31 AGUSTOS — 1939 > ..... .. Km görüşüm : (Solseviklik “minde olup bitenler l Marks, bütün dünya işçile- Ürleşip cihan inkılâbı yapmala- Mz etmiştir Fakat, küçük mül- Sahiplerinin de bu işte pek © Yetli bir. âmil olduklarını göz “en kaçırmamıştır. Onların, Bur- Bİ ** Proleter kavgasmda hangi ta-, ederlerse zafer! 5 tarafa ka-| Tirâklarını anlamış ve aşağı yes Öyle bir propagandaya girişmiş! di kapitalistler sermayeyi inde temerküz ettiriyorlar,| E, nasıl olsa mütemadiyen if-| sürükleniyor. Onun için, ufak *İ Sahipleri, saadetierini, Bur- minde değil, umumi mülkiyet Üzerine kurulmus bir rejimin | nde aramalıdır!.. il ... il rin, Karl Marks'ın hu irşatları “Bolşevik ihtilâlinde Rus köye büyük bir mevki verdi. Köylü-| “Min - Ortz halli - Fakir,, diye Senir edip, yalnız Wirinci kısmı a cephede telâkk' etti, Fakat, Mazarında, hakiki emel, cihan i yasiyle birlikte chan inkılâ.' İratmaktı. ».. | Satin ise, Sovyet topraklarının Niyet için icap eden her türlü tı meydana getirebilecek ge- ii V8 karakterde olduğunu ileri X. bu hudutlar dahilinde, dr- İİ kapitalist dünyasından müsta- | Uak yaşayabilecek bir sosyalist İİ dünyası yaratılabileceğini — İşte yaratıldığını — iddia et» tiyle, cihan inkılâbı fikri de kaldı. Dahildeki küçük mül- ki, #ahipleriyle anlaşma birinci plâ- İn. O kadar ki, yeni Sovyet ka- Motörün ipi boynuna ki #sasisinde, küçük sülkiyete ba. kı verildi. | » » * i i Mori, Sovyetlerde «ski inkrlâp- AİN rahat koltuklarına alıştıkları- la “gire ri KAMA Yes *öeburiyetinde bulunduklarını! N vürerek muhalefete geçmiş, de-| XX “Bolşevikliği köylülerle) & Mizaç ettirsek, inkılâpçı karak- * kaybolur, onların evsafını a- pundan başka, Troçki, Sovyet» çarlık bakiyesi topraklara hasret- 6, bütün dünya sanayi ame- » tele verip cihan iakalâbını is- ine siyasetini vaazetti. Mi. .*Si malâmdur; Taraftarlariyle i mağlüp olup sürgüne gitti, t dışına kovuldu Evvelâ Tür- Yaşadı. Şimdi Norveçtedir. önde yerlerinde hemfikir- kür, edip dördüncü enternasye- İy, “nğu söyleniyor. Hattâ, hem- Btaj Sovyetlerin iddinsma naza- i, #lin ve arkadaşlarına sulkast iy, *tmişler, şimdi de muhakeme e» Yar, . » 3 ti Stalin ve Troçkinin mezheplerin- İda, ayrılık gib. gibi mey- a e Biri, sosyalizm namına ka- Tmuktesit gibi elinde tutmak teki, Sovyet Rusrayı bir koz ng Manarak dünya inkılâh ku. İri, OYnamak arzusurda! Kend! vine göre hangisi haklı? 3 hükmü verecek (tarihi hüygsenüz kurulmadı ve beni de ç Szliye, tayin eden olmadı ki, fik- bi, yim, Esasen bu iş çok meç- Mmuadeledir: Faşistler elde! a derece hücumdayken, komü. A ye lede, mukavele kalkan- MÜ e, Sami bir tedafü halinde Paid > adiyetlerini koruyabilecek İn e en mühimmi: Sovyet lk, gina kapanmağa kanaat et. Tokay talin'in daimi bir siyaseti * bip dünyanın şimdiki şeraitine a Sia mıdır? Mukadder saat lin, şimdiden Troçkinin İD 1917 beynelmilel amele ile| latin, Pk ruhiyie cihan ink.) d 1 edecek midir? Ve Troç- e Piri * “Ben sizden daha re- h ia tları kollamak sabrma deviygi cek midir? Yoksa, Sta: devletler ailesi /e a Elime istiyen sosyallat teşekklil olmağa razı|sayfalarında Şehrin Dertleri serlevhası altında sivrisinekler © dana çıkmıştır. İ dolaşarak boğulmuştur. indi. — Akşam Postası — —— Tt > RL N iplik buhranı yaratanlar Alınan tedbirler üzerine bu işten vazgeçtiler İktisat vekâletinin pamuk ipliği fi- yatlarını tesbiti Üzerine bir iplik buh ranı yaratmak istiyenler bu hareket lerinde muvaffak olamıyacaklarını ni- hayet anlamışlardır. Vekâletin, yaptığı tetkiklerden son ra konulan narhm normal olduğu ve fiyatların yeniden tesbitine mahal bu- lunmadığı hakkımda verdiği karar ü- zerine meydandan kaybolan 12 ve 16 numara pamuk İplikleri tekrar mey- Sümer Barkın Kâyseri ve Bakır köy fabrikalarının bu iplikleri meb - zulen piyasaya çıkarması Üzerine hu- susi büyük bir fabrika da, imalâtımı kestiği, bu iplikleri tekrar yapmağa başlamıştır. Asil işin garibi şimdiye kadar pi- yasada, tüccarlar elinde bu numara ipliklerden hiç mevcut olmadığı zan neğilirken birdenbire her tarafta bu iplikler çıkamğa başlamıştır. İplik buhranmdan dolayı bütün çorap, trikotaj ve dokuma fabrikaları durmaktaydı. Binlerce işçinin işsiz kalmasına sebebiyet veren bu vaziyet de dilzelmiş ve fabrikalar tekrar ça - lışmağa başlamıştır. Fantoma Mehmet dolandığı için boğularak öldü Dün Beykozda denizde bir ceset bulunmuştur. Zabıta haberdar olun- kozda Yali mahallesinde SİN PEK: toma ismiyle tanınmış Mehmet oldu- ğu tespit edilmiştir. Beykoz fabrikasında &mele iken son zamanlarda işinden ayrılan Meh- met, evvelki akşam Beykoz vapur İs- kelesi yanmda Zekinin gazinosu önün- de bulunan Bülent isminde birisinin motörünü çözmüş, denizde hir müddet dolaştıktan sonra tekrar dönerek gr- zinenun önüne gelmiştir. Mehmet mo- törü sldığı yere bağlarken ayağı ka- yarak denize düşmüş, kurlulmak üze- re çabalarken motörün ipi boğazma Zabıta tarafından yapılan tahk kat be neticeyi verdiğinden ceşedin gömülmesine müsaade edilmiştir. mıdır? Ve beynelmilel irkılâp müba- rizliğini Troçkistlere mi bırakmıştır?! Oçüncü enternasyonalin aksiyı emeli bu gibi sosyalist ve demokrat devlet-! lerin münferiden dünya yüzünde ço! galması iken, mevcudiyeti münaziüre fih dördüncü enternasyonalin emeli ise, yekpare ve cihanşumül bir dün-, ya inkılâbı mıdır? işte muadelenin meşhul noktala- rı ki, sradan uzun seneler geçmeden Stalin - Troçki davası hakkında kat'i bir hüküm verilmesine mani oluyor« lar. N (Vâ-N0) Zirai kredi kooperatifleri Muhtelif yerlerde bir kaçı birleştirilerek sermayeleri çoğaltılıyor Yeni zirai kredi kooperatifleri ka- nunu mucibince bütün (kooperatifler yeni kanunun esaslarına uyacakları - na dair iktisat vekâletine bey#vname vermişlerdir. Vekâlet Burgaz, Küçükçekmece, Mahmutbey, ve Safra kredi koopera - tiflerinin birleşmesini lüzumlu görmüş ve bu kooperatiflerin muamelâtı bir- leştirilmiştir. Bu kooperatifin merke- zi Safra nahiyesinde kurulmuştur. Öğrendiğimize göre, yurdun muh- telif yerlerinde bu şekilde birbirine yakım nahiye ve köylerin zirai kredi kooperatifleri birleştirilecok ve daha sağlam esaslara dayanan, daha genişi sermsyeli ve ortakları çok kooperatif ler kurulacaktır. Bu suretle şimdi âdetleri 500 kü- sür olan kooperatiflerin adedi azaltn) mış, fakat esası küvvetlenmiş olacak tır. Iktisat Vekâleti teşkilât kanunu hazırlanıyor İktisat vekâletine ait yeni teşkilât kanunu hazırlanmaktadır. Yeni kanunla vekâlette, müsteşarlık- tan daha yüksek bir kâtibi ihdas edilmekte ve işleri İç ticaret w- mum müdürlüğü ile biribirine karışmış olan Türkofis servislerinden bir kısmı tamamen İç ticaret umum müdürlüğüne geçirilmektedir. Kanunda ayrıca itha- Yâtı kontrol etmek üzere yeni bir idare tesisi için de maddeler bulunacaktır. ve MİERRİSRİİMİZE KEZ ve fiyata larını kontrol ve tesbit edecek olan bu idare ayni zamanda gönderilen malların mümkün olduğu kadar iyi olması için çalışacaktır. Halıhazırda bazı iddialara göre Tür- kiyeye mal gönderen bazı memleket - lerin mallarına $ırf bizim için çok yük- sek fiyatlar koydukları ve hattâ bunun diğer yerlere nazaran yüzde 70 şi bul- duğu söylenmektedir. 21 CUMA AĞUSTOS — 1836 Hleri: 1865 CemaziyelAhır: £ ve, 342 1ZAT e, A2 BAT O 1200 10 GEÇEN SENW BUGÜN NE OLDU? Mareşal Fevzi Çakmak mürevralarda bu. Tunmak Üzere Trakyaya gitmiştir. İngiltere İtalyan harekütma mani olmak için Uluslar kurumunu 4 eylülden evel top. lantıya çağıracaktır. umümülik | e — Ulus Güneş dil nazariyesi Yunus Nadi, Cumhuriyetin baş- makal sinde dilimiz için bir akademi! be kir enstitü teşkilini istemektedir. Ahmet Emin Yalman ise, Dil Ku- rultay ve güneş dil nareriyesi hak- kında yazdığı bir yazıda şöyle diyor: Üçüncü Dil Kurultav: Türklük İleminin ve bütün dünyanın gözü önü»; ne çu esaslı bir tez koyasaktır: İ “Lisan âlimlerinin Hirdi Avrupai ve Hami - Sami lisan zümreleri için vücudunu farzettikleri, iakat bir tür- lü tespit edemedikleri müşterek ana kaynak bulunmuştur. Bu kaynak Türk dilidir. Bütün lisanlar içi» müşterek | diye tespit edilen, fakat biç bir lisan-| da yeri bulunmıyan ana kökler, br- gün yaşıyan Türk dinde mevcuttur... Bu tez bir Türk vatandaşı için mü- cerret bir ilim meselesi değildir, Türk milliyet ideallerine temel olacak bir umdedir. Bir millet yürümek ve in- kişaf etmek için maddi vasıtalardan çok fazla manevi münebhih ve muhar- rik kavvetlere muhtaçtır. Türklüğün en eski cetlerinin söz dilini kuran ve dille beraber neolitik medeniyet sevi- yesinin diğer semerelerini dünyaya neşreden yaratıcı mahlüklar olması, bize hem bugünün inkişaf hamleleri için hız verir, hem de kendi kendimi- ze lâyık olmak için ne kodar yüksek! ölçülerin tahakkukuna çalışmamız 1ğ-! zım geldiğini bize hatırlatır. Türklü- gün böyle varlık menbâı ve yaratıcı kudreti hakkında tam bir fikir sahi- ikame ee lemamle Bamimiği dal bİPYE- zifedir. Dil hakkındaki tarihi tezden ve bunun manevi varlık duygularımız ü- zerine olan tesirlerinden ayrı olarak bir de ameli dil meselesi vardır. Güneş - Dil teorisinin bu ameli meseieye yaptığı tesir şwiur: Lisants! mıza yerleşmiş kelimeler bize yaban-! er değildir, ilk asl: Türkçe olan keli-! melerin istihaleleridir. Bunlara ma- ltmiz diye serbestçe tasarruf edebili. riz. Meram ifade ederken hangi keli-| melerin kullanılması münasip olacağı, kelimeler arasındaki bir istifa mese- lesidiz. Kullanılacak ame'i ölçü, mus, hatabımız, okuyucumuz ber kim ise; © ona maksadımızı en kolay ve en canlı suretle anlatacak kelimeri kullan- maktan başka bir şey olamaz. Olimpiyat neticeleri Ulus gazetesinde Fa Rıfkı Atay yaziyor: ? Altın ve bronz iki madalyamızı da pehliyanlarımıza borçluyuz. Acaba Berline giden diğer takım- larımız gülünç mü oldalır? Asla... Futbolcularımız hakkında en büyük Alman spor gazetelerinden “birinde, başlıca futbol münekkitlerinden biri, bizim spor münekkitlerinin fikrinde| değildir. Bu zat Norveçiilerin oyun. nu görür görmez Alman takımının Sabah çayeli | me döyeler? gazetesinin spor makalesi 1940 olimpiyatları için büyük. ümitlere düşmemiz kabildir mağlüp olacağını kestirmiştir. Bu hü- kümden futbol münekkidinin Norveç- Were verdiği kıymet meydana çıkıyor. Tenkit yazısı İçinde şörle cümleler var: “Norveçlilerin uzun paslarına karşı, Türkler yerden ve kısa paslarla kendilerinden beklenmiyecek çok gü- zel bir oyun oynadılar. Kırmızı . Be yazlar çok iyi oynuyorlar: Yalnız şah- si oynadıklarından topu daha tecrü- beli olan Norveçlilere kaptırışorlar.. Türkler tarafından gayet ustalıklı ve falsosuz atılan topu, Norveç kalecisi güçlükle kornere atıyor vz şiddetle al- kışlanıyor... Norveçlilerin seri bir akis nını Türklerin fevkalâde kalecisi, an- cak kornere atmakla kurtarabiliyor.. Norveçliler ani fırlayışlar: ve fırsat- tan istifade etmeği bildikleri içindir ki kendilerinden üstün oian bir takımı yendiler. Bu galibiyet No:veçliler için çok şanlı oldu: Türkler ise bu oyunu şerefieriyle bitirdiler, Norveçlilerin olimpiyat üçüncülü- günü kazanmış oldukların da unut. mıyahm. Olimpiyat neticeleri, Türkiye spor cularının şevkini arttırıp, onları 1940 için büyük ümitlere düşürecek mahi- yetteğ'r. Kaç şehrimizde her nevi sporlerı inkişaf ettirecek vasıtaların hazır olduğunu bir defa düşününüz. İstanbul müsabaklarını kâlâ bir kış la harabesinin avlusunda yapıyor. Yüzme havuzlarımız yoktur. Ankara stadyomunun ancak bir & smı bu se- ne bitmiştir. Bu vasıtaları sehir sehir, kasaba kasaba tamamlamak, daba çok para sarfetmek değil, fakat daha iyi orga. nize olmak, küçük hislere kapılarak değil, milli şeref düşüncesiyle hareket etmes, spor gençliğini daız geniş mik- yasta teşkilâtlandırmak, ve hepsine 1940 olimpiyatlarma iştirak etmek va- zife ve mesuliyetlerini simdiden be- nimseterek sporu daha çok hareket. lendirmek ve hamlelendirmek lâzım geliyor. Bunlar güç şeyler midir? Bizim için, hayır! Nası! yapıyorlar Hikmet Feridun Akşam'da yazı- r; Istanbulda ilâç için bir tek yerde varmış. Başka hiç bir yerde yokmuş. Yemişte küçücük bir dülkânda bula- bilirmişsiniz. Tabii “lircon,, dan bah- settiğimi anlamışsınızdır. Istanbulda tek bir dükkânda Ji. mon olduğunu biliyoruz. Fakat ne hikmettir bilmiyorum. Istanbulun her tarafında “limonata, , “llmonnta,, “limonata, Dondurmacılarda “limonlu don- durma,, ... Merak ettim. Acaba bu tek limon bulamadığımız günlerde şu li- monatalar, şu limonlu dondurmalar hangi limonlardan yapılıyor?.. Hakikaten şaşılacak şey... Acaba bizim limonatacılar Zati Sungurluğa mı kaikıştılar?... Yeni Zelant bizden tiftik istiyor Eskiden bizim ticaret hayatımızda birer meçhul olan ülkelerden son za - Sivrisineklerden Erenköyünde yapılan mücadele neticesinde sivrisinek» lerin ortadan kaybolduğunu fakat, bunların Kalamışa, hat- tâ denizi aşarak Ortaköy, Beşiktaş ve Fındıklı sahillerine Cağaloğlu ve Gedikpaşaya toplandıklarını yazmış ve bun- larla da mücadele edilmesini istemiştik. Dün Gedikpaşada oturan bir okuyucumuzdan aşağıda» ki mektubu aldık. Şöyle deniyor: 16-8-936 pazar günkü HABER'in birinci ve Üçüncü şikâyet den şikâyet yazısını dikkatle okudum. Cağaloğlu ve Gedik- paşa civarmda sivrisineklerin çoğaldığından bahsediliyor- du. Bendeniz Beyazıt, Kumkapı — Gedikpaşa © ortasında oturuyorum, Bu yıl evimiz sivrisinek (o hücumuna uğradı. Gece ve gündüz rahat uyku uyumak şöyle dursun; gündüz leri bile rahat bırakmıyorlar. Muhtelif İiçlarla mücadele miz faydasız kalıyor; gittikçe çoğairyorlar. Bu işle alâkadar makamın nazarı dikkatini cefbetmeniri rica cderim.,, manlarda yeni yeni taliplerle karsıla- şılmakta ve-ihracat yapılmaktadır. Bu meyanda Yeni Zeland adasın- daki bir fabrika da tiftiklerimizin şöhretini duymuş ve tiftik almak için müracaat etmiştir. Yeni Zelandân konsolosumuz bü - lunmadığı cihetle gönderilecek mal i- gin ne şekilde muamele yapılacağı İ Türkofis merkezinden sorulmuştur. > die iğ una öğüdü N Gön e ne üni