12 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Z EYLUL — 1938 HABER — Akşam Postasr _ tI Ek Mükemmel verEmsakiz | MOTÖRLER 4 b et n Bre gğ b '—"- * : En UCUZ Fiyatla — AŞÇI ARAYANLA R A NM Blaturka alafranga yemek pişirmeğe mükemmelen vâkıf büyük , konaklar- da çalışmış bir ahçıbaşı iş aramaktadır. Arzu edenlerin İstiklâl caddesinde Abdullah Efendi lokantası alıçıbaşısı Ahmet ustadan sormaları. ö Satılır. aa ea V set aa SALIPAZARINDA Nafıa Bakanlığından: Bakanlık ihtiyacı için muhâmmen bedeli 7130 lira olan 230 ton : s A ı E s ' R K E I ı : Ç, | . ."lv ! A | 4 İ , gb * ” İ —ld saan lli _ kömürü Bakanlık binasında teslim şartile kapalı zarf usuliyle Siltmeye konulmuştur. Eksiltme 25 Eylül 936 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 de ada Bakanlık malzeme müdürlüğünde yapılacaktır. , İsteklilerin tekliflerini Ticaret Odası vesikası ve resmi gazetenin — 5 — 936 tarih ve 3297 sayılı nüshasında çıkan talimatnameye Ni “G Nafia Bakanlığından alınmış müteahhitlik vesikası ve 534 lira İı © kuruşluk muvakkat teminatlariyle birlikte 25 Eylül 936 cuma günü v :'ıN 1 de kadar malzeme müdürlü ğüne tevdi etmeleri lâzımdır. İstek- e H * bu husustaki şartnameleri parasız olarak Ankarada Bakanlık N dİzeme müdürlüğünden alabilirler. (719) (943) zi a AĞN C Ct B ARİZ DAĞ | 4 Merkezine veya Şubelerine Müracaat edilebilir - ” S VU eli . A 228 MAĞLÜP FAUSTA verin yüzünde keder izleri görece- ğini zannediyordu. Halbuki o, sa- dece hayret etmişti: — Zannedersem, efendimiz şu — Eğer bu sözlerinde aldanmı- yorsan sana yüz bin lira veririm. — Eğer bende olsa iki yüz bin veririm... Fakat ne yapayım ki MAĞLÜP FAUSTA 225 ni beni yerinize vekil bırakacak- sınız | Fausta bir an sustuktan sonra Dükü titreten bir sesle: — Ne yapıyorsunuz madam ? di. .| ye haykırdı. Fausta: — Ev sahibinin mum tutması !Jİ’" küçük şarkıcıdan b“ahf::dîyorlar? yok... Vakia efendimiz vaat bu- —. Size kararınızı verebilmek i-| krallara mahsus bir imtiyazdır. di- * ; î::::,r ';?:tğç“ıd::ı:y"_“mğ“ yum?îî:::j e çin üç gün müsaade ediyorum ! de-| ye cevap Ve"“ğ k;nlsımz, size yol (8 , gi e a zıyade -— a vereceğimni... k di. gösteriyorum, ir ü hayret ederek: — Aldanmış olduğumu bilsem, Mi y 3 * ö Ş0i ; ht Ai adediatı KOK vereceğiniz pîranın hepsini size — Düşünmeğe hacet yok ma: alîi ö bu;ozlerden Ğaşıeâ_onmug, v | Moröw:;ı" senî' hakkında .ok bırakırdım, monsenyor dam! Kararım verilmiştir. SÜFR i a“'hyı_kt:i; "i d ığ'orkve .3 — Ş n .. * â> e ö & büyük haksızlık vakl. — — Bu adamdan amıma d kor: Fausta, kendisin zaptedemiye-| Pu güzellikte, bu iktidarda bir ka | üy aksızlıkta bulunduğumu a dının şimdiye kadar Fransa tahtı- anlıyorum, onu tamir ediyorum. — Monsenyor, beni iltifatlariy- le boğuyorlar... Demek şu çingene kra... Giz ağlamamak için kendini sı- karak: — Ölmüş!,, dedi, şu mel'un Par- dayan tarafından öldürülmüş. Moröverin hayreti son dereceyi buldu: —ALLA!N — Çok şükür haydut cezasını da buldu... Ölüsü balıklara ziya- ; fet olacak... Fakat onu bu şekilde| öldürmek istemiyordum... Bu şe- kil ölüm onun için pek tatlı oldu.. Moröver homurdandı: — Acaba! Kd — Ne diyorsun? ' — Bütün aramalara rağmen, cesedi henüz meydana çıkmadı, diyorum. Fakat kendi gözümle ö- lüsünü görmeyip, ellerimle göm- medikçe, hiç de lâzım olmadığı bir gırada onun meydana çıkacağın- dan eminim monsenyor. kuyorsun ha?.. Fakat artık bunu bırakalım. Şu mektubu al... Moröver, Gizin verdiği mektu- bu aldı. — ... Çabuk Sitedeki saraya götür. Fakat sakın elinden bir ye- re bırakayım deme! — Monsenyor, işte! Mektubu- nuzu gömleğimin arasına koyuyo- rum , Şimdi beygire biner, bir çey- | rek sonra söylediğiniz yere veri- rim., Dük, başiyle bu sözleri tasdik ettiğini bildirir bir işaret yaptı. Birkaç dakika sonra Moröver atı- na binmiş bulunuyordu. Giz bunu görünce, Sezarın vaktile söylediği gibi: ' — Zarı attık! dedi. Moröver otelden görüneceği müd- detle dört nala gitti, sonra ağırlaş- tı. Hiddetinden gözleri ateş saçı- yordu: — Ahmakl!.. diye söylendi. Ba- na tekrar itimadı olduğundan bah- sediyor... Fakat bana ettiği haka- rek titredi, çünkü demindenberi bu sözü işitmek için uğraşıyordu. Dük dö Giz eğildi. Faustanın eli- ni tutarak büyük bir zerafetle öp tükten sonra: — Düşes dö Giz, dedi, Fransa kraliçesi, lütfen zevciniz ve birin- ci tebaanız olmakla iftihar eden kralınızın, size olan bağlılığını ka- bul buyurun! — Bu sözlerinizle girmiş oldu- ğunu teahhüdü kabul ediyorum. Şimdi gidebilirsiniz! Yalnız güni. geldiği zaman benimle evlenmek üzere serbest bulunmağa çalışınız. Birbirini takip eden teahhütler ve vaatlarla şaşırmış olan Giz tek- rar yerlere kadar eğilerek Fausta- yı selâmladı. Mantosuna bürüne- rek etrafına bakındı. Gözleri, ken- disini sarayın kapısına kadar gö- türecek bir uşak arıyordu. Fausta - da ayağa kalkmış ve eline bir şam. dan alarak Gizin önünde yürüme- ğe başlamıştı, Giz: na gelmediğini düşünüyordu. Fausta Düke yol göstermek su- retiyle yalnız bir cemile göstermek niyetinde değildi. Koridora çıkar çıkmaz orada bulunan bir uşağa kapıyı açması için işaret etti ve Gize dönerek ayrılmak istediğini anlatan bir işaret yaptı. Giz, bir haber daha alacağım zanniyle titredi... — Allaha ısmarladık, Mösyö lö Dük! Fakat gitmeden evvel sabah- leyin takip ettiğiniz adamın ne ol- duğunu öğrenmek isterdim?.. — Pardayan mı? — Evet! Z — Öldü! Fausta hiç renk vermedi: — Hakikaten bu adam cezayı hak etmişti.. ' Giz kapıdan dışarı çıkarak hay- vanını istemişti. O zaman Fausta sakin bir tavırla şunları söyledi: — Evet! Onun böyle bir ceza- ya hak kazandığına, sabahleyin i

Bu sayıdan diğer sayfalar: