21 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

idareli ve ucuz SsO- ğuk hava . dolabını buldu ya, artık dün- yaya bile metelık ver- diği yok !.. FRiGİDAiRE ucuzluğu ve son derece idareli olması sa- yesinde her eve —e0 ——— bi ofe| ) — girdi ve hayatımıza karıştı. Bugün, FRiGiDAİRE ..... Soguk hava dolabına sahıp olan bir kimse her ne pa- hasına olursa olsun FRiGİDAİRE den vazgeçemez. '! yaz sıcaklardan bunalmayınız. lik su arla, ağırlaşmış yemekler!e mideanizi bozmayınız. z haslalıklarından kendinizi ve çocuklarınızı koruyunuz, ve bir FRıGIDAIRE alınız. || B G—Eııtf RİCGİDAL ADE ONLY BY GENERAL MOTORS <Her dolabın üstünde hakiki FRiGİDAiİRE'in alâmeti oTan bu markava dıaçedşnıa.q,., do Ka aŞ ı_sınıı"ı-— ı-ıırr DK ÇASRRT ”) 144 - MAĞLÜP FAUSTA ÇA di ve ta uzaktan gelen bir sesi din- ler gibi bir vaziyet alarak: — Jan mı? diye fısıldadı. Evet... Belki... Evet... Bu ismi işittim zan- nediyorum. Fausta daha şiddetle tekrarladı: — Jan! Dük dö Kerviyye! Saizüma evvelâ sarardı, sonra dimdik olarak kendisine uzaktan gelen ve gittikçe yakınlaşarak da- ha iyi anlaşılan seslere doğru ku- lak verdi... Korku ve ıstsrap karışık bir şekilde: , ' — Bu isim, kimin ismidir? de- di. Saizümanın bu hali v kadar a- tınacak vaziyetteydi k" Faustadan başka kim olsaydı, kadına yap:- makta olduğu bu işkenceden vaz- geçerdi. Fakat, Fausta daha hâ- kim ve daha yumuşak tir sesle ce- Vap verdi — Sevgilinin ismidir! Jan dö erviyye, kocan olacak adamın is- mridir... Kendine şöyle bir bak! Bu İsim söylenir söylenmez nasıl titri- Yorsun.. Hatıranı yokla, Leonor!.. Çingene ağır ağır Faustanın ya- Tuna geldi, onun sözlerini kendi kalbinden çıkıyormuş gibi dinli- Yordı. Çükü kendi düsünceleri de Nun aynı idi, Bir toz yığını altın- kalmış gibi olan müfekkeresi #imdi yığından sıyrılryor gibiydi. âusta yanına gelen Saizüma- nın el.erım yakaladı Ve bararetle anlar ne kadar mesuttun. Eski Montegü otelinin balkonundan o* nun gelmesini beklediğin zaman: ları düşün! Saizüma heyecanla: — Evet, evet... — Düşün! O seni kol'arının ara- sma nasıl alıyor, buselere boğu- yordu. Sen de ona itimat ediyor- dun, ondan şüphelenm:'ekten ise ölümü tercih ederdin... Saizüma inler gibi cevap verdi: — Evet... Öldü!.. — Leonor, Leonor dö Montegü! Bunların hepsi doğrudur!.. Jan dö Kerviyye sana tapıyordu, fakat bilmiş ol ki, o da senin kadar ıstı- rap çekti. Bilirim, bana bunları bizzat kendisi söyledi, bütün çek- tiklerini anlattı. Seni daima sev- miş... Şimdi de seni ar'yor... Onu görmek istemiyor mustun ? Saizüma bu sözlerden sonra he- men ellerini yüzüne götürdü. San- ki gözlerini, önünde parlıyan çok şiddetli bir ışıktan sak'amak isti- yordu. Bir an içinde wmazinin ka- rışık katıraları parça parça gözü- nün önünden geçti, bunlar kafas sında yerleşerek yeni Gdüşünceler meydana getiriyordu. Kardinali gördüğü ilk günden:- beri kafasını tırmalıyan düşün- celer Şarl Dangulem ile Pardaya- nı gördüğü zaman daha ziyade artmıştı. Çimmdi aRvlanmiz alan Jan dö BOURLA Bir';ierler ve Şürekâsı Galata: Hezaren caddesi —Beyoğlu : Ankara: Bankalar ve SAT İE nin bütün şubelerinde, İzmir : Gazi bulvarı, caddesi — MAĞLÜP FAUSTA 'IğI diye mırıldandı. çömelmiş olan ihtiyar b'r kadın Fa- ustayı görür görmez derhal yerin- den fırladı ise de Faustanın bir işa- retiyle tı;kra.r yerine oturdu. Fausta gördüğü bir iskemleyi teklifsizce alarak ihtiyar köylünün yanına çöktü. Gülerek ve kadının büktüğü ipliği işaret ederek: — Ne kadar erken işe başlıyor- sunuz? dedi. — Ne yapalım madam, artık ih- tiyarladım. Her dakika ölümü bek- lıyonım Halbuki bezler çok paha- Ir... Ben ise öbür dünyaya pek fa- kir gitmek istemiyorum. — Yapmakta olduğunuz işle, sözleriniz arasında ne münasebet var? — Münasebet şu ki kefenimi dokumak için iplik büküyo- rum... (1) İhtiyar, Faustanm bu sözlerden müteessir olmasına v2 hayret et- mesine alık alık bakarak devam et- ti: — Madam, sayenizde, verdiği- niz para ile kefenimi kalis keten- den yapacağım gibi geri kalanı ile de gömülmem için yapılacak âyi- nin bedelini peşin olarak verece- ğim ve kızımın yakında doğuraca- ğı çocuğa lâzım olan şeyleri alaca- gım, İhtiyar evvelâ ölüme, sonra da (1) O zamanın kadınları ke- fenlerini bizzat kendileri dokur- v lardı. doğuma ait işleri düşünüyordu. Fausta kapıldığı garip tesiri yen- meğe çalışarak: — Size biraz daha para verece- ğim, bu suretle doğacak çocuk da sıkıntı çekmiyecektir... dedi. — Hazreti Meryem sizi takdn etsin |.. — Amin! Şimdi bena ıöyleyı- niz, size ısmarladığım şeyi yaptı- nız mı? — Evet madam. Bize saadet ve refah getiren ziyaretinizdenberi oğlum, çingene kadımın peşinden ayrılmıyor ve emrettiğiniz gibi kendini göstermiyerek kadını as dım adım takip ediyor. — Çingene o zamandlanberi bu- ralardan ayrılmak istemedi mi? * — Hayır, mütemadiyen şu mu- kaddes manastırın etrafında dolar şıyor... Karnı acıktığı zaman bura- ya geliyor; akşamları da kendisi- ne yaptığım ot yatakta yatıyor. Zatrâliniz böyle mel'un bir çinge- neye karşı gösterdiğimiz alâkadan size karşı olan bağlılığımızı anlı- yabilirsiniz. Köylü bu sözlerden s#onra bir haç çıkardı, Fausta da onu taklit etti. Bi — Çingene nerede? İhtiyar köylü bilmediğini anla. tan bir hareketle omuzlarını kal- dırarak cevap verdi — Horozlar öterken gitti. tepe. den inin cıkıvor. burava gelivor. İstiklâl caddesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: