedi. Moröver otelden görüneceği müd- detle dört nala gitti, sonra ağırlaş- tu. Hiddetinden gözleri ateş saçı- yordu: — Ahmak!.. diye söylendi. Ba- na tekrar itimadı olduğundan bah. sediyor... Fakat bana ettiği haka- ni beni yerinize vekil bırakacak- sınız! Fausta bir an sustuktan sonra Dükü titreten bir sesle: — Size kararınızı verebilmek i- ,Sin üç gün müsaade ediyorum! de- di. — Düşünmeğe hacet yok ma- dam! Kararım verilmiştir. Fausta, kendisin zaptedemiye- rek titredi, çünkü demindenberi bu sözü işitmek içir uğraşıyordu. Dük dö Giz eğildi. Fauslanın eli- ni tularak büyük bir zerafetle öp tükten sonra: — Düşes dö Giz, dedi, Fransa kraliçesi, lütfen zevciniz ve birin- ci tebaanız olmakla iftihar eden kralınızın, size olan bağlılığını ka- bul buyurun! — Bu sözlerinizle girmiş oldu- ğunu teahhüdü kabul ediyorum. Şimdi gidebilirsiniz! Yalnız güni. geldiği zaman benimle evlenmek üzere serbest bulunmağa çalışınız. Birbirini takip eden teahhütler ve vaatlarla şaşırmış olan Giz tek- rar yerlere kadar eğilerek Fausta- yı selâmladı. Mantosuna bürüne- rek etrafına bakındı. Gözleri, ken- disini sarayın kapısına kadar gö- türecek bir uşak arıyordu. Fausta da ayağa kalkmış ve eline bir şam. dan slarak Gizin önünde yürüme. ğe başlamıştı, Giz: MAĞLUP FAUSTA 225 — Ne yapıyorsunuz madam? di. ye haykırdı. Fausta: — Ev sahibinin mum tutması krallara mahsus bir imtiyazdır. di- ye cevap verdi, kralsınız, size yol gösteriyorum, Sir? Giz bu sözlerden başı dönmüş, sakitane Faustayı takip ediyor ve bu güzellikte, bu iktidarda bir ka- dının şimdiye kadar Fransa tahtı- na gelmediğini düşünüyordu. Fausta Düke yol göstermek su- retiyle yalnız bir cemile göstermek niyetinde değildi, Koridora çıkar çıkmaz orada bulunan bir uşağa kapıyı açması için işaret elti ve Gize dönerek ayrılmak istediğini anlatan bir işaret yaptı. Giz, bir haber daha alacağım zanniyle titredi... — Allaha ısmarladık, Mösyö lö Dük! Fakat gitmeden evvel sabah- leyin takip ettiğiniz adamın ne ol. duğunu öğrenmek isterdim?.. — Pardayan mı? — Evet! — Öldü! Fausta hiç renk vermedi: — Hakikaten bu adam cezayı hak etmişti.. Giz kapıdan dışarı çıkarak hay. vanını istemişti, O zaman Fausta sakin bir tavırla şunları söyledir — Evet! Onun böyle bir ceza- ya hak kazandığına, sabahleyin uk WU ekb miki ik